İngilizcede konuşmaya nasıl başlanır: İngilizce konuşma başlatma cümlelerine ve kalıplarına 13 örnek!

İngilizce becerilerimizi uygulamaya koymak için dili sürekli konuşmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Günlük hayatta sıradan bir konuşmayı tamamen İngilizce olacak şekilde devam ettirebildiğimizde gerçekten de becerilerimizin epey arttığını hissederiz.

Fakat bazen öyle anlar oluyor ki, her ne kadar aklımızdan birçok İngilizce cümle geçse dahi bir konuşmaya nasıl başlanır, bilemeyebiliyoruz. Bir kere başladık mı konuşmanın devamı da mutlaka gelir diyoruz, ancak kimi zaman en başta düğümlenip kalıyoruz.

Böyle bir durumu yaşamamanız için bu yazımızda hep birlikte İngilizcede bir konuşmaya nasıl başlanır, sizlere göstereceğiz! Konuşma başlatma cümlelerini ve kalıplarını 13 örnekle inceleyip pratik bir şekilde İngilizceye muhabbet açmayı öğreneceğiz. Haydi başlayalım!

• Beautiful weather today! (Bugün hava ne hoş!)
• It looks like it’s going to rain. (Yağmur yağacak gibi görünüyor.)
• The weather has been so cold lately. (Hava son günlerde epey soğuk.)
• I love it when it snows like this! (Böyle kar yağmasına bayılıyorum!)

Hava üzerine yorum içeren konuşma başlatma cümlelerinde belli başlı kalıpların olduğunu söylemek pek de mümkün değil. Sonuçta, dediğimiz gibi, bu yorumu o anki hava hakkında yapıp kelimelerimizi ona göre seçmeliyiz.

Tabii bunu dedik diye de endişelenmeyin! İngilizcede hava hakkında konuşmak gayet basit. Siz de İngilizce hava durumu hakkındaki yazımıza göz atıp bu konuda işe yarar kelimeleri ve cümleleri gözden geçirebilirsiniz!

4. Yardım veya bilgi istemek

Özellikle de tanımadığımız insanlarla konuşma başlatmak için İngilizce sohbet cümleleri bulmakta epey zorlanabiliriz. Bu gayet doğal bir durum, fakat tabii ki de üstesinden rahatça gelebiliriz. 

Bu tarz senaryolarda en işe yarar yöntemlerden biri de kibarca yardım ya da bilgi isteyerek konuşmaya başlamak. Bunun için öncelikle karşıdakinin dikkatini kibarca çekip ardından da sorumuzu sorarız.

Bazı örnekler vermek gerekirse aşağıdaki cümleleri öne sürebiliriz:

• Excuse me, could you help me with …? (Affedersiniz, bana … konusunda yardım edebilir misiniz?)
• Sorry to bother you, but could you help me with …? (Rahatsız ediyorsam kusura bakmayın, bana … konusunda yardım edebilir misiniz?)
• Pardon me, do you know … ? (Pardon, …’yı biliyor musunuz?)

Bu türdeki konuşma başlatma cümleleri hakkında daha fazla fikir edinmek isterseniz İngilizce kibar cümle kalıpları hakkındakı yazımıza göz atmadan geçmeyin.

5. Bir şeye iltifat etmek

Peki ya daha en baştan karşımızdakine dost canlısı bir yaklaşım sergilemek istiyorsak İngilizcede bir konuşmaya nasıl başlanır? Tabii ki de karşımızdakine onun hoşuna gidecek bir iltifat ederek!

Konuştuğumuz kişinin bir özelliğine, kıyafetine veya benzer bir şeye hoş bir iltifat ederek konuşmamıza başlar başlamaz olumlu bir ton katabiliriz. Bu türdeki konuşma başlatma cümlelerine bazı örnekler de aşağıdaki gibi olabilir:

• I really like your glasses. (Gözlüklerini çok beğendim.)
• That’s a great jacket! (Ceketin çok güzel!)
• I couldn’t help but notice your shoes. (Ayakkabılarını fark etmeden edemedim.)

Yeri gelmişken, iltifatlarınızın daha da etkili olmasını isterseniz İngilizce “good” yerine kullanılabilecek kelimeler hakkındaki yazımız epey işinize yarayacaktır!

6. Mevcut durum hakkında yorum yapmak

Konuşma başlatmanın oldukça etkili bir diğer yolu ise, o an içinde bulunulan durum hakkında ufak bir yorum yapıp karşıdakinin fikrini sormak. Özellikle de konuştuğunuz kişi yorumunuza katılıyorsa bu iyi bir başlangıç olacak ve konuşma başka yerlere ilerleyebilecektir.

Bu türdeki sohbet cümlelerine örnek vermek gerekirse:

• This bus is really crowded today, isn’t it? (Bu otobüs bugün epey kalabalık, değil mi?)
• That was such an interesting lecture. What did you think about it? (Çok ilginç bir dersti. Sen ne düşündün?)
• This line hasn’t moved in ages. Are you in a hurry too? (Bu sıra epeydir ilerlemedi. Sizin de mi aceleniz var?)

7. Güncel gelişmelerden bahsetmek

Yakın zamanda gerçekleşmiş veya gerçekleşecek olaylardan ve etkinliklerden bahsetmek de İngilizcede konuşma başlatmanın etkili bir yolu. Söz konusu olay, konuştuğumuz kişinin ilgi alanlarıyla da örtüşüyorsa konuşma uzayıp gidecektir! Örneğin:

• Have you been to the art festival that just started? (Yeni başlayan sanat festivaline gittin mi?)
• Did you see the new game announcements yesterday? (Dünkü yeni oyun duyurularını gördün mü?)
• I hear there’s going to be a free concert in the park tomorrow. Are you going? (Yarın parkta ücretsiz bir konser varmış. Gidiyor musun?)

8. Yapılan bir gözlemden bahsetmek

Bazen de içinde bulunduğumuz ortamda ilginç bir gözlem yapmış olabiliriz. Bu gözlemi karşımızdaki kişiye aktarmak, etkili İngilizce sohbet cümleleri kurmakta bize yardımcı olabilir. Üstelik belki biz deyince karşımızdaki kişinin de dikkati çekilecek ve ilginç bir konuşma konusu olacaktır. 

Bu tür dikkat çekici gözlemleri aşağıdaki gibi cümlelerle belirtebiliriz:

• I just noticed that everyone in this café is wearing blue today. Strange coincidence, isn’t it? (Bu kafedeki herkesin bugün mavi giydiğini fark ettim. Garip bir tesadüf, değil mi?)
• I’ve never seen so many dogs in one park before. Do you come here often? (Daha önce bir parkta bu kadar çok köpek görmemiştim. Buraya sık sık gelir misiniz?)
• That guy at the counter looks exactly like a celebrity. Do you know who he is? (Şu tezgahtaki adam bir ünlüye çok benziyor. Kim olduğunu biliyor musun?)

9. Ortak bir yönden bahsetmek

İnsanlarla konuşma başlatıp yakınlaşmanın bir başka iyi yolu da bir ortak noktamızı ön plana çıkarıp bunun hakkında muhabbet etmek. Örneğin tuttuğumuz bir spor takımının, dinlediğimiz bir müzik grubunun veya başka bir ilgi alanımızın ortak olduğunu fark edersek bunun hakkında aşağıdaki gibi konuşma başlatma cümleleri kurabiliriz:

• I see you’re wearing a Barcelona jersey. Have you been following their matches? (Barcelona forması giymişsin. Maçlarını takip ediyor musun?)
• Isn’t that The Beatles on your t-shirt? What’s your favorite album of theirs? (Tişörtündeki The Beatles değil mi? En sevdiğin albümleri ne?)
• That’s a nice camera! I also used the same for a while. (Çok iyi bir kamera! Ben de bir süreliğine aynısını kullanmıştım.)

10. Karşımızdakinin planlarını sormak

Bir konuşmayı hem başlatmanın hem de devam etmenin bir diğer yolu da karşıdakinin yakın zamandaki planları hakkında soru sormak olabilir. Örneğin bir etkinlikte isek, bittikten sonra ne yapacaklarını sorabiliriz. Aşağıdaki sohbet cümlelerinde bunu görebiliyoruz:

• Do you have any fun plans for the weekend? (Hafta sonu için eğlenceli planların var mı?)
• What are you up to after this? (Bundan sonra ne yapacaksın?)
• Are you going somewhere soon? (Yakında bir yerlere gidiyor musun?)

11. Karşımızdakini daha önce gördüğümüzü belirtmek

Bazı durumlarda bir kişiyi tam tanımasak da daha önce bir yerlerde görmüş veya başka bir sebeple tanıdık bulmuş olabiliriz. Bu tanıdıklık hissini öne çıkaran İngilizce sohbet cümleleriyle bir konuşma başlatmamız mümkün. Örnek vermek gerekirse:

• I’ve been seeing you a lot recently. What’s your name? (Seni son zamanlarda çok görüyorum. Adın ne?)
• Hey, you were at the concert tomorrow! Do you remember me? (Hey, dün sen de konserdeydin! Beni hatırladın mı?)
• Aren’t you John’s friend? I think we’ve met before! (Sen John’un arkadaşı değil misin? Galiba daha önce tanışık!)

12. Tavsiye istemek

Karşımızdaki kişiden ufak bir tavsiye istemek de konuşma başlatmanın bir diğer yolu. Örneğin karşımızdaki kişinin elindeki bir içeceği, bir kitabı veya benzer bir şeyi merak ettiysek bize de önerip önermeyeceğini sorabiliriz. Tıpkı aşağıdaki sohbet cümlelerindeki gibi:

• Do you recommend that drink you’re having? I’m having a hard time deciding what to get. (O içeceği tavsiye eder misin? Ne alacağıma bir türlü karar veremiyorum.)
• Hey, I was also thinking about reading that book. Is it good? (Hey, ben de o kitabı okumayı düşünüyordum. Güzel mi?)

13. Mizahtan faydalanmak

Son olarak, konuşmaya iyice eğlenceli bir giriş yapmak istersek her zaman mizahtan faydalanabiliriz. İçinde bulunduğumuz ruh halini mizahlı bir şekilde anlatmak, oldukça yaratıcı konuşma başlatma cümleleri kurmamızı sağlayabilir. Örnek vermek gerekirse:

• Mondays should come with a warning label, don’t you think? (Pazartesiler bir uyarı etiketiyle gelmeli, sence de öyle değil mi?)
• I think I need another coffee before I can function! Wanna grab a cup with me? (Sanırım işlev gösterebilmeye başlamadan önce bir kahve daha içmeliyim! Sen de benimle bir bardak almak ister misin?)

Çocuğunuzun İngilizceyi en doğal haliyle öğrenmesi için ücretsiz deneme dersinizi hemen şimdi alın!