Ebeveynler okula başlama zamanı yaklaştıkça yabancı dil öğrenme konusunu düşünmeye başlıyor. Yabancı dil eğitimi diğer geleneksel eğitim konuları kadar net değil.
Okullarda verilen yabancı dil eğitimi, uzman dil okullarında bile tartışmaya açık bir konu. Eğitimin seviyesi öğretmenlerin yetkinliğine, kursların yeterliliğine, öğrencilerin çalışma becerileri ve daha bir çok etkene dayanıyor. Bu tartışma özellikle online eğitim kurumları için geçerli.
Günümüzde, uzmanlara göre 3.9 milyon çocuk ebeveynleri evde kalmalarının daha iyi olduğuna inandığı için anaokuluna gitmiyor. Online okulların çoğalması da bu yaklaşımın yayılmasına yardımcı oluyor. Örneğin, çocuklar internette ana dili İngilizce olan bir öğretmenle tek kelime kendi dillerinde konuşmadan ders yapabiliyor. Bu geleneksel bir anaokulu sisteminde çok zor.
“Çocuğunuz okula başlamadan ana dili İngilizce olan bir öğretmenle birlikte dil öğrenerek avantaj elde edebilir. Online eğitim farklı oyun formatları ve ödüllere sahip bir sistem, ebeveynlerin kolayca kullanabileceği bir arayüz sunar ve tüm ailenin keyifle takip edebileceği sonuçlar elde etmenizi sağlayabilir.’’ diyor deneyimli bir öğretmen ve Novakid Eğitim Platformu Metodoloji Başkanı olan Amy Krolevetskaya.
Online dil kursları çocuğunuzun okula başlayana kadar hem faydalı bir şeyle oyalanmasını sağlayabilir hem de yabancı dil öğrenme sevgisini erken yaşta kazanmasına yardımcı olabilir. Çocukların erken yaşlarda çok daha iyi öğrenebildiği bilinen bir gerçektir. Online okulların yetenekli öğrencileri okula başlamadan önemli bir bilgi ve beceri birikimine sahip olabilir. Ama bu durumun bazı dezavantajları da olabilir.
Çocuğunuz iki yıl boyunca online bir okulda ders aldıktan sonra okula başladığında alfabeyi, hecelemeyi çoktan öğrendiği için sıkılabilir. Derste sıkıldığı ve katılmak istemediği için arkadaşları onu ukala bulmaya başlayabilir. Böyle bir durumda ne yapmalısınız? Hiç böyle bir online okula gitmese daha mı iyi olur? Öğretmenlerden de böyle bir konuda destek görmeyebilirsiniz. Sınıf arkadaşlarıyla sorun yaşaması da iyi bir şey değil. Bu endişeler pek çok ebeveynin online okuları tercih etmemesine neden olabiliyor.
En doğru yaklaşım çevrimiçi (online) ve çevrimdışı (offline) dersleri dengelemek. Çocuğunuzun ek derslerini bilinçli bir şekilde planlayarak hem okula uyum sağlayabilmesini hem de müfredat dışında kalan yeni şeyler öğrenebilmesini sağlayabilirsiniz. Mesela yazılı değil konuşmaya dayanan ödevler yapabilir veya ana dili İngilizce olan bir öğretmenle sadece sohbet edebilir.
Okullarda online eğitim yöntemlerinin yaygınlaştığını ve eğitim uzmanlarının bu tür kombinasyonların eğitimin geleceği olduğuna inandığını da belirtmekte fayda var. Günümüzde dijital teknolojilere dayanan bu kurslar hayal edilmesi bile zor şeyler başarabiliyor. Mesela, dünyanın dört bir yanından onlarca öğrencinin bir sınıfa gerek kalmadan bir arada ders yapabilmelerini ve istedikleri kaynaklara anında ulaşabilmelerini sağlıyor. Ama bu geleneksel eğitim yöntemlerinin işe yaramadığı anlamına gelmiyor. Örneğin hiçbir şey bir öğretmenle canlı bir ilişkinin yerini tutamaz.
Her şeyden önemlisi okul öncesi online eğitim seçeneklerini değerlendirirken çocuğunuzun isteklerini dinlemeli, online derslere verdiği tepkilere dikkat etmeli, bilgisayar başında vakit geçirmekten hoşlanıp hoşlanmadığını değerlendirmelisiniz. Online dersleri zorla yapmak çocuğunuzun yabancı dile bütünüyle tepki göstermesine de neden olabilir. Bu bir dil öğrenmesini daha da zorlaştırabilir.