Hava durumu, gündelik hayatımızda en sık konuşulan konulardan biri değil mi? Sabah uyanır uyanmaz pencereden dışarı bakıp “Bugün hava nasıl?” diye düşünürüz. Yağmur, güneş, rüzgar ya da kar… Hepsi ruh halimizi etkileyebilir ve hatta günümüzü şekillendirebilir. İlginçtir ki hava durumu sadece gündelik konuşmalarımızda değil dilimizde de oldukça büyük bir yer tutar.
İngilizcede olayları dolaylı bir biçimde yorumlamak için birçok deyim bulunuyor. Bu deyimlerden birçoğu da hava olaylarından esinlenerek ortaya çıkmış. Mesela “ a storm in a teacup” bir meselenin gereğinden fazla büyütülmesi anlamına geliyor. Bu ifadedeki “teacup” aslında “küçük, önemsiz” anlamında kullanılmış. Yani ufak bir fırtınanın aslında pek de önemsenmeye değer olmadığını hem görece gerçekçi hem de oldukça sıradışı bir şekilde anlatıyor.
Hava ile ilgili deyimlere baktığımızda bu ve bunun gibi birçok ilginç benzetmeye başvurulduğunu göreceğiz. O halde merakımızı hemen giderelim ve İngilizce hava ile ilgili deyimleri beraber öğrenelim!
Hava durumu terimleriyle oluşturulan 14 İngilizce deyim
İngilizcede de hava durumu terimleriyle oluşturulmuş birçok deyim var ve bu deyimler sadece havayı değil duyguları, durumları ve hayatın farklı yönlerini betimlemek için kullanılıyor.
Yağmurdan fırtınaya, buluttan güneşe kadar hemen her hava durumu bir deyimle özdeşleşmiş durumda. İngilizce, zor zamanlarla başa çıkmayı anlatan “weather the storm” hayal dünyasında yaşayanları betimleyen “head in the clouds” veya hayatın sunduğu fırsatları değerlendirmenin önemini vurgulayan “make hay while the sun shines” gibi deyimler ile dolup taşıyor!
Şimdi sizler için seçtiğimiz 14 eğlenceli ve anlamlı hava ile ilgili deyimi beraber inceleyeceğiz ve İngilizcemize zenginlik katacağız!
- It’s raining cats and dogs
Öyle bir yağmur düşünün ki sanki gökyüzünden kediler ve köpekler düşüyor! Tabii ki böyle bir şey mümkün değil. Bu deyim aslında şiddetli yağmurları ifade etmek için kullanılıyor. Türkçede “bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor” deriz ya, işte bu ifade tam da böyle zamanlar için!
Örnek: I forgot my umbrella and now it’s raining cats and dogs! (Şemsiyemi unuttum ve şu anda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor!)
- Under the weather
Kendinizi yorgun, hasta ya da modunuz düşük hissediyorsanız bu deyim imdadınıza yetişiyor. Tam olarak hasta olmasanız da “bugün pek iyi değilim” demenin harika bir yolu olan bu ifadenin, denizcilerin fırtınalı havalarda hasta olmalarına atıfta bulunduğu söylenir.
Örnek: Sorry, I won’t be coming to work today. I’m feeling a bit under the weather. (Üzgünüm, bugün işe gelemeyeceğim. Biraz halsiz hissediyorum.)
- Every cloud has a silver lining
Hayatta kötü görünen olayların ardında iyi bir son veya fırsat olabileceğini anlatan bu deyim, oldukça pozitif bir mesaj taşır. Kötü bir durumla karşılaştığınızda moralinizi bozmak yerine, bu deyimi hatırlayın! Kısacası “her şerde bir hayır vardır” demenin İngilizce hali.
Örnek: Losing that job was tough, but every cloud has a silver lining. (O işi kaybetmek zordu ama her şerde bir hayır vardır.)
- A storm in a teacup
Bu deyim, ufak tefek meselelerin büyütülüp tartışma konusu haline gelmesi durumunda bu deyim kullanılıyor. Hani bazen pireyi deve yaparız ya, işte tam da bunu anlatıyor.
Örnek:
A: Why is Sarah so upset about a tiny scratch on her car?(Sarah neden arabasındaki küçücük çizik yüzünden bu kadar üzgün?)
B: I don’t know. It’s just a storm in a teacup actually . (Bilmiyorum. Aslında büyütülecek bir şey değil.)
- Chasing rainbows
Gerçekleşmesi zor hatta imkansız hayallerin peşinden koşmayı anlatan bu deyim, kulağa ne kadar güzel gelse de gökkuşağını yakalamak gerçekten mümkün müdür?
Örnek: I think starting that project with no funds is just like chasing rainbows. (Bence hiç bütçe olmadan o projeye başlamak sadece boş hayallerin peşinden gitmek gibi.)
- Come rain or shine
Bu deyim, koşullar ne kadar zor olursa olsun bir şeyi mutlaka yapacağınızı ifade ediyor. Birine bağlılığınızı veya kararlılığınızı göstermenin harika bir yolu!
Örnek: She promised to be there for me, come rain or shine. (Bana ne olursa olsun yanımda olacağına dair söz verdi.)
- Take a rain check
Hani bazen yağmur nedeniyle ertelenen maçlar olur ya, işte bu deyim o anlara bir gönderme! Bir daveti ya da etkinliği o anlık reddetmek ve ertelemek istediğinizde bu deyimi kullanabilirsiniz.
Örnek:
A: Would you like to go to the concert tonight? (Bu akşam konsere gitmek ister misin?)
B: I’d love to, but I’ll have to take a rain check. (Çok isterim ama başka bir zamana ertelemem gerekecek.)
- A bolt from the blue
Bu deyim, bir şeyin aniden ve beklenmedik bir şekilde gerçekleştiğini ifade eder. Aynı gökyüzünden düşen bir yıldırım gibi!
Örnek: The news of their divorce was a bolt from the blue for everyone. (Onların boşanma haberi herkes için beklenmedik bir sürpriz oldu.)
- Fair-weather friend
Bu deyim sadece işler yolunda gittiğinde yanında olan, zor zamanlarında ortadan kaybolan arkadaşlar için kullanılıyor. Hani iyi gün dostu dediğimiz türden insanlar vardır ya, işte tam onları anlatıyor. Kısaca Türkçedeki “iyi gün dostu” ifadesinin İngilizce hali diyebiliriz.
Örnek: I realized she’s just a fair-weather friend when she disappeared during my tough times. (Zor zamanlarımda ortadan kaybolduğunda onun sadece iyi gün dostu olduğunu fark ettim.)
- Cloud on the horizon
Her şey yolundaymış gibi görünse de olası bir sorunun yaklaştığını anlatan bu deyim, kötü günlerin pek de uzak olmadığını hatırlatıyor.
Örnek: The company’s financial troubles are a cloud on the horizon. (Şirketin finansal sorunları ufukta beliren bir tehlike.)
- Save for a rainy day
Bu deyim, gelecekteki zor günler için bir şeyleri (genelde para) saklamayı ifade ediyor.”Ak akçe kara gün içindir” sözüne aşinaysanız bu İngilzice deyimi uzaktan bir akraba gibi düşünebilirsiniz.
Örnek: You should save a little money for a rainy day, just in case. (Her ihtimale karşı, kötü günler için biraz para biriktirmelisin.)
- Head in the clouds
Bu deyim, sürekli hayal kuran veya gerçeklerden kopuk olan kişiler için kullanılıyor. Sanki kafası bulutların arasında, dünyadan bir habermiş gibi bir hali anlatıyor. Hatta Türkçede böyle kişilere uyarıda bulunmak için “Ayakların yere bassın.” deriz.
Örnek: She always has her head in the clouds and dreams of becoming a movie star.
(Her zaman hayal dünyasında ve bir film yıldızı olmayı hayal ediyor.)
- Weather the storm
Zor bir durumu atlatmak anlamına gelen bu deyim bizlere, hayatın bazen fırtınalarla dolu olabileceğini ve bu zorluklara göğüs germemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Örnek: The company managed to weather the storm during the economic crisis. (Şirket, ekonomik kriz sırasında zorlukların üstesinden gelmeyi başardı.)
- Make hay while the sun shines
Bu ifade ise işler sizler için yolunda giderken ve kapılar sonuna kadar açıkken fırsatları değerlendirmeniz gerektiğini öğütler.
Örnek: With low interest rates, it’s time to make hay while the sun shines and buy a house.
(Faiz oranları düşmüşken fırsatı değerlendirip bir ev satın alma zamanı.)
- Snowed under
Türkçede “işe gömülmek” veya “işten başını kaldıramamak” anlamına gelen bu deyim, işlerin üst üste yığıldığını hissettiğiniz anlar için birebir!
Örnek: I’ve been completely snowed under at work this week. (Bu hafta işte, tamamen işe gömülmüş durumdayım.)
Sıkça sorulan sorular
Sizler için İngilizce hava ile ilgili deyimler hakkında akla en çok takılan soruları ve cevaplarını derledik!
Hava durumu İngilizce nasıl sunulur?
Hava durumu İngilizce olarak sunulurken genellikle “It is” veya “There is” ifadelerinden yardım alınır. Örneğin “It is sunny today.” (Bugün hava güneşli.) ya da “There is heavy rain in the north.” (Kuzeyde şiddetli yağmur var.).
“Hava rüzgarlı.” İngilizce nasıl yazılır?
Hava rüzgarlı demek için İngilizce “It is windy.” ifadesini kullanırız. Eğer rüzgarın şiddetini belirtmek isterseniz “It is very windy.” diyebilirsiniz. İngilizce hava durumlarından bahsederken genellikle “It is” ile başlayan ifadelerle karşılaşırız.
“Bugün hava nasıl?” İngilizce nasıl sorulur?
Bugün havanın nasıl olduğunu sormak için “What is the weather like today?” cümlesini kullanabiliriz. Alternatif olarak daha kısa bir şekilde “How’s the weather today?” şeklinde de sorulabilir.
İngilizce “deyim” ne demek?
İngilizce “deyim,” kelimesi “idiom” kelimesine karşılık geliyor. Deyimler, genellikle mecazi anlam taşıyan ve birebir çevrildiğinde anlamını kaybeden kalıplaşmış ifadelerden oluşuyor. Örneğin “Break the ice” ifadesi “Buzu kırmak” anlamında değil de “Gergin bir ortamı yumuşatmak” anlamında kullanılan bir deyim olarak karşımıza çıkıyor.
Novakid’le tanışın!
Dil öğrenmenin büyük bir kısmı kelime veya sık kullanılan kalıpları ezberlemek ile geçiyor. Peki bu öğrendiklerinizi kullanabileceğiniz bir ortama sahip değilseniz etkili bir öğrenme süreciniz olduğunu söyleyebilir miyiz? Çocuklar için İngilizce kursu Novakid’de tam da bunu başarmaya çalışıyoruz. Novakid’deki uzman eğitmenlerimizle düzenlediğimiz grup dersleri, çocuğunuzun İngilizceyi aktif bir şekilde konuşarak öğrenmesini sağlamak için birebir! Bize katılabilir ve çocuğunuzun öğrendiklerini konuşarak pekiştirmesini sağlayabilirsiniz!