İngilizcede yol tarifi nasıl sorulur, yönler nasıl söylenir? Haydi öğrenelim!

Nasıl yol tarifi vereceğinize ya da adres soracağınıza geçmeden önce, yönlere dair temel İngilizce kelimeleri öğrenmek önemli. Hadi başlayalım!

• Right: Sağ

• Left: Sol

• North: Kuzey

• South: Güney

• West: Batı

• East: Doğu

• North-east: Kuzeydoğu 

• North-west: Kuzeybatı

• South-east: Güneydoğu

• South-west: Güneybatı

• Straight: Düz

• Ahead: İleri

• Back: Geri

• Near: Yakınında 

• Next to: Bitişiğinde

• Behind: Arkasında

• In front of: Önünde

• Between: Arasında

Yer-yön kelimelerini başlıca ezberlediyseniz, bu kelimeleri hangi isim ve fiillerle kullanabileceğimize de bir göz atalım.

• Around the corner: Köşede

• To turn: Dönmek

• To go: Gitmek

• To arrive: Ulaşmak

• To walk: Yürümek

• To wait for: Beklemek

• On foot: Yürüyerek

• By bus: Otobüsle

• Cab: Taksi

• Street: Cadde

• Neighborhood: Mahalle

• Square: Meydan

• Road: Araba yolu

• Map: Harita

• Navigation: Navigasyon

• City center: Şehir merkezi

• Far away: Uzak

• District: İlçe

İngilizce adres tariflerinde yardım alabileceğiniz kalıplaşmış ifadeler bu şekilde. Şimdi ise dilerseniz, bu ifadeleri daha detaylı kullanabilmek için örnek soru kalıplarını ve diğer söz öbeklerini inceleyelim.

İngilizce yol tarifi isterken veya birilerine bu konuda yardımcı olurken kibar olmak önemli. İşte, tanımadığınız insanlarla hem yardımlaşırken hem de onlara karşı iyi bir izlenim çizerken kullanacağımız cümle kalıplarından bazılarını aşağıda listeledik.

• How can I get to…? 

“Almak” anlamına gelen “to get” fiili, İngilizcede birçok işlevi olan “to” sözcüğüyle birlikte kullanıldığında “bir yere varmak” anlamına gelmektedir. Bu kalıbı üstteki şekilde kullandığınızda, “… nasıl gidebilirim” demiş olursunuz.

Devam etmeden önce, bir şehirde bulunabilecek ve İngilizce tarif edebileceğiniz mekanlara bir göz gezdirelim.

• Hospital: Hastane

• Pharmacy: Eczane

• Museum: Müze

• School: Okul

• University: Üniversite

• Beach: Sahil

• Subway station: Metro istasyonu

• Airport: Havalimanı

• Bus stop: Otobüs durağı

• Police station: Polis karakolu

• Natural park: Doğa parkı

• Courthouse: Adliye

• Seaside: Deniz kenarı

• Lake: Göl

• Shop: Mağaza

• Barber shop: Berber

• Lunapark: Lunapark

• Sport center/gym: Spor salonu

• Hotel: Otel 

Bir şehirde bulunabilecek başlıca merkezi yerlerin İngilizcelerini gördüğümüze göre, diğer örnekleri incelemeye devam edebiliriz.

• Where is …?

“…nerede” anlamına gelen bu soru, İngilizcede bir şeyin yerini sormanın en basit yöntemidir. Ancak, birden fazla şeyin yerini sormak istediğinizde bu cümlenin yerini “Where are…?” ile değiştirmeniz gerektiğini unutmayın.

• Could you please tell me …?

En temel şekilde “Lütfen bana … söyleyebilir misiniz?” şeklinde çevirebileceğimiz bu cümle, tanımadığınız birisine ricada bulunmanın en kibar yöntemidir. Cümlenin devamını kullanmak istediğiniz soru kalıplarıyla devam ettirebilirsiniz. Bunu nasıl yapabileceğinize dair örnekleri diyaloglar kısmında göstereceğiz.

• Do you know where … is?

Bir diğer İngilizce adres tarifi sorma yöntemi olan bu cümle de “… nerede olduğunu biliyor musunuz?” anlamını taşır.

• Turn right, turn left, go ahead.

Bu ifadeleri ise İngilizce yol tarifinde bulunurken kullanabilirsiniz. Gördüğünüz kalıplar sırasıyla, “Sağa dön, sola dön, ileri git.” anlamlarına gelir.

• Is there…? 

Yukarıdaki soru cümlesinin anlamıysa  “… var mı?”. Bu tarz cümleleri çoğul isimlerden bahsederken “Are there…?” şeklinde değiştirmeniz gerektiğini hatırlatmakta fayda var.

Aşağıda şimdiye kadar öğrendiğimiz sözcükler ve cümleleri örnek diyaloglar içerisinde inceleyebilir ve kullanımlarını daha detaylıca öğrenebilirsiniz!

• Diyalog 1

• Do you know how I can get to the hospital beginning from the school gate? (Okul kapısından başlayarak, hastaneye nasıl gideceğimi biliyor musun?)

• First right, second left. Walk straight for 10 meters and go downhill. Wait for the traffic lights and you’ll see the hospital across the street. (Önce sağa, sonra sola dön. 10 metre boyunca düz yürü ve yokuştan aşağı in. Trafik ışıklarını bekle ve caddenin karşısında hastaneyi göreceksin.)

• Thank you for being helpful Marcus. (Yardımcı olduğun için teşekkür ederim Marcus.)

• Always. (Her zaman)

• Diyalog 2

• Excuse me, sir! (Affedersiniz bayım!) 

• Hi there! How can I help you? (Selam! Size nasıl yardımcı olabilirim?)

• First of all, I don’t know where I can find the nearest subway station. (Öncelikle, en yakındaki metro istasyonunu nerede bulacağımı bilmiyorum.)

• For the nearest subway station, you should walk straight for around ten minutes. Then, you should turn left towards the hospital. But remember that you can take advantage of many bus stops here, too. (En yakın metro istasyonu için, yaklaşık 10 dakika boyunca düz yürümelisin. Ardından, hastaneye doğru sola dönmelisin. Fakat burada birçok otobüs durağından faydalanabileceğin de aklında bulunsun.) 

• I appreciate your assistance. And also, could you please tell me where the nearest pharmacy is, in case of an emergency. (Desteğinize minnettarım. Ayrıca, acil bir durum olmasına karşın lütfen en yakın eczane nerede, söyleyebilir misiniz?)

• Sure, the nearest pharmacy is behind that big green apartment you see over there. (Elbette, en yakın eczane şu gördüğün büyük yeşil apartmanın arkasında.)

• Oh, I’m relieved! Thank you for your help. (Ah, rahatladım! Yardımınız için teşekkür ederim.)

• Don’t mention it. I’m glad to help. (Sakıncası yok. Yardımcı olabilmeme sevindim.) 

• Diyalog 3

• Hello madame, can you please help us get familiar with the city?  (Merhaba hanımefendi, lütfen şehri daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir misiniz?)

• Of course! What do you want me to help with exactly? (Tabii ki de! Tam olarak hangi konuda yardım etmemi istiyorsunuz?)

• I think we’re lost. But I’m sure we’re near Plaza Mayor. So, how should we get to the square? (Sanırım kaybolduk. Ama Plaza Mayor’a yakın olduğumuza eminim. Yani, meydana nasıl gidebiliriz?)

• Unfortunately you’re mistaken. Plaza Mayor is really far from here. You might prefer to take a cab to get there. (Maalesef yanılıyorsunuz. Plaza Mayor buradan oldukça uzak. Bir taksi tutmayı tercih edebilirsiniz.)

• Oh, really? Okay but I can’t see any taxi stand here. (Ah, gerçekten mi? Peki ama burada bir taksi durağı göremiyorum.)

• Turn your back and walk until you see the art gallery around the corner. After that, you should turn right and walk through the street. You will see one. It’s not really far from here. (Arkanızı dönün ve köşedeki sanat galerisini görene dek yürüyün. Sonrasında, sağa dönün ve cadde boyunca yürüyün. Bir tanesini göreceksiniz. Buradan pek uzakta değil.)

• Thank you for the directions, your help means a lot to us! (Yol tarifi için teşekkürler, yardımınız bizim için çok önemli.)

• You’re welcome. (Rica ederim.)

• Diyalog 4

• I don’t know where the best high school is in this neighborhood. I’m thinking of taking my son there. (Bu mahalledeki en iyi lise nerede bilmiyorum. Oğlumu oraya götürmeyi düşünüyorum.)

• My children study at the Greendale High School. It’s located at the northern side of the city. (Benim çocuklarım Greendale Lisesi’nde okuyorlar. Şehrin kuzey yakasında bulunuyor.)

• But I’m not sure about how to get there. Could you give me the directions? (Ama oraya nasıl gideceğim konusunda emin değilim. Bana yol tarifi verebilir misin?)

• Sure thing! At the beginning you should take a 17 bus at the bus stop over there and wait until you arrive at Springfield Street. After you take off, walk towards the bridge at the park. Turn left at the traffic lights after leaving the park and the school is exactly there! (Elbette! Başlangıçta şuradaki otobüs durağından 17 numaralı otobüse binmelisin ve Springfield sokağına ulaşana kadar beklemelisin. İndikten sonra, parktaki köprüye kadar yürü. Parktan çıktıktan sonra trafik ışıklarından sola dön ve okul tam olarak orada!)

• That’s very kind of you! (Çok naziksin!)

• I’m pleased to help. (Yardım ettiğime sevindim.)

İngilizcede yön isimleri, adres tarifi, mekanların İngilizcesi gibi konulara hakim olmanın ileri seviye bir İngilizce için önemli bir ilk adım olduğunu hatırlatalım. Farklı dillerde kendimizi iyi ifade edebilmek, yardım istemek ve yardımda bulunabilmek hem kendimizi güvende hissetmemiz hem de özsaygımızı artırmamız için önemli. 

Çocuklarınıza neden İngilizce öğrenmesi gerektiğini açıklamak ve ona bu konuda yardımcı olabilmek de bu süreci daha verimli hale getirebilecek bir yöntem. Çocuğunuzun bu konudaki motivasyon seviyesini artırmak için ilgili içeriğimize göz atabilirsiniz.

Novakid’de çocuklarınızı eğlendirirken öğreten online İngilizce dersleri mevcut. Siz de hemen şimdi kaydolarak ücretsiz deneme dersinden faydalanabilirsiniz!

Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi bir ateş böceği gibi parlasın! Novakid, dil öğrenimini gece karanlığında parlayan bir maceraya dönüştürüyor. Aşağıdaki videomuzda bu büyüleyici parıltıyı izleyin: