“May” ve “might” kullanımının detayları: Nerede kullanılırlar, farkları nelerdir? Konu anlatımı ve bilgi testi!
“May” ve “might” İngilizcede sık sık kullanılan modal verbler arasında karşımıza çıkıyor. Bu fiiller; izin istemek, izin vermek, bir şey rica etmek ve birçok diğer farklı işlev için kullanılabiliyor. Bu iki fiili Türkçedeki “-ebilmek, -abilmek” ekine benzetebiliriz.
Bu içeriğimizde “may” ve “might” modallarının kullanımını, ne zaman ve nasıl birbirinin yerine geçtiklerini ve farklılaştıkları noktaları detaylı bir biçimde inceleyeceğiz.
“May” ne zaman kullanılır?
İngilizcede “may” kullanımı birçok farklı alana sahip. Gelin bunları maddeler hâlinde inceleyelim.
- Gelecekte veya şimdiki zamanda emin olmadığımız bir durumdan bahsederken
Mevcut bir durumdan veya gelecekten bahsederken kesin konuşmaktan kaçınmak istiyorsak “may” kullanabiliriz.
Örnek: Ahmet may come here the next week but I’m not sure. (Ahmet haftaya buraya gelebilir ama emin değilim.)
Mesela bir arkadaşımızın haftaya geleceğini düşünüyoruz ama çok da emin değiliz, bunu İngilizcede yukarıdaki şekilde ifade etmemiz mümkün.
Örnek: My father may be in the hospital now. (Babam şu an hastanede olabilir.)
- Resmî bir şekilde izin isterken
İngilizcede izin isterken kullanabileceğimiz birçok modal verb bulunuyor. “May” de bunlardan bir tanesi. Eğer izin isterken biraz daha resmî bir tarzda konuşmak isterseniz “can” yerine “may” kullanabilirsiniz.
Örnek: May I sit here, please? (Buraya oturabilir miyim lütfen?)
- Resmî bir şekilde izin verirken / yasak koyarken
Az önce belirttiğimiz “may” ile istenen izinlere cevap verirken de “may” kullanırız. Fakat eğer izin vermeyecek olursak olumsuzluk belirtmek için “may”den sonra “not” kullanmamız gerekir.
Örnek: No, you may not sit here. This seat is occupied, sorry. (Hayır, buraya oturamazsınız. Bu koltuk dolu, üzgünüm.)
Örnek: You may leave the class if you wish. (İsterseniz sınıftan ayrılabilirsiniz.)
Bir yasak koyarken veya izin vermezken “may not” kullanmak her ne kadar olumsuz bir anlama sahip olsa da daha kulağa daha kibar gelir.
“Might” kullanımı ve örnek cümleleri
“Might” da tıpkı “may” gibi izin istemek, izin vermek veya kesin olmayan durumlardan bahsetmek için kullanılabiliyor fakat bazı ince farklar bulunuyor.
- Gelecekte veya şimdiki zamanda emin olmadığımız bir durumdan bahsederken
“Might”ı da tıpkı “may” gibi emin olmadığımız durumlarda kullanabiliyoruz fakat “may” daha güçlü bir olasılık belirtirken “might” ile söylediğimiz şeyin ihtimali daha düşük.
Örnek: He might turn down our offer but I don’t think he will do so. (Teklifimizi reddedebilir ama öyle yapacağını zannetmiyorum.)
- Çok kibar bir şekilde izin isterken
Bir şeyi yapmak için izin isterken gerçekten çok kibar davranmak istiyorsanız bunu soru şeklinde “might” kullanarak yapabilirsiniz.
Örnek: Might I ask you a quick question? (Size küçük bir soru sorabilir miyim?)
“May” ve “might” farkı nedir?
“May” ile “might” arasındaki temel fark “might” fiilinin aslında “may” fiilinin ikinci hâli olması. Bu sebeple geçmişteki bir olaydan bahsederken “may” fiiline “might” olarak rastlıyoruz, ama tek fark bu değil tabii ki.
Her iki fiili de hem izin istemek hem de olasılıktan bahsetmek için kullanabiliyoruz. Fakat cümle olumsuzluk içeriyorsa olasılıktan bahsetmek için genellikle “might” kullanılıyor. Bunun sebebi ise “may” yardımcı fiilinin yasaklardan bahsederken de sık sık kullanılması. Dolayısıyla kafa karışıklıklarını önlemek için “might” bu bağlamda daha yaygın, fakat eğer cümlede kafa karışıklığı olmayacaksa iki fiil de kullanılabiliyor.
Bu iki yardımcı fiil arasındaki bir diğer fark ise “might” ile bahsedilen olasılığın daha düşük olması. Aynı olayın kesin olmadığını hem “may” hem de “might” ile belirtebiliriz fakat “may” ile belirtirsek ihtimalin daha yüksek olduğunu anlıyoruz.
“May” ve “might” ile ilgili örnek cümleler
Kısaca özetlemek gerekirse “may” ve “might” yardımcı fiillerinin Türkçedeki “-ebilmek, -abilmek” gibi kullanıldığını ve “might”ın biraz daha kibar bir anlam kattığını öğrendik. Şimdi bu yardımcı fiilleri daha iyi öğrenebilmek için bazı örnek cümlelere göz atalım.
- I might have left my keys at home. (Anahtarlarımı evde bırakmış olabilirim.)
- You may need to submit the report by Friday. (Raporu cuma gününe kadar teslim etmeniz gerekebilir.)
- The meeting may start a bit late. (Toplantı biraz geç başlayabilir.)
- He may join us for dinner. (O, akşam yemeği için bize katılabilir.)
- We might take a different route. (Farklı bir yol kullanabiliriz.)
- You might find this book interesting. (Bu kitabı ilgi çekici bulabilirsin.)
- They may need some help with the project. (Projede biraz yardıma ihtiyaçları olabilir.)
- She might come to the meeting, but it’s not for certain. (Toplantıya gelebilir, ama kesin değil.)
- May I ask you for some advice? (Sizden biraz tavsiye isteyebilir miyim?)
- He may be working on a new project. (Yeni bir proje üzerinde çalışıyor olabilir.)
- You might want to try this new restaurant. (Bu yeni restoranı denemek isteyebilirsin.)
- It might be a good idea to leave early. (Erken çıkmak iyi bir fikir olabilir.)
- We may have to cancel our plans. (Planlarımızı iptal etmek zorunda kalabiliriz.)
- She might need more time to finish the task. (Görevi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacı olabilir.)
- He may have already left. (O, çoktan gitmiş olabilir.)
- The weather might change later today. (Hava bugün ilerleyen saatlerde değişebilir.)
- You may want to double-check the details. (Detayları tekrar kontrol etmek isteyebilirsin.)
- They might not be able to attend the event. (Etkinliğe katılamayabilirler.)
- He might forget to call you. (Seni aramayı unutabilir.)
- She may be at the office right now. (O şu anda ofiste olabilir.)
- We may travel to Italy next summer. (Gelecek yaz İtalya’ya seyahat edebiliriz.)
- May I borrow your pen, please? (Kalemini ödünç alabilir miyim, lütfen?)
- May we enter the room now? (Odaya şimdi girebilir miyiz?)
- You may start your presentation now. (Sunumunuza şimdi başlayabilirsiniz.)
- Yes, you may use the library until it closes. (Evet, kütüphaneyi kapanana kadar kullanabilirsiniz.)
- No, you may not leave the table until you finish your meal. (Hayır, yemeğinizi bitirene kadar masadan ayrılamazsınız.)
- You may not park here. (Buraya park edemezsiniz.)
- He might be at home, but I’m not sure. (O evde olabilir, ama emin değilim.)
- It might rain later this evening. (Bu akşam ilerleyen saatlerde yağmur yağabilir.)
- They might have forgotten about the meeting. (Toplantıyı unutmuş olabilirler.)
- She might not come to the party. (Partiye gelmeyebilir.)
- Might I ask you a question? (Size bir soru sorabilir miyim?)
- I might go to the gym after work. (İşten sonra spor salonuna gidebilirim.)
- We might see a movie tonight. (Bu gece bir film izleyebiliriz.)
- The train might be late today. (Tren bugün geç gelebilir.)
- He might not finish the project on time. (Projeyi zamanında bitiremeyebilir.)
- I might call you later. (Seni sonra arayabilirim.)
- You might want to check your email. (E-postanı kontrol etmek isteyebilirsin.)
- She might visit her grandparents this weekend. (Bu hafta sonu büyükanne ve büyükbabasını ziyaret edebilir.)
“May” ve “might” ile ilgili sıkça sorulan sorular
Bilgi testimize geçmeden önce “may” ve “might” ile ilgili sık sık sorulan bazı sorulara ve cevaplarına göz atalım.
“May” ve “might” farkı nedir?
“Might” ve “may” birçok yerde ortak olarak kullanılabilir ama “might” genelde daha az bir ihtimali ifade eder ve daha kibar bir tona sahiptir. “Might”, aynı zamanda “may”in ikinci hâlidir.
“Might have” ne zaman kullanılır?
Geçmişte kesin olmayan olan bir şeyden bahsederken “might” yerine “might have” kullanırız, mesela “He might have bought the car.” (Arabayı satın almış olabilir.)
“May” ve “might” bilgi testi!
Novakid’le tanışın!
“May” ve “might” gibi dilbilgisi konseptlerini okumak da gerekiyor, fakat öğrenmenin en iyi yolu bunları aktif olarak kullanmak, dili yaşamak. Novakid’de çocuklara İngilizceyi tam olarak bu şekilde öğretiyoruz, konuşturarak ve yaşatarak. Siz de ilk deneme dersinizi ücretsiz alın ve çocuğunuza İngilizceyi sevdirmeye başlayın!