7 dk. Truva Atı’nın hikayesi: Tarihe meraklı çocuklara birkaç dakikada Truva Atı’nın ünlü hikayesini anlatalım!
Çocukların bazen kendi kurdukları, bazen de kitaplarda okudukları hayal dünyalarında oldukça ilginç olaylar yaşanabiliyor. Ancak gerçek dünyada da bazı hikayeler var ki ne kadar büyüleyici olduklarını görmek için başka evrenlere gitmek dahi gerekmiyor. Tıpkı Truva Atı’nın hikayesi gibi!
Truva Atı’nın hikayesi, günümüzde tam anlamıyla tarihi bir miras diyebileceğimiz, dünyanın dört bir yerinde anlatılan bir efsane. Bu meşhur at ve Truva şehri günümüzde Türkiye sınırlarında olduğu için bizim ilgimizi de biraz daha fazladan çekiyor olmalı.
O halde hep birlikte Truva Atı’nın hikayesini çocukların anlayabileceği şekilde özetleyelim. Truva nerede, Truva Atı hangi şehirde, meşhur hikayede neler yaşandı, hep birlikte öğrenelim ve çocuklara anlatalım. Hazırsanız geçmişe yolculuğumuza başlıyoruz!
Truva nerede?
Truva Atı’nın hikayesine giriş yapmadan önce olayın geçtiği efsanevi Truva şehrinden biraz bahsedelim. Truva diye bir şehir günümüzde olmasa da geçmişte gerçekten vardı. Bugün ise Truva, Çanakkale ilinin Tevfikiye köyünde yer alıyor. Hemen yakınında Kaz Dağları bulunuyor.
Günümüzde bir arkeolojik kazı alanından ibaret olsa da Truva, bir zamanlar görkemli bir şehir olarak biliniyordu. Şehir, o zamanlar devasa duvarlarıyla meşhurdu ve hiçbir düşmanın bu duvarları geçemeyeceği düşünülüyordu. Bu, Truva’yı oldukça güvenli bir yer yapıyordu.
Truva aynı zamanda deniz kenarına yakın olmaktan da oldukça faydalanan bir şehirdi. Dünyanın dört bir yanından gelen gemilerle ticaret yapabilmek, Truva’yı çok zengin bir yer haline getirmişti.
Truva Atı nedir?
Truva Atı, en basit betimlemeyle içi boş, tahtadan yapılmış devasa bir at figürü. Adından da anlayabileceğimiz üzere bu at, antik şehir Truva’nın hikayesinde önemli bir rol oynuyor. Aynı zamanda Truva gibi güçlü ve zengin bir şehrin nasıl olup da günümüze kadar ayakta duramadığı sorusuna cevap vermemizi sağlayan ana figür olacak. Bu detayları Truva Atı’nın hikayesini anlatacağımız kısıma saklayalım!
Peki ya Truva Atı hangi ilimizdedir? Tıpkı Truva’nın kendisi gibi Truva Atı da Çanakkale’de. Hem Truva Antik Kenti’nin girişinde, hem de Çanakkale il merkezinde birer adet Truva Atı modeli sergileniyor. Bu iki at arasından daha ünlü olan, merkezde sergilenen ve daha büyük olan model.
Ancak aslında Çanakkale’de sergilenen bu tahta atlar, elbette gerçek Truva Atı değil. Sonuçta binlerce yıl öncesine ait tahtadan devasa bir maketin günümüze kadar dayanmasını bekleyemezdik. Yine de merkezdeki model 2004 yapımı Truva filminde kullanıldığı için epey ünlü olduğunu söyleyebiliriz!
Truva Atı’nın hikayesi
Truva şehri ve Truva Atı hakkında temel bilgileri edindiğimize göre nihayet Truva Atı’nın hikayesini anlatmaya başlayabiliriz!
Hikayeye girmeden önce belirtelim: Truva Atı’nın hikayesini günümüzde Antik Yunan şairi Homeros’un İlyada destanı ve ondan yüzlerce yıl sonra yaşayan Romalı şair Vergilius’un Aeneis adlı destanı gibi kaynaklardan biliyoruz. Yani anlatacağımız şey aslında bir efsane.
Truva Atı’nın hikayesini anlatan figürler, olayları doğrudan görmemiş olsalar ve anlattıklarında büyük oranda hayali ürünler bulunsa bile bu anlatı Yunan mitolojisi içinde oldukça önemli bir yer tutuyor. O halde biz de bu önemli hikayeyi çocuklara eğlenceli bir şekilde anlatalım!
Truva Savaşı başlıyor
Truva Atı’nın hikayesi, aslına daha geniş bir olay olan ve İlyada destanının tamamı boyunca anlatılan Truva Savaşı içinde yer alıyor. Peki ya hakkında binlerce dize yazılan bu efsanevi savaş nasıl başladı?
Hikayemiz, Helen adlı Yunan bir kadınla başlıyor. Helen, anlatılara göre dünyanın en güzel kadını olarak biliniyordu. Bir Yunan şehir devleti olan Sparta’nın kralı Menelaus ile evliydi. Helen’in güzelliği, bir gün Spartalı bir prens olan Paris’i de etkilemişti.
Paris, Helen’den yalnızca etkilenmekle kalmamış, ona tam anlamıyla aşık olmuştu. Kimi anlatılara göre Paris Helen’i etkileyip kendisiyle kaçmaya ikna etti, kimilerine göre de onu zorla kaçırdı. Ancak hangi anlatı doğru olursa olsun eninde sonunda Helen, Paris’in yanındaydı. Bu, Sparta kralı Menelaus’u elbette fazlasıyla öfkelendirmişti.
Bu haberin yayılmasıyla birlikte Yunanlar ve Truvalılar arasında on yıl boyunca devam edecek olan Truva Savaşı patlak verdi, dolayısıyla Truva Atı’nın hikayesi de tam olarak böyle başlamış oldu.
Yunanların gayretleri
On yıl süren bu efsanevi savaş boyunca Yunanların amacı, Truva şehrini ele geçirip Helen’i yurtlarına geri getirmekti. Fakat bu hiç de öyle kolay bir görev değildi. Hatırlarsınız ki Truva’nın devasa duvarlarıyla ünlü olduğunu söylemiştik. İşte bu, Yunan ordusunun karşısındaki en büyük engeldi.
Yunanlar Truva’nın ihtişamlı duvarlarını aşmak için ellerinden geleni yaptılar, çabaladıkça çabaladılar, fakat ne yaptılarsa şehre bir türlü giremiyorlardı. Truva Savaşı tam bu şekilde on yıldır devam etmekteydi. Yunan ordusu hem fazlasıyla yorulmuştu, hem de umutsuzluğa kapılmaya başlıyordu.
Elbette Truvalılar da şehirlerini savunmayı başarmış olsalar da durumdan memnun değillerdi. Sonuçta onlar da komşularıyla tam on yıldır devam etmekte olan bir savaşın içindeydiler! Onlar da tıpkı düşmanları gibi fazlasıyla yorulmuşlardı ve artık vazgeçip geri dönmelerini umuyorlardı.
Odisseus’un planı
İşte tam da bu noktada Odisseus adlı bir savaşçı, dahiyane bir çözümle meydana çıktı. Odisseus, bir Yunan adası olan İthaka’nın kralıydı. Oldukça iyi bir savaşçı olmanın yanı sıra zekası ve kurnazlığıyla biliniyordu. Odisseus’un aklına gelen ve savaşın kaderini değiştirecek olan fikir, Truva Atı’nın ta kendisiydi.
Kral Odisseus, Yunan askerlerine tahtadan devasa bir at inşa etmeleri gerektiğini söyledi. At, Truvalılar için kutsal bir hayvandı. Daha sonra Truva Atı olarak isimlendireceğimiz bu devasa tahtadan at, Truvalılara bırakılacaktı.
Ancak tabii ki de Odisseus, Truva Atı’nı sırf düşmanlarına bir hediye olsun diye inşa etmeyi düşünmemişti. Aslında bu at bir hediye değildi, tuzaktı! Uzaktan bakınca büyük bir heykel gibi görünecekti ve Truvalılar onu şehirlerine alacaktı. İçi ise boş olacaktı ve yüzlerce Yunan askeri burada saklanacaktı. Zamanı geldiğinde ise attan çıkacak ve kolaylıkla Truva’yı ele geçireceklerdi!
Bu gerçekten fazlasıyla zekice bir plandı. Truva’nın duvarlarını on yıllık saldırılar yıpratamamıştı, fakat Truva Atı sayesinde bir saldırıya dahi gerek olmayacaktı, çünkü zaten Truvalıların ta kendileri Yunan askerlerini farkında olmadan duvarlardan içeri alacaklardı!
Truva Atı devreye giriyor
Yunan ordusu elinden geldiğince hızlı bir şekilde tam da Odisseus’un dediği gibi Truva Atı’nı inşa etmeyi başardı. Sırada planın ikinci aşaması vardı: Bir grup Yunan askeri Truva Atı’nın içine girdi ve Yunan ordusunun geri kalanı gemilerine binip kendi topraklarına doğru yola koyuldu.
Truvalılar, Yunanların geri çekildiğini görmekten fazlasıyla mutlulardı. Zannediyorlardı ki nihayetinde Yunanlar, Truva’nın duvarlarını aşamayacaklarını anlamıştı ve artık vaz geçip geri dönmeye karar vermişlerdi. Bu tam da Truvalıların istediği şeydi, onlara göre savaş bitmişti!
Kısa süre sonra Truvalılar, Odisseus’un yaptırdığı devasa Truva Atını fark etti. Buna elbette en başta anlam veremediler. Yunanlar neden kaçarken arkalarında bu devasa at heykelini bırakmışlardı?
Vergilius’un anlatısına göre Yunanlar aynı zamanda Sinon adlı bir casus bırakmıştı. Sinon, Yunan ordusuna ihanet etmiş gibi yaptı ve Truvalılara Truva Atı’nın aslında tanrılara sunulacak bir adak olarak yapıldığını söyledi. Truva Atı’nın değerini anlayan Truvalılar, heykeli kendi şehirlerine aldılar.
Homeros’un dediklerine göre ise Sinon diye bir figür yoktu ve Truvalılar devasa atı şehirlerine almaya kendi kendilerine karar verdiler. Kaynak fark etmeksizin sonuça Truva Atı, en sonunda şehrin içindeydi.
Tabii Truva’nın bütün vatandaşları, Truva Atı hakkında aynı şeyleri düşünmüyordu. Kassandra adlı bir rahibe ve Laocoön adlı bir rahip, Truva Atı’nın şehre alınmaması gerektiğini söylüyordu. Onlara göre bu, Yunanların tasarladığı bir tuzak olabilirdi!
Evet, Kassandra ve Laocoön haklıydı fakat bunun farkında değillerdi. Truvalıların geri kalanı ise kazandıklarını zannettikleri zaferin etkisiyle kutlama yapmaktan başka bir şey düşünmüyorlardı. Kassandra ve Laocoön’un sözleri dikkate alınmadı; Truva Atı, Truva’da kalacaktı.
Büyük plan gerçekleşiyor
Hem on yıllık bir savaşın sonunda zafere ulaşan hem de Truva Atı gibi muhteşem bir hediye alan Truvalılar, bütün geceyi kutlama yaparak geçirdiler. Artık Yunanlar şehirlerine saldırmıyordu ve tamamen güvendeydiler, istedikleri gibi kutlama yapabilirlerdi.
Nihayetinde Truvalılar, coşkulu kutlamalarının ardından bitkin düştüler ve uyuyakaldılar. Truva Atı, sessizliğe bürünmüş Truva şehrinin ortasında öylece duruyordu. İşte bu, atın içindeki Yunanlar için tam da olması gereken şeydi!
Odisseus ve diğer Yunan askerleri, sessizce Truva Atı’nın içinden çıktılar. Aynı zamanda geri çekiliyormuş gibi görünen Yunan gemileri, gecenin karanlığından faydalanarak Truva’nın kıyılarına geri dönmüştü. Yunanlar şehri asla tam olarak terk etmemişti bile!
Truva Atı’ndan çıkan askerler, şehrin kapılarını açtı ve geri dönen Yunan ordusu kolayca içeri girdi. Truvalılar tamamen gafil avlanmıştı. Yunanlar, Truva’nın duvarlarını eforsuzca geçmişti ve artık her şey için çok geçti.
Truvalılar neye uğradıklarını anladığında tüm dengeler tersine dönmüştü. Daha az önce savaşı kazandıklarını zannederken şimdi anlıyorlardı ki asıl kazanan, Yunan ordusuydu. Yunanların Truva’yı yerle bir etmesi hiç de zor olmamıştı.
Truva Atı hikayesinin anlamı
İşte Truva Atı’nın hikayesi bu şekildeydi. Peki ya bu macera dolu anlatıdan çocuklar için nasıl bir ders çıkarabiliriz?
Aslında Truva Atı’nın hikayesi bize pek çok şeyi aynı anda gösteriyor. Ancak özetlemek gerekirse şu ana fikirlere özellikle değinebiliriz:
- Kaba kuvvet her türlü sorunu çözemez, bazen zekamıza ve eleştirel düşünme becerilerimize güvenmek daha önemlidir.
- Eğer bir şey doğru olamayacak kadar iyi görünüyorsa şüpheci bir yaklaşıma sahip olmak, bizler için faydalı olabilir.
- Bazı şeyleri başarmak için sıkı bir takım çalışmasına ve bazen de cesarete ihtiyaç duyarız. Tıpkı Truva Atı’nın içinde sessizce bekleyen Odisseus ve diğer askerler gibi!
Truva Atı’nın hikayesi: Sıkça sorulan sorular
Truva Atı’nın hikayesini öğrendiğimize göre şimdi de bu konuda sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplayabiliriz.
Truva Atı nedir kısa özet?
Truva Atı, Truva savaşı esnasında Yunanlar tarafından Truvalılara bırakılan büyük bir at heykelidir. Atın içinde saklanan Yunanlar, gece vakti attan çıkıp Truva’nın kapılarını açarak Yunan ordusunu içeri almış, böylece on yıl süren savaşı kazanmıştır.
Truva atı neyi simgeler?
Truva Atı, zekanın ve kurnazlığın kaba kuvveti nasıl yenebileceğini simgeleyebilir. Bunun yanı sıra fazla iyi görünen durumlarda şüpheci bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini de simgeleyebilir.
Truva Atı’nın hikayesi nedir?
Truva Atı’nın hikayesi, Yunanlar ve Truvalılar arasında on yıl boyunca gerçekleşen Truva Savaşı’nın bir parçasıdır. Savaşın sonunda Yunanlar, Truva’yı terk eder gibi yapıp arkalarında büyük bir at heykeli bırakmıştır. Atın içinde saklanan Yunan askerleri gece vakti dışarı çıkmış, kapıyı açıp ordunun kalanını içeri almış ve savaşı kazanmıştır.
Çanakkale’de neden Truva Atı var?
Truva Atı’nın Çanakkale’de bulunma sebebi, Truva Antik Kenti’nin günümüzde Çanakkale sınırları içinde yer almasıdır. 2004 yapımı Truva filminde kullanılan Truva Atı maketi, aynı zamanda şehrin turistik sembollerinden biridir.
Novakid’le tanışın!
Gerek tarih ve mitoloji olsun, gerek başka herhangi bir konu olsun, Novakid’de çocukların merak ettiği her soruya cevap veriyoruz. Ayrıca benzersiz bir yöntemle çocuklar için online İngilizce eğitimi veriyoruz. Siz de çocuğunuzun etkileşim dolu derslerle İngilizceyi yaşayarak öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi alın ve aramıza katılın!
