- “Raise” ne demek, nasıl kullanılır?
- “Rise” ne demek, nasıl kullanılır?
- “Raise” ve “rise” arasındaki fark nedir?
- “Rise” vs. “raise” kullanımı: Quiz!
- Novakid’le tanışın!
Günlük İngilizce kullanımında bazı fiiller kafa karışıklığına yol açabilir. Bu fiillerdeki kafa karışıklığının sebebi kimi zaman telaffuz benzerliği kimi zaman anlam benzerliği kimi zaman da ikisinden kaynaklanıyor.
Söz konusu “raise” ve “rise” kelimeleri olunca, kafanızın karışması ikisinden de kaynaklanabilir. Kısacası, bu kelimelerin anlamları ve telaffuzları benzediğinden kullanımları hakkında bazı soru işaretlerine sahip olabilirsiniz. O zaman gelin, bu soru işaretlerini beraber giderelim!
“Raise” ve “rise” kelimelerinin İngilizcede ne demek olduğunu ve bu iki kelimenin arasındaki önemli farkları bizimle birlikte öğrenin, ardından öğrendiklerinizi pekiştirmeniz için hazırladığımız quiz’i çözün!
“Raise” ne demek, nasıl kullanılır?
“Raise” kelimesi İngilizcede yaygın olarak “yükseltmek,” “artırmak,” veya “kaldırmak” anlamlarında kullanılıyor.
Örnekler:
- She raised her hand to ask a question. (Soru sormak için elini kaldırdı.)
- They raised the flag during the ceremony. (Tören sırasında bayrağı kaldırdılar.)
- The company plans to raise salaries next year. (Şirket gelecek yıl maaşları artırmayı planlıyor.)
- Please don’t raise your voice. (Lütfen sesinizi yükseltmeyin.)
- The crane is used to raise heavy loads. (Vinç, ağır yükleri kaldırmak için kullanılır.)
Bu kelimeyi aynı zamanda “bir konuyu ele almak, gündeme getirmek” ve “bir sorunu ortaya koymak” anlamlarında da kullanabilirsiniz.
Örnekler:
- He raised an important issue during the meeting. (Toplantıda önemli bir konuyu gündeme getirdi.)
- I’d like to raise a question about the budget. (Bütçeyle ilgili bir soruyu gündeme getirmek istiyorum.)
- The lawyer raised an objection during the trial. (Avukat, duruşma sırasında itirazda bulundu.)
“Raise” fiili, birisini veya bir nesneyi “yetiştirmek”,”büyütmek” anlamlarında da kullanılıyor. Bu kullanımına da bir göz atalım.
Örnekler:
- Farmers in this area mostly raise cattle and sheep. (Bu bölgedeki çiftçiler genelde sığır ve koyun yetiştirir.)
- She has always dreamed of raising her family in the countryside. (Her zaman ailesini kırsalda yetiştirmeyi hayal etmiştir.)
- She loves to raise chickens in her backyard. (Arka bahçesinde tavuk yetiştirmeyi seviyor.)
“Raise”in kullanımı bunlarla da sınırlı değil. Bu fiili, “para, bağış vb. toplamak”, “yol açmak” ve “sebep olmak” anlamlarında da kullanabilirsiniz. Aynı zamanda mecazi ve dini bağlamda “ölüleri diriltmek” ve “ruh çağırmak” gibi anlamlarda bile kullanılıyor.
Örnek:
- The campaign aims to raise awareness about climate change. (Kampanya, iklim değişikliği hakkında farkındalık yaratmayı amaçlıyor.)
- They managed to raise $10,000 for the new school building. (Yeni okul binası için 10.000 dolar toplamayı başardılar.)
- The announcement raised fears of an economic crisis. (Duyuru, ekonomik kriz korkularına sebep oldu.)
- Her comment raised some interesting points for discussion. (Onun yorumu, tartışmada ilginç noktaları ortaya getirdi.)
- In the story, the sorcerer raised a spirit to ask for guidance. (Hikayede büyücü, rehberlik almak için bir ruh çağırdı.)
- They believe certain rituals can raise the dead. (Bazı ritüellerin ölüleri diriltebileceğine inanıyorlar.)
“Raise” fiili, geçişli (transitive) bir fiil olduğundan bu fiili cümle içinde bir nesneyle birlikte kullanmanız gerekir. İşte bunun bazı örnekleri:
- They raised money for charity. (Hayır kurumu için para topladılar.)
Bu cümlede fiil: “raised”, nesne ise “money”. Buna benzer birkaç örneği aşağıda görebilirsiniz.
- She raised a question during the meeting. (Toplantı esnasında bir soruyu gündeme getirdi.)
- They raised a well educated girl. (Onlar iyi eğitimli bir kız yetiştirdiler.)
- Raise your hands please! (Ellerinizi kaldırın lütfen!)
“Rise” ne demek, nasıl kullanılır?
“Rise” kelimesi ise benzer şekilde “yukarı çıkmak,” “artış göstermek,” “kalkmak” ya da “doğmak (güneş ay vb.)” anlamlarına gelir. Bu kelime, hem maddi hem de manevi durumları ifade etmek için kullanılabilir.
Yaygın olarak güneşin doğması, su seviyesinin artması gibi doğal olayları anlatırken sıkça tercih edebileceğiniz bir kelimedir.
Örnekler:
- The sun rises in the east and sets in the west. (Güneş doğudan doğar ve batıdan batar.)
- They woke up early to watch the moon rise over the mountains. (Ayın dağların üzerinden doğuşunu izlemek için erken kalktılar.)
- The balloon began to rise into the sky. (Balon gökyüzüne doğru yükselmeye başladı.)
- The cost of living continues to rise every year. (Geçim maliyeti her yıl artmaya devam ediyor.)
- Unemployment rates have risen significantly this year. (İşsizlik oranları bu yıl önemli ölçüde arttı.)
- She rose to a position of power within the company. (Şirket içinde güçlü bir konuma yükseldi.)
- Her voice rose with excitement as she told the story. (Hikayeyi anlatırken sesi heyecanla yükseldi.)
Bunlara ek olarak, “rise” fiilini de mecazi ve dini bağlamda “dirilmek” anlamında kullanabilirsiniz.
- According to the story, the hero rose from the dead to save his people. (Hikâyeye göre kahraman, halkını kurtarmak için ölümden dirildi.)
- Many cultures have myths about gods who rise after death. (Birçok kültürde ölümden sonra dirilen tanrılarla ilgili mitler vardır.)
Bu örnekler İngilizcede “rise” fiilinin ne demek olduğunu ve bu kelimeyi nasıl kullanacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır. “Rise” ve “raise” arasındaki önemli farklara ise yazının devamında odaklanacağız.
Size ve çocuğunuza harika bir hediyemiz var!
Çift dilli Sihirli Hikaye kitabı
“Raise” ve “rise” arasındaki fark nedir?
“Raise” ve “rise” kelimelerinin ne demek olduğunu artık biliyoruz. Yukarıdaki açıklamalar ve örneklerden bu iki kelimenin anlamları arasındaki farkı anlamış olabilirsiniz. Ancak bu kelimelerin farklarına dair önemli bir detay var. Gelin, bunu detaylı bir şekilde inceleyelim.
Temel olarak, “rise” bir şeyin kendi kendine yukarı çıkmasını, artmasını veya yükselmesini ifade ederken “raise” bir şeyin başka bir kişi ya da etken tarafından yukarı kaldırılması veya artırılması için kullanılır diyebiliriz.
Bu konuda en çok dikkat etmeniz gereken dil bilgisi kuralı “rise”ın geçişsiz (intransitive) bir fiil olmasıdır. Yani bu fiil bir nesneye ihtiyaç duymaz. Buna karşılık, “raise” geçişli (transitive) bir fiildir ve bu fiili bir nesne ile birlikte kullanırız. Bu farkı anlayabilmek için İngilizcede cümle yapısı ve kelime türleri (parts of speech) konusunu iyi anlamanız gerekir.
Kısacası, “rise”ı doğal ya da kendi kendine gerçekleşen durumları tanımlamak için kullanırken “raise”i bir öznenin başka bir nesneyi etkileyen eylemini ifade etmek için kullanabiliriz. Gelin, bu durumu örnekler yardımıyla daha iyi anlayalım.
Örnekler:
- The sun rises every morning. (Güneş her sabah doğar.)
Gördüğünüz üzere, bu örnekte özne “The sun” (güneş) iken fiil “rise”dır. Bu cümlede herhangi bir nesne mevcut değildir.
- The teacher asked the students to raise their hands. (Öğretmen, öğrencilerden ellerini kaldırmalarını istedi.)
Bu cümlede ise “raise” fiilini kullandık. Bu nedenle bir nesneye ihtiyacımız vardı. İşte bu nesne: “their hands” (onların elleri).
Daha fazla örnek aracılığıyla bu kelimelerin farklarını aşağıdan görebilirsiniz:
Örnekler:
- The price of bread is rising due to inflation. (Ekmek fiyatı enflasyon nedeniyle artıyor.)
- They raised the price of bread due to inflation. (Ekmek fiyatını enflasyon nedeniyle artırdılar.)
- The government plans to raise taxes next year. (Hükümet gelecek yıl vergileri artırmayı planlıyor.)
- Taxes rose due to the government’s new regulations. (Hükümetin yeni düzenlemelerinden ötürü vergiler arttı.)
- The company decided to raise salaries this year. (Şirket bu yıl maaşları artırmaya karar verdi.)
- Salaries rose after the decision made by the company. (Şirket tarafından alınan karar sonrasında maaşlar arttı.)
Son olarak, bu iki kelimeyi isim (noun) olarak da kullanabileceğinizi hatırlatalım. Bu tarz bir kullanımın örneklerine de aşağıdan göz atabilirsiniz.
Örnekler:
- There was a sudden temperature rise after the storm passed. (Fırtına geçtikten sonra ani bir sıcaklık artışı oldu.)
- A 5 percent rise in inflation has led to increased living costs. (Enflasyondaki yüzde 5’lik artış, yaşam maliyetlerinin artmasına neden oldu.)
- A 2% raise for each employee would add $28 million to the overall budget. (Her bir çalışan için %2’lik bir zam, toplam bütçeye 28 milyon dolar ekleyecektir.)
- She asked her boss for a raise. (O, patronundan zam istedi.)
Görüldüğü üzere, “raise” isim olarak bir kişinin maaşına yapılacak olan artış anlamında kullanılırken “rise”, bir artış ya da yükselme durumunu ifade etmiştir.
“Rise” vs. “raise” kullanımı: Quiz!
Buradan “raise” ve “rise” kelimeleriyle ilgili öğrendiklerinizi test etmenize yardımcı olarak quiz’e ulaşabilirsiniz:
Novakid’le tanışın!
Çocuklar için İngilizce kursu Novakid’de uzman eğitmenlerimizle düzenlediğimiz grup dersleri, çocuğunuzun en verimli yaşlarında İngilizceyi öğrenmesi için ideal bir ortam yaratıyor!
Novakid’de aynı zamanda uzman eğitmenler eşliğinde interaktif ve eğlenceli İngilizce dersleri de bulunuyor. Hemen ücretsiz deneme dersinizi alarak bize katılın ve çocuğunuzun sıkıcı gramer kurallarından uzak, konuşarak İngilizce öğrenmesini sağlayın!