Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
Dünyanın dört bir yanından çocuklara ana dil olarak İngilizce öğretiyoruz! Bize katılmak ister misiniz?
Dünyanın dört bir yanından çocuklara ana dil olarak İngilizce öğretiyoruz!
ÜCRETSİZ DENEYİN
Share
X share icon
26.04.2024
Time icon 7 min

İngilizcede sporla ilgili terimler nelerdir?

Table of contents

İngilizce konuşurken kendinizi yetkin bir şekilde ifade edebilmek istiyorsanız zengin bir kelime hazinesine sahip olmanız önemli. 

Geniş bir kelime hazinesine sahip olmak içinse tiyatro, seyahat, edebiyat veya sağlık gibi ilginizi çeken alanlardaki terimlere çalışmaktan başlayabilirsiniz. Çocuklar için kelime pratiği yapmaya başlamak için en ilgi çekici alanlardan bir tanesi de spor! 

Farklı spor dalları hakkında fikir belirtmek, spor müsabakaları hakkında konuşmak, olimpiyatları takip etmek veya bir oyunun kurallarından bahsetmek gibi birçok farklı amaç için sporla ilgili terimlere ihtiyaç duyabilirsiniz.

Biz de sizler için bu içeriğimizde İngilizce sporla ilgili terimlerden daha rahat bir şekilde bahsetmenizi sağlayacak bazı kalıp ifadelerden ve kelimelerden bahsettik. 

İngilizce sporlar ve ekipmanları

Sporlar hakkında İngilizce cümleler kurmaya başlamadan önce ilk ihtiyacımız olan spor dalları ve ekipmanlarının İngilizcelerine genel anlamıyla hakim olmak. Daha sonrasında bu spor dallarıyla ilgili bilmeniz gereken bazı terimlere daha yakından göz atacağız. 

  • Football: Futbol (Britanya İngilizcesi)
  • Soccer: Futbol (Amerika İngilizcesi)
  • Ball: Top
  • Goal post: Futbol kalesi
  • Uniform: Üniforma
  • Court: Saha
  • Football shoes: Futbol ayakkabısı
  • Volleyball: Voleybol
  • Volleyball net: Voleybol filesi
  • Shinpad: Dizlik
  • Arm sleeves: Kolluk
  • Baseball: Beyzbol
  • Glove: Eldiven
  • Baseball bat: Beyzbol sopası
  • Helmet: Kask
  • Baseball jersey: Beyzbol forması
  • Cycling: Bisikletçilik
  • Bicycle: Bisiklet
  • Swimming: Yüzme
  • Fins: Palet
  • Lane: Kulvar
  • Goggles: Yüzücü gözlüğü
  • Swimsuit: Mayo
  • Lifesaver: Can simidi
  • Yoga: Yoga
  • Yoga mat: Yoga matı
  • Handball: Hentbol
  • Ice Hockey: Buz hokeyi
  • Stick: Sopa
  • Hockey socks: Hokey çorabı
  • Skates: Buz pateni
  • Elbow pads: Dirseklik
  • Shoulder pads: Omuzluk
  • Tennis: Tenis
  • Table tennis: Masa tenisi
  • Racket: Raket
  • Archery: Okçuluk
  • Bow: Yay
  • Arrow: Ok
  • Rugby: Ragbi
  • Badminton: Badminton
  • Gymnastics: Jimnastik
  • Golf: Golf
  • Boxing: Boks
Şimdi kaydolun ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
Çocuğunuza İngilizce ile güven verin!

İngilizce spor dalları ve terimleri

Artık İngilizce spor dallarının çoğuna ve bu spor dallarının ekipmanlarına hakimiz. Peki daha ayrıntılı cümleler kurabilmek için ne gibi terimlere ihtiyacımız var? Gelin birkaç spor dalıyla ilgili bilinmesi gereken terimleri inceleyelim.

Futbol

İşte minik sporseverlerin futbol hakkında konuşurken ihtiyaç duyabilecekleri bazı İngilizce terimler ve açıklamaları! 

  • Goal (Gol): Futbolun yanı sıra hokey veya benzeri top oyunlarında, topun belirlenen hedefe veya kaleye girmesi anlamına gelen kelime. Aynı zamanda “hedef” anlamında da kullanılır.
  • Referee (Hakem): Futbol maçlarında oyunun kurallara uygun bir şekilde yürütülmesini sağlayan kişi.
  • Goalkeeper (Kaleci): Takımın kalesini koruyan oyuncu.
  • Defense (Savunma/Defans): Gol yemeyi önlemek için oynayan oyuncular grubu.
  • Midfield (Orta Saha): Hem savunmaya hem de hücuma yardımcı olan oyuncular grubu.
  • Forward/Striker (Forvet): Atak yapmakla görevli oyuncular grubu.
  • Foul (Faul): Kuralları ihlal eden hareket.
  • Penalty (Penaltı): Ceza alanında yapılan faul sonrası verilen serbest vuruş.
  • Free Kick (Serbest Vuruş): Belirli bir ihlalden sonra verilen vuruş.
  • Corner Kick (Korner): Topun defans tarafından kale çizgisinden dışarı çıktığında verilen vuruş.
  • Throw-in (Taç): Topun yan çizgiden dışarı çıktığında yeniden oyuna sokulması.
  • Offside (Ofsayt): Oyuncunun top kendisine gelmeden önce rakip savunmanın arkasında olması durumu.
  • Red Card (Kırmızı Kart): Oyuncunun ciddi bir ihlal nedeniyle oyun dışı bırakılması için oyuncuya gösterilen kart.
  • Yellow card (Sarı kart): Oyuncunun uyarılması veya ikaz edilmesi için gösterilen kart.
  • Coach (Teknik Direktör): Takımı yöneten kişi.
  • Field/Pitch (Saha): Futbol maçının oynandığı alan.

Voleybol

İngilizce sporlardan bahsederken voleybol alanında ihtiyaç duyabileceğiniz terimler ise aşağıdaki gibi.

  • Serve (Servis): Oyunu başlatmak veya puan kazanmak için topun file üzerinden karşı tarafa atılması.
  • Spike (Smaç): Topa güçlü bir şekilde yukarıdan aşağıya vurmak.
  • Block (Blok): Rakibin smaçını engellemek için file önünde yapılan savunma hareketi.
  • Pass (Pas): Topu takım arkadaşına iletmek için yapılan hareket.
  • Assist (Asist): Takım arkadaşına başarılı bir smaç için yapılan pas.
  • Attack (Hücum): Topa rakip alana vurmak amacıyla yapılan hareketler.
  • Bump/Dig (Manşet): Topu yere düşmeden önce dirsekler ve ellerle kontrol etmek.
  • Ace (Ace): Servisin rakip tarafından karşılanamaması sonucunda doğrudan puan kazanılması.
  • Set (Set): Voleybol maçında belirli bir sayıda puan toplanarak tamamlanan bölüm.
  • Point (Sayı): Bir takımın oyundaki başarılı bir hamlesi sonucunda kazandığı puan.

Beyzbol

İngilizce beyzboldan bahsederken kullandığımız bazı terimler:

  • Pitch (Atış): Atıcının topu elinden fırlatması
  • Batter (Vurucu): Topa vuran oyuncu.
  • Pitcher (Atıcı): Topu fırlatan oyuncu.
  • Catcher (Kaleci): Atıcının arkasında duran ve atılan topu yakalaması gereken oyuncu.
  • Hit (Vuruş): Topa uygun bir şekilde vurulması.
  • Touch/Base (Temas): Koşucunun üslerden birine dokunması.
  • Pitching Mound (Atış Alanı): Atıcının topu fırlattığı yükseltilmiş alan.
  • Catch (Yakalama): Topun havada yakalanması.
  • Base (Üs): Oyuncuların koşu yaptığı yerler.
  • Squeeze Play (Sıkıştırma): Koşucunun koşu yapmaya zorlamak için yapılan taktiksel vuruş.

Tenis

İngilizce tenisle ilgili konuşurken kullanılan kelimeler:

  • Backhand (Backhand): Raketin arka tarafı ile yapılan vuruş.
  • Forehand (Forehand): Raketin ön tarafı ile yapılan vuruş.
  • Volley (Vole) Topun yere düşmeden havada yakalanarak vurulması.
  • Smash (Smaç): Topa yukarıdan aşağıya güçlü bir şekilde vurulması.
  • Lob (Lob): Rakip oyuncunun üzerinden topu yüksek bir şekilde aşıran vuruş.
  • Tie-break (Tie-break): Set puanlarının eşitlenmesi durumunda uygulanan özel puanlama sistemi.
  • Doubles (Çiftler): İki kişilik takımlar halinde oynanan tenis formatı.
  • Singles (Tekler): Bir kişiye karşı bir kişi olarak oynanan tenis formatı.
  • Deuce (Deuce): Oyunun eşit puanlarla sonlandırılması durumu.

Yüzme

İşte İngilizce yüzme terimleri!

  • Freestyle (Serbest Stil): Yüzücünün istediği bir şekilde yüzmesine izin veren bir stil, genellikle en hızlı ve verimli olan kulaç tekniği.
  • Backstroke (Sırt Üstü): Yüzücünün sırt üstü yüzdüğü stil.
  • Breaststroke (Kurbağalama): Yüzücünün ellerini öne doğru itip sonra geriye çekerek bacaklarını dışa doğru hareket ettirdiği stil.
  • Flapwise (Kelebekleme): Yüzücünün her iki kolunu aynı anda hareket ettirerek yaptığı stil.
  • Stroke (Kulaç): Yüzmenin temel hareketi; kolların ve bacakların suya karşı yaptığı hareket.

Boks

İngilizce boks alanındaki terimlerden bazıları:

  • Jab (Direkt Vuruş): Hızlı ve düz bir yumruk, genellikle ön elden gelir.
  • Guard (Savunma): Savunma pozisyonu, yumrukları ve vücudu korumak için kullanılır.
  • Ring (Ring): Boks maçlarının yapıldığı kare platform.
  • Corner (Korner): Boksörlerin antrenörlerinin bulunduğu ringin köşeleri.
  • Round (Raunt): Maçın belirli zaman aralıkları.

Hentbol

Hentboldan İngilizce bahsederken kullandığımız terimler ise şu şekilde:

  • Corner throw (Köşe Atışı): Topun bitiş çizgisini geçmesi ve son olarak kaleci dışında bir defans oyuncusunun dokunması durumunda, sahanın hücum ucundaki bir köşeden hücuma verilen taç atışı.
  • Disqualification (Diskalifiye): İki dakikalık üç uzaklaştırma cezası.
  • Diving Shot (Yana Doğru Şut): Bir oyuncunun topu kale alanının kenarında tuttuğu ve kaleye doğru sıçradığı ve yere değmeden hemen önce topu serbest bıraktığı bir manevra.
  • Goal Throw (Kale Atışı): Topun bitiş çizgisini geçmesi ve en son hücum takımı veya savunma kalecisi tarafından topa dokunulması halinde verilen atış hakkı.
  • Playmaker (Oyun Kurucu): Hücumu yönlendiren orta geri saha oyuncusu için kullanılan terim.

Buz hokeyi

Buz hokeyine dair birkaç İngilizce temel terim aşağıdaki gibidir:

  • Puck (Buz hokeyi topu/Puck): Buz hokeyinde kullanılan disk şeklindeki nesne.
  • Face-off (Face-off): Hakemin puck’ı iki oyuncu arasına atarak oyunu başlatması.
  • Penalty Box (Ceza Alanı): Oyuncuların faul yaptığında gönderildiği alan.
  • Hat Trick (Hat Trick): Bir oyuncunun bir maçta üç gol atması.
  • Icing (Icing): Bir oyuncunun kendi sahasından puck’ı rakip sahaya uzak bir noktaya göndererek yaptığı kural ihlali.

Golf

İşte İngilizce golf terimleri!

  • Tee (Çim Fide): Topu yerleştirip vuruş yaptığınız küçük destek.
  • Fairway (Orta Alan): Düz ve çimenli, golf topunu vurmak için ideal alan.
  • Rough (Çalılık/Kalın Çimen): Orta alanın dışındaki, topun daha zorlu bir konumda olduğu alan.
  • Green (Yeşil Alan): Deliğin bulunduğu ve topun yuvarlandığı kısa çimle kaplı alan.
  • Hole (Delik): Golf topunun gönderildiği küçük yuva.
  • Par (Par): Bir deliğin tamamlanması için beklenen standart vuruş sayısı.
  • Birdie (Birdle): Par’dan bir vuruştan daha azıyla deliği tamamlamak.
  • Eagle (Eagle): Par’dan iki vuruştan daha azıyla deliği tamamlamak.
  • Bogey (Bogey): Par’dan bir vuruştan daha fazlasıyla deliği tamamlamak.
  • Chip (Kısa Vuruş): Topu kısa mesafeden green’e göndermek için yapılan vuruş.
  • Caddie (Golf Taşıyıcısı): Golfçüye ekipman taşıma ve rehberlik konusunda yardım eden kişi.

Bisikletçilik

Son olarak, bisikletçilik alanında kullanılan İngilizce spor terimlerine göz atabiliriz!

  • Peloton (Peloton): Bisiklet yarışlarında ana grup veya topluluk.
  • Breakaway (Kopma/Kaçış): Yarışta pelotondan ayrılarak öne geçme.
  • Sprint (Depar): Kısa mesafede yüksek hızla yapılan yarış veya atak.
  • Climb (Tırmanış): Yarışta yokuş yukarı çıkış.
  • Paceline (Hız Çizgisi): Bisikletçilerin arka arkaya sürüş yaptığı düzen.
  • Drafting (Çekim Etkisinden Yararlanma): Rüzgar direncini azaltmak için önde giden bisikletçiyi takip etme.
  • Feed Zone (Beslenme Alanı): Yarış sırasında besin ve içecek alınan alan.

Novakid’le tanışın!

Bir dili öğrenirken kelime öğrenmek faydalı olsa da tek başına yeterli değil. Dili öğrenmek için onu aktif bir şekilde kullanmak ve bunu yaparken eğlenmek gerekir. Novakid’de online İngilizce derslerimizde çocuklara tam da bu deneyimi sunuyoruz. 

Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi bir rüya kadar tatlı ve keyifli olsun! Novakid, dil öğrenimini renkli düşlerin arasına çeviriyor. Aşağıdaki videomuzda bu tatlı rüyayı izleyin:

 

Siz de çocuğunuzun İngilizce öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi şimdi alın!

Yorum bırak

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

You might also like
Choose a language
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.