Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
2700 Novakid öğretmeni çocuğunuza deneme dersi vermek için hazır. İlk ders tamamen ücretsiz!
İlk ders tamamen ücretsiz!
daha çok bilgi alın
Paylaş
X share icon
05.02.2025
Time icon 7 dk.

İngilizce linking verbs konu anlatımı: Linking verbs nedir, ne anlama gelirler, bolca örnek cümleyle öğrenelim!

İçindekiler
  1. İngilizcede linking verbs nedir?
  2. İngilizce linking verbs: To be
  3. İngilizce linking verbs: Sensory verbs (Duyu fiilleri)
  4. İngilizce linking verbs: Değişim veya olduğu gibi kalma fiilleri
  5. İngilizce linking verbs: Sıkça sorulan sorular
  6. İngilizce linking verbs: Test
  7. Novakid’le tanışın!

İngilizcede fiilleri daha kolay öğrenmenin bir yolu, onları cümledeki işlevlerine göre gruplara ayırmak. Bu sayede çeşitli fiilleri gördüğümüzde hangi türden olduklarını anlayıp onları daha iyi bir şekilde aklımızda tutabiliyoruz.

Fiil türlerine bir örnek de İngilizcede “linking verbs” (bağlayıcı fiiller) adını verdiğimiz grup. Dildeki en yaygın ve en kullanışlı kelimelerden bazılarını içeren linking verbs kategorisi, İngilizce dilbilgisinde en başta fark etmesek bile oldukça önemli bir rol oynuyor.

Bu yazımıda hep birlikte linking verbs türünü yakından tanıyacağız. İngilizcede linking verbs nedir, ne işe yararlar ve örnekleri nelerdir, detaylı bir biçimde anlatacağız. Ardından da bir bilgi testiyle pratik yapacağız. Öğrenmeye başlıyoruz!

İngilizcede linking verbs nedir?

İngilizcede “linking verbs” (bağlayıcı fiiller), bir eylem değil de cümlenin öznesinin durumu hakkında bilgi veren fiillere deniyor. Genellikle hal değişiklikleri, duygular ve hislerden bahsederken bu fiilleri görüyoruz. 

Linking verbs grubunun bu temel açıklamasını daha iyi anlamanın en iyi yolu, İngilizcede fiilleri ve işlevlerini genel olarak hızlıca hatırlayıp karşılaştırma yoluyla linking verbs grubunun özelliklerine odaklanmak. Hemen bunu yapalım ve konuyu biraz daha yakından tanıyalım!

Fiillerin temel işlevlerinden bir tanesi, cümlenin nesnesi ile öznesi arasında bir ilişki kurmak. Örneğin “John loves Mary.” (John, Mary’i seviyor.) cümlesinde “love” fiilinin yapısı sayesinde sevme eylemini gerçekleştiren kişinin John olduğunu, Mary’nin de sevilen kişi olduğunu anlıyoruz.

Bu şekilde doğrudan bir nesne alan fiillere geçişli (transitive) fiiller deniyor. “I ate an apple.” (Bir elma yedim.), “I watched a movie.” (Bir film izledim.), “The cat caught a mouse.” (Kedi, bir fare yakaladı.) gibi cümlelerin hepsinde bir özne, bir de öznenin eyleminden doğrudan etkilenen bir nesne olduğu için özne ve nesne arasında geçişli fiil aracılığıyla bir ilişki kurmuş oluyoruz.

Bunun yanı sıra bazı fiiller doğrudan bir nesne almadan, yalnızca bir öznenin gerçekleştirdiği bir eylemi de aktarabiliyor. Mesela “The dog barked.” (Köpek havladı.) cümlesinde havlama eylemini gerçekleştiren bir köpek, yanı bir özne var. Ancak havlama eyleminden etkilenen bir nesne yok. Sadece eylemin bir özne tarafından gerçekleştirilmesi söz konusu.

Bu türdeki fiillere ise geçişsiz (intransitive) fiiller deniyor. Eğer Türkçedeki gibi düşünürsek öncesine “onu” kelimesini getiremediğimiz, yani doğrudan bir nesne ekleyemediğimiz fiiller bu gruba ait oluyor. “The boy ran.” (Çocuk koştu.), “The man fell.” (Adam düştü.), “Michael jumped.” (Michael zıpladı.) cümlelerindeki fiillerin her biri buna bir örnek.

Linking verbs grubu ise yapı olarak geçişsiz fiillere biraz daha yakın, çünkü dediğimiz üzere bizlere nesne hakkında değil, özne hakkında bilgi veriyorlar. Ancak fark ettiyseniz yukarıdaki fiillerimizin her biri bir çeşit “iş” bildiriyor. Linking verbs grubu ise bizlere bir iş değil, öznenin bir durumu hakkında bilgi vermeli!

Örneğin, “She is happy.” (O, mutlu.) cümlesini ele alalım. Bu cümlede “is” yani “to be” fiili, herhangi bir nesne almıyor. Sonuçta “happy” kelimesi yalnızca bir sıfat, yani bir eylemden etkilenemez. Demek ki fiilimiz kesinlikle geçişli değil.

Bunun yanı sıra, “to be” fiilinin yukarıdaki “run”, “fall”, “jump”, “bark” fiilleri gibi doğrudan bir eylem ya da bir iş belirtmediğini de fark edebiliriz. Daha ziyade “she = happy” gibi bir durumu ifade etmiş oluyoruz, dolayısıyla fiilimiz yukarıdaki sıradan intransitive verblerden ziyade bir linking verb oluyor.

Bu bilgilerle birlikte İngilizcede linking verbs grubunun en temel özelliğinden bahsedebiliriz: Linking verbs, doğrudan bir nesne almayan ve bir iş bildirmeyen, fakat hemen sonrasında öznenin durumunu açıklayan bir noun (isim) veya adjective (sıfat) gelen fiillere deniyor.

Bu teknik açıklamaları desteklemenin en iyi yolu İngilizcede linking verbs grubuna dahil olan en yaygın fiilleri sıralamak ve kullanımlarını örnek cümlelerle birlikte incelemek. O halde şimdi de tam olarak bunu yapalım ve linking verbs konusunu iyice yakından tanıyalım!

İngilizce linking verbs: To be

İngilizcede linking verbs grubunun kesinlikle en öne çıkan elemanı, aynı zamanda dildeki açık ara farkla en yaygın fiil olan “to be” yani “olmak” fiili. Bunu zaten az önce verdiğimiz kısa örnek cümlede de gördük.

“To be” fiili linking verb olarak kullanıldığında “copula” dediğimiz bir işlevi de gerçekleştirmiş oluyor. Bu da zaten tam anlamıyla cümlenin öznesini, o cümlenin yüklemine bağlayan yapıya verilen ad. “Copula” yapısının detayları bu yazımız için biraz konu dışında kalıyor, fakat “to be” alıştırmaları hakkındaki yazımızda fiilin bu kullanımını biraz daha detaylı bir şekilde açıklamıştık.

“am, is, are, was, were, will be, have been, being” şeklinde kullanabildiğimiz “to be” fiili, aşağıdaki örnek cümlelerde bir linking verb olarak kullanılıyor:

Örnek: I am exhausted after that workout. (O antremandan sonra bitkin durumdayım.)

Örnek: She has been my best friend since kindergarten. (Anaokulundan beri en iyi arkadaşım.)

Örnek: My uncle is the manager of a large company. (Amcam, büyük bir şirketin müdürü.)

Örnek: These headphones are definitely worth the money. (Bu kulaklıklar kesinlikle parasına değer.)

Örnek: We have been neighbors for twenty years now. (Yirmi yıldır komşuyuz.)

Görebiliyoruz ki bu cümlelerin hepsinde linking verbümüz olan “to be”nin ardından ya bir noun ya da bir adjective geliyor. Üstelik söz konusu noun ya da adjective’in tek bir kelime olmasına da gerek yok; örneğin sondan bir önceki cümlemizde linking verbümüzü “worth the money” ifadesiyle kullandık. Genelde isimden önce kullanılmasa da “worth …” kalıbı da bir adjective sayılıyor.

Tüm bu cümlelerde  linking verb olan “to be” fiilinden hemen sonra gelen kelime ya da kelime grubu, öznenin bir özelliğini belirtmiş oluyor. Her bir örnek için “I = exhausted”, “she = my best friend”, “my uncle = the manager”, “these headphones = worth the money”, “we = neighbors” denkliklerini kurabiliyoruz.

“To be” fiilinin linking verb olması dışındaki kullanımları hakkında da detaylı bilgi almak isterseniz İngilizce “to be” konu anlatımı yazımıza göz atmayı unutmayın!

İngilizce linking verbs: Sensory verbs (Duyu fiilleri)

Linking verbs grubunun oldukça önemli bir alt kategorisi ise İngilizcede “sensory verbs” yanı duyu fiilleri adını verdiğimiz fiil çeşidi. Bir çeşit stative verb de sayılan duyu fiilleri, adından da anlaşılabileceği gibi beş duyu organımızdan biriyle algıladığımız özelliklerden bahsederken kullanılıyor.

Örnek vermek gerekirse “appear, seem, look, smell, sound, taste, feel” fiillerinin hepsi birer sensory verb sayılıyor. Fakat bu fiillerden bazıları geçişli fiil olarak veya linking verb olmayan geçişsiz fiil olarak da kullanılabiliyor. Dolayısıyla önce bu ayrımı yapalım ve olası kafa karışıklıklarının önüne geçelim.

“Look” fiili normalde bir geçişsiz fiil olarak kullanılabilir. Örneğin “I’m not looking.” (Bakmıyorum.) cümlesinde bir geçişsiz fiil olarak görüyoruz. Bunun yanı sıra “Look at the image.” (Resme bak.) cümlesinde de “Look the image.” diyemediğimiz için “look” fiili yine geçişsiz sayılıyor.

Fark etmişsinizdir ki bu kullanımların hiçbirinde “look” fiili öznenin durumu ya da bir özelliği hakkında bilgi vermiyor, dolayısıyla linking verb olmuyor.

Benzer bir durum “appear” fiili için de geçerli. “Suddenly, a cat appeared.” (Aniden bir kedi belirdi.) gibi cümlelerde yalnızca öznenin gerçekleştirdiği bir eylem söz konusu, öznenin bir özelliği ya da durumu değil. Dolayısıyla bu tür cümlelerde “appear”, linking verb değil.

“Smell”, “taste” ve “feel” fiilleri ise geçişli fiil olabiliyorlar. Örneğin “I smelled the food.” (Yemeği kokladım.), “I tasted the soup.” (Çorbayı tattım.), “He felt pain.” (Acı hissetti.) cümlelerinde “the food”, “the soup” ve “pain” kelimeleri nesne oldukları için fiil geçişli oluyor.

Bunun yanı sıra “smell” fiilinin “(kötü) kokmak” anlamında geçişsiz bir kullanımı da mevcut. Örneğin “He smells.” (O, kokuyor.) cümlesinde “smell”, linking verb olarak değil, standart bir geçişsiz fiil olarak kullanılıyor.

Bu fiillerin linking verb olarak kullanıldığı cümleleri ise aşağıda görebiliriz:

Örnek: You sound tired on the phone. (Telefonda sesin yorgun geliyor.)

Örnek: The new restaurant looks expensive. (Yeni restoran pahalı görünüyor.)

Örnek: The flowers smell wonderful in spring. (İlkbaharda çiçekler harika kokar.)

Örnek: The water feels perfect for swimming. (Su yüzmek için mükemmel hissettiriyor.)

Örnek: This soup tastes a bit salty. (Bu çorba biraz fazla tuzlu.)

Örnek: The house appears empty, but I can see a light in the attic. (Ev boş görünüyor ama çatı katında bir ışık görebiliyorum.)

Örnek: You seem worried about something today. (Bugün bir şey hakkında endişeli gibisin.)

Burada ufak bir not düşelim: “Appear” ve “seem” fiilleri temelinde görme duyusuyla alakalı olsa da çok daha geniş bir anlama sahip olabiliyorlar. Türkçedeki “… gibi görünüyor / … gibi geliyor” ifadesinin anlamını bu iki fiille aynen aktarabiliyoruz. Yani mecazî bir “görünme” durumunda da bu iki fiili kullanabiliriz.

Örnek: The problem appears more complicated than we initially thought. (Problem başta düşündüğümüzden daha karmaşık görünüyor.)

Örnek: That explanation doesn’t seem right to me. (O açıklama bana doğru gelmiyor.)

İngilizce linking verbs: Değişim veya olduğu gibi kalma fiilleri

Son olarak İngilizcede “become, grow, turn, prove, remain, stay, keep” gibi fiilleri de linking verb olarak kullanabiliyoruz. Sonuçta bu fiillerin hemen ardından noun veya adjective geldiğinde yine cümlenin öznesinin durumunu belirtmiş oluyoruz. 

Az önce olduğu gibi bu fiillerin de bazıları linking verb yerine geçişli olarak veya standard geçişsiz fiil olarak kullanılabiliyorlar. 

Örneğin “Two days remain.” (İki gün kaldı.), “I can’t stay for long.” (Uzun süre kalamam.), “The plants grew.” (Bitkiler büyüdü.), “Turn to page 20.” (Sayfa 20’yi açın.) cümlelerinde sıradan geçişsiz fiil; “He proved the theory.” (Teoriyi ispatladı.), “I keep my old clothes.” (Eski kıyafetlerimi saklarım.), “Farmers grow food.” (Çiftçiler yiyecek üretir.) gibi cümlelerde ise geçişli fiil olarak kullanılıyorlar.

Şimdi de bu saydığımız fiillerin linking verb olduğu örnek cümlelerimizi inceleyelim:

Örnek: The situation became complicated after his announcement. (Durum onun açıklamasından sonra karmaşık hale geldi.)

Örnek: My grandmother grew quiet during the movie. (Büyükannem film sırasında sessizleşti.)

Örnek: The sky turned dark before the storm. (Gökyüzü fırtınadan önce karardı.)

Örnek: That rumor proved true after all. (Dedikodu sonunda doğru çıktı.)

Örnek: The mystery remains unsolved to this day. (Gizem bugün dahi çözülmemiş durumda.)

Örnek: The leftovers stayed fresh for days. (Artan yemekler günlerce taze kaldı.)

Örnek: He keeps calm under pressure. (Baskı altında sakin kalıyor.)

Şimdi kaydolun ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
Çocuğunuza İngilizce ile güven verin!

İngilizce linking verbs: Sıkça sorulan sorular

İngilizcede linking verbs (bağlayıcı fiiller) konu anlatımımız bu şekildeydi. Şimdi de bu konu hakkında sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplayalım:

Bağlayıcı fiil nedir?

İngilizcede bağlayıcı fiil (linking verbs), cümlenin öznesinin durumu veya bir özelliği hakkında bilgi veren fiillere denir. Cümleyi bir isme (noun) veya sıfata (noun) bağlarlar. “Be, appear, seem, look, smell, sound, taste, feel, become, grow, turn, prove, remain, stay, keep” fiilleri bu türe örneklerdir.

Bağlayıcı fiiller nasıl kullanılır?

İngilizcede bağlayıcı fiiller, hemen sonrasında bir isim ya da sıfat gelecek şekilde kullanılır. Eğer fiilden hemen sonra bir isim geliyorsa bu ismin fiilin nesnesi olmadığından emin olmak gerekir. Aynı zamanda bağlayıcı fiillerde eylemin bir iş de belirtmemesi, yalnızca öznenin durumunu ya da özelliğini belirtmesi gerekir.

İngilizce linking verbs: Test

Şimdi de İngilizce linking verbs hakkındaki ufak bilgi testimizle öğrendiklerimizi pekiştirelim!

We didn’t know much about each other at first, but we ___ closer over time.
Your perfume ___ so nice!
Albert Einstein ___ a physicist who is known for his theory of general relativity.
Your English accent ___ authentic!
She ___ a famous artist after years of hard work.
I ___ a little nervous to be honest, but I can handle it.
Bu cümlelerden hangisinde bir linking verb vardır?
Bu cümlelerden hangisinde bir linking verb vardır?
Bu cümlelerden hangisinde bir linking verb yoktur?
Bu cümlelerden hangisinde bir linking verb yoktur?
Yanıtlara Bak

Novakid’le tanışın!

İngilizcede linking verbs gibi detay konuları öğrenmenin en etkili yolu, dili mümkün olduğunca aktif biçimde kullanmak. Novakid’de çocuklar için online İngilizce derslerimizde tam da bu fırsatı sağlayan bir ortam sunuyoruz. Siz de hemen şimdi aramıza katılın ve 1 ay boyunca konuşma pratiği derslerimizden ücretsiz faydalanın!

Bunun yanı sıra teke tek derslerimizde de benzersiz bir yöntem uyguluyoruz. Aşağıdaki videodan daha detaylı bilgi alabilirsiniz:

Eğer siz de çocuğunuzun İngilizceyi yaşayarak öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi alın ve Novakid’e katılın!

Yorum bırak

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

Çocuğunuzun ücretsiz deneme dersine katılacak öğretmeni seçelim!
  • Video Preview
  • Video Preview
  • Video Preview
  • Video Preview
Editörün seçimi
Öğretmenin Görüşü
İlginizi çekebilir
Bir dil seçin
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.