İngilizcede kelime türleri (parts of speech) nelerdir? İngilizce cümle yapıları nasıl oluşturulur?
Kelime türleri (parts of speech), cümlede farklı amaçlarla kullanılan çeşitli sözcüklerin genel adıdır. Bu öğeler cümleleri oluşturan farklı yapı taşları gibidir. Aynı zamanda, kelime türlerinin sıralanışı her dilde farklı olabilir. Örneğin Türkçede eylem, cümlenin sonuna gelirken İngilizcede eylem, özneden sonra gelir.
Bu yüzden dillerin cümle yapıları da değişiklik gösterir. Hazırsanız İngilizce örnekler üzerinden kelime türlerini (parts of speech) ve cümle yapılarını (sentence structures) inceleyerek bu konuyu kavrayalım!
Kelime türleri (parts of speech)
İngilizcede kelime türleri (parts of speech), cümlede kullanılan kelimelerin görevlerini ve anlamlarını belirtir. Kısacası cümle yapısının en ufak yapı taşlarıdır. Haydi şimdi cümlenin ögelerine (parts of speech) daha detaylı bakalım!
- Noun (İsim): Bir varlığı (insan, hayvan, nesne, yer vb.) adlandırır.
Örnek: dog (köpek), notebook (defter), Türkiye
- Pronoun (Zamir): Bir ismin yerine geçer ve çoğunlukla önceki bir sözcüğü ya da gruptaki birini temsil eder.
Örnek: she (o – dişi), it (o – nesne), he (o – erkek)
- Verb (Fiil): Eylemleri ifade eder.
Örnek: read (okumak), go (gitmek), listen (dinlemek)
- Adjective (Sıfat): Bir ismi ya da zamiri tanımlar.
Örnek: sad (üzgün), short (kısa), beautiful (güzel)
- Adverb (Zarf): Bir eylemi, sıfatı ya da başka bir zarfı niteler.
Örnek: slowly (yavaşça), quickly (hızlıca), carefully (dikkatlice), well (iyi)
- Preposition (Edat): Bir sözcüğü, bir sözcük grubunu ya da cümleyi başka bir sözcükle ilişkilendirir.
Örnek: over (üzerinde), with (ile / beraber), in front of (önünde)
- Article (Belirli / Belirsiz Artikel): İsimlerin öncesine gelir ve ismin belirli olma veya olmama durumunu gösterir. “A / an” ve “the” kelimeleri İngilizcedeki artikellerdir.
- Conjunction (Bağlaç): Cümleleri, sözcükleri ya da sözcük gruplarını birbirine bağlar.
Örnek: but (ama), and (ve), or (veya)
- Interjection (Ünlem): Şaşkınlık, coşku, heyecan gibi duyguları belirtir.
Örnek: wow! (vay!), yay (evet!)
İngilizce cümle yapıları nasıl oluşturulur?
Bir dili öğrenirken dil bilgisi kurallarını güçlendirmek için en önemli basamaklardan biri olan cümle yapıları, o dilin temel kurallarını anlamaya yardımcı olur. Bu yapılar, dilden dile farklılık gösterebilir. Haydi şimdi İngilizcede cümle yapılarının nasıl oluşturulduğuna bakalım!
İngilizcede yargı belirten bir cümle, S (subject) + V (verb) + O (object), yani özne, eylem, nesne şeklinde sıralanır. Basit örnekler üzerinden incelemeye başlayalım:
Örnek: She (subject) reads (verb) a book (object) every night. (O, her gece kitap okur.)
Örnek: The cat (subject) is eating (verb) fish. (Kedi, balık yiyor.)
Soru cümlelerinde ve bazen yan cümlelerde özne ve yüklemin yerleri değişebilir. Ancak, başlangıçta hakim olmamız gereken ve yargı cümlelerinde kullanacağımız düzen bu şekildedir.
Daha karmaşık cümlelerde ise edat, bağlaç veya zarf gibi ögeler cümledeki diğer ögelerin arasına girebilir. Bu gibi durumlarda hangi kelimeyi nereye koyacağımızı iyi bilmekte fayda var. Şimdi gelin, İngilizce cümle yapılarına daha ayrıntılı bir göz atalım.
İngilizce cümlelerin yapısı
Az önce bahsettiğimiz gibi İngilizce cümle yapıları S+V+O dizilimiyle oluşturulur. Bunun yanı sıra sıfatların, zarfların, zamirlerin, edatların, artikellerin, bağlaçların ve ünlemlerin cümle yapısındaki konumlarına da bir göz atalım!
- Pronouns (zamirler), tıpkı Türkçedeki gibi isimlerin yerine geçer. Cümlede hem özne hem de nesne görevi görebilirler.
Örnek: She is my friend. (O, benim arkadaşım.)
Örnek: I love him more than anybody. (Onu herkesten daha çok seviyorum.)
- Adjectives (sıfatlar), isimlerden önce gelerek önüne geldiği ismi tanımlar.
Örnek: The big house is beautiful. (Büyük ev çok güzel.)
- Adverbs (zarflar), eylemden önce ya da eylemin hemen sonrasına gelir ve bir eylemin ne zaman, nasıl, nerede ya da ne sıklıkta yapıldığını ifade eder.
Örnek: He sings beautifully. (Çok güzel şarkı söylüyor.)
Örnek: My cat always looks at me when I run. (Kedim her koştuğumda bana bakar.)
- Prepositions (edatlar), iki sözcük ya da sözcük grubu arasında ilişki kurarak yer, zaman, yönelim gibi bağlamlarda kullanılır.
Örnek: I am at the park. (Parktayım.)
- Articles (artikeller), adların önüne gelir ve adın belirliliğini veya belirsizliğini vurgular. İngilizcede “the” belirli artikelken “a / an” artikelleri belirsizdir.
Örnek: A cat is in the garden. (Bir kedi bahçede.)
- Önüne artikel getirdiğimiz bir ismi sıfatla niteleyeceksek sıfat, isimle tanımlığın arasına gelir.
Örnek: The red wardrobe (Kırmızı gardrop)
- Conjunctions (bağlaçlar); sözcükleri, sözcük gruplarını ya da cümleleri birbirine bağladığı için aralarında bulunur.
Örnek: I like tea and she likes coffee. (Ben çay severim ve o kahve sever.)
- Interjections (ünlemler), genellikle cümlenin başında bulunur.
Örnek: Wow (ünlem), that’s awesome! (Vay, bu harika!)
- Bazen fiili vurgulamak için cümlenin başına kelime veya kelime öbekleri de yerleştirebiliriz.
Örnek: Just look at this! (Şuna bir bak!)
- İngilizcede bir nesne ya da özne hakkında daha fazla ayrıntılı bilgi vermek istersek bunu yan cümleciklerle (relative clause) yapabiliriz. Bunun için ismin yanına, eğer bir kişiden bahsediyorsak “who”, nesneden, durumdan ya da hayvandan bahsediyorsak “which” ya da “that” koyarız, ardından fiil ve nesneyle yan cümleyi devam ettiririz.
Örnek: The woman who is standing there, is beautiful. (Orada duran kadın güzel.)
Örnek: The cat which loves me is not here today. (Beni seven kedi bugün burada değil.)
İngilizce olumsuz cümle yapısı
İngilizcede olumsuz bir cümle oluşturmak için yardımcı fiile (auxiliary verb) veya kullandığımız modal fiile “not” eklememiz yeterli olacaktır.
- Örnek: He does not like meat. (O, et sevmez.)
Ayrıca olumsuz yardımcı fiiller “don’t”, “doesn’t”, “isn’t” şeklinde kısaltılarak kullanılabilir.
- Örnek: She doesn’t want any pasta. (O, makarna istemiyor.)
“Never”, “no one”, “nothing” gibi olumsuz sözcüklerle de İngilizcede olumsuz cümle kurmamız mümkündür. Ancak, bu kelimeleri kullanırken şuna dikkat etmemiz gerekir ki Türkçedeki kullanımının aksine, olumsuzluk belirten kelimeler cümleye zaten olumsuzluk anlamı kattığından olumsuzluk anlamı verecek başka bir kelime kullanmamıza gerek yoktur.
- “Never” kelimesi “asla” anlamına gelmektedir ve az önce bahsettiğimiz gibi kendisi olumsuzluk belirten bir zarf olduğundan cümleye olumsuzluk belirten başka bir kelime eklememize gerek yoktur. Bu kelime, kimi zaman devrik cümlelerin başına da gelebilir. İngilizce devrik cümle nasıl kuracağımızı ise yazının devamında inceleyeceğiz.
Örnek: Her boyfriend never wants to talk with me. (Onun erkek arkadaşı hiçbir zaman benimle konuşmak istemiyor.)
- “No one” ya da “nobody” kelimeleri ise “hiç kimse” anlamına gelmektedir ve bu kelimeler cümle içinde özne veya nesne olarak kullanılabilir. “Hiçbir şey” anlamına gelen “nothing” kelimesi için de aynı kurallar geçerlidir.
Örnek: No one wants to come to my party. (Hiç kimse partime gelmek istemiyor.)
Örnek: I wanted to call nobody when I heard the news. (Haberleri duyduğumda hiç kimseyi aramak istemedim.)
İngilizce soru cümlelerinin yapısı
İngilizcede farklı türlerde soru sözcükleri ve türleri bulunuyor. Bunlar, belirli bir sıra kullanılarak cümlenin yapısını oluşturuyor. Hazırsanız örnekler üzerinden bu soru yapılarını inceleyelim!
- Yes/No Questions (Evet/Hayır Soruları): Bu türdeki sorulara “evet” ya da “hayır” ile cevap verilir. Bu cümleleri oluşturabilmek için “do, can, should” gibi yardımcı fiillere ihtiyacımız vardır. Ögelerin sıralanışı ise, yardımcı fiil + özne + yüklem şeklindedir.
Örnek: Did she visit the museum yesterday? (Dün müzeyi ziyaret etti mi?)
Örnek: Can you give me an answer please? (Bana bir cevap verebilir misin lütfen?)
- Wh-Questions (Wh- Soruları): Bu sorular, genellikle bilgi almak veya bir konu hakkında ayrıntı almak için kullanılır. (What, who, when, why, how)
Örnek: What are you doing? (Ne yapıyorsun?)
- Tag Questions (Eklenti Soruları): Tag questions (eklenti soruları), İngilizcede cümlelerin sonunda olan eklenti sorulardır. Çoğunlukla ana cümledeki içeriği doğrulamak ya da içeriğin kesinliğini sorgulamak için kullanılır.
Eklenti sorularla oluşturulan cümleler genelde iki kısımdan oluşur.
- Ana cümle: Yargı belirten asıl kısım.
- Soru cümlesi: Ana cümlenin yanına getirdiğimiz soru ifadesi.
Cümledeki soru kısmı da aşağıdaki farklı kısımlardan oluşmaktadır.
- Yardımcı fiil: Kurduğunuz ana cümleye bağlı olarak soru ifadesine getireceğiniz yardımcı/modal fiil.
- Olumsuzluk kelimesi: “Not” kelimesi, yardımcı fiille bitişik (shouldn’t, don’t, mustn’t) değilse, cümlenin sonuna getirilir. Eğer ana cümle olumluysa eklenti soru olumsuz, eğer ana cümle olumsuzsa tam tersi olur.
- Özne: Ana cümledeki özne, soru kısmında cümlenin sonuna gelir.
Şimdi eklenti sorularını nasıl yapabileceğimizi örneklerle öğrenelim.
Örnek: You want to eat this hamburger, don’t you? (Bu hamburgeri yemek istiyorsun, değil mi?)
Örnek: You can’t draw a cow, can you? (Sen bir inek çizemezsin, değil mi?)
Örnek: I should go shopping for school, shouldn’t I? (Okul için alışverişe gitmeliyim, değil mi?)
Örnek: You like pizza, don’t you? (Pizza seviyorsun, değil mi?)
- Embedded Questions (Gömülü Sorular): Genellikle bir cümle içinde başka bir soru sormak için kullanılırlar ve yan cümle şeklinde başka bir ana cümleye dahil olurlar. Bu soruları oluştururken dikkat etmeniz gereken şey, soru kelimesinden sonra gelen yan cümle devrik cümle olmamalıdır.
Örnek: I wonder what time the movie starts. (Film ne zaman başlıyor diye merak ediyorum.)
- Negative Questions (Olumsuz Sorular): En basit ifadeyle, olumsuz bir durumu sorgulamak için kullanılır. Genellikle yardımcı fiil + olumsuzluk belirten kelime + özne + yüklem şeklinde oluşturulur, fakat olumsuzluk belirten kelimeye farklı yerlerde de rastlayabiliriz.
Örnek: Isn’t she coming to the party? (Partiye gelmiyor mu?)
İngilizce modals (yardımcı fiiller)
İngilizcede “modals” olarak adlandırılan yardımcı fiiller, cümlelerde belirli bir anlam eklemek ve niyet ifade etmek için kullanılır. Genellikle olasılık, izin, rica, zorunluluk, yetenek gibi durumları vurgular. Haydi örnekler üzerinden açıklayalım!
- “Can” ve “Cannot”: “Can”; yetenek, izin veya olasılık belirtirken “cannot” ise “can”in olumsuzudur.
Örnek: I can swim. (Yüzebiliyorum.)
Örnek: I can’t come to the party. (Partiye gelemem.)
- “Could” ve “Couldn’t”: “Could”; geçmişteki yetenek, olasılık veya izni belirtirken “couldn’t” geçmişteki bir şeyin imkânsızlığını vurgular. Aynı zamanda resmi konuşmalarda rica anlamı taşıyacak şekilde sık sık kullanılır.
Örnek: He could speak English when he was young. (Gençken İngilizce konuşabiliyordu.)
Örnek: I couldn’t find my keys. (Anahtarlarımı bulamadım.)
Örnek: Could you please turn off the music? (Lütfen müziği kapatır mısınız?)
- “Will” ve “Won’t”: “Will”; gelecekteki niyeti, tahmini veya isteği ifade ederken “won’t” gelecekteki bir şeyin yapılamayacağını vurgular.
Örnek: I will help you with your exam. (Sınavında sana yardım edeceğim.)
Örnek: He won’t come to the meeting. (Toplantıya gelemeyecek.)
- “Must” ve “Mustn’t”: “Must”, zorunluluk ya da güçlü bir öneri ifade ederken “mustn’t” kesinlikle yapılmaması gereken bir şeyi, zorunluluğu ifade eder.
Örnek: You must finish your homework before going out. (Dışarı çıkmadan önce ödevini bitirmelisin.)
Örnek: You mustn’t sit in this area. (Bu alanda oturamazsın.)
- “Should” ve “Shouldn’t”: “Should”; öneri, tavsiye veya yapılması gereken bir şeyi ifade ederken “shouldn’t” ise yapılmaması gereken şeyleri vurgular.
Örnek: You should visit the museum. It’s amazing. (Müzeyi ziyaret etmelisin. İnanılmaz.)
Örnek: You shouldn’t eat too much junk food. (Çok fazla abur cubur yememelisin.)
İngilizce cümle yapılarında inversion (devrik cümle) kullanımı
İngilizce cümle yapılarında devrik (inversion) kullanım, olması gereken sıranın dışında bir yapı oluşması durumunu ifade eder. İngilizce cümlelerde sık sık karşımıza çıkan bazı inversion örneklerine birlikte bakalım!
- Never, seldom, rarely, hardly, little, nowhere, not only, neither, nor gibi olumsuz zarflar cümle başına geldiğinde cümle devrik olmalıdır. Bu gibi cümlelerde belirtilen kelimelerin yanına yardımcı fiil, sonrasında özne ve asıl fiil gelir.
Örnek: Never have I seen such a beautiful sunset. (Hiç böyle güzel bir gün batımı görmedim.)
- Here, there, nowhere, everywhere gibi zarflar cümle başında geldiğinde devrik yapı kullanılır. Bu kelimelerden sonra cümlenin ana fiili en başta olmalıdır ve sonrasında özne ve nesne gelir.
Örnek: There goes the train. (İşte tren gidiyor.)
- “No sooner, hardly, scarcely” gibi olumsuz ifadeler cümle başında geldiğinde inversion (devrik) cümle yapısı kullanılır. Bu gibi cümlelerde de cümlenin başındaki ifadeden sonra yardımcı fiil + özne + fiil şeklinde cümle tamamlanır.
Örnek: No sooner had I arrived than the meeting started. (Vardığım gibi toplantı başladı.)
- “So” + adjective/adverb (sıfat/zarf), “such” + adjective (sıfat) + noun (isim) gibi ifadeler cümle başına geldiğinde devrik yapılır.
Örnek: So cold was the weather that we decided to stay indoors. (Hava o kadar soğuktu ki içeride kalmaya karar verdik.)
- “Under no circumstances, in no way” gibi olumsuz edatlar cümle başında geldiğinde cümle yapısı devrik olur.
Örnek: Under no circumstances should you open that door. (Hiçbir koşulda o kapıyı açmamalısın.)
- Soru kelimeleriyle kullanılan ve neşe, şaşkınlık, beğeni gibi duyguları belirten ünlem cümleleri de devrik kurulur.
Örnek: What a lovely day it is! (Ne güzel bir gün!)
Novakid’le tanışın!
İyi bir İngilizce öğrenimi için cümle yapılarını bilmek çok önemli ancak dili yaşayarak öğrenmek en önemlisi. Bunun için Novakid’in uzman öğretmenlerinden çocuklar için İngilizce dersleri alabilirsiniz.
Çocuğunuzun İngilizce öğrenme süreci bir resim sergisi gibi olsun! Novakid, dil öğrenimini rengarenk bir sanat eserine dönüştürüyor. Aşağıdaki videomuzda bu yaratıcı sergiyi izleyin:
Çocuğunuzun dili interaktif bir şekilde öğrenmesini istiyorsanız ilk deneme dersinize hemen ücretsiz kaydolun!