“During” ve “while” arasındaki fark nedir? Nasıl ayırt edilir?

“During” İngilizcede, belli bir zaman diliminde meydana gelen bir olayı veya durumu ifade etmek için kullanılır ve Türkçeye “sırasında” ,“esnasında” şeklinde çevrilebilir. “During” bir “preposition”dır (edat) ve cümle içerisinde kullanılırken kendisinden sonra bir isim alır. Daha iyi anlayabilmek adına aşağıdaki örnekleri inceleyelim.

Örnek: I read a book during the flight. (Uçuş sırasında bir kitap okudum.) 

Örnek: She met her friends during the summer. (O, yaz boyunca arkadaşlarıyla buluştu.)

Örnek: He stayed calm during the storm. (Fırtına sırasında sakin kaldı.)

Yukarıdaki örneklerde de görebildiğimiz üzere “during” edatı kendinden sonra hep bir isim ile kullanılıyor. 

Ayrıca “during” edatından sonra gelen isimlerin de kendi içlerinde bir zaman dilimine atıfta bulunduklarını unutmamak lazım.

Örnek: Many changes happened during his presidency. (Onun başkanlığı sırasında birçok değişiklik oldu.)

Bu örnekte “during” ile kullanılan isim daha önceki örneklerde gördüğümüzden farklı olarak bir isim tamlaması olarak karşımıza çıkıyor. “His presidency” isim tamlaması “onun başkanlığı döneminde” anlamında bir zaman aralığı belirtecek şekilde kullanılmış. Bu durumda “during” ile kullanılan isimlerin veya isim tamlamalarının ana görevinin bir “süreç” ya da “dönem” belirtmesi gerektiğini anlayabiliriz.

İngilizcede “during” kullanımı birçok öğrencinin kafasını karıştırabilen bir konudur. Fakat sizler için bu konuyu olabildiğince basit bir şekilde açıklamaya çalışacağız.

• “During” ile kullanılan “tense”ler

“During”, başta “present simple”, “simple past” olmak üzere birçok “tense” ile kullanılabilir. 

Örnek: We exercise during our lunch break. (Öğle teneffüsü sırasında egzersiz yaparız.)

Örnek: We lost power during the storm. (Fırtına sırasında elektrikler kesildi.)

Örnek: We have faced many challenges during the project. (Proje sırasında birçok zorlukla karşılaştık.)

• “During” edatının cümle içerisindeki konumu 

“During” genellikle cümle başlarında ya da sonlarında kullanılan bir edat olsa da cümle içerisinde farklı konumlarda da karşımıza çıkabilir.

Örnek: During their vacation in the mountains, they explored many hidden trails. (Dağlardaki tatilleri sırasında birçok gizli patikayı keşfettiler.)

Örnek: They noticed several changes in the company’s policy during the last quarter. (Son çeyrek boyunca şirket politikasında birkaç değişiklik fark ettiler.)

Örnek: During the renovation of the old house, they discovered several historical artifacts hidden in the walls. (Eski evin tadilatı sırasında, duvarlara gizlenmiş birkaç tarihi eser buldular.) 

“While” iki olayın aynı anda gerçekleştiğini ifade eden bir “conjunction”dır (bağlaç). Türkçede genellikle “iken” veya “sırasında” şeklinde çevrilir. İki eylemin aynı anda gerçekleştiğini vurgulamak istediğimizde “while” bağlacını kullanırız.

Örnek: She was reading a book while waiting for the bus. (Otobüs beklerken kitap okuyordu.)

Örnek: He cooked dinner while I set the table. (O yemeği pişirirken ben masayı kurdum.)

Örnek: They were laughing while watching the comedy show. (Komedi programını izlerken gülüyorlardı.)

Yukarıdaki örneklerde de görebileceğimiz üzere “while” iki eş zamanlı olayı veya durumu bağlamak için kullanılır. Bu noktada önemli olan, bahsedilen iki işin de aynı anda gerçekleşiyor olmasıdır.

“While” bağlacının, iki bağımsız veya bağımlı eylemin aynı anda gerçekleştiğini vurgulamak için kullanıldığını söylemiştik. 

Fakat İngilizcede “while” kullanımı sadece bununla sınırlı değildir. “While” iki eylem arasına tezatlık katmak amacıyla da zıtlık bağlacı olarak kullanılabilir.

Örnek: While I like classical music, my brother prefers rock. (Ben klasik müziği severken, kardeşim rock müziği tercih ediyor.)

Örnek: While I enjoy hiking, my friend prefers staying indoors.

(Ben yürüyüş yapmayı severken, arkadaşım içeride kalmayı tercih eder.)

• “While” ile kullanılan “tense”ler

“While” bağlacı genellikle “past continuous tense” ve “present continuous tense” ile kullanılır. “While” ile birlikte bir devamlılık belirten “tense”lerin kullanımı yaygındır.

Örnek: They were watching a movie while eating popcorn. (Patlamış mısır yerken film izliyorlardı.)

Örnek: I am studying while listening to music. (Müzik dinlerken ders çalışıyorum.)

Örnek: While I was walking to work, I saw a beautiful sunrise. (İşe yürürken, güzel bir gün doğumu gördüm.)

“While” bağlacı pek yaygın olmasa da “simple past tense” ile de kullanılabilir. Böyle bir kullanımda dikkat edilmesi gereken şey, “while” bağlacından sonra gelen cümlenin kendi içerisinde bir devamlılık ya da süreç belirtip belirtmediğidir. Daha iyi anlamak adına aşağıdaki cümleleri inceleyebilirsiniz.

Örnek: She watered my plants while I was on vacation. (Ben tatildeyken, o çiçeklerimi suladı.)

Örnek:  While we were talking, she said something interesting. (Konuşurken ilginç bir şey söyledi.)

Örnek: While it was raining, they went for a walk. (Yağmur yağarken, yürüyüşe çıktılar.)

Yukarıdaki örneklerde de görebileceğimiz üzere “while” bağlacı ile bağlanan her cümlenin ortak noktası, hepsinin kendi içinde bir zaman aralığından ya da devam eden bir eylemden bahsetmeleridir. Bu şekilde kullanıldığında “while” bağlacı kendinden önce veya bağladığı cümleden sonra “simple past tense” bir ifade alabilir.

Bununla birlikte “while” ile birlikte kurulan yan cümlenin tenseinin ana cümleyle aynı olması gerektiğini hatırlatalım. Cümlelerin perfect veya continuous olmasından bağımsız olarak zaman bakımından aynı olması gerekiyor, yani yan cümlede present tense varsa ana cümlede de present tense olmalı, past tense varsa da past tense olmalı. Zaman uyumuna dikkat etmek, özellikle dilbilgisi odaklı sınavlarda size büyük bir avantaj sağlayabilir.

• “While” bağlacının cümle içerisindeki konumu 

“While” bağlacı, cümlenin başında veya ortasında kullanılabilir. Konumu, vurgulanmak istenen bilgiye göre değişebilir. Eğer “while” bağlacı bir cümlenin sonunda kullanılmışsa büyük ihtimalle vurgulanmak istenen şey, bahsedilen iki eylemin eş zamanlı gerçekleştiğidir.

Örnek: While she was talking on the phone, the baby started crying. (O telefonda konuşurken, bebek ağlamaya başladı.)

Örnek: They saw a beautiful waterfall while they were hiking. (Doğa yürüyüşü yaparken güzel bir şelale gördüler.)

Örnek: While I was cooking dinner, my brother was setting the table. (Ben akşam yemeğini pişirirken, kardeşim masayı hazırlıyordu.)

“During” ve “while” İngilizcede sıklıkla zaman ifade etmek için kullanılan iki farklı kelimedir. Her ikisi de iki olayın ya da durumun aynı zaman diliminde gerçekleştiğini belirtir. Ancak bu iki kelimenin kullanımı arasında önemli farklar vardır. 

Daha önce de söylediğimiz gibi “during” bir edat iken “while” bir bağlaçtır ve cümle içerisindeki kullanımları oldukça farklıdır. “During” arkasından bir isim veya isim tamlaması alırken “while” kendisinden sonra bir cümle almak durumundadır.

Örnek: I read a lot of books during the summer. (Yaz boyunca çok kitap okudum.)

Örnek: I was reading a book while my father was cooking. (Babam yemek yaparken ben kitap okuyordum.)

Yukarıdaki örneklerde de görebildiğimiz üzere “during” edatı kendinden sonra bir isim alırken “while” kendinden sonra bir cümle almış. Bu durumunda “during” ve “while” kelimelerinin birbirinin yerine kullanılamayacağını söylemek doğru olacaktır. 

Aşağıdaki “during” ve “while” örnek cümlelerini inceleyelim.

Örnek: During the meeting, she took notes. (Toplantı sırasında not aldı.)

Örnek: While the meeting was going on, she took notes. (Toplantı devam ederken not aldı.)

Örnek: During the movie, he fell asleep. (Film sırasında uyuyakaldı.)

Örnek: While he was watching the movie, he fell asleep. (Filmi izlerken uyuyakaldı.)

Örnek: During the storm, the power went out. (Fırtına sırasında elektrik kesildi.)

Örnek: While the storm was raging, the power went out. (Fırtına devam ederken elektrik kesildi.)

“During” ve “while” İngilizcede sıklıkla zaman ifade etmek için kullanılan iki farklı kelimedir. Her ikisi de iki olayın ya da durumun aynı zaman diliminde gerçekleştiğini belirtir. Ancak bu iki kelimenin kullanımı arasında önemli farklar vardır. 

Daha önce de söylediğimiz gibi “during” bir edat iken “while” bir bağlaçtır ve cümle içerisindeki kullanımları oldukça farklıdır. “During” arkasından bir isim veya isim tamlaması alırken “while” kendisinden sonra bir cümle almak durumundadır.

Örnek: I read a lot of books during the summer. (Yaz boyunca çok kitap okudum.)

Örnek: I was reading a book while my father was cooking. (Babam yemek yaparken ben kitap okuyordum.)

Yukarıdaki örneklerde de görebildiğimiz üzere “during” edatı kendinden sonra bir isim alırken “while” kendinden sonra bir cümle almış. Bu durumunda “during” ve “while” kelimelerinin birbirinin yerine kullanılamayacağını söylemek doğru olacaktır. 

Aşağıdaki “during” ve “while” örnek cümlelerini inceleyelim.

Örnek: During the meeting, she took notes. (Toplantı sırasında not aldı.)

Örnek: While the meeting was going on, she took notes. (Toplantı devam ederken not aldı.)

Örnek: During the movie, he fell asleep. (Film sırasında uyuyakaldı.)

Örnek: While he was watching the movie, he fell asleep. (Filmi izlerken uyuyakaldı.)

Örnek: During the storm, the power went out. (Fırtına sırasında elektrik kesildi.)

Örnek: While the storm was raging, the power went out. (Fırtına devam ederken elektrik kesildi.)

Sizler için İngilizcede “during” ve “while” kullanımları konusunda akla en çok takılan soruları ve cevaplarını derledik!

“During” ne zaman kullanılır?

“During” belirli bir zaman diliminde meydana gelen olayları veya durumları ifade etmek için kullanılır. Genellikle bir isim veya isim tamlaması ile birlikte gelir. Örneğin: “During the meeting, she fell asleep.”

Hangi durumlarda “while” kullanılır?

“While,” iki olayın aynı anda gerçekleştiğini belirtmek için kullanılır ve iki fiili veya cümleciği birbirine bağlar. Örneğin: “She was reading while her mother was cooking.” (Annesi yemek yaparken, o uyuyakaldı.)

“When” ve “while” nasıl ayırt edilir?

“When,” genellikle kısa, tek seferlik olaylar için kullanılırken, “while,” iki uzun süren olayın eş zamanlı olarak gerçekleştiğini vurgular. Örneğin: “When you called, I was on the road.” (Aradığında yoldaydım.) ve “While she was studying, it started to rain.” (O ders çalışırken yağmur yağmaya başladı.)

Şimdi hep birlikte öğrendiklerimizi test edebileceğimiz bu sorulara bakalım.

Gramer kurallarını bilmek, dil öğrenmenin olmazsa olmazı. Peki, öğrendiklerimizi konuşarak pekiştirmezsek iyi bir şekilde öğrendiğimizi söyleyebilir miyiz? Çocuklar için İngilizce kursu Novakid’de uzman eğitmenlerimizle birlikte çocuklara öğrendiklerini konuşarak pekiştirebilecekleri bir ortam sunuyoruz. İşte metodolojimiz: