“Make” ve “do” nasıl kullanılır, aralarındaki fark nedir? Konu anlatımı ve test!
İngilizce öğrenmeye başladıysanız şu iki kelimeyi sık sık duymuşsunuzdur: “make” ve “do”. İngilizce öğrenme serüvenlerinde pek çok kişinin aklını karıştıran bu iki fiil ne kadar benzer gibi görünse de aslında oldukça farklı kullanım alanlarına sahiptir.
İngilizce öğrenirken “make” ve “do” fiillerinin kullanımını doğru anlamak büyük önem taşır. Bu yazımızda, “make” ve “do” fiillerinin nasıl kullanıldığını örneklerle açıkladık ve yazımızın sonuna sizler için bir quiz bıraktık. Hazırsanız başlıyoruz!
“Make” ve “do” arasındaki fark nedir?
İngilizcede “make” ve “do” fiilleri her ne kadar benzer görünseler de farklı anlam ve kullanımlara sahiptir. Bu iki fiilin doğru bir şekilde kullanılması, hem yazılı hem de sözlü iletişimde daha etkili olmanızı sağlar.
“Make” genellikle bir şey yaratmak veya üretmek anlamında kullanılırken “do” daha çok aktiviteler, görevler veya genel eylemler için tercih edilir.
Daha iyi anlamak için aşağıdaki örnekleri inceleyelim!
Örnek: She made a cake for the party. (Parti için bir kek yaptı.)
Bu örnekte “make” fiili, bir şey yaratmak veya üretmek anlamında kullanılmıştır. “make” fiili, fiziksel olarak elle tutulur bir nesne olan kekin yapımını ifade eder.
Örnek: She does the shopping on Fridays. (Cuma günleri alışveriş yapar.)
Yukarıdaki “do” fiili ise bir aktiviteyi veya görevi gerçekleştirmek anlamında kullanılmıştır. Bu cümlede “do” düzenli olarak yapılan bir aktiviteyi ifade eder.
“Make” ve “do” arasındaki farkı daha iyi anlayabilmeniz için aşağıda bu iki fiili detaylıca açıkladık.
“Make” fiili ne zaman kullanılır?
İngilizcede “make” fiili birçok olay ile kullanılabilir. Genellikle işin sonunda somut bir nesne yaratıldığını belirtmek ya da soyut bir olayın gerçekleştiğini anlatmak için kullanılır. Daha birçok kullanım alanı olan “make” fiilini daha iyi anlayabilmek için aşağıdaki başlıkları inceleyelim.
- İşin sonucunda ortaya somut bir nesne çıktığında
Eğer eylemimizin sonucunda ortaya elle tutulabilir ya da görülebilir bir nesne çıkmışsa bu durumda “make” fiili kullanırız.
Örnek: I made a cup of tea for you! (Senin için bir fincan çay yaptım!)
Örnek: She made a beautiful painting for the art exhibition. (Sanat sergisi için güzel bir tablo yaptı.)
Örnek: He made a wooden chair in his workshop. (Atölyesinde bir ahşap sandalye yaptı.)
- İşin sonucunda soyut bir durum oluştuğunda
Eylemlerimizin sonucunda oluşan şey her zaman somut bir nesne olmayabilir. Mesela “değişiklik yapmak”, “hata etmek” gibi daha soyut diyebileceğimiz kavramlarla “make “fiilini kullanabiliriz.
Örnek: They made a promise to stay in touch. (İrtibatta kalma sözü verdiler.)
Örnek: She made a wish on her birthday. (Doğum gününde bir dilek tuttu.)
Örnek: She made a decision to change her career. (Kariyerini değiştirme kararı aldı.)
“Make” fiilinin diğer kullanım alanları
“Make” fiilinin İngilizcede birçok farklı kullanımı olduğundan bashetmiştik. Aşağıda bu kullanımları basitçe açıkladık. Beraber inceleyelim!
- make somebody do something
“Make” fiili aynı zamanda “birine bir şey yaptırmak” anlamında da kullanılabilir. Bu şekilde kullanılmak istendiğinde “make somebody do something” yapısını kullanırız. Bu gibi yapılara aynı zamanda “ettirgen yapı” veya “causative” denir.
Örnek: Her parents made her apologize for breaking the window. (Ebeveynleri ondan pencereyi kırdığı için özür dilettirdi.)
Örnek: The teacher made the students redo their homework. (Öğretmen öğrencilerine ödevlerini tekrar yaptırttı.)
- make something + adjective
“make something + adjective” yapısı dışarıdan bir gücün etkisiyle oluşan bir durumdan bahseder.
Örnek: The rain made the road slippery. (Yağmur yolları kaygan hale getirdi.)
Örnek: His success made her proud. (Başarısı onu gururlandırdı.)
- make somebody + adjective
Bu yapı, bir kişinin ya da bir grup insanın belirli bir duyguyu hissetmesini ifade etmek için kullanılır.
Örnek: The bad news made her sad. (Kötü haber onu üzdü.)
Örnek: Her surprise gift made him happy. (Sürpriz hediyesi onu mutlu etti.)
“Make” fiili ile sık kullanılan kalıplar
Aşağıda “make” fiili ile oluşturulan ve İngilizcede sıkça kullanılan ifadeleri derledik.
- make a phone call (telefon görüşmesi yapmak)
Örnek: She needs to make a phone call to confirm the appointment. (Randevuyu doğrulamak için bir telefon görüşmesi yapmalı.)
- make noise (gürültü yapmak)
Örnek: The children were making a lot of noise in the backyard. (Çocuklar bahçede çok gürültü yapıyordu.)
- make a suggestion (öneride bulunmak)
Örnek: He made a suggestion about where to go for dinner. (Akşam yemeği için nereye gideceğimize dair bir öneride bulundu.)
- make a decision (karar vermek)
Örnek: He made a decision to study abroad. (Yurt dışında eğitim almaya karar verdi.)
- make progress (ilerleme kaydetmek)
Örnek: She is making progress in her English studies. (İngilizce çalışmalarında ilerleme kaydediyor.)
- make an excuse (bahane bulmak)
Örnek: He made an excuse for being late to the meeting. (Toplantıya geç kaldığı için bir bahane buldu.)
- make a mistake (hata yapmak)
Örnek: I apologize, I made a mistake in the report. (Özür dilerim, raporda bir hata yaptım.)
- make peace (barış yapmak)
Örnek: After years of conflict, the two countries finally made peace. (Yıllar süren çatışmadan sonra, iki ülke nihayet barış yaptı.)
- make an offer (teklif yapmak)
Örnek: The company made me an offer I couldn’t refuse. (Şirket bana reddedemeyeceğim bir teklif yaptı.)
- make a joke (şaka yapmak)
Örnek: He made a joke to lighten the atmosphere in the room. (Odanın atmosferini yumuşatmak için bir şaka yaptı.)
- make a list (liste yapmak)
Örnek: Don’t forget to make a list of groceries we need to buy. (Almamız gereken market alışveriş listesini yapmayı unutma.)
- make a choice (seçim yapmak)
Örnek: She made a difficult choice between two job offers. (İki iş teklifi arasında zor bir seçim yaptı.)
“Do” fiili ne zaman kullanılır?
İngilizcede “do” fiili, geniş bir kullanım yelpazesine sahiptir ve çeşitli bağlamlarda kullanılır. Bu fiil sıklıkla günlük yaşamda yapılan işleri, görevleri veya rutin aktiviteleri ifade etmek için kullanılır. Daha rahat anlayabilmek için aşağıdaki başlıkları inceleyelim!
- Günlük görev veya işlerden bahsederken
Günlük işleri, görevleri veya rutin aktiviteleri ifade etmek için “do” kullanılır.
Örnek: I do the dishes and my sister does the laundry. (Ben bulaşıkları yıkarım ve kız kardeşim çamaşırları yıkar.)
Örnek: She does her homework before dinner. (Akşam yemeğinden önce ödevini yapar.)
Örnek: We are doing a project at the moment. (Şu anda bir proje yapıyoruz.)
- Genel eylemlerden bahsederken
Eğer spesifik bir işten bahsetmek istemediğimiz, daha belirsiz olaylar için “do” kullanabiliriz.
Örnek: What are you doing? (Ne yapıyorsun?)
Örnek: I have nothing to do! (Yapacak hiçbir şeyim yok!)
Örnek: She needs to do something about this! (Bunun hakkında bir şey yapması gerekiyor!)
“Do” fiili ile sık kullanılan kalıplar
Aşağıda “do” fiili ile oluşturulan ve İngilizcede kullanımı oldukça yaygın olan bazı ifadeleri derledik.
- do homework (ödev yapmak)
Örnek: He always does his homework. (O her zaman ödevini yapar.)
- do housework (ev işi yapmak)
Örnek: He helps his mother do the housework on weekends. (Hafta sonları annesine ev işleri yapmakta yardım eder.)
- do someone’s best (elinden geleni yapmak)
Örnek: She did her best to finish the project on time. (Projeyi zamanında bitirmek için elinden geleni yaptı.)
- do a favor (iyilik yapmak)
Örnek: Can you do me a favor? (Bana bir iyilik yapar mısın?)
- do business (iş yapmak, ticaret yapmak)
Örnek: They do business with clients from all over the world. (Dünya genelinden müşterilerle iş yaparlar.)
- do hair (saçını yapmak)
Örnek: I asked her to do my hair. (Ondan saçımı yapmasını istedim.)
- do right / wrong (doğru / yanlış bir şey yapmak)
Örnek: He always tries to do the right thing in difficult situations. (Zor durumlarda her zaman doğru şeyi yapmaya çalışır.)
- do the paperwork (evrak işlerini yapmak)
Örnek: He did the paperwork for the new project. (Yeni proje için evrak işlerini yaptı.)
- do exercise (egzersiz yapmak)
Örnek: She does exercise three times a week to stay healthy. (Sağlıklı kalmak için haftada üç kez egzersiz yapar.)
- do research (araştırma yapmak)
Örnek: He did research for his thesis. (Tezi için araştırma yaptı.)
- do the dishes (bulaşıkları yıkamak)
Örnek: He usually does the dishes after dinner. (Genellikle akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkar.)
- do the cleaning (temizlik yapmak)
Örnek: They hired someone to do the cleaning twice a week. (Haftada iki kez temizlik yapması için birini tuttular.)
- do the cooking (yemek yapmak)
Örnek: She enjoys doing the cooking. (Yemek yapmaktan keyif alır.)
Sıkça sorulan sorular
Sizler için “make” ve “do” fiilleri hakkında sıkça sorulan soruları ve cevaplarını derledik.
“Make” fiili nasıl kullanılır?
“Make” fiili genellikle bir şeyi oluşturmak, üretmek veya bir durumu zorlamak anlamında kullanılır. Örneğin, “She made a cake for the party” cümlesinde “make”, bir kek oluşturmak anlamında kullanılmıştır.
“Make a plan” mı yoksa “do a plan” mı?
“Make a plan” ifadesi doğru ve yaygın kullanılan bir ifadedir ve “bir plan yapmak” anlamına gelir.
“Make somebody do something” nedir?
“Make somebody do something” ifadesi, bir kişiyi veya insanları bir eylemi yapmaya zorlamak veya ikna etmek anlamına gelir. Örneğin ”She made me do it!” (O bana yaptırttı!) anlamına gelir ve ettirgen bir yapıya işaret eder.
“Make” ve “do”: Quiz!
Şimdi hep birlikte öğrendiklerimizi test edebileceğimiz bu sorulara bakalım.
Novakid’le tanışın!
Bir dili öğrenmenin en etkili yolu, öğrendiklerinizi konuşma pratiği yaparak pekiştirmektir. Uzmanlarımız tarafından sağlanan online İngilizce derslerimizde çocuklara tam da bu deneyimi sunuyoruz. Siz de çocuğunuzun İngilizce öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi şimdi alın!