Antonyms: İngilizcede zıt anlamlı kelimeler nelerdir?

İngilizcede “antonyms” kelimesi, bir kelimenin tam tersini ifade eden sözcükleri tanımlar. Örneğin “hot” kelimesinin zıddı “cold” ve “fast” kelimesinin zıddının “slow” olması gibi. Bu zıtlıklar, dili daha dinamik ve anlamlı hale getirir. İngilizce zıt anlamlı kelimeleri öğrenmek, kelime hazinenizi genişletirir ve aynı zamanda karşıt fikirleri ifade etmenizi sağlar. 

Örnek: 

• The delivery was fast. (Teslimat hızlıydı.)
• The delivery wasn’t slow. (Teslimat yavaş değildi.)

Şimdi sizlerle İngilizcede sıkça karşılaştığınız zıt anlamlı kelimeleri inceleyeceğiz. İngilizce zıt kelimeler bazen karışık olabilir ama merak etmeyin, her kelimenin doğru kullanımını örneklerle birlikte öğreneceğiz. 

• Fast (hızlı) – Slow (yavaş)

Örnek: The car is moving fast, but the truck is moving slow. (Araba hızlı hareket ediyor ama kamyon yavaş hareket ediyor.)

• Hot (sıcak) – Cold (soğuk)

Örnek: The coffee is hot, but the ice cream is cold. (Kahve sıcak ama dondurma soğuk.)

• Big (büyük) – Small (küçük)

Örnek: I bought a big apple and a small orange. (Büyük bir elma ve küçük bir portakal aldım.)

• Happy (mutlu) – Sad (üzgün)

Örnek: She felt happy in the morning but she was sad in the evening. (Sabah mutlu hissediyordu ama akşam üzgündü.)

• Hard (zor) – Easy (kolay)

Örnek: This math problem is hard, but the English question is easy. (Bu matematik sorusu zor ama İngilizce sorusu kolay.)

• New (yeni) – Old (eski)

Örnek: I bought a new phone to replace my old one. (Eski telefonumun yerine yeni bir telefon aldım.)

• Open (açık) – Closed (kapalı)

Örnek: The store is open during the day and closed at night. (Dükkan gündüz açık ve gece kapalı.)

• Light (hafif) – Heavy (ağır)

Örnek: This bag is light, but that one is heavy. (Bu çanta hafif ama şu ağır.)

Daha fazla İngilizce zıt anlamlı kelime öğrenmek için aşağıdaki listeye beraber göz atalım!

• Accept (kabul etmek) – Reject (reddetmek)
• Add (eklemek) – Remove (çıkarmak)
• Alive (canlı) – Dead (ölü)
• Allow (izin vermek) – Forbid (yasaklamak)
• Appear (belirmek) – Disappear (kaybolmak)
• Arrive (varmak) – Leave (ayrılmak)
• Awake (uyanık) – Asleep (uyuyan)
• Begin (başlamak) – End (bitirmek)
• Better (daha iyi) – Worse (daha kötü)
• Borrow (ödünç almak) – Lend (ödünç vermek)
• Brave (cesur) – Coward (korkak)
• Cheap (ucuz) – Expensive (pahalı)
• Day (gün) – Night (gece)
• Deep (derin) – Shallow (sığ)
• Early (erken) – Late (geç)
• Enter (girmek) – Exit (çıkmak)
• Friend (arkadaş) – Enemy (düşman)
• Give (vermek) – Take (almak)
• High (yüksek) – Low (alçak)
• Honest (dürüst) – Dishonest (dürüst olmayan)
• Include (içermek) – Exclude (dışlamak)
• Innocent (masum) – Guilty (suçlu)
• Love (sevmek) – Hate (nefret etmek)
• Noisy (gürültülü) – Quiet (sessiz)
• Pull (çekmek) – Push (itmek)
• Rich (zengin) – Poor (fakir)
• Safe (güvenli) – Dangerous (tehlikeli)
• Sharp (keskin) – Blunt (kör)
• Soft (yumuşak) – Hard (sert)
• Above (üstünde) – Below (altında)
• Absent (yok) – Present (mevcut)
• Ancient (eski) – Modern (modern)
• Calm (sakin) – Excited (heyecanlı)
• Cool (serin) – Warm (ılık)
• Create (oluşturmak) – Destroy (yok etmek)
• Dangerous (tehlikeli) – Safe (güvenli)
• Dry (kuru) – Wet (ıslak)
• Easy (kolay) – Difficult (zor)
• Fair (adil) – Unfair (adil olmayan)
• Fresh (taze) – Stale (bayat)
• Kind (nazik) – Mean (kaba)
• Arrive (varmak) – Depart (ayrılmak)
• Buy (satın almak) – Sell (satmak)

İngilizce zıt anlamlı kelimeler (antonyms) bir kelimenin anlamının tam zıddını ifade eden kelimelerdir. Günlük konuşmalar sırasında bir fikri veya durumu karşılaştırmak, zıtlıkları vurgulamak ya da anlatımı daha net hale getirmek için sıklıkla tercih edilirler.

Zıt anlamlı kelimeler sayesinde, bir olayın ya da durumun farklı yönlerini kolayca ifade edebilirsiniz. 

Zıt anlamlı kelimelerin kullanımı, resmi yazışmalardan yaratıcı yazılara kadar her alanda anlamı güçlendirmeye yardımcı olur. Zıt anlamlı kelimeleri bilmek, konuşma sırasında karşılaştırma yapmanızı kolaylaştırır ve düşüncelerinizi daha iyi ifade etmenize yardımcı olur. 

Örnek: The room was very cold, but outside was hot. (Oda çok soğuktu ama dışarısı sıcaktı.)

Örnek: She arrived early to the meeting, while her colleague was late. (O toplantıya erken geldi ancak meslektaşı geç kaldı.)

Örnek: This book is so interesting, but the one I read yesterday was boring. (Bu kitap çok ilginç ama dün okuduğum sıkıcıydı.)

Örnek: My bag is heavy, but yours looks quite light. (Çantam ağır ama seninki oldukça hafif görünüyor.)

Örnek: The movie had some happy moments, but the ending was really sad. (Filmde bazı mutlu anlar vardı ancak sonu gerçekten üzücüydü.)

Şimdi hep birlikte öğrendiklerimizi test edebileceğimiz bu sorulara bakalım.

İngilizce öğrenmenin en etkili ve eğlenceli yolu, öğrendiklerinizi gerçek bir konuşma ortamında kullanmaktan geçer. Çocuklar için İngilizce kursu Novakid’de uzman eğitmenlerimizle birlikte çocuklara öğrendiklerini konuşarak pekiştirebilecekleri bir ortam sunuyoruz. Novakid’deki uzman eğitmenlerimizle düzenlediğimiz grup dersleri, çocuğunuzun İngilizceyi aktif bir şekilde konuşarak öğrenmesini sağlamak için birebir! Bize katılabilir ve çocuğunuzun hem eğlenerek hem de konuşarak İngilizce öğrenmesini sağlayabilirsiniz.