İngilizcede have / has kullanımı nasıldır? have / has farkı nedir? İşte konu anlatımı ve test!
İngilizce öğrencileri, belli başlı kelimelerin dilde oldukça sık karşılarına çıktığını fark eder. Bazı kelimelerin dilbilgisi açısından birçok farklı kullanımı olduğu için oldukça yaygınlardır. Bu kelimelere bir örnek de “have” fiilidir.
Have fiilinin çeşitli kullanım alanları olduğu için cümlelerde sık sık görülür. Fakat bu fiil, “have”, “has” şeklinde iki farklı formda kullanıldığı için öğrencilerin kafasında bazı soru işaretleri oluşabilir. have / has ikilisinden hangisinin ne zaman kullanılması gerektiği, merak uyandıran bir konu olabilir.
Eğer İngilizce have / has kullanımını ve have / has farkını merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. Bu yazımızda have / has farkını örneklerle açıklayacak, bu fiillerin nerelerde ve ne zaman kullanıldığını gösterecek, ardından da kısa bir bilgi testiyle öğrendiklerimizi sınayacağız. Haydi öğrenelim!
Have / has farkı nedir?
Konu anlatımımıza have / has biçimlerinin arasındaki temel farkı açıklayarak başlayalım.
Aslında bakarsanız have / has farkı, İngilizcenin temel dilbilgisi kurallarına dayanan bir fiil çekimi farkıdır. have / has fiilleri, “have” fiilinin present simple tense’teki iki farklı çekimidir. “Has” yalnızca 3. tekil şahısla kullanılır; “have” ise geri kalan öznelerle kullanılır. Yani bir bakıma “has” fiili, “have”in bir diğer hâlidir. “Have” ve “has” fiillerinin ikinci hâli ise “had” olarak karşımıza çıkar, bunu past tense için kullanırız.
Diğer bir şekilde diyecek olursak: Eğer özne he / she / it ise “has” kullanılır. Eğer özne I / you / we / they ise “have” kullanılır. Örneğin:
- I have two brothers. (İki erkek kardeşim var.)
- He has an interesting hat. (İlginç bir şapkası var.)
- Cats have four legs. (Kedilerin dört ayağı vardır.)
- The cat has very long hair. (Kedinin çok uzun tüyleri var.)
Have / has kullanım alanları nelerdir?
İngilizcede have / has farkını en temel seviyede açıkladık. Fakat elbette yalnızca bunun bir çekim farkı olduğunu bilmek, have / has kullanımını tam olarak kavramaya yetmez. O halde şimdi have / has kullanımını detaylarıyla anlatmaya başlayalım.
En baştan söyleyelim: have / has fiilleri İngilizcede birçok farklı alanda kullanılır. Fakat bu sizin gözünüzü korkutmasın. Örneklerimizi gördükçe have / has kullanımı konusunda aklınızdaki soru işaretleri silinecek. Haydi hep birlikte görelim!
1. Sahiplik belirtmek için have / has kullanımı
Have / has kullanımının en yaygın amaçlarından biri, sahiplik belirtmektir. Aslına bakarsanız bu beklendik bir durumdur, çünkü İngilizcede “to have” fiili, “sahip olmak” anlamına gelir. Türkçeye de genellikle “var” şeklinde çevrilir.
Doğal olarak, az önce bahsettiğimiz çekim kuralları da özneye göre uygulanır. Hatırlayalım: I / you / we / they = “have”; he/she/it = “has”.
İşte sahiplik için have / has cümleleri örnekleri:
- I have white shoes. (Beyaz ayakkabılarım var.)
- You have a very nice house! (Senin/sizin çok güzel bir eviniz var!)
- John has brown hair. (John’un kahverengi saçları var.)
Have / has fiilerinin sahiplik belirtirken kullanılan alternatif bir formu, “have / has got” şeklindedir. Bu kullanım, herhangi bir anlam farkı yaratmaz. İşte örnekler:
- She has got a big family. (Büyük bir ailesi var.)
- They have got a red car. (Kırmızı bir arabaları var.)
Kafa karıştırabilen bir nokta ise have / has fiillerinin olumsuz halidir. Bunu yapmanın iki yolu vardır. İlk yöntem, “doesn’t have” ve “don’t have” kalıbını kullanmaktır.
I / you / we / they için “don’t have”, “he/she/it” için “doesn’t have” kullanılır. Yani bir bakıma, “have”in olumsuzu “don’t have” iken, “has”in olumsuzu “doesn’t have”dir. Örneklerle daha iyi görelim:
- He doesn’t have a pencil. (Onun bir kalemi yok.)
- We don’t have a dog. (Köpeğimiz yok.)
- Mary doesn’t have a sister. (Mary’nin kız kardeşi yok.)
Have / has fiillerini olumsuz hale getirmenin diğer yolu ise sırayla “haven’t” ve “hasn’t” formlarını kullanmaktır. Ancak bunu genellikle sahiplik belirtirken yapmayız. Bu iki formun kullanımını yazımızın sıradaki kısmında göreceğiz.
2. Yardımcı fiil olarak have / has kullanımı
Have / has kullanımını gördüğümüz en yaygın durumlardan bir diğeri ise yardımcı fiil olarak kullanımdır. “have / has” fiilleri, present simple yapısında İngilizcede yardımcı fiil (yani auxiliary verb) olarak kullanılır.
“Have / has” fiillerinde özneye göre çekim kuralı, her zaman olduğu gibi yardımcı fiil olarak kullanıldıklarında da geçerlidir. İşte birkaç örnek:
- I have done the cleaning. (Temizlik yaptım.)
- He has gone to Spain for a business trip. (İş gezisi için İspanya’ya gitti.)
- The cat has drunk its water. (Kedi suyunu içti.)
Az önce gördüğümüz “haven’t/hasn’t” formları, “have / has” fiillerinin yardımcı fiil oldukları zamanki olumsuz formlarıdır. Yani eğer present perfect yapısındaki bir cümleyi olumsuz yapıyorsak “have” fiilini “haven’t” ile; “has” fiilini ise “hasn’t” ile değiştirmemiz gerekir. Örneklerimizi görelim:
- She hasn’t had lunch yet. (Henüz öğle yemeği yemedi.)
- They haven’t finished cooking. (Yemek yapmayı bitirmediler.)
- I have been to Paris three times. (Üç defa Paris’te bulundum.)
Aslında “have / has” fiilleri, perfect içeren tüm İngilizce dilbilgisi yapılarında görülür. Örneğin future perfect yapısında da, başına “will” getirerek “have / has” kullanımı görülür. Past perfect gibi geçmişte geçen perfect yapılarında ise “have / has” fiilleri, geçmiş zamana göre çekimlenerek kullanılır. Eğer farklı tense’lerde have / has kullanımını merak ediyorsanız blogumuzdaki detaylı dilbilgisi yazılarımıza göz atabilirsiniz!
3. Modal verb olarak have / has kullanımı
“Have / has”, aynı zamanda bir modal verb olarak da kullanılabilir. Modal verb; niyet, istek, dilek, zorunluluk gibi çeşitli anlamları verirken kullanılan bir yardımcı fiil türüdür. Bu konu hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz İngilizcede modal verbs yazımıza göz atabilirsiniz!
Modal verb olarak “have / has” kullanımı, zorunluluk, kural, yasak veya gereklilikten bahsedilen durumlarda karşımıza çıkar. Fakat bu kullanımda “have / has” fiilleri tek başına kalmaz, ardından “to” kelimesi gelir. Yani modal verb cümlelerinde “have / has” fiilleri, “have to” ve “has to” şeklini alır. Have mi yoksa has mi kullanacağımız, her zamanki gibi özneye bağlıdır.
Blogumuzda daha önceden yayınladığımız, İngilizcede “have to” konusunu anlattığımız yazımıza göz atarak bu konuda daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.
İşte modal verb olarak “have / has” kullanımına örnek cümleler:
- You have to drink water. (Su içmelisin.)
- He has to pay the rent tomorrow. (Yarın kirayı ödemeli.)
- All tourists have to carry their passports. (Tüm turistler pasaportlarını taşımalı.)
Yardımcı fiil olarak kullanıldıklarında “have / has” fiillerinin olumsuz hallerinin “haven’t/hasn’t” olduğunu görmüştük. Fakat modal verb olan “have / has” kullanımı buna bir istisna. Modal verb halinde kullanılan “have / has” fiilleri, sırayla “don’t have to” ve “doesn’t have to” şeklinde olumsuz hale getirilir. Örneklerle daha iyi anlayalım:
- John doesn’t have to wear a suit to work. (John, takım elbise giymek zorunda değil.)
- We don’t have to wait here. (Burada beklemek zorunda değiliz.)
- The car has to be cleaned. (Araba temizlenmeli.)
Modal verbler konusunda dikkatli olmamız gereken bir konu daha var. “have / has” fiilleri, bazı cümlelerde başka bir modal verb’ü takip edebilir. Bu durumda “has” kullanılmaz, daima “have” kullanılır. Bu duruma birkaç örnek cümle inceleyelim:
- He could have done better. (Daha iyisini yapabilirdi.)
- Jane must have the results before May. (Jane, mayıstan önce sonuçlara sahip olmalı.)
- The cat might have caught a bird. (Kedi, bir kuş yakalamış olabilir.)
- I should have asked. (Sormalıydım.)
4. Ettirgenlik / oldurganlık anlamı vermek için have / has kullanımı
“Have” kelimesi ettirgenlik veya oldurganlık anlamı veren bir yardımcı fiil olarak da kullanılabilir. Bu kullanım biraz daha ileri seviye bir konu olarak karşımıza çıkar ve diğer kullanımlara oranla daha az yaygındır, dolayısıyla şimdilik anlamıyorsanız endişelenmenize hiç gerek yok. Böyle bir yapıyla cümle kurmak için “have + nesne + fiil” veya “have + iş yaptırılan kişi + fiil” kalıpları kullanılır. Örneklerle daha iyi anlayabiliriz:
- He will have his clothes ironed. (Kıyafetlerini ütülettirecek.)
- I will have the barber cut my hair. (Berbere saçımı kestireceğim.)
- He generally has his hair cut by the barber. (Genelde saçını berbere kestirir.)
Have / has kullanımında çeldirici örnekler
“Have / has” farkını ve kullanım alanlarını gördük. Fakat tüm bu kuralları bilseler dahi, “have / has” kullanımında öğrencilerin kafasını karıştıran birkaç kelimeyle karşılaşabiliyoruz. Özellikle de soyut isimler ve topluluk isimleri gibi kelimelerde “have” mi “has” mi kullanılması gerektiği, en başta belli olmayabiliyor. Dolayısıyla bu detayı da açıklamalıyız.
Öznesi bir soyut isim veya topluluk ismi olan cümlelerde “has” kullanımı daha yaygındır. Birkaç örnek verelim:
- Everyone has their own opinions. (Herkesin kendi fikri vardır.)
- The family has decided to go on vacation. (Aile, tatile çıkmaya karar verdi.)
- The class has completed the assignment. (Sınıf, ödevi bitirdi.)
- The news has reported the incident. (Haberler, olayı bildirdi.)
- The advice has helped a lot. (Tavsiye, oldukça yardımcı oldu.)
Görebildiğimiz üzere “the news”, “the advice” gibi soyut isimler, “has” ile beraber kullanılır. Çünkü üçüncü tekil (“it”) olarak kabul edilirler.
“Anyone”, “everyone”, “anybody”, “everybody” gibi kelimeler tekil kabul edilir. Bu sebeple bu öznelerle “has” kullanılır.
“The class”, “the family”, “the team” gibi topluluk adlarında ise “have / has” kullanımında net bir ayrım yoktur. Yukarıdaki örneklerde “has” kullandık, fakat topluluk isimleriyle “have” kullanımı da kabul edilebilir. Örneğin:
- Galatasaray have / has played against Fenerbahçe. (Galatasaray, Fenerbahçe’ye karşı oynadı.)
- The Johnson family have / has a dog in their backyard. (Johnson ailesinin arka bahçelerinde bir köpekleri var.)
Bu duruma önemli bir istisna, “people” kelimesidir. Öznesi “people” olan cümlelerde genel bir kitleden bahsedilmesine rağmen “have” kullanılır. Çünkü “people” aslında “person” kelimesinin çoğul hâlidir, sadece düzensiz olduğu için “persons” olarak karşımıza çıkmaz. Tekil ve çoğul isimler yazımıza göz atarak diğer istisnalara da bakabilirsiniz.
- The people have decided. (İnsanlar karar verdi.)
- Some people have birds as pets. (Bazı insanlar evcil hayvan olarak kuş sahibidir.)
- People have to be careful with money. (İnsanlar para konusunda dikkatli olmalıdır.)
“Have / has” kullanımı: Sıkça sorulan sorular
İşte “have / has” kullanımında sıkça sorulan sorular:
Have ne demek?
“Have”, İngilizcede “sahip olmak” demektir. Bu fiil aynı zamanda yardımcı fiil olarak veya present perfect tense gibi zaman çekimlerinde de kullanılır.
Have has farkı nedir?
Have ve has, “to have” fiilinin çekimleridir. I/you/we/they ile “have” kullanılır. He/she/it ile “has” kullanılır.
İngilizce have to ne demek?
İngilizcede “have to”; zorunluluk, kural, gereklilik, yasak gibi durumlar belirten bir yardımcı fiildir. Üçüncü tekil çekimi ise “has to” şeklindedir.
“Have / has” kullanımı: Test!
İngilizcede “have / has” kullanımını ve farklarını gördük. Şimdi ise kendimizi sınama vakti. Haydi bilgi testimizi çözelim!
Novakid’le tanışın!
İngilizce öğrenirken farklı şekilleri olan kelimelerin kullanımlarını öğrenmek oldukça önemli. Ancak bir dili öğrenmenin en iyi yolu ezberden değil, onu yaşamaktan geçer.
Çocuklarınızın İngilizceyi eğlenerek öğrenmesini sağlamak istiyorsanız Novakid mükemmel bir seçim! Onların dil becerilerini nasıl geliştirdiğimizi merak ediyorsanız aşağıdaki videomuzu izleyin:
Novakid’de uzman eğitmenlerimiz, online İngilizce derslerimizde çocuklara İngilizceyi severek öğretiyor. Siz de ücretsiz deneme dersinizi şimdi alın!