İngilizcede izin isteme yöntemleri: İngilizcede kibarca izin istememize yarayacak ifadeleri ve kalıpları öğrenelim!
İnsanlardan izin istemek, günlük konuşmalarda mutlaka yapmayı bilmemiz gereken bir şey. Bu durum her dilde olduğu gibi İngilizce için de geçerli. Yalnızca yapı olarak doğru cümleler kurmayı değil, aynı zamanda kibar ve hoş harşılanacak şekilde dili kullanmayı da öğrenmemiz gerekiyor.
İşimizi zorlaştıran şey ise her dilde izin isterken kibarlık belirtmenin birden fazla yolu bulunması. İngilizcede izin istemeyi öğrenirken de birçok farklı ifadeyi ve kalıbı tanıyarak dilin günlük hayatta izin isterken nasıl kullanıldığını iyice anlamamız gerekiyor.
Bu yazımızı sizlere tam da bu konuda yardımcı olmak için hazırladık. Hep birlikte İngilizcede izin isterken kullandığımız çeşitli yapıların üstünden geçeceğiz ve bolca örnek cümle göreceğiz. Ardından da İngilizce izin isteme becerimizi sınamak için bir test çözeceğiz. Haydi başlayalım!
“Can” kullanarak izin istemek
İngilizcede en çok kullanılan modal verbler arasında bulunan “can” kelimesi, kibarca izin istemenin belki de en yaygın yolu. “Can” ile başlayan bir soru sorarak kolayca İngilizce izin isteyebiliriz.
Aslına bakarsanız işin mantığı, Türkçedekiyle tamamen aynı. Türkçede de izin isterken “… yapabilir miyim?” şeklindeki cümleleri sık sık kullanıyoruz. “Can” kullanarak İngilizce izin istediğimiz zaman, Türkçedeki bu tür izin cümlelerini doğrudan çeviriyoruz gibi düşünebilirsiniz.
“Can” kelimesiyle kurulan İngilizce izin cümlelerinin özellikle de gayriresmi konuşmalarda kullanımı gayet uygun. Resmi konuşmalarda da bu yapıyı kullanabiliriz, ancak bu durumda yazımızın devamında göreceğimiz bazı diğer yapıları tercih etmeyi de düşünebilirsiniz.
Örnek: Can I borrow your phone charger? Mine isn’t working. (Telefonunuzun şarj aletini ödünç alabilir miyim? Benimki çalışmıyor.)
Örnek: Can we open the window? It’s getting quite warm in here. (Pencereyi açabilir miyiz? Burası oldukça ısınmaya başladı.)
Örnek: Can you help me move this desk to the other room? (Bu masayı diğer odaya taşımama yardım edebilir misiniz?)
Örnek: Can you show me how to use the new printer? (Yeni yazıcıyı nasıl kullanacağımı gösterebilir misiniz?)
“Could” kullanarak izin istemek
“Could” kelimesinin dilbilgisel olarak “can” kelimesinin geçmiş hali olduğunu hatırlıyoruzdur. Tabii bu kelimenin daha başka birçok kullanımı bulunuyor. Bunlardan biri de İngilizce izin istemek.
Tıpkı “can” kelimesinde olduğu gibi, “could” ile kibarca izin istemek için yapmamız gereken tek şey bir soru cümlesi oluşturmak ve “could” ile başlatmak.
“Could” ile başlayan İngilizce izin cümleleri genellikle “can” ile başlayanlara göre biraz daha kibardır. Özellikle de resmi durumlarda “can” yerine “could” kullanmayı tercih edebilirsiniz, ancak bu kelime genel olarak hem gayriresmi hem de resmi durumlarda izin isterken uygundur.
İngilizcede “can” ve “could” farkı hakkında daha fazla bilgi için bu konuya özel hazırladığımız yazımıza da göz atabilirsiniz!
Örnek: Could you take a look at this proposal when you have a chance? (Fırsat bulduğunuzda bu teklife göz atabilir misiniz?)
Örnek: Could I submit my assignment a day late? I’ve been unwell. (Ödevimi bir gün geç teslim edebilir miyim? Hastaydım.)
Örnek: Could we get a table by the window? (Pencere kenarında bir masa alabilir miyiz?)
Örnek: Could you save me a seat at the conference? (Konferansta benim için bir yer ayırabilir misiniz?)
“May” kullanarak izin istemek
Yine bir diğer modal verb olan “may” de İngilizce izin cümleleri oluştururken kullanılabiliyor. İzin cümlesini oluşturma yöntemimiz ise “can” ve “could” kelimelerinde yaptığımızın aynısı: “May” ile başlayan bir soru cümlesi oluşturarak izin istiyoruz.
“Can”, “could” ve “may” kelimeleri arasında “may”in en kibar izin isteme yöntemi olduğunu söyleyebiliriz, hatta kulağa diğerlerine göre biraz daha mesafeli geldiği dahi söylenebilir. Çok kibar olmamızı gerektiren ortamlarda, örneğin iş veya akademi ortamı gibi bağlamlarda “may” kullanılan İngilizce izin cümleleri sıkça karşımıza çıkacaktır.
Örnek: May we use the conference room this afternoon for our team meeting? (Bu öğleden sonra takım toplantımız için konferans salonunu kullanabilir miyiz?)
Örnek: May I bring my laptop to the examination? I’ll only use it for typing. (Sınava dizüstü bilgisayarımı getirebilir miyim? Sadece yazı yazmak için kullanacağım.)
Örnek: May I schedule a meeting with you next week to discuss the project? (Gelecek hafta proje hakkında görüşmek için sizinle bir toplantı ayarlayabilir miyim?)
Aynı zamanda “may” kelimesine epey benzeyen “might” kelimesi de çok kibar ve epey mesafeli izin cümlelerinde karşımıza çıkabiliyor, ancak bu nispeten nadir bir izin isteme şekli. Bu iki kelimenin farklarını daha detaylı görmek için “may” ve “might” farkı hakkındaki yazımıza göz atabilirsiniz.
Örnek: Might I leave the table for a moment? (Bir anlığına masadan kalkabilir miyim?)
Örnek: Might we join you for dinner if it’s not too much trouble? (Eğer çok zahmet olmazsa, akşam yemeğine size katılabilir miyiz?)
“Would it be…” ifadeleriyle izin istemek
İngilizcede kibarca izin isterken oldukça işimize yarayacak bir kalıp, “Would it be…” ifadesi. Bu ifadeden hemen sonra “okay”, “alright”, “acceptable” gibi, yani esasında “kabul edilebilir” tarzı bir anlama olan kelimeler ve ardından da “if” getirerek İngilizce izin cümleleri oluşturabiliriz.
Bu yapıdaki İngilizce izin cümlelerinde “if” kelimesinden hemen sonra yapmak istediğimiz şeyi söylüyoruz, ancak bir dilbilgisi notu olarak “if”ten sonra gelen fiili genelde geçmiş zamanda çekimlediğimizi de bilelim. Özellikle günlük konuşmada bu kuralın biraz daha esnek olduğunu söyleyebiliriz, yani kimi konuşmacılar “if”ten sonra geçmiş zaman kullanmayabilir..
“Would it be…” kalıbıyla kurulan İngilizce cümleleri genel olarak epey kibar bir şekilde anlaşılırlar. Hem günlük konuşmada hem de resmi konuşmalarda kulağa doğal geleceklerinden bu ifadelerin genel olarak güvenli bir İngilizce izin isteme yöntemi olduğunu söyleyebiliriz.
Örnek: Would it be okay if I left work an hour early today? I have a doctor’s appointment. (Bugün işten bir saat erken çıksam olur mu? Doktor randevum var.)
Örnek: Would it be alright if we rescheduled our meeting for tomorrow? (Toplantımızı yarına ertelesek uygun olur mu?)
Örnek: Would it be okay if I brought my children to the office party? Our babysitter cancelled last minute. (Ofis partisine çocuklarımı getirsem olur mu? Bebek bakıcımız son dakikada iptal etti.)
Örnek: Would it be acceptable if we changed the meeting time to 3 PM instead of 2 PM? (Toplantı saatini 2 yerine 3’e alsak uygun olur mu?)
Bu yapıya çok benzer bir izin isteme yöntemi olarak, “would it be” ifadesini basitçe “is it” ile değiştirebiliriz. Ancak bunu yaparsak “would it be” içeren cümlelere kıyasla biraz daha az kibar algılanabiliriz.
Örnek: Is it alright if I park my car here? (Arabamı buraya park etsem uygun olur mu?)
Örnek: Is it okay if I don’t come with you tomorrow? (Yarın seninle gelmesen olur mu?)
“Do / Would you mind if…” ile izin istemek
İngilizce izin cümlelerinde sıkça kullanılan bir diğer kalıp da “Do / Would you mind if…” şeklinde. Bu ifadedeki “to mind” fiili, kendi başına kullanıldığında “önemsemek” veya “aldırış etmek” gibi anlamlara geliyor. Bunu “I don’t mind.” yani “Fark etmez.” anlamına gelen yaygın bir cümlede de görebiliyoruz.
“Do / Would you mind if…” kalıbıyla kurulan İngilizce izin cümlelerinin hem kibar olduğunu hem de kulağa çok mesafeli gelmediğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla kibarlık ve mesafe arasında bir denge yakalamak istiyorsanız bu tür bir izin cümlesi kurmayı düşünebilirsiniz.
Örnek: Do you mind if I join you for lunch? (Öğle yemeğinde size katılsam sakıncası var mı?)
Örnek: Would you mind if I took notes during our conversation? I want to make sure I remember everything. (Konuşmamız sırasında not alsam sakıncası var mı? Her şeyi hatırladığımdan emin olmak istiyorum.)
Örnek: Do you mind if I put you on speaker phone? I need to look through some documents. (Sizi hoparlöre alsam sakıncası var mı? Bazı belgelere göz atmam gerekiyor.)
İngilizce izin cümlelerini daha kibar hale getirmenin yolları
İngilizcede izin cümlelerinin en yaygın türleri bu şekildeydi. Tüm bunların yanı sıra izin isterken cümlemize bazı eklentiler yaparak daha da kibar hale getirebiliriz. Bunu yapmak için birkaç yöntemi hemen öğrenelim.
- “Please” demek
İngilizcede “lütfen” anlamına gelen “please” kelimesini kullanarak kibarlık seviyemizi artırabiliriz.
Örnek: Could you please pass me the salt? (Tuzu uzatabilir misiniz lütfen?)
Örnek: Would you mind providing some details, please? (Biraz detay verseniz olur mu lütfen?)
- “Possibly” demek
İngilizce izin cümlelerimizde “possibly” kelimesine yer vererek “acaba”, “mümkünse” tarzı bir anlam katabilir, böylece daha kibar cümleler kurabiliriz.
Örnek: Could I possibly borrow your car for the weekend? (Hafta sonu için arabanı ödünç almam mümkün mü acaba?)
Örnek: Would it possibly be okay if we postponed the meeting to next week? (Toplantıyı gelecek haftaya ertelememiz mümkün olur mu acaba?)
- Dinleyicinin vaktine saygı göstermek
Genel olarak kibar duyulmamızı sağlayacak bir diğer şey de izin istediğimiz kişinin vaktine saygı duyduğumuzu belirten ifadeler kullanmak. Bunun için “when you have time” (vaktiniz olduğunda) veya “at your convenience” (uygun olduğunuzda) tarzı yan cümleler gayet uygun.
Örnek: Could you look at this when you have time? (Vaktiniz olduğunda buna bakabilir misiniz?)
Örnek: Could you review this at your convenience? (Size uygun bir zamanda bunu inceleyebilir misiniz?)
Bunların yanı sıra kibarlık seviyemizi artıracak şeyler büyük ihtimalle konuşmanın bağlamına ve kiminle konuştuğumuza göre değişecektir. Örneğin izin istediğimiz kişinin meşgul olduğunu biliyorsak izin cümlemize “I know you’re busy, but…” (Meşgul olduğunuzu biliyorum ama…) diye başlamak iyi bir fikir olabilir.
İngilizce izin cümleleri: Sıkça sorulan sorular
İngilizce izin cümlelerini nasıl kurabileceğimizi örneklerle öğrendik. Şimdi de bu konuda sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplayalım.
İzin İngilizcesi ne?
“İzin” kelimesinin İngilizce karşılığı en genel anlamda “allowance” şeklindedir. Bunun yanı sıra işten izin alınmasından bahsediyorsak “leave”, izin belgesinden bahsediyorsak da “permit” kelimelerini kullanabiliriz.
Do you mind ne demek?
“Do you mind…” ifadesi, İngilizcede izin cümlesi kurmanın bir yoludur. Bu tarz cümleler Türkçeye “… yapmamın sakıncası var mıdır?” şeklinde çevrilebilir.
İngilizce nasıl izin istenir?
İngilizcede izin cümleleri kurmak için “can”, “could”, “may”, “might” kelimelerinden; “Do / Would you mind if…” ve “Would it be okay / alright / acceptable if…” kalıplarından faydalanabiliriz. Buna ek olarak “please” ve “possibly” gibi kelimeler daha kibar izinler istemekte işimize yarayacaktır.
İngilizce izin cümleleri: Test
İngilizce izin cümlelerini nasıl kurabileceğimizi böylece öğrenmiş olduk. O halde şimdi de İngilizce izin isteme becerimizi sınamak için bu konudaki testimizi çözelim!
Novakid’le tanışın!
İngilizcede izin istemek gibi becerilere tamamen hakim olmak istiyorsak dilin günlük hayatta nasıl kullanıldığını çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bunun en iyi yolu da dili öğrenirken onu yaşamak. Novakid’de etkileşim dolu derslerimizde tam da bunu sağlayan bir ortam oluşturuyoruz. Siz de çocuğunuzun İngilizceyi gerçekten konuşulduğu haliyle öğrenmesini isterseniz aramıza katılın!