İngilizcede so, very ve too farkı nedir? So, very ve too kullanımı birbirinden nasıl ayrılır? Konu anlatımı ve test!

So, very ve too farkını açıkladığımız konu anlatımımıza geçmeden önce en önemli noktaları özetleyen bir tablo hazırladık. Tablomuzdan bir ana fikir edindikten sonra detaylar için yazımızın geri kalanına devam edebilirsiniz!

İngilizcede so, very ve too farkını anlayabilmek için bu kelimeleri ayrı ayrı ele alıp ne anlama geldiklerini, nerelerde ve nasıl kullanıldıklarını görmemiz gerekiyor. O halde “So İngilizce ne demek?” sorusunu açıklayıcı bir şekilde cevaplayarak başlayalım.

Aslına bakarsanız “So İngilizce ne demek?” diye sorduğumuzda bunu tek kelimelik bir çeviri şeklinde açıklamamız pek mümkün değil. Kullanıldığı bağlama göre bu kelime “çok” veya “öyle” gibi anlamlara gelebilir. Yapmamız gereken şey, İngilizcede “so” kelimesinin kullanıldığı alanları görüp cümlenin anlamına nasıl bir katkı sağladığını anlamak.

“So” kelimesinin öne çıkan özelliklerinden biri, adverb olarak, bir özelliğin fazlalığından ötürü ortaya çıkan bir sebep-sonuç ilişkisi belirtmektir. Bu durumda genellikle “so + (adjective / adverb) + that” şeklinde bir kullanım görürüz. Türkçeye çevirdiğimiz takdirde ise “o kadar … ki” gibi bir ifade elde edebiliriz. Önemli bir not ise bu kullanımı “that” kullanmadan oluşturmanın da mümkün olması.

İngilizcede “so” kelimesinin bu yaygın kullanımına bazı örnek cümleleri inceleyelim:

• The weather is so hot that I can’t go outside. (Hava o kadar sıcak ki dışarı çıkamıyorum.)
• My bag was so heavy that I had to ask a stranger for help with carrying it. (Çantam o kadar ağırdı ki taşımak için bir yabancıdan yardım istemek zorunda kaldım.)
• I am so hungry I could eat a horse! (O kadar açım ki bir atı bile yiyebilirim!)

“So” kelimesi günlük, gayriresmi konuşmalarda da sık sık karşımıza çıkacaktır. Peki ya günlük konuşmada “so” İngilizce ne demek oluyor? Aslında bu durumda da “so”nun anlamı yukarıdakiyle aynı. Ancak günlük konuşmalarda “so + adjective / adverb” formülünden sonra “that” getirmeyip yalnızca bahsedilen bir özelliği vurgulamak mümkün. İşte örnek cümleler:

• I’m so happy for you. (Senin için çok mutluyum.)
• That’s so sad! (Bu çok üzücü!)
• I am so tired! (Çok yorgunum!)

“So İngilizce ne demek?” sorusuna verilebilecek bir diğer cevap ise, bazı bağlamlarda geçerli olacak şekilde, bu kelimeyi Türkçeye “öyle” şeklinde çevirmek. Bu durumda “so” kelimesini bir pronoun gibi kullanmış oluruz. Fakat elbette bunun için konuşmanın öncesinde ne geldiğini, yani “so” kelimesiyle neyi kastettiğimizi iyi bilmemiz lazım. Örneklerle daha iyi anlayalım:

• You wonder why you have to do this? Because I said so! (Neden bunu yapman gerektiğini merak mı ediyorsun? Ben öyle dedim diye!)
• Is it true that you forgot to bring the book? If so, you should go back and get it. (Kitabı getirmeyi unuttuğun doğru mu? Eğer öyleyse, geri gidip almalısın.)
• They promised to be on time, and I expect them to do so. (Zamanında geleceklerine söz verdiler ve öyle yapmalarını bekliyorum.)

Son olarak, İngilizcede amaç-sonuç ilişkisi bildiren, ancak ilk açıklamamızla karıştırmamamız gereken “so that” şeklinde bir kullanım da bulunuyor. Bu yapı, “ana cümle + so that + yan cümle” formülüyle kuruluyor ve fark ettiyseniz “so” ile “that” arasına adjective ya da adverb girmiyor. Türkçe düşünürsek, “bir şey için bir şey yapmak” anlamını taşıyan cümlelerde “so” kelimesini bu kalıpta kullanabiliriz. Örnek cümlelerimiz şu şekilde:

• I went there so that I could see you. (Seni görebilmek için oraya gittim.)
• She studied hard so that she would pass the exam. (Sınavı geçmek için çok çalıştı.)
• They left early so that they wouldn’t miss the bus. (Otobüsü kaçırmamak için erken ayrıldılar.)

“Very” de İngilizcede her yerde gördüğümüz, basitçe “çok” anlamına gelen bir kelime. Dilbilgisi açısından bir adverb yani zarf olduğu için “very” kelimesini de bir sıfatı veya bir başka zarfı vurgulamak için kullanabiliyoruz. 

“Very ne demek?” sorusunu uygulamalı şekilde cevaplayabilmek adına bazı örnek cümleler derledik. İnceleyelim:

• Basketball players are expected to be very tall. (Basketbolcuların çok uzun olmaları beklenir.)
• Where have you been? It took a very long time for you to arrive. (Neredeydin? Buraya gelmen çok uzun zaman aldı.)
• When my mom bakes a cake, it is always very delicious. (Annem ne zaman kek yapsa çok lezzetli olur.)

Bu noktada “very” ve “so” arasındaki en önemli ayırt edici özelliği de fark etmiş olabilirsiniz. “So” kelimesi zarf olarak kullanıldığında “that” ile birleşip sebep-sonuç ilişkisi belirtebilirken “very” kelimesiyle bunu yapamıyoruz. 

Eğer hatırlarsanız günlük kullanımda “so” kelimesini “that” olmadan, yalnızca vurgu için de kullanabiliyoruz. Bu durumda ise “so” ve “very” zarflarının az çok aynı anlama geldiğini söylememiz pek tabii mümkün.

“Very” ile “too” ve “so” farkında çok önemli bir nokta daha var: “Very” kelimesini determinerlar yani belirteçlerden sonra da kullanabiliyoruz. Örneğin “a/an” ve “the” kelimelerinden sonra “very” gelebilirken “so” veya “too” kullanmayız.

Son olarak, sizlere “very” ile ilgili bir ipucu verelim. İngilizcede bazı sıfatlar, kendi başlarına kullanıldıklarında bir başka sıfatın “very” ile nitelenmiş haline eşdeğer olabiliyorlar. Örneğin “very tired” yerine “exhausted” dememiz mümkün. “Strong adjectives” dediğimiz bu tür sıfatları akıcılık ve doğallık adına “very” ile nitelememenizi tavsiye ederiz!

“İngilizce too nedir?” sorusunun cevabı ise, Türkçe çevirisiyle verecek olursak, “fazla” anlamına gelen bir zarf. Aynı ayrımın Türkçede de bulunması, hem too ve so farkını hem de very ve too farkını görmemizi kolaylaştırıyor. Biz yine de biraz daha detaylandırmadan geçmeyelim.

Gerek too ve so farkında gerekse de very ve too farkında en büyük ipucu, “too” kelimesinin olumsuz bir çokluk belirtmesi. Zaten “fazla” kelimesi de tam olarak bu anlama geliyor! Bu da demek oluyor ki bir özellikten olumlu biçimde bahsetmek istiyorsak “too” zarfını kullanmamalıyız.

Aynı zamanda, “too + adjective / adverb + to + verb” şeklinde bir kalıp da bulunuyor. Bu kalıbın Türkçedeki karşılığı ise “… için fazla …” şeklinde.

“Too” ile ilgili cümlelerimizi okuyarak bu kelimenin cümlenin anlamını nasıl etkilediğini daha iyi kavrayalım:

• The soup is too hot to eat. (Çorba yemek için fazla sıcak.)
• I can’t buy a new laptop because it is too expensive. (Yeni bir dizüstü bilgisayar alamıyorum çünkü fazla pahalı.)
• You’re too slow! (Fazla yavaşsın!)

Bunların yanı sıra “too” kelimesinin zarf olarak kullanılmadığı da olabiliyor. Eğer İngilizcede “özne + yüklem + too” şeklindeki kalıbı uygularsak, “(özne) de (eylem) yapıyor” anlamına gelen cümleler kurabiliriz. Örneğin “I went there too.” (Ben de oraya gittim.) cümlesinde, konuşmacıdan başka birinin daha bahsedilen eylemi yaptığını anlarız.

İngilizcede “so”, “very” ve “too” kelimelerinin kullanımı bu şekildeydi. Şimdi de bu konuda sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplayalım.

Very hangi durumlarda kullanılır?

“Very”, İngilizcede “çok” anlamına gelen bir zarftır. Bir özelliğin olumlu veya olumsuz yorum yapmaya gerek olmadan vurgulanmasını sağlar. Zarf olduğu için hem sıfatlardan hem de diğer zarflardan önce kullanılabilir.

Too to kalıbı nasıl kullanılır?

İngilizcede “too + adjective / adverb + to + verb” kalıbını kullanarak “bir şey için fazla …” anlamına gelen ifadeler oluşturabiliriz. Örneğin “too hot to eat”, “too hot to go outside” gibi ifadeler karşımıza çıkabilir.

So’nun çok anlamı var mı?

“So” kelimesinin İngilizcede birden fazla anlamı var. Kullanıldığı bağlama göre “çok” veya “öyle” anlamına gelebilir veya “that” ile sebep-sonuç oluşturan bir bağlaç olabilir. Örneğin “I’m so happy!” (Çok mutluyum!), “I said so.” (Öyle dedim.), “I came here so that I could see you.” (Buraya seni görmek için geldim.) cümlelerinde “so” farklı kullanımlara sahip.

Too yerine ne kullanılır?

Eğer bir özelliği vurgularken olumsuz bir anlam ima etmek istemiyorsak “too” yerine “very” veya konuşma dilinde “so” kullanabiliriz. 

“So”, “very” ve “too” farkını açıkladığımız konu anlatımımızın sonuna geldik. Peki gitmeden önce öğrendiklerimizi pekiştirmek için bilgi testimizi çözmeye ne dersiniz?

İngilizcede so, very ve too gibi birbirine karışabilen kelimeleri öğrenmenin en iyi yolu, onları içeren bolca cümleyle karşılaşmak ve kurmak. Bir diğer deyişle, bu ufak detayları öğrenmek için dili yaşayarak öğrenmemiz gerekiyor. Aşağıda görebileceğiniz üzere Novakid metodolojisi tam da bunun üzerine kurulu!