Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
2700 Novakid öğretmeni çocuğunuza deneme dersi vermek için hazır. İstediğiniz vakti seçin!
ÜCRETSİZ DENEYİN
Paylaş
X share icon
14.01.2025
Time icon 7 dk.

İngilizce “above” – “over” farkı: “Above” ve “over” kelimeleri ne demek, ne zaman kullanılırlar, öğrenelim!

İçindekiler

Bazı kelimeler İngilizcede anlam olarak birbirinin neredeyse aynısı olacakken ufak farklılıklarla birbirlerinden ayrılıyorlar. “Above” ve “over” kelimeleri de bu duruma oldukça iyi bir örnek.

Aradaki farklılıkları kavramak için elbette yalnızca bu kelimelerin çevirisine bakmak yeterli değil. Konuyu gerçekten öğrenmek istiyorsak İngilizce “over” kullanımı ve “above” kullanımını ayrı ayrı ele alıp örnek cümlelerle desteklememiz gerekiyor.

Bu yazımızda tam olarak bu şekilde İngilizce “above” – “over” farkını anlamanıza yardımcı olacağız. İki kelimenin de ifade edebileceği anlamlardan bolca örnek cümleyle bahsedecek, ardından da pekiştirme amacıyla bir bilgi testi sunacağız. Haydi öğrenmeye başlayalım!

İngilizcede “above” ne demek, nasıl kullanılır?

İngilizcede “above” kelimesi “üstünde”, “yukarısında”, “üzerinde” gibi anlamlara gelebilir. Fakat tabii ki de İngilizcenin diğer birçok yerinde olduğu gibi “above” kullanımında da düz mantıkla çeviri yapar gibi düşünmek yeterli değil.

Hem bir preposition (edat) hem de bir adverb (zarf) olarak kullanılabilen “above” kelimesi, cümlenin bağlamına göre farklı anlamlara gelebiliyor. “Above”un farklı kullanımlarını hep birlikte yakından tanıyalım.

Above” kelimesinin birincil kullanımı, bir şeyin bir noktadan daha yüksekte olduğunu fakat söz konusu noktaya temas etmediğini anlattığımız durumlarda karşıya çıkıyor. Bu da neden basit bir çeviriyle bu kelimeyi tam anlayamayacağımızı gösterir nitelikte. 

Türkçede bir şeyin bir başka şeyin “üstünde” olduğunu söylediğimizde bu iki şey birbirine dokunuyor da olabilir, dokunmuyor da. Örneğin “Kitap masanın üstünde.” dediğimizde doğal olarak bir temas durumu söz konusu oluyor. Ancak “above” kullandığımızda daha ziyade üstteki şeyin alttaki şeye değmediğini anlıyoruz.

İşte bu kullanımı daha iyi anlamamızı sağlayan “above” ile ilgili cümleler:

Örnek: The chandelier is hanging above the dining table. (Avize, yemek masasının üstünde asılı duruyor.)

Örnek: It was a sunny day with only a few clouds above. (Yukarıda yalnızca birkaç bulutun olduğu güneşli bir gündü.)

Örnek: The helicopter is flying above the skyscrapers. (Helikopter, gökdelenlerin üzerinde uçuyor.)

Bunun yanı sıra özellikle de edebi yazılarda yüksek yapıların etraflarındaki diğer şeylerden daha büyük olduklarını vurgulamak için “above” kullanılabilir. Böyle olduğunda sık sık “tower above”, “stand above”, “rise above” gibi yapılarla karşılaşırız.

Örnek: The statue of the hero stood proudly above the town square, watching over everyone. (Kahramanın heykeli, kasaba meydanının üstünde gururla duruyor ve herkesi izliyordu.)

Örnek: The lighthouse towered above the rocky coastline, guiding ships to safety. (Deniz feneri, kayalık sahilin üstünde yükseliyor ve gemilere güvenli bir yol gösteriyordu.)

Örnek: The tall mountains rise above the peaceful valley, creating a stunning backdrop. (Uzun dağlar, huzurlu vadinin üstünde yükseliyor ve etkileyici bir manzara oluşturuyor.)

Above” kelimesinin yansıttığı yükseklik kavramı, biraz daha soyut da algılanabilir. Bu da bir kişinin diğerinden rütbe olarak yüksekte olduğu, yani bir hiyerarşiden bahsettiğimiz durumlarda “above” kullanabileceğimiz anlamına geliyor.

Örnek: In the company, the CEO is above the department managers in authority. (Şirkette CEO, bölüm yöneticilerinin üzerinde bir otoriteye sahiptir.)

Örnek: Ambassadors are ranked above consuls in diplomatic protocol. (Büyükelçiler, diplomatik protokolde konsolosların üstünde yer alır.)

Örnek: In the sports team, the captain is above the players in terms of leadership responsibilities. (Spor takımında kaptan, liderlik sorumlulukları açısından oyuncuların üzerindedir.)

Bunun yanı sıra genelde sıcaklığın belli bir seviyenin üstünde olduğunu söylerken de çoğunlukla “above” kelimesinin kullanıldığını görürüz. Bu durumda aslında “over” kullanımı da yanlış değil, ancak “above” biraz daha sık tercih ediliyor.

Örnek: During the heatwave, the thermometer showed above 40 degrees every day. (Sıcak hava dalgası sırasında termometre her gün 40 derecenin üstünü gösteriyordu.)

Örnek: The heater keeps the room temperature above 20 degrees in the winter. (Isıtıcı, kışın oda sıcaklığını 20 derecenin üstünde tutuyor.)

Son olarak, “above” kelimesi, yazılı bir metinde daha önce söylenenlere atıfta bulunmak için de kullanılabilir. Bunu özellikle de İngilizce sınavlarında “yukarıda verilenler” gibi anlamlarda sık sık görürüz. Tersi de “aşağıda” anlamına gelen “below” kelimesi.

Örnek: As stated above, the policy will be reviewed annually. (Yukarıda belirtildiği gibi, politika yıllık olarak gözden geçirilecektir.)

Örnek: See the chart above for a comparison of the results. (Sonuçların karşılaştırılması için yukarıdaki grafiğe bakın.)

Örnek: As noted above, additional resources will be provided for the project. (Yukarıda belirtildiği gibi, proje için ek kaynaklar sağlanacaktır.)

Bunlara ek olarak İngilizcede “above all” şeklinde oldukça yaygın bir kalıp var. Bu ifadenin anlamı, “her şeyden önemlisi” ya da “her şeyden çok” şeklinde.

Örnek: Above all, we must prioritize the safety of the children. (Her şeyden önemlisi, çocukların güvenliğine öncelik vermeliyiz.)

Örnek: She values honesty above all in a friendship. (Bir arkadaşlıkta dürüstlüğü her şeyden çok önemser.)

İngilizcede “over” ne demek, nasıl kullanılır?

“Over” kelimesi İngilizcede “üstüne”, “üstünden”, “üzerine”, “üzerinden” gibi anlamlara gelebiliyor. Gördüğümüz üzere düz çeviri olarak düşününce bu kelimeyi “above” kelimesinden ayırmak zor, dolayısıyla “over” kullanımını daha detaylı incelemek zorundayız.

Tıpkı “above” gibi, “over” kelimesi de hem preposition hem de adverb olarak karşımıza çıkabilir. Şimdi hemen “over” kullanımını yakından inceleyelim ve “above” kullanımı ile olan farklılıklarını görelim.

Above” kelimesinde olduğu gibi “over” kullanımı da bir şeyin bir diğer şeye dokunmadan üzerinde bulunduğu durumları içerebilir. Ancak aradaki en önemli fark, “over” kullandığımızda genellikle anlık bir hareketten bahsediyor olmamız. Eğer bir şeyin üzerinden hareket ederek bir taraftan diğer tarafa ulaşıyorsak “over” kullanımını görürüz.

Örnek: The dog jumped over the wall to chase the squirrel. (Köpek, sincabı kovalamak için duvarın üzerinden atladı.)

Örnek: He threw the ball over the fence, and they had to climb to get it. (Topu çitin üzerinden attı ve onu almak için tırmanmak zorunda kaldılar.)

Örnek: The gymnast flipped over the bar with perfect precision. (Jimnastikçi, bara mükemmel bir hassasiyetle takla attı.)

Daha da önemlisi, bu gördüğümüz “over” kullanımında üstünden geçilen şeye temas ediliyor olabilir. Hatırlayabileceğimiz üzere “above”da temas söz konusu değildi, ancak “over” kullanımında böyle bir kısıtlama yok.

Örnek: The children ran over the bridge to get to the park. (Çocuklar, parka ulaşmak için köprünün üzerinden koştular.)

Örnek: The train passed over the viaduct on its way to the next station. (Tren, bir sonraki istasyona giderken viyadüğün üzerinden geçti.)

Örnek: The cyclist rode over the bumps in the road without slowing down. (Bisikletçi, yolun üzerindeki tüm çukurlardan hızını kesmeden geçti.)

“Over” kullanımı aynı zamanda yüksekte bulunan bir şey, başka bir şey boyunca hareket ettiğinde veya o şeyi kapladığında da görülebiliyor. Birkaç örnek cümleyle bunu daha iyi anlayabiliriz.

Örnek: He spread the paint over the canvas to create a beautiful picture. (Güzel bir resim yapmak için boyayı tuvalin üzerine yaydı.)

Örnek: The chef poured the sauce over the pasta, adding the final touch. (Şef, sosu makarnanın üzerine dökerek son dokunuşu yaptı.)

Örnek: The rainclouds moved over the mountain, bringing heavy showers. (Yağmur bulutları dağların üzerinden geçti ve şiddetli yağmurlar getirdi.)

Örnek: The birds flew over the lake, heading south for the winter. (Kuşlar, göletin üzerinden geçerek kış için güneye doğru uçtu.)

Fark ettiyseniz yukarıdaki “over” kullanımında da birbirinin üstüne gelen şeyler temas halinde olabiliyor. Hatta aslına bakarsanız bu, “above” ve “over” kullanımı arasındaki kilit farklardan biri: Eğer bir şey, temas halindeyken diğerinin üstünü kaplıyorsa “above” kullanamayız, yalnızca “over” kullanabiliriz.

Örnek: I fell asleep on the sofa and my mom put a blanket over me. (Kanepede uyuyakaldım ve annem üzerime bir battaniye örttü.)

Örnek: She draped a scarf over her shoulders to keep warm. (Sıcak kalmak için şalını omuzlarının üzerine attı.)

Bir başka “over” kullanımı da bir eylemin bir vakit boyunca gerçekleştiğini ifade etmemizi sağlıyor. En iyisi bunu örnek cümlelerde açıklayalım.

Örnek: The team worked hard over the summer to finish the project. (Takım, projeyi bitirmek için yaz boyunca çok çalıştı.)

Örnek: The negotiations went on over several days before reaching an agreement. (Görüşmeler, bir anlaşmaya varmadan önce birkaç gün boyunca devam etti.)

Örnek: The performance improved over time with consistent practice. (Performans, sürekli pratikle zamanla gelişti.)

“Over” kullanımı, tıpkı “above”da olduğu gibi otorite içeren durumlarda da karşımıza çıkabiliyor. Ancak burada “above”un aksine hangi rütbenin diğerinden yüksekte olduğunu değil, bir kişinin sorumluluğu ya da kontrolu altında olan kişilerden, yerlerden veya alanlardan bahsederiz. Örneklerle netleştirelim:

Örnek: She has control over the budget. (Bütçeyi o kontrol ediyor.)

Örnek: The knight holds power over the castle’s defenses. (Şövalyenin kalenin savunmaları üzerinde gücü var.)

Örnek: The leader has power over the group. (Liderin grup üzerinde gücü var.)

Bir sayı belli bir değerin üstündeyse de “over” kullanımıyla karşılaşabiliriz. Aslında bu durumda “above” kullanmak da kabul edilebilir, ancak yukarıda dediklerimizden de hatırlarsınız ki “above” genellikle sıcaklıklardan bahsederken tercih ediliyor.

Örnek: The book is over 300 pages long. (Kitap 300 sayfadan uzun.)

Örnek: There were over 1,000 attendees at the event. (Etkinlikte binin üzerinde katılımcı vardı.)

Örnek: There were over 100 different species of birds in the forest. (Ormanda 100’den fazla farklı kuş türü vardı.)

“Over” kelimesinin bunlara ek olarak başka kelimelerle karışabilen daha fazla kullanımı da var. Bu detaylar için “across”, “over”, “through” farkı hakkındaki yazımıza göz atabilirsiniz!

İngilizce “above” – “over” farkı: Sıkça sorulan sorular

İngilizcede “above” ve “over” kullanımını ayırt etmemiz için gereken bilgiler bunlardı. Şimdi de bu konuda sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplayalım.

Above nerede kullanılır?

Above” kelimesini bir şey bir noktaya temas etmiyorsa ve onun üstünde bulunuyorsa kullanırız. Aynı zamanda edebi dilde bir şeyin çevresine kıyasla büyüklüğünü, rütbeleri, bir değerin üstündeki sıcaklıkları ve yazılı metinlerde önceden söylenenleri “above” ile ifade edebiliriz.

Over nerede kullanılır?

“Over” kelimesini bir şeyin üzerinden geçilerek gerçekleşen ve diğer tarafa ulaşılan hareketlerde kullanabiliriz. Bir yere temas ederken üzerinden geçiyorsak, bir şeyin üzerine yayılma durumlarında, bir eylemin ne kadar süre boyunca gerçekleştiğini açıklarken, sorumluluk ve kontrolden bahsederken, belli bir değeri geçen sayıları belirtirken de kullanabiliriz.

Above over ne demek?

İngilizcede “above” ve “over” kelimeleri “üzerinde”, “üstünde”, “yukarısında” gibi şekillerde çevrilebilir. Ancak düz çeviriyle düşünmek yeterli değildir, bu kelimeler cümlenin bağlamına göre farklı anlamlara gelirler ve her zaman birbirleri yerine kullanılamazlar.

Above neresi?

İngilizcede “above” kelimesi kullanıldıysa “yukarısı” kastediliyordur.

Şimdi kaydolun ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
Çocuğunuza İngilizce ile güven verin!

İngilizce “above” – “over” farkı: Test

Şimdi de “above” ve “over” kullanımı hakkında bir test çözerek öğrendiklerimizi pekiştirelim!

Far away from light pollution, they were able to see the stars shining ___.
The monument rises ___ the park, commemorating the nation’s heroes.
The deer jumped ___ the stream to reach the other side.
The fire spread ___ the fields, destroying everything in its path.
Refer to the table ___ for a detailed breakdown of the data.
In the mountains, temperatures rarely go ___ 10 degrees during the winter.
A judge has authority ___ the courtroom.
The weather gradually changed ___ the course of the day.
The president is ___ the vice president in the governmental hierarchy.
They walked ___ the sand dunes, heading toward the ocean.
Yanıtlara Bak

Novakid’le tanışın!

Above” – “over” farkı gibi konuları çeviri ve ezberle tam olarak anlayamayacağımız belli. Bunun yerine bu gibi detayları çözmek için dili bolca kullanmalı ve ona maruz kalmalıyız. Novakid’de online İngilizce derslerimizde çocuklara tam da bunun için bir fırsat sunuyoruz. Siz de şimdi aramıza katılın ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği derslerimizden faydalanın!

Bunun yanı sıra teke tek derslerimizde kullandığımız yöntemi merak ediyorsanız aşağıdaki videoyu inceleyebilirsiniz:

Siz de çocuğunuzun İngilizceyi yaşayarak öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi şimdi alın!

Yorum bırak

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

Editörün seçimi
Öğretmenin Görüşü
İlginizi çekebilir
Dil bilgisi
09.06.2022
Time icon 12 dk.
İngilizce seviyeleri
Bir dil seçin
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.