Çocuğunuza bir kardeş vermek, dünyaya yeni bir ruh getirmek her ne kadar heyecanlı olsa da zorluklarıyla birlikte geliyor. Bu zorluklardan bir tanesi de hiç şüphesiz ki ailelerin çok büyük bir kısmında gördüğümüz kardeş kıskançlığı. Bu durumun son derece doğal olmasıyla birlikte ebeveynlerin kardeş kıskançlığını engelleyebilmek ve bu süreci sağlıklı yönetebilmek için bilmeleri gereken bazı unsurlar bulunuyor.
Bu yazımızda “Kardeş Kardeş Geçinen Çocuklar Yetiştirmek: Çocuklar ve Ebeveynler için Kardeş Kıskançlığıyla Baş Etme Yolları” kitabının yazarı ve çocuk gelişimi uzmanı Hatice Kübra Tongar’ın yorumlarıyla kardeş kıskançlığının sebeplerinden ve belirtilerinden bahsettik, bu duruma karşı alınması gereken önlemleri belirttik.
O hâlde haydi öğrenmeye başlayalım!
Kardeş kıskançlığının nedenleri nelerdir?
Kardeş kıskançlığı her ne kadar zorlayıcı bir durum olsa da çocuklar arasında son derece doğal bir durum. Dolayısıyla bu olaydan korkmak yerine sebeplerini iyi anlamalıyız. Peki nedir kardeş kıskançlığının nedenleri, kardeş kardeşi neden kıskanır?
Kıskançlık duygusunun temeli
Kardeş kıskançlığı konusuna girmeden önce anlamamız gereken temel nokta “kıskançlık” kavramı. Kıskançlık hissinin varlık sebebi, insanın eşsiz olmasından dolayı kabul edilme isteğidir. Sonuçta sadece fiziksel olarak değil, insan olarak bilincimizle de var olmak, var olduğumuzu hissettirmek isteriz. Bize bunu yaptıran hissiyata ise “kıskançlık” deriz.
Kıskançlık hissi, bu noktada çocuk gelişimi uzmanı Hatice Kübra Tongar’a göre “varlığımızı veya eşsizliğimizi hissettiğimiz anda” ortaya çıkar. “Varlığım bu toplumda, bu ortamda daha kabul görmüyor veya eşsizliğimin değeri düşmeye başladı. Başkaları geliyor, bu değişim benim pozisyonumu ve statümü tehlikeye atıyor.” diye düşündüğümüzde kıskançlık başlıyor.
Aynı mantığı iki kardeş arasında uyguladığımızı düşünelim. Hayal edin ki tek çocuksunuz – hayatın gelecekte nasıl olacağına dair hiçbir bilginiz yok, ebeveynlerinizin ikinci bir çocuk geldikten sonra nasıl davranacağını bilmiyorsunuz. Hayatta daha acemisiniz. İşte bu durum gerçekleştiğinde de varoluşsal bir endişe yaşamaktan, statü kaybından korkmaktan daha doğal hiçbir şey yok.
Bu sebeple yeni bir çocuk aileye katıldığında eğer ilk çocuk hiç ama hiç tepki vermiyorsa, her şey güllük gülistanlıksa bu durum kesinlikle normal değildir. Çocuğun duygularını çok fazla bastırdığından veya normalin üzerinde, aşırı bir adaptasyon sağladığından şüphelenebilirsiniz.
Kıskanan kardeşin yaşadığı süreç
Öncelikle eve yeni birinin katılacağını ve bu sürecin neler getireceğini bilmediğinizi hayal edin. Bu, çocuğun kaygı hissini ortaya çıkaran ilk sebep olabilir.
Bir diğer sebep ise bebeğin ebeveynlerin zamanının ve ilgisinin önemli bir parçasını almasıdır. Eğer diğer çocuğa yeterli duygusal destek verilmezse doğal olarak “Tahtım sallanıyor, ebeveynlerimin sevgisini kaybediyorum” diye düşünecektir.
Çocuk, bu durumda kıskançlık duygusunu biriktirmeye başlar. Bu duygu da tıpkı öfke gibidir – insanı üzmekten ziyade agresifleştirir. Bu öfke durumunu bir çocuk bağlamında düşününce de kendisinin bunu kontrol edemeyeceğini anlarız. Kısacası kıskançlık hissi geldiğinde çocuk yavaş yavaş öfkelenir, işin sonunda ise kendini kontrol edemediği için çeşitli yollarla kıskançlığını belli eder.
Çocuğun yaptığı bu yaramazlıklara ek olarak bir de ebeveyn azarı gelirse çocuk “Ebeveynlerimin sevgisini iyice kaybettim” diye düşünecek, sahip olduğu kıskançlık duygusuna daha da sıkı bir biçimde sarılacaktır. İnsanlar için son derece doğal olan bu durumun nasıl işlediğini ebeveynler olarak anlamalı ve çocuğunuza karşı uygun bir şekilde hareket etmelisiniz.
Kardeş kıskançlığının belirtileri nelerdir?
Az önce bir kardeşin diğerini kıskandığını belli etmek için bazı yollara başvurduğunu söylemiştik. Peki bunların bazı örnekleri nelerdir? Gelin başlıca kardeş kıskançlığı belirtileri nelermiş inceleyelim!
- Kavga etmek
Kardeş kıskançlığının en belirgin sebeplerinden bir tanesi arasında fiziksel veya sözel kavga bulunur. Bu örnek tartışmaları, kardeşin kardeşe vurmasını, birbiriyle didişmelerini içerebilir. Kardeşler arasında tartışmalar her ne kadar doğal olsa da bu durumların çok sık yaşanması daha derinlerde yatan bir kıskançlık sorununa işaret edebilir.
- Dalga geçmek
Kardeş kıskançlığının bir diğer işareti ise dalga geçmektir. Bir çocuk, kardeşiyle görünüşü, yetenekleri, arkadaşları, veya dikkat çekebileceğini düşündüğü, hayattaki herhangi bir unsuru hakkında dalga geçebilir. Bu durum da bir noktaya kadar doğal olsa da sürekli ve kalp kıran şakalar kıskançlık belirtisi olabilir.
- İspiyonculuk
Bir kardeş diğerinin yaptığı bir şeyi ebeveynlerine anlatarak kıskandığı kardeşinin başını belaya sokmaya çalışabilir. Bu davranışı genellikle yeterince ilgi görmeyen veya kardeşinin daha çok ilgi gördüğünü düşünen çocuklar sergiler – bu şekilde ebeveynlerinden daha fazla ilgi görmeyi hedeflerler.
- Suç atma
Bir çocuğun kardeşine suç atması da tıpkı ispiyonculuk gibi ebeveynlerinin onayını kazanmak amacıyla olabilir. Bunu yapan çocuk, kardeşini yapmadığı bir şey için suçlayabilir veya yaptığı bir şeydeki rolünü ebeveynlerine abartarak anlatabilir – böylece negatif duyguyu kendi üzerinden atmaya, “favori” çocuk olmaya çalışır.
- Dışlama
Kıskançlık göstermenin çok da büyük gözükmeyen ama epey zarar veren bir yöntemi olan dışlama, bir kardeşin diğerini oyunlara, aktivitelere veya arkadaş gruplarına dahil etmemesi demektir. Bu durum, dışlayan kardeşin ihtiyaç duyduğu kontrol veya üstünlük ihtiyacından doğmuş olabilir.
Çocuğun gösterebileceği belirtiler yaşına ve kişiliğine göre değişse de yukarıda söz ettiğimiz temel örnekler ebeveynlerin kardeş kıskançlığını önceden anlamasına ve müdahale etmesine yardımcı olabilir – zira böyle bir durumu erkenden kavrayarak kardeşler arasında geleceğe de yansıyacak olan kalıcı bir küslüğü, büyüklerde kardeş kıskançlığını engelleyebilirsiniz.
Peki ebeveynler olarak okul öncesi kardeş kıskançlığını engellemek için neler yapabilirsiniz, alacağınız önlemler, uygulamanız gereken davranışlar neler?
Kardeş kıskançlığı nasıl önlenir?
İşin temelinde ailenin içerisinde hassas, açık, sevgiye dayalı, eşit bir iletişim kurmak yatıyor. Bunun için uygulayabileceğiniz bazı yöntemlerden bahsedeceğiz, fakat çocuk gelişimi uzmanı Hatice Kübra Tongar’ın bu noktada açtığı parantezi incelemeden geçmeyelim.
Hepimizde kıskançlık hissi saf olarak var. Bunu iyi yönettiğimizde buna takdir diyoruz. Yıkıcı etkisini ortaya çıkardığımızda ne diyoruz peki? Haset diyoruz mesela. Daha yıkıcı bir bakış açısı bu, daha kötü. “O benim olmalı, onun olmamalı” diyoruz. Fakat bunu iyi yönettiğimizde “Ne güzel, keşke bende de olsa” diyoruz. İşte bunun adı da takdir.
Tongar’a göre bu süreç bir yönetim süreci – içimizdeki saf duyguyu iyiye veya kötüye dönüştürme süreci. Sonuçta her insan bunu yaşıyor, bunu düzgünce yöneterek çocuklarımıza örnek olmalı ve bu konu hakkında onlara karşı konuşmalıyız.
Fakat bir çocuğun bunu yapabilmesini beklemek çok da gerçekçi değil, çünkü çocuğun bunu yönetebilecek beyin kısmı olan prefrontal korteksi 25 yaşına kadar tamamen gelişmiyor. Dolayısıyla özellikle okul öncesi çocukların oldukça sezgisel davrandığını görüyoruz.
Yani ebeveynler olarak çocuğunuzla konuşarak ona iyilik tohumununu ekmelisiniz, fakat küçük çocuğunuzdan her şeyi dört dörtlük yapmasını beklemek pek de gerçekçi olmaz.
Hatice Kübra Tongar, bu noktada ebeveynlere davranışlarını yönetmesi gereken iki pratik öneri sunuyor: Rahat olun ve dürüst davranın.
Çocuğa olumsuz duygular yansıtmayın
Rahat davranın. Çünkü kardeş kıskançlığını körükleyen en önemli şeylerden bir tanesi, bu süreci çok endişeli bir şekilde yönetmeye çalışmak. Çocuklar duygularını yönetemez, duygularla yaşarlar. Duygularla yaşadıkları için sizin duygularınızı da çok iyi anlarlar.
Eğer bir ebeveyn çocuğunun yeni doğacak olan çocuğu kıskanacağı endişesiyle yaşarsa daha süreç başlamadan endişeyi oluşturmuş olur. Çocuk da bunu anlar – ortada yanlış bir şey olduğunu hisseder.
Bunun pratiğe yansımasını örnek olarak ikinci çocuğu doğuracakken ilk çocuğa ihanet etmiş gibi hisseden ebeveynlerde görebiliyoruz – mesela bazı pedagoji kitaplarında çocuk dört yaşına girene kadar kardeşe sahip olmaması öneriliyor. Fakat bu noktada Hatice Kübra Tongar’a göre her şeyi kitabına uydurmak zorunda değiliz, duruma göre hareket edip çocuğa olumlu duygular yansıtmalıyız.
Hayat kitaplarda yazıldığı şekilde yaşanmaz. Hayatı kitabına uydurmaya çalışmayın. Ne yaparız yaşadığımız süre içerisinde? Çünkü her şey olabilir. Her şeyi yönetmemiz mümkün değil.
… burada ben ne hissediyorum? Mutlu mu hissediyorum kendimi bu çocukta? O zaman mutluluğumu birinci çocukla paylaşacağım. Bir duygumu perdelemeye, gölgelemeye çalışmayacağım.
Çocuğunuza karşı açık ve dürüst olun
Özellikle eski nesil ebeveynlerin düştüğü önemli bir hata, bir çocuğun kıskançlığını bastırmak için ona “Biz zaten kardeşini sevmiyoruz, seni seviyoruz.” gibi sözler sarf etmek. Bu durum aslında işi daha kötü hâle getiriyor. Çünkü çocuğun kardeşi de aynı anne babadan gelmiş bir çocuk, demek ki onun annesi ve babası da onu sevmeyebiliyor – peki ya kıskanan çocuğu da sevmezse?
Bu sebeple duyguları sahteleştirmemeli, gerçeklikten çıkarmamalısınız. Bu yolla çocuğun kaygılanmasını ve sürecin zorlaşmasını engelleyebilirsiniz. Bazı ebeveynler ise yeni bir kardeş geldiğinde çocuğa “Kardeşin sana hediyeler, oyuncaklar getirdi” de diyebiliyorlar.
Tongar’a göre bu da yanlış bir yaklaşım, çünkü gerçeği çarpıtmanın, yalan söylemenin yerine çocuğun yeni rolü ona açıkça anlatılmalı.
Sen çocuğuna abla veya abi oldu diye hediye alıyorsan gerçeği söyle. Çarpıtma. De ki, “Sen bugün yeni bir role kavuştun. Abla oldun, abi oldun. Bunun ne demek olduğunu büyüyünce daha iyi hissedeceksin. Şu an hissedemiyor olman çok normal. Ama ben seni tebrik etmek istiyorum.”
Novakid’le tanışın!
Çocuk gelişimi hakkında uzmanların altın değerinde tavsiyelerini barındıran içerikler paylaştığımız blog kategorimize göz atmanızı öneririz. Eğer çocuğunuz için bir online İngilizce kursu arıyorsanız da modern yöntemlerle çocuklara İngilizce dersi verdiğimiz kursumuz Novakid’deki programlarımıza bir bakının, üstelik ilk deneme dersi ücretsiz!