Türkçedeki İngilizce kelimeler nelerdir?

Diller, zaman içinde değişir ve gelişir. Türkçe de tarih boyunca diğer dillerle sürekli etkileşim halinde olduğu için yabancı kelimelerden etkilenerek değişime uğramıştır. Bir dilin başka bir dilden kelime almasının ise birçok sebebi olabilir. 

Genellikle birbirine yakın topraklarda yaşayıp savaş, ticaret, ittifaklık gibi sebeplerden ötürü etkileşimde bulunan milletler kültür alışverişinde bulunurlar. Ancak İngilizce söz konusu olduğu zaman daha fazlası var.

Özellikle günümüzde medyanın ve internetin erişilebilir hale gelmesi, İngilizcenin küresel bir dil olması, bilim, teknoloji, ticaret ve popüler kültürde yaygın olarak kullanılması Türkçeye birçok İngilizce kelimenin girmesinin temel sebepleridir.

Bunun yanı sıra, İngilizce kelimelerin kullanımı bazen prestij göstergesi olarak da görülür. Özellikle iş dünyasında, reklamcılıkta ve gençler arasında İngilizce kelimeler kullanmak modernlik ve küresel dünyaya uyum sağlamak amacıyla yaygınlaşabilir.

Bütün bunların sonucu olarak da yeni kelimelere karşılık bulmak zaman aldığından insanlar pratik olması nedeniyle orijinal haliyle kullanmayı tercih edebilirler. Ancak hatırlatmak gerekir ki günlük hayatta İngilizce kelime kullanımında aşırıya kaçmak, Türkçenin zenginliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle İngilizce kelime kullanımında aşırıya kaçmamak iyi bir tercih olacaktır.

Şimdi Türkçeye İngilizceden geçmiş kelimelere, bu kelimelerin anlamlarına ve cümle içinde kullanımlarına göz atabilirsiniz.

• Absürt (absurd): Anlamsız, mantıksız, saçma veya akla aykırı olan şeyleri ifade eder. Genellikle mantıksal bir temele dayanmayan, kabul edilemez veya gülünç durumlar için kullanılır.

Örnek: Sınava bu kadar çok çalışıp düşük bir not almak gerçekten absürt!

• Akademik (academic): Bilim, eğitim ve üniversite ile ilgili olan; bilimsel çalışmalara dayalı olan.

Örnek: Dilbilimle ilgili akademik bir çalışma yürütüyorlar.

• Atlet (athlete): Özellikle yarışmalı spor dallarıyla uğraşan kişi.

Örnek: Olimpiyatlarda başarılı bir atlet olmak en büyük hedeflerinden biri.

• Bakteri (bacteria): Mikroskobik, tek hücreli ve genellikle bölünerek çoğalan mikroorganizmalar için kullanılan bir terim.

Örnek: Yoğurt yapımında kullanılan bakteriler faydalıdır.

• Barbekü (barbecue): Açık havada, mangal veya ızgara üzerinde et ve sebze pişirme yöntemi veya bu amaçla kullanılan özel ızgara düzeneği.

Örnek: Hafta sonu hep birlikte barbekü yapmayı planlıyoruz.

• CD (CD): Veri depolamak için kullanılan bir optik disk formatı (compact disc).

Örnek: Eski müzikleri dinlerken, CD’leri tercih ediyorum çünkü ses kalitesi çok daha iyi.

• Cringe (cringe): Utanılacak, rahatsız edici veya yapay bir durumu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Genellikle başkalarının aşırı utandırıcı, samimiyetsiz veya abartılı davranışlarını tarif etmek için kullanılır.

Örnek: Gençler bu tarz gülünç hareketleri “cringe” olarak nitelendiriyor.

• Dans (dance): Müziğin ritmine uygun olarak yapılan estetik ve uyumlu vücut hareketleri.

Örnek: Dans etmek en büyük tutkularımdan biri.

• Deodorant (deodorant): Ter kokusunu önlemek veya azaltmak için kullanılan hoş kokulu bir kozmetik ürün.

Örnek: Yazın ter kokusunu önlemek istiyorsan deodorant sıkmayı ihmal etme.

• Doküman (document): Belge, evrak veya yazılı kayıt.

Örnek: Bilgileri doküman olarak e-posta ile gönderebilir misiniz?

• Ekonomi (economy): Bir ülkenin, bölgenin veya bireyin mal ve hizmet üretimi, tüketimi ve dağıtımını inceleyen bilim dalı. Aynı zamanda, bir toplumun veya bireyin maddi kaynaklarını nasıl yönettiğini ifade eden kavram.

Örnek: Ülkenin ekonomisi giderek büyüyor.

• Elips (ellipse): Çevresi düzgün, ancak yuvarlak olmayan ve iki odak noktasına sahip olan bir şekil.

Örnek: Gözlemlerimiz, gezegenlerin yörüngelerinin elips şeklinde olduğunu gösteriyor.

• Faks (fax): Bir belgenin, bir cihaz aracılığıyla elektronik ortamda gönderilmesi veya alınması.

Örnek: Önemli bir sözleşmeyi faksla göndermemi istediler.

• Fonksiyon (function): Bir şeyin görevi veya işlevi.

Örnek: Telefonun en önemli fonksiyonu iletişim sağlamaktır.

• Fon (fund): Bir yatırım aracını temsil eden, birikim veya yatırım amacıyla toplanan para havuzu.

Örnek: Yatırım fonuna para yatırmaya karar verdim.

• Gaz (gas): Sıvı ve katı hallerin dışında, maddelerin üçüncü hali olan ve genellikle görünmeyen, sıkıştırılabilen bir madde hali.

Örnek: Havanın içinde bir miktar oksijen gazı bulunur.

• Gol (goal): Özellikle futbol gibi spor ve oyun alanlarında sayı kazandıran atışı ifade etmek için kullanılan kelime.

Örnek: Karşı takım gol attıktan sonra bizimkilerin morali bozuldu.

• Hijyen (hygiene): Temizlik ve temizliğe bağlı sağlık koşullarını koruma.

Örnek: Restoranın hijyeni pek iç açıcı değildi.

• İnfluencer (influencer): Sosyal medyada geniş bir kitleye hitap eden ve takipçilerini etkileyebilen kişi.

Örnek: İnfluencerlar sayesinde bu tarz ürünler geniş kitlelere ulaşıyor.

• İroni (irony): Gerçek anlamının tersini ifade eden bir anlatım şeklidir. Genellikle bir durumu, olayları veya sözleri alaycı bir şekilde dile getirirken kullanılır. 

Örnek: Sınava hiç çalışmayıp yüksek not alacağını söylerken ironi yapıyordu.

• Kafe (cafe): Genellikle kahve, çay, tatlı ve hafif yiyeceklerin servis edildiği, oturup vakit geçirilebilen mekan.

Örnek: Arkadaşlarla bir kafede buluşup sohbet ettik.

• Ketıl (kettle): Su ısıtmak için kullanılan bir tür cihaz.

Örnek: Ketılın tuşuna basarsan su kaynamaya başlar.

• Makine (machine):  Bir iş yapmak için tasarlanmış mekanik veya elektronik cihaz.

Örnek: Evde çamaşır yıkamak için makine kullanmak çok pratik.

• Manikür (manicure): Ellerin, özellikle de tırnakların bakımını yapma işlemi.

Örnek: Manikür salonunda tırnak bakımı yaptırdım.

• Mood (mood): Ruh hali, duygu durumu veya atmosfer.

Örnek: Bugünkü mood’um gerçekten çok kötü.

• Organizasyon (organisation): Biir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen insan gruplarının, kaynakların ve faaliyetlerin düzenlenmesi ve yönetilmesi.

Örnek: Bu etkinlik için detaylı bir organizasyon yapıldı.

• Orijinal (original): Özgün, taklit edilmemiş ve ilk halindeki gibi olan.

Örnek: Orijinal fikirler her zaman daha dikkat çekicidir.

• Paraşüt (parachute): Yüksekten düşerken kişinin yavaşça yere inmesini sağlayan, genellikle kumaş veya benzeri malzemelerden yapılmış bir cihaz.

Örnek: Askeri operasyonlarda paraşüt kullanımı oldukça yaygındır.

• Raket (racket): Tenis, badminton, masa tenisi gibi sporlarda topa veya tüylü topa vurmak için kullanılan saplı bir araç.

Örnek: Badminton oynarken raketini doğru kullanmalısın.

• Rutin (routine): Belirli bir düzen içinde tekrar eden alışkanlıklar veya günlük işler.

Örnek: Egzersizi hayatının bir rutini haline getirmek sağlığın için faydalıdır.

• Sandviç (sandwich): İki dilim ekmek arasına peynir, et, sebze veya çeşitli malzemeler konularak hazırlanan bir yiyecek.

Örnek: Sabahları sandviç yemek pratik bir seçenek.

• Sosyal (social): Toplumla, insan ilişkileriyle veya toplumsal yaşamla ilgili olan.

Örnek: Sosyal aktiviteler insan ilişkilerini güçlendirir.

• Şerif (sheriff): Bir kasaba veya bölgedeki en yüksek rütbeli polis memuru (özellikle ABD’de).

Örnek: Vahşi Batı’da şerifler kanunları uygulamakla görevliydi.

• Teknoloji (technology): İnsan hayatını kolaylaştırmak için geliştirilen bilimsel bilgi ve araçların uygulanması.

Örnek: Yeni teknolojiler sayesinde iletişim daha kolay hale geldi.

• Üniversite (university): Liseyi bitiren öğrencilerin yüksek öğrenim gördüğü, akademik eğitim ve araştırmaların yapıldığı kurum.

Örnek: Mezun olduktan sonra üniversitede akademisyen olarak çalışmak istiyorum.

• Vanilya (vanilla): Güzel kokusu ve tatlı aromasıyla bilinen bir bitki.

Örnek: Kek tarifine biraz vanilya ekleyerek daha güzel bir aroma katabilirsin.

• Voleybol (volleyball): İki takımın fileyle ayrılmış bir sahada topu elleriyle karşı tarafa geçirmeye çalıştığı bir takım sporu.

Örnek: Voleybol oynamak hem eğlenceli hem de fiziksel olarak faydalıdır.

• Yat (yacht): Genellikle eğlence, seyahat veya spor amaçlı kullanılan lüks bir tekne türü.

Örnek: Deniz tatilinde bir yat kiralayıp gezmek harika olurdu.

• Zoology (zooloji): Hayvanları ve onların yapısını, davranışlarını, gelişimini inceleyen bilim dalı.

Örnek: Doğal yaşamı koruma projelerinde zooloji bilimi önemli bir rol oynar. 

Türkçedeki İngilizce kelimeler elbette bunlarla sınırlı değil. Türkçede, yüzlerce İngilizce kelime bulunuyor! Aşağıdan bunlara dair birkaç örnek daha görebilirsiniz:

• Abaküs (abacus)
• Aksan (accent)
• Aksesuar (accessory)
• Aktif (active)
• Aktör (actor)
• Anormal (abnormal)
• Asit (acid)
• Bale (ballet)
• Balkon (balcony)
• Balon (balloon)
• Baypas (by-pass)
• Bisiklet (bicycle)
• Bisküvi (biscuit)
• Boks (box)
• Brifing (briefing)
• Caz (jazz)
• Ceket (jacket)
• Coğrafya (geography)
• Dipfriz (deep-freeze)
• Dizayn (design)
• Duble (double)
• Editör (editor)
• Eko (eco)
• Fan (fan)
• Fanatik (fanatic)
• Festival (festival)
• Film (film)
• Finans (finance)
• Futbol (football)
• Galaksi (galaxy)
• Gangster (gangster)
• Global (global)
• Hamburger (hamburger)
• Hobi (hobby)
• İkon (icon)
• İnternet (internet)
• Kanguru (kangaroo)
• Ketçap (ketchup)
• Leydi (lady)
• Limit (limit)
• Logo (logo)
• Manyak (maniac)
• Maç (match)
• Mikser (mixer)
• Miting (meeting)
• Normal (normal)
• Ofsayt (offside)
• Okey (okay)
• Park (park)
• Parti (party)
• Pijama (pajamas)
• Piknik (picnic)
• Radar (radar)
• Reyting (rating)
• Seri (serial)
• Serum (serum)
• Servis (service)
• Sezon (season)
• Skor (score)
• Sos (sauce)
• Şov (show)
• Tablet (tablet)
• Tişört (t-shirt)
• Trend (trend)
• Üniforma (uniform)
• Ünite (unit)
• Vazo (vase)
• Zebra (zebra)

Şimdi, aşağıdaki quiz’i çözerek kendinizi test edebilirsiniz.

Novakid’de çocukların sosyalleşerek İngilizce pratiği yapabilecekleri grup dersleri, çocukların İngilizce öğrenimi için eğlenceli bir ortam sağlıyor! 

Novakid’de uzman eğitmenler eşliğinde etkileşimli bire bir İngilizce derslerimiz de bulunuyor. Hemen ücretsiz deneme dersinizi alarak bize katılın, çocuğunuz için İngilizcenin kapılarını aralayın!