İngilizcede “affect” ve “effect” arasındaki fark nedir? Nasıl ayırt edilir?

“Affect” kelimesi İngilizcede bir fiil olarak kullanılır ve “etkilemek” anlamına gelir. “Var olan durumu değiştirmek” gibi bir anlama sahip olan bu fiil aynı zamanda “etkiye neden olmak” veya “etki bırakmak” anlamlarına gelebilir. Aşağıdaki örnekleri inceleyerek “affect” fiilinin cümleye kattığı anlamı daha iyi anlayabiliriz.

Örnek: The weather affects my mood. (Hava durumu ruh halimi etkiler.)

Örnek: His words deeply affected her. (Sözleri onu derinden etkiledi.)

Örnek: Lack of sleep affects your concentration. (Uyku eksikliği konsantrasyonunuzu etkiler.)

Bu örneklerde “affect” bir fiil olarak kullanılıyor ve bir durumun (hava durumu, uyku eksikliği) bir başka durumu (ruh hali, konsantrasyon) etkilediğini ifade ediyor. 

“Affect” İngilizcede fiil olarak kullanılır ve duygusal, psikolojik ya da durumsal etkilerden bahsedilirken kullanılır. Bu şekilde bakıldığında “affect” fiili cümle içerisinde bir “object” (nesne) ile kullanıldığını söyleyebiliriz. Yani “affect” fiili “A” nesne ya da kişisinin “B” (object) üzerinde bir etkisi olduğunu ifade eder.

Mesela “Technology changes our life.” (Teknoloji hayatımızı değiştirir.) cümlesinde “technology” için “A” ve “our life” için “B” diyelim. “A”nın “B” üzerinde bir etkisi olduğunu belirtmek için “A affects B.” şeklinde bir cümle kurmamız gerekir. Bu şekilde devam ettiğimizde ise “Technology affects our life.” (Teknoloji hayatımızı etkiler.) cümlesine ulaşırız. 

Daha iyi anlamak için aşağıdaki örnek cümleleri inceleyelim.

Örnek: Her lack of confidence negatively affects her performance at work. (Özgüven  eksikliği işteki performansını olumsuz etkiliyor.)

Örnek: Does the weather affect how you feel during the day? (Hava durumu, gün içinde nasıl hissettiğini etkiler mi?)

Örnek: Her negative attitude didn’t affect my decision at all. (Onun olumsuz tavrı, kararımı hiç etkilemedi.)

“Effect” İngilizcede genellikle bir isim olarak kullanılan ve “sonuç” veya “etki” anlamına gelen bir kelimedir. Bir olayın ya da bir eylemin sonucunda ortaya çıkan durumu ifade eder.

Örnek: The pandemic had a long-lasting effect on global trade. (Pandeminin küresel ticaret üzerinde uzun süreli bir etkisi oldu.) 

Örnek: The medicine had no side effects. (İlacın yan etkisi yok.)

Örnek: What was the effect of the meeting on the final decision? (Toplantının nihai karar üzerindeki etkisi neydi?)

Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere “effect” sıklıkla bir isim olarak kullanılır ve kendisinden sonra genellikle “the, any, into, on, take, or” alır.

“Effect” kelimesi bir olayın ya da eylemin yarattığı sonuçları ifade etmek için kullanılır. Etkileyen bir durum veya olay sonucunda ortaya çıkan şeyi tanımlar. Yani “effect” kelimesi, sebep-sonuç anlatan cümlelerde karşımıza sıkça çıkar.

“Effect” genellikle “etkisi olmak” anlamında “have” fiili ile “have a positive effect” ya da “have a negative effect” şeklinde kullanımı oldukça yaygındır. 

Tıpta ya da bilimde, bir tedavi veya ilacın yan etkilerini anlatmak için de sıklıkla “effect” kelimesine başvurulur. 

Örnek: The medication caused some minor side effects, such as headaches. (İlaç, baş ağrıları gibi küçük yan etkilere neden oldu.)

Örnek: His retirement had an negative effect on his family. (Emekliliğinin ailesi üzerind enegatif bir etkisi oldu.)

Örnek: Rebecca’s succes has an huge effect on her confidence. (Rebecca’nın başarısının, özgüveni üzerinde büyük bir etkisi var.)

İngilizcede “effect” kelimesi, pek yaygın olmamakla birlikte, fiil olarak da kullanılabilir. Fiil olarka kullanıldığında “gerçekleştirmek” ya da “sonuç vermek” anlamına gelir. Bir değişikliği veya sonucu meydana getirmek, bir durumu gerçekleştirmek ya da uygulamak anlamında kullanılır. Genellikle resmi veya önemli yazışmalar esnasında tercih edilir.

Örnek: The new leader effected significant policy changes during his first year in office. (Yeni lider, ilk yılında önemli politika değişikliklerini hayata geçirdi.)

Örnek: The company effected changes in its structure to improve efficiency. (Şirket, verimliliği artırmak için yapısında değişiklikler gerçekleştirdi.)

Aslında en temel fark “affect”in bir fiil, “effect“in ise genellikle bir isim olarak kullanılmasıdır. “Affect” genellikle bir durumu etkileyen bir güç olarak görünürken “effect” bu değişimin sonucunu, yani durumu anlatan bir isimdir. 

Örnek: Stress can affect your health. (Stres sağlığınızı etkileyebilir.)

Örnek: The effects of stress on health can be severe. (Stresin sağlık üzerindeki etkileri ciddi olabilir.)

“Stress can affect your health.” cümlesinde “affect” kelimesi, stresin sağlığınıza nasıl etki ettiğini anlatıyor. Burada, stres bir şeyler yapıyor; yani sağlığınızda bir değişikliğe yol açıyor. Bu cümlede, stresin sizi nasıl hissettirdiğini ya da sağlığınızda hangi değişikliklere neden olabileceği vurgulanıyor.

Diğer yandan “The effects of stress on health can be severe.” cümlesine bakalım. Burada “effect” kelimesi, stresin sağlığınız üzerindeki sonuçlarını vurguluyor. Yani “affect” kelimesi bir eyleme, “effect” ise bir sonuca işaret ediyor. 

Örnek: High temperatures can affect crop yields, and the effects can be devastating for farmers. (Yüksek sıcaklıklar ürün verimliliğini etkileyebilir ve bu etkiler çiftçiler için yıkıcı olabilir.)

Yukarıdaki örnekte ise  “affect” ve “effect” kelimeleri, birbiriyle sıkı bir ilişki içinde olsa da farklı işlevlere sahip. “Affect” bir eylemi (sıcaklıkların ürün verimliliğini nasıl etkilediğini) belirtirken “effect” bu eylemin sonucunu (yıkıcı etkilerini) anlatıyor.

Eğer “affect” ve “effect” farkını hatırlamakta zorlanıyorsanız bir hafız tekniği kullanabilirsiniz. “Affect” kelimesindeki “A” harfini “Action” (eylem) ile ilişkilendirirseniz eylem bildiren bir fiil olduğunu hatırlamak kolaylaşır. Ayrıca “effect” kelimesindeki “E” harfini “End result” (sonuç) ile bağdaştırmak, bu kelimenin bir sonuç anlattığını hatırlamanıza yardımcı olabilir.

 “Affect” ve “effect” farkını daha iyi anlayabilmek adına aşağıdaki cümleleri inceleyelim!

Örnek: Lack of sleep can negatively affect your performance at work. (Uykusuzluk, işteki performansınızı olumsuz etkileyebilir.)

Örnek: The effects of sleep deprivation include decreased focus and increased errors. (Uykusuzluğun etkileri arasında dikkatin azalması ve hata oranının artması bulunur.)

Örnek: The economy can affect job availability in your area. (Ekonomi, bölgenizdeki iş olanaklarını etkileyebilir.)

Örnek: The effects of a poor economy can be felt through higher unemployment rates. (Kötü bir ekonominin etkileri, daha yüksek işsizlik oranlarıyla hissedilebilir.)

Örnek: Rising temperatures are expected to affect global weather patterns in unpredictable ways. (Yükselen sıcaklıkların küresel hava düzenini öngörülemez şekillerde etkilemesi bekleniyor.)

Örnek: One of the most visible effects of climate change is the increase in extreme weather events. (İklim değişikliğinin en belirgin etkilerinden biri ekstrem hava olaylarındaki artıştır.)

Sizler için İngilizcede “affect” ve “effect” farkı konusunda akla en çok takılan soruları ve cevaplarını derledik!

“Affect” ve “effect” farkı nedir?

“Affect” bir eylemi ifade eder, yani bir şeyin üzerinde değişiklik yaratmak anlamında fiil olarak kullanılır. “Effect” ise bu değişimin sonucunu ya da sonucunda oluşan durumu ifade eden isimdir.

“Affect” fiil mi?

Evet “affect” genellikle fiil olarak kullanılır ve bir şeyin üzerinde değişiklik yapmayı, etkilemeyi ifade eder.

“Effect” isim mi?

“Effect” İngilizcede genellikle isim olarak kullanılır ve kendisinden sonra sıklıkla “the, any, into, on, take, or” alır.

Şimdi hep birlikte öğrendiklerimizi test edebileceğimiz bu sorulara bakalım.

Dil öğrenmenin en etkili yollarından biri de öğrendiklerinizi konuşarak pekiştirmek ve sağlam adımlarla ilerlemek. Çocuklar için İngilizce konuşma kursu Novakid’de uzman eğitmenlerimizle birlikte çocuklara öğrendiklerini konuşarak pekiştirebilecekleri bir ortam sunuyoruz. 

Aşağıda inceleyebileceğiniz üzere Novakid’de çocuklar için online İngilizce derslerimizi tam olarak bu prensibe göre işliyoruz.