İngilizce “in” ve “out” ne demektir, phrasal verbleri nelerdir? Konu anlatımı ve test!
İngilizcede bazı kelimeler çok geniş bir anlama sahip olabiliyor. Bu tarz kelimeleri, farklı bağlamlarda kullanıldıklarında birbiriyle tamamen alakasız anlamlar ifade ederken görebiliyoruz. Birer preposition olan, aslen sırasıyla “içeri” ve “dışarı” anlamlarına gelen “in” ve “out” kelimeleri de bunlara birer örnek.
Bu içeriğimizde İngilizcede “in” ve “out” ne demek ve phrasal verblerde nasıl kullanılabiliyorlar, göstereceğiz. Ardından “in” ve “out” kelimelerini kullanarak oluşturabileceğimiz phrasal verb (deyimsel fiil) yapılarını örneklerle birlikte inceleyeceğiz. Haydi başlayalım!
“In” ve “out” kelimelerinin anlamları
“In” ve “out” kelimeleri İngilizcede birçok farklı anlama sahip olabilir. “In” kelimesi genelde “içeride” anlamında kullanılırken “out” kelimesi ise “dışarıda” anlamında karşımıza çıkar fakat bu edatları farklı şekilde görmek de mümkün. Gelin, bu anlamlardan en yaygın olanları görelim!
“In” kelimesinin anlamları
Öncelikle “in” kelimesinin sahip olabileceği anlamları görmekle başlayalım:
- İçinde (inside)
Örnek: The cat is in the house. (Kedi evin içinde.)
- Vakit içinde (within / after)
Örnek: He will arrive in an hour. (Bir saat içinde gelecek.)
- Üyesi (member of)
Örnek: She is in the committee. (Komitede yer alıyor.)
- Giyinmiş (wearing)
Örnek: She looked stunning in her red dress. (Kırmızı elbisesiyle harika görünüyordu.)
- Kullanarak (by, using, with)
Örnek: Write your answers in pen. (Cevaplarınızı tükenmez kalemle yazın.)
- Dilde (using a language)
Örnek: Can you say that in English? (Bunu İngilizce söyleyebilir misin?)
- Dahil (present, involved)
Örnek: Count me in. (Beni de sayın.)
“Out” kelimesinin anlamları
Şimdi de “out” kelimesinin sahip olabileceği anlamları ve bunların örnek cümlelerini görelim.
- Dışarı (outside)
Örnek: She went out to play. (Oynamak için dışarı çıktı.)
- Mevcut değil (absent)
Örnek: He is out at the moment. (Şu anda dışarıda.)
- Modaya uygun değil (unfashionable)
Örnek: Bell-bottom jeans are out. (İspanyol paça kotlar moda değil.)
- Açığa çıkmış (exposed)
Örnek: The secret is out. (Sır ortaya çıktı.)
- Söndürülmüş (extinguished)
Örnek: The fire is out. (Yangın söndü.)
- Baygın (unconscious)
Örnek: He was out for a few minutes after the fall. (Düştükten sonra birkaç dakika baygındı.)
“In” ve “out” kelimeleriyle kurulan phrasal verbler
Hemen hatırlayalım: Phrasal verbler, bir fiille bir edatın birleşmesinden oluşan ve fiilin asıl anlamından alakasız bir anlama bürünmesini sağlayabilen yapılara verdiğimiz isim. Bu yapıları kullanarak çok daha akıcı biçimde İngilizce konuşabilir ve çok daha doğal duyulabiliriz!
“In” ve “out” kelimeleri de phrasal verblerde en sık kullanılan kelimelere başlıca iki örnek. O halde biz de “in” ve “out” kelimelerini kullanarak oluşturulan bazı önemli phrasal verbleri iyice öğrenelim. Aşağıdaki listede hem “in” hem de “out” kullanabildiğimiz phrasal verbleri göreceksiniz.
Phrasal verb | Türkçe anlamları | “In” ile örnek cümle ve çevirisi | “Out” ile örnek cümle ve çevirisi |
break in / out | izinsiz içeri girmek / kaçmak | The thieves broke in. (Hırsızlar içeri girdi.) | The prisoner broke out. (Mahkum kaçtı.) |
bring in / out | getirmek / çıkarmak | She brought in a new idea. (Yeni bir fikir getirdi.) | They brought out a new product. (Yeni bir ürün çıkardılar.) |
check in / out | giriş yapmak / kontrol etmek | You need to check in at the reception. (Resepsiyonda giriş yapmanız gerekiyor.) | Check out the latest news. (En son haberleri kontrol et.) |
fill in / out | doldurmak | Please fill in this form. (Lütfen bu formu doldurun.) | He filled out the application. (Başvuruyu doldurdu.) |
give in / out | boyun eğmek / dağıtmak | She gave in to the pressure. (Baskıya boyun eğdi.) | He gave out the flyers. (El ilanlarını dağıttı.) |
let in / let out | içeri almak / dışarı salmak | They let him in. (Onu içeri aldılar.) | Don’t let the cat out. (Kediyi dışarı salma.) |
log in / log out | oturum açmak / oturumu kapatmak | You need to log in to your account. (Hesabınıza giriş yapmanız gerekiyor.) | Don’t forget to log out. (Çıkış yapmayı unutma.) |
pull in / out | yanaşmak / ayrılmak | The car pulled in to the station. (Araba istasyona yanaştı.) | The train pulled out of the station. (Tren istasyondan ayrıldı.) |
drop in / out | uğramak / okulu bırakmak | I dropped in to see Mark yesterday. (Dün Mark’ı görmek için uğradım.) | He dropped out of college to pursue a career in music. (Bir müzik kariyeri yapmak için okulu bıraktı.) |
hand in / out | teslim etmek / dağıtmak | Please hand in your assignment by Friday. (Lütfen ödevinizi Cuma gününe kadar teslim edin.) | The teacher handed out the test papers. (Öğretmen sınav kağıtlarını dağıttı.) |
“In” kelimesiyle kurulan phrasal verbler
Yukarıda gördüğümüz phrasal verbler, “in” ve” out” kelimelerinin ikisinin de kullanılabildiği yapılardı. Şimdi ise biraz daha spesifik olalım ve kelimelerimizin ikisine ayrı ayrı odaklanalım. İşte “in” kelimesiyle kurulabilen bazı phrasal verbler için tablomuz:
Phrasal verb | Türkçe anlamı | Örnek cümle ve çevirisi |
Cut in | söze karışmak | He cut in while I was speaking. (Ben konuşurken söze karıştı.) |
Fit in | uyum sağlamak | She tries to fit in with her new colleagues. (Yeni meslektaşlarıyla uyum sağlamaya çalışıyor.) |
Move in | taşınmak | They moved in last weekend. (Geçen hafta sonu taşındılar.) |
Plug in | prize takmak | Plug in the charger before you go to bed. (Yatmadan önce şarj aletini prize tak.) |
Settle in | yerleşmek | She quickly settled in at her new job. (Yeni işine hızlıca yerleşti.) |
Sink in | iyice anlaşılmak | It took a while for the news to sink in. (Haberlerin iyice anlaşılması biraz zaman aldı.) |
Sign in | giriş yapmak (internette) | Sign in using your email address. (E-posta adresinizle giriş yapın.) |
Step in | müdahale etmek | The manager had to step in to resolve the issue. (Yönetici, sorunu çözmek için müdahale etmek zorunda kaldı.) |
Take in | anlamak | It’s a lot of information to take in at once. (Hepsini bir anda anlamak zor.) |
Tune in | dinlemek / izlemek | Tune in to the radio station for the latest updates. (En son güncellemeler için radyo istasyonunu dinleyin.) |
Turn in | teslim etmek | He turned in his resignation yesterday. (Dün istifasını teslim etti.) |
“Out” kelimesiyle kurulan phrasal verbler
Şimdi de kelime çiftimizin diğer ögesi olan “out” kelimesine geçelim. Aşağıdaki tablomuzda “out” kelimesini kullanarak oluşturduğumuz en yaygın phrasal verbleri, anlamlarını ve örnek cümlelerini görebilirsiniz. İnceleyelim:
Phrasal verb | Türkçe anlamı | Örnek cümle ve çevirisi |
Call out | seslenmek / adıyla çağırmak | She called out his name. (Yüksek sesle adını söyledi.) |
Carry out | yürütmek / gerçekleştirmek | They will carry out the plan. (Planı gerçekleştirecekler.) |
Figure out | çözmek, anlamak | I can’t figure out this problem. (Bu sorunu çözemiyorum.) |
Find out | öğrenmek | She found out the truth. (Gerçeği öğrendi.) |
Hang out | takılmak | They like to hang out at the mall. (Alışveriş merkezinde takılmayı seviyorlar.) |
Look out | dikkat etmek | Look out for that car! (Şu arabaya dikkat et!) |
Run out | tükenmek | We ran out of milk. (Sütümüz tükendi.) |
Sort out | halletmek | We need to sort out this mess. (Bu karmaşayı halletmemiz gerekiyor.) |
Take out | çıkarmak | He took out the trash. (Çöpü dışarı çıkardı.) |
Try out | denemek | She tried out the new recipe. (Yeni tarifi denedi.) |
Turn out | ortaya çıkmak | It turned out to be a great success. (Büyük bir başarı olarak ortaya çıktı.) |
Work out | çözmek | They worked out the solution. (Çözümü buldular.) |
Yukarıdaki tabloda bulunan “out” kelimesiyle kurulan phrasal verblerden ikisi hakkında bilmemiz gereken bazı detaylar var. Hemen bunlardan bahsedelim:
- “Call out”
“To call out” fiilinin birinci anlamı birinin ismini (genelde yüksek sesle) söylemek. Ancak bu fiil aynı zamanda “açıkça hesap sormak” gibi bir anlama da gelebiliyor.
Örnek: She called out her brother for his lies. (Kardeşinden yalanlarından dolayı açıkça hesap sordu.)
- Work out
Az önce, “to work out” şeklinde kurulan phrasal verbün “çözmek” anlamına geldiğini gördük. Bu fiilin bir diğer anlamı ise “spor yapmak”. Ancak bu sporun, bireysel olarak yapılan vücut egzersizleri şeklinde olması gerekiyor. Yani futbol, basketbol gibi sporlar için “work out” terimini kullanamıyoruz.
Örnek: I work out at the gym three times a week. (Haftada üç kez spor salonunda spor yapıyorum.)
Sıkça sorulan sorular
Haydi, “in” ve “out” kelimeleri ve bunlarla kurulan phrasal verbler hakkında sıkça sorulan soruları cevaplayalım!
Out Türkçede ne anlama gelir?
“Out” kelimesi Türkçede “dışarı” demektir. Ancak bağlama göre çok farklı anlamları olabilen bir kelimedir.
İçinde kelimesinin İngilizce karşılığı nedir?
“İçinde” kelimesinin İngilizce karşılığı, “in” veya “inside” şeklindedir.
Check in ne demektir?
Check in, İngilizcede “giriş yapmak” anlamına gelir. Otel, havalimanı gibi yerlere giriş yaptığınızı doğrulamak için gerçekleştirdiğiniz işleme de check-in adı verilir.
İngilizce hang out ne demek?
İngilizcede hang out, günlük konuşmada kullandığımız anlamıyla “(bir yerlerde) takılmak” demektir.
Log in ve log out ne demek?
“Log in” ve “log out” ifadeleri, sırasıyla dijital ortamlarda “giriş yapmak” ve “çıkış yapmak” anlamlarına gelir.
“In” ve “out” ile kurulan phrasal verbler: Test!
“In” ve “out” ne demek, phrasal verblerde nasıl kullanılıyorlar, örneklerle öğrendik. Peki gördüklerimizin ne kadarı aklımızda kaldı? Haydi, bilgi testimizi çözerek alıştırma yapalım!
Novakid’le tanışın!
İngilizceyi akıcı konuşabilmek için “in” ve “out” gibi kelimelerle oluşturulan phrasal verbleri bilmek epey önemli. Ancak dil öğrenimi elbette ezberden ibaret olamaz. Aynı zamanda dili aktif bir şekilde kullanmamız gerek. Novakid’de online İngilizce derslerimizde çocuklara tam da bunu yapma fırsatı sunuyoruz. Üstelik deneme dersimiz ücretsiz!