“Assure, ensure, insure” kelimeleri ne demek ve birbirinden farkları neler?
- “Assure” ne demek?
- “Ensure” ne demek?
- “Insure” ne demek?
- Assure, Ensure, Insure: Test!
- Sıkça sorulan sorular
- Novakid’le tanışın!
Günlük konuşmalarda ve yazılı iletişimde “assure (güvence vermek),” “ensure (sağlamak, garanti etmek)”, “insure (sigortalamak)” kelimeleri sıklıkla birbirinin yerine kullanılsa da aslında her biri farklı anlamlar taşıyor ve belirli bağlamlarda doğru şekilde kullanılmaları gerekiyor çünkü yanlış kullanıldıklarında cümlenin anlamı tamamen değişebiliyor.
Peki, “assure“, “ensure“, “insure” ne demek; aralarındaki farklar neler ve hangi durumlarda kullanılıyorlar? Bu yazımızda her bir kelimenin anlamını ve doğru kullanımını açıklayacağız, bol bol örnek cümle vereceğiz ve son olarak öğrendiklerinizi test edebilmeniz için bir quiz çözeceğiz. Haydi başlayalım!
“Assure” ne demek?
“Assure” kelimesi, birini bir şeyin doğru olduğuna veya gerçekleşeceğine inandırmak anlamına geliyor. Genellikle insanlara yönelik kullanılıyor ve güvence verme, onları rahatlatma amacı taşıyor.
Bir kişiye endişelenmemesi gerektiğini söylemek ya da bir durum hakkında onları temin etmek için “assure” kelimesi tercih ediliyor. Bağlamına göre kullanım anlamlarını detaylandıracak olursak:
- Birini bir şeyin doğru olduğuna inandırmak:
- Örnek: I assure you that everything is under control. (Size her şeyin kontrol altında olduğunu temin ederim.)
- Örnek: She assured me that the project would be completed on time. (Bana projenin zamanında tamamlanacağına dair güvence verdi.)
- Örnek: She assured me that the test would be easy. (Bana testin kolay olacağı konusunda güvence verdi.)
- Birini rahatlatmak ve endişelerini gidermek:
- Örnek: Don’t worry, I assure you that nothing will go wrong. (Endişelenme, sana hiçbir şeyin ters gitmeyeceğine dair güvence veriririm.)
- Örnek: He assured his mother that he would drive safely. (Annesine güvenli bir şekilde süreceğine dair teminat verdi.)
- Örnek: Mom assured me that the dentist visit wouldn’t hurt. (Annem, dişçiye gitmenin canımı acıtmayacağını söyledi.)
- Sözlü olarak garanti vermek:
- Örnek: The manager assured the employees that their jobs were safe. (Müdür, çalışanlara işlerinin güvende olduğuna dair güvence verdi.)
- Örnek: She assured me that she had double-checked the report. (Bana raporu iki kez kontrol ettiğini temin etti.)
- Örnek: Dad assured me that he would pick me up after school. (Babam, okuldan sonra beni alacağına söz verdi.)
Not: “Assure” yalnızca insanlara yönelik kullanılıyor. Bir şeyi garanti etmek ya da bir eylemi güvence altına almak için kullanılmıyor.
Eğer bir şeyi güvence altına almak veya garanti etmek istiyorsanız, “ensure” kelimesini tercih etmelisiniz.
“Ensure” ne demek?
“Ensure” kelimesi, bir şeyin kesinlikle olmasını sağlamak anlamına geliyor. Bir eylemin veya durumun gerçekleşeceğinden emin olmak için kullanılıyor. “Assure” kelimesinin aksine insanlar yerine olaylara ve durumlara odaklanıyor. İşte farklı bağlamlara göre kullanımları:
- Bir şeyin olmasını sağlamak:
- Örnek: Ensure that you lock the door before leaving. (Çıkmadan önce kapıyı kilitlediğinden emin ol.)
- Örnek: Please ensure that your homework is complete before playing. (Lütfen oyun oynamadan önce ödevinin tamamlandığından emin ol.)
- Örnek: We must ensure that the lights are turned off before bedtime. (Uyumadan önce ışıkların kapatıldığından emin olmalıyız.)
- Bir durumun gerçekleşmesini garanti etmek:
- Örnek: Wearing a seatbelt ensures your safety in a car. (Emniyet kemeri takmak, arabada güvende olmanı sağlar.)
- Örnek: Drinking water ensures that you stay healthy. (Su içmek sağlıklı kalmanı sağlar.)
- Örnek: Studying every day ensures better grades in school. (Her gün ders çalışmak, okulda daha iyi notlar almanı sağlar.)
- Bir şeyi güvence altına almak:
- Örnek: The teacher ensured that every student had a pencil for the test. (Öğretmen, her öğrencinin test için bir kalemi olduğundan emin oldu.)
- Örnek: Mom ensured that we had snacks for the trip. (Annem, gezi için atıştırmalıklarımız olduğundan emin oldu.)
- Örnek: Dad ensured that we left home on time for the bus. (Babam, otobüse zamanında binmemizi sağladı.)
“Insure” ne demek?
“Insure” kelimesi, bir şeyi sigortalamak veya bir kayıp, zarar ya da risk karşısında maddi güvence sağlamak anlamına geliyor. Genellikle mali ve hukuki bağlamlarda kullanılıyor.
Bu noktada “insure”, “ensure” kelimesiyle karıştırılmamalı. “Ensure” bir şeyin olmasını sağlamak anlamına gelirken “insure” finansal güvence vermekle ilgili.
- Maddi kayıplara karşı koruma sağlamak (sigorta yaptırmak)
- Örnek: You should insure your house against fire and theft. (Evinizi yangın ve hırsızlığa karşı sigortalatmalısınız.)
- Örnek: Dad insured our car in case of an accident. (Babam, kaza durumuna karşı arabamızı sigortalattı.)
- Örnek: The company insured its building against natural disasters. (Şirket, binasını doğal afetlere karşı sigortaladı.)
- Maddi güvence sağlamak (bir şeyi teminat altına almak)
- Örnek: She insured her jewelry before traveling abroad. (Yurt dışına seyahat etmeden önce mücevherlerini sigortalattı.)
- Örnek: The school insured the students’ laptops in case of damage. (Okul, öğrencilerin dizüstü bilgisayarlarını hasara karşı sigortalattı.)
- Örnek: We insured our bikes against theft. (Bisikletlerimizi hırsızlığa karşı sigortaladık.)
- Sağlık ve hayat sigortası yaptırmak
- Örnek: Many people insure their health to cover medical expenses. (Birçok insan, sağlık masraflarını karşılamak için sağlık sigortası yaptırır.)
- Örnek: My parents insured our family for emergency situations. (Ailem, acil durumlar için aile sigortası yaptırdı.)
- Örnek: She insured her life to support her family. (Ailesini desteklemek için hayat sigortası yaptırdı.)
Sözcük | Anlamı | Kime/Neye Yönelik? | Örnek |
Assure | Birine güvence vermek, onu rahatlatmak | İnsanlar | I assure you that I will help you. (Sana yardım edeceğime söz veriyorum.) |
Ensure | Bir şeyin kesin olmasını sağlamak | Olaylar, durumlar | Please ensure that the door is locked. (Lütfen kapının kilitli olduğundan emin ol.) |
Insure | Sigorta yaptırmak, mali güvence sağlamak | Finans, maddi konular | He insured his bike against theft. (Bisikletini hırsızlığa karşı sigortalattı.) |
Akılda kalıcı olması için şöyle bir ipucu bırakalım:
Assure → A (Aklını rahatlat) → Birine güvence ver
Ensure → E (Emin ol) → Bir şeyin olmasını sağla
Insure → I (Insurance (Sigorta)) → Maddi güvence sağla
Assure, Ensure, Insure: Test!
Sizin için hazırladığımız bu 10 soruluk testi çözerek “assure, ensure, insure” sözcükleri hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu öğrenebilirsiniz!
Sıkça sorulan sorular
İşte “assure, ensure, insure” hakkında sıkça sorulan sorular ve cevapları!
Assure ne demek?
“Assure” kelimesi, birini bir şeyin doğru olduğuna veya gerçekleşeceğine inandırmak anlamına geliyor. Genellikle insanlara yönelik kullanılıyor ve güvence verme, onları rahatlatma amacı taşıyor. Örneğin; I assure you that everything is under control. (Size her şeyin kontrol altında olduğunu temin ederim.).
Insure ne demek?
“Insure” kelimesi, bir şeyi sigortalamak veya bir kayıp, zarar ya da risk karşısında maddi güvence sağlamak anlamına geliyor. Genellikle mali ve hukuki bağlamlarda kullanılıyor. Örneğin; You should insure your house against fire and theft. (Evinizi yangın ve hırsızlığa karşı sigortalatmalısınız.).
Novakid’le tanışın!
Etkili bir dil öğrenimi için kelime hazinesini geliştirmek önemli ancak en önemlisi, dili yaşamak. Çocuğunuzun İngilizceyi öğrenirken dilbilgisi kurallarını ezberlemesini değil, interaktif yöntemleri keşfetmesini istiyorsanız Novakid, aradığınız yer olabilir! Akranlarıyla iletişim kurarak hem eğlenceli hem eğitici bir eğitim alması için İngilizce derslerine göz atarak siz de aramıza katılabilirsiniz.
Ayrıca birebir derslerimizde uyguladığımız etkili yöntemimize aşağıdaki videodan ulaşabilirsiniz:
Çocuğunuzun dili yaşayarak keşfetmesi için ilk deneme dersi tamamen ücretsiz bir şekilde alabilirsiniz!