İngilizce “bad” alternatifleri: Kelime dağarcığımızı genişleterek olumsuz durumlardan daha etkili bahsedelim!
- İngilizcede neden sürekli aynı kelimeyi kullanmamalıyız?
- İngilizce “bad” yerine kullanılabilecek kelimeler
- İngilizce “bad” alternatifleri: Sıkça sorulan sorular
- Novakid’le tanışın!
İngilizcede mutlaka en çok kullandığımız sıfatlardan biri, “kötü” anlamına gelen “bad”. Sonuçta bir şeyden hoşlanmadığımızı söylemek istiyorsak bunu ifade ederken ilk akla gelen kelime bu olacaktır. Ancak kimi zaman sadece “bad” demek yeterli olmuyor.
Hem kendimizi sürekli tekrar etmemiş olmak için, hem de olumsuz durumlar üzerine daha etkili yorumlar yapabilmek için İngilizce “bad” yerine kullanabileceğimiz bazı kelimeleri bilmekte epey fayda var. O halde hep birlikte bu kelimelerden bazılarını tanıyalım.
Bu yazımızda İngilizce “bad” alternatiflerini bolca örnek cümle eşliğinde inceleyceğiz. “Bad” ile anlamca benzer olan ifadelerin tam olarak neleri ifade ettiğini ve ne gibi durumlarda kullanıldığını da detaylandıracağız. Haydi öğrenelim!
İngilizcede neden sürekli aynı kelimeyi kullanmamalıyız?
İngilizce “bad” kelimesinin hem kullanılması kolay, hem de gayet işe yarar bir ifade olduğu doğru. Ancak biz yine de diğer her kelimede olduğu gibi “bad” ifadesini de tekrar tekrar kullanmaktan kaçınmalıyız.
“Bad” kelimesini sürekli kullanmamak için en öne çıkan sebeplerden biri, bazı durumlarda bu kelimenin basitçe yetersiz kalması. Örneğin bir şeyi gerçekten nefret edilesi derece kötü bulduysak buna “bad” deyip geçersek duygularımızı yeterince iyi ifade etmiş olmayız.
Bunun yerine, her ne kadar olumsuz olsalar da duygularımızı olabildiğince açık bir şekilde ifade etmek için İngilizce “bad” kelimesinin farklı kötülük seviyelerine denk gelen alternatiflerini öğrenmekte fayda var. Bu, İngilizce duygular hakkında konuşurken bize yardımcı olacaktır.
Sürekli “bad” demeyip farklı kelimeler kullanmanın bir diğer artısı da konuşmanın tonu üzerinde daha etkili olabilmemiz. Genel olarak olumsuz yorumlar yaparken dikkatli olmamız gerektiği bir gerçek olabilir, ancak bir diğer yandan kimi zaman İngilizce “bad”den daha kuvvetli bir kelime kullanarak konu hakkında ne kadar ciddi düşündüğümüzü başarıyla belirtebiliriz.
Son olarak, İngilizce “bad” kelimesini başka kelimelerle değiştirmek, dili konuşurkenki özgüvenimizi de etkileyecektir. Eğer basitçe “bad” deyip bırakmaktansa daha kesin ve belki de daha olumsuz bir kelime kullanırsak fikirlerimizi dürüstçe ifade etmekten çekinmediğimiz, net bir şekilde anlaşılacaktır.
İngilizce “bad” yerine kullanılabilecek kelimeler
Sürekli “bad” kelimesini tekrar etmemenin neden iyi bir fikir olduğunu böylece anlamış olduk. Peki ya o halde İngilizce “bad” yerine kullanabileceğimiz bazı kelimeler neler? Şimdi hep birlikte örnek cümlelerle birlikte bu soruyu cevaplayalım!
- Poor
“Poor” kelimesi İngilizcede farklı anlamlara gelebilen bir sıfat. Örneğin hem “fakir”, hem de “zavallı” demek için bu kelimeden faydalanabiliyoruz. Aynı zamanda İngilizce “bad” yerine de bu kelimeyi kullanabiliriz.
“Poor” kelimesi, “bad” yerine kullanıldığında “kötü”, “zayıf”, “yetersiz” anlamlarına geliyor. Özellikle de bir şey beklentilerimizin çok altında kaldığı zaman İngilizce “bad” yerine bu kelimeyi kullanmamız uygun olacaktır..
Örnek: The poor Wi-Fi made watching movies impossible. (Zayıf Wi-Fi, film izlemeyi imkânsız hale getirdi.)
Örnek: The restaurant’s service was poor, leaving us disappointed with the whole dining experience. (Restoranın servisi kötüydü, bu da bizi tüm yemek deneyiminden hayal kırıklığına uğrattı.)
- Awful
“Awful” kelimesi, İngilizce “bad” demenin yeterli olmadığı durumlarda kullanabileceğimiz başlıca ifadelerden biri. Bir durumu sadece “kötü” olarak nitelendirince kendinizi yeterince iyi ifade edemediğinizi düşünüyorsanız, “berbat” anlamına gelen “awful” ifadesini kullanabilirsiniz.
Örnek: The cafeteria’s awful soup tasted like salty water. (Kafeteryanın berbat çorbasının tadı tuzlu su gibiydi.)
Örnek: The weather turned awful just as our picnic was about to begin. (Pikniğimizin tam başlamasıyla hava berbat hale geldi.)
- Terrible
İngilizce “bad” yerine en sık kullanılan kelimelerden biri de “terrible”. “Terrible” kelimesi basitçe “çok kötü” anlamına gelebileceği gibi “korkunç derecede kötü” şeklinde de anlaşılabilir. Yani yine “bad” demenin yetersiz olduğu durumlarda bu kelime işimize yarayacaktır.
Örnek: I had a terrible nightmare about giant spiders. (Dev örümceklerle ilgili korkunç bir kabus gördüm.)
Örnek: She had a terrible headach, which made it impossible to concentrate on her studies. (Çok korkunç bir baş ağrısı vardı, bu da derslerine odaklanmasını imkansız hale getirdi.)
- Horrible
Anlam açısından “terrible”a oldukça benzeyen bir başka İngilizce “bad” alternatifi ise “horrible”. Bu kelimenin ilk dört harfini “korku” anlamına gelen “horror” kelimesine benzettiyseniz oldukça iyi bir detayı yakalamışsınız demektir, çünkü iki kelime aynı kökten geliyor! Dolayısıyla “horrible” ifadesini “dehşet verici” gibi çevirmek de mümkün.
Örnek: The horrible smell from the fridge made me gag. (Buzdolabındaki dehşet verici koku midemi bulandırdı.)
Örnek: The traffic was horrible this morning, making the commute unbearably long. (Bu sabah trafik dehşet vericiydi, bu da yolculuğu dayanılmaz hale getirdi.)
- Horrific
Tıpkı “horrible” kelimesi gibi “horror” ile aynı kökten gelen diğer bir İngilizce “bad” alternatifi, “horrific” şeklinde. Yine “dehşet verici” diyerek çevirebileceğimiz “horrific” kelimesini, az önce gördüğümüz “horrible” ifadesinin daha az yaygın bir eş anlamlısı gibi düşünebiliriz.
Örnek: The horrific car accident closed the highway for hours. (Korkunç araba kazası otoyolu saatlerce kapattı.)
Örnek: The storm left behind a horrific scene of destruction. (Fırtına ardında korkunç bir yıkım sahnesi bıraktı.)
- Dire
“Dire” kelimesi de şimdiye kadar gördüğümüz örnekler kadar yaygın olmasa da İngilizce “bad” yerine kullanabileceğimiz bir diğer ifade. Bu kelimeyi “ciddi”, “vahim” şeklinde çevirebiliriz.
Örnek: The team’s chances of winning looked dire after their star player was injured in the first half. (Takımın kazanma şansı, yıldız oyuncunun ilk yarıda sakatlanmasıyla vahim görünüyordu.)
Örnek: The company faced dire financial problems that threatened its very existence. (Şirket, varlığını tehdit eden vahim mali sorunlarla karşı karşıyaydı.)
- Grim
Çok yaygın olmayan fakat yeri geldiğinde kullanışlı olan bir İngilizce “bad” alternatifi de “grim” kelimesi. “Kasvetli” şeklinde çevirebileceğimiz bu kelimeyi yoğun bir mutsuzluk, umutsuzluk, bunalmışlık hissettiren durumları nitelerken kullanmamız mümkün. Kulağa biraz eski geldiği için konuşmaya epey ciddi bir ton da katacaktır.
Örnek: The grim news about layoffs worried the entire office. (İşten çıkarmalarla ilgili kasvetli haber, ofisteki herkesi endişelendirdi.)
Örnek: The doctor’s expression was grim as he delivered the news, and everyone in the room fell silent. (Doktor, haberi verirken yüz ifadesi kasvetliydi, ve odadaki herkes sessizliğe büründü.)
- Appalling
“Appalling” kelimesi; “şok edici derece kötü”, “berbat”, “kabul edilemez” gibi anlamlara geliyor. Yani yine “bad”den de kötüsünü demek istediğimiz durumlarda kullanabileceğimiz bir kelimeyle karşı karşıyayız.
Ancak dikkatli olalım ve bu kelimeyi oldukça benzer olan “appealing” ile karıştırmayalım, çünkü bu hatayı yaparsak “kötü” yerine “çekici” demiş, hiç de İngilizce “bad” yerine geçebilen bir kelime kullanmamış oluruz!
Örnek: The appalling state of the public restroom made me leave immediately. (Halka açık tuvaletin şok edici hali hemen gitmeme neden oldu.)
Örnek: The conditions in the abandoned house were appalling, making it uninhabitable. (Terk edilmiş evdeki koşullar berbattı, bu da orayı yaşanmaz kılıyordu.)
Size ve çocuğunuza harika bir hediyemiz var!
Çift dilli Sihirli Hikaye kitabı
- Abysmal
Eğer bir şey gerçekten de olabileceği en kötü seviyeye yakınsa İngilizce “bad” yerine “abysmal” kelimesini kullanarak bunu belirtebiliriz. Bu kelimeyi “fazlasıyla kötü”, “rezalet”, “aşağılık” gibi şekillerde çevirerek düşünebiliriz.
Örnek: The team’s abysmal performance led to a 10-0 loss. (Takımın çok kötü performansı 10-0’lık bir yenilgiye yol açtı.)
Örnek: The service at the hotel was abysmal, and we regretted our choice immediately. (Otelin servisi aşağılıktı ve seçimimizden hemen pişman olduk.)
- Atrocious
Söyleyince epey sert bir etki yaratan bir İngilizce “bad” alternatifi de “atrocious” kelimesi. “Vahşet”, “zulüm” anlamlarına gelen “atrocity” kelimesiyle kökteş olan “atrocious” sıfatını kullandığımızda bir şeyin “vahşi derecede kötü” olduğunu söylemiş oluruz.
Örnek: His atrocious handwriting was impossible to read. (Vahşice kötü el yazısı okunması imkânsızdı.)
Örnek: The play received atrocious reviews, discouraging many from attending. (Oyun vahşi eleştiriler aldı, bu da birçok kişiyi izlememeye teşvik etti.)
- Deplorable
Deplorable kelimesi, farklı şekillerde İngilizce “bad” yerine kullanılabilen bir ifade. Bu kelimenin bir anlamı; “üzücü”, “çok kötü durumda” şeklinde. Bir diğer yandan bu kelimeyi “kınanmayı hak edecek kadar kötü” anlamında da kullanarak oldukça ciddi bir olumsuz eleştiri yapabiliriz.
Örnek: The living conditions in the shelter were deplorable, prompting immediate calls for improvement. (Barınaktaki yaşam koşulları üzücüydü, bu da derhal iyileştirme çağrılarını tetikledi.)
Örnek: The politician’s deplorable actions sparked global outrage. (Siyasetçinin kınanacak eylemleri küresel öfkeye yol açtı.)
- Disgusting
İngilizce “bad” yerine daha kuvvetli bir ifade kullanmak istediğimizde “disgusting” sıfatı da işimize yarayabilir. Bu kelime normalde “mide bulandırıcı”, “iğrenç” anlamına geliyor, dolayısıyla neden “bad” yerine de kullanılabileceğini kolayca anlayabiliyoruz.
Örnek: The dirty dishes piled up in the sink looked absolutely disgusting. (Banyodaki biriken kirli bulaşıklar kesinlikle iğrenç görünüyordu.)
Örnek: The food was so disgusting that I couldn’t take another bite. (Yemek o kadar iğrençti ki bir lokma daha alamadım.)
- Subpar
Son olarak, ton ve olumsuzluk derecesi bakımından biraz daha hafif bir İngilizce “bad” alternatifi verelim. “Subpar” kelimesi, bir şeyin gerçekten çok kötü olduğu değil de, beklentilerin ve standartların altında kaldığı durumlarda “bad” yerine sık sık kullanılan bir ifade.
Örnek: The subpar graphics ruined the video game experience. (Beklenen seviyede olmayan grafikler oyun deneyimini mahvetti.)
Örnek: His performance in the exam was subpar, which was surprising given his usual excellence. (Sınavdaki performansı ortalamanın altındaydı, bu da normaldeki üstünlüğü göz önüne alındığında şaşırtıcıydı.)
İngilizce “bad” alternatifleri: Sıkça sorulan sorular
İngilizce “bad” yerine kullanılabilecek bazı kelimeleri böylece görmüş olduk. Şimdi de bu konu hakkında sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplayalım.
İngilizce kötünün eş anlamlısı nedir?
İngilizce “kötü” kelimesinin eş anlamlıları arasında “poor”, “awful”, terrible”, “horrible”, “horrific”, “dire”, “grim”, atrocious”, “deplorable”, “appalling”, “abysmal”, “disgusting”, “subpar” gibi kelimeler bulunur.
İngilizce kötü nasıl denir?
İngilizce “kötü” demek için “bad” kelimesi kullanılabilir. Bu kelimeye yakın anlamlı bazı diğer sıfatlar ise “poor”, “awful”, terrible”, “horrible”, “horrific”, “dire”, “grim”, atrocious”, “deplorable”, “appalling”, “abysmal”, “disgusting”, “subpar” şeklindedir.
Novakid’le tanışın!
İngilizce “bad” gibi yaygın kelimelerin alternatiflerini bilmek, dilde epey ilerlediğimizi gösterir. Fakat bu tarz becerileri edinmenin en iyi yolu, dili yaşayarak öğrenmek. Novakid’de çocuklar için online İngilizce derslerimizde tam da bu mümkün! Siz de şimdi aramıza katılın ve 1 ay boyunca konuşma pratiği derslerimizden ücretsiz faydalanın!
Bunun yanı sıra teke tek derslerimizde uyguladığımız metodoloji hakkında aşağıdaki videodan detaylı bilgi edinebilirsiniz:
Siz de çocuğunuzun bu benzersiz yöntemle İngilizceyi en doğal şeklinde öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi hemen şimdi alın!