Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
İlk ders tamamen ücretsiz! Çocuğunuz için ana dili İngilizce olan en iyi öğretmenler
İlk ders tamamen ücretsiz!
daha çok bilgi alın
Paylaş
X share icon
28.02.2025
Time icon 10 dk.

İngilizce “draw” kelimesinin anlamları: “Draw” ne demek, farklı bağlamlarda ne anlama gelebilir, örnek cümlelerle öğrenelim!

İçindekiler
  1. İngilizcede kelimelerin çeşitli anlamlarını öğrenmenin önemi
  2. İngilizce “draw” kelimesinin farklı anlamları
  3. İngilizce “draw” kelimesinin anlamları: Sıkça sorulan sorular
  4. Novakid’le tanışın!

İngilizcede bazı kelimeler ilk öğrendiğimizde çok basitmiş gibi görünseler de aslında onlarca farklı anlama sahip olabiliyorlar. Dolayısıyla aynı kelimeyi birbiriyle çok alakasız bağlamlarda görsek de şaşırmamamız gerekiyor. İngilizce “draw” kelimesi de buna bir örnek.

Karşımıza bu tarz bir kelime çıktığında elbette ilk yapmak isteyeceğimiz şey, kelimenin çeşitli anlamlarını öğrenmeye başlamak. Bunu yapmak en başta göz korkutucu gelebilse de aslında örnek cümlelerle birlikte kelimeye alıştıkça çok anlamlı kelimeleri öğrenmek gayet kolay.

Bu yazımızda İngilizce “draw” kelimesi için bunu düşünerek, örnek cümleler eşliğinde kelimenin birbirinden farklı kullanımlarını keşfedeceğiz. Bu kullanışlı kelimeyi çok yönlü bir şekilde kullanmayı öğrenerek dil becerilerimizi geliştirmiş olacağız. Haydi öğrenelim!

İngilizcede kelimelerin çeşitli anlamlarını öğrenmenin önemi

İngilizcede kelime bilgimizi olabildiğince üst seviyelere taşımaktaki birinci amaç elbette ki her türlü durumda kendimizi yeterli bir şekilde ifade edebilmek. Yeteri kadar kelime bilirsek dili konuşurken de doğru ifade aklımıza gelmediği için takılıp kalmayız.

Bir diğer yandan da bilmemiz gerekiyor ki İngilizcede kelime öğrenirken “bir kelime, bir anlam” şeklinde basit bir yaklaşım bizlere hiç de yardımcı olmayacaktır. Bunun sebebi, bu yazımızda ele alacağımız İngilizce “draw” gibi bazı kelimelerin birbirinden farklı anlamlar ifade edebilmesi.

Üstelik bir kelimenin birden fazla anlama gelmesi, İngilizcede nadir görülen bir durum da değil. Hatta aslında dili ana dili olarak konuşan konuşmacılar da yüz binlerce kelime öğrenip hepsini tek bir anlamda kullanmıyor. Aksine, İngilizce “draw” gibi çok anlamlı kelimeler sürekli birbirinden farklı günlük hayat durumlarında kullanılıyorlar.

Bu da demek oluyor ki belirli kelimelerin çeşitli anlamlarını yakından tanımak, İngilizceyi olabilecek en doğal halinde konuşmamızı mümkün kılıyor. Bu da elbette ki dili öğrenmekteki başlıca hedeflerimizden biri.

Bu önemli faydanın yanı sıra İngilizce “draw” gibi çok anlamlı yaygın kelimeleri bütüncül bir şekilde öğrenmek, bizleri dili kullanırken daha yaratıcı bir biçimde düşünmeye de teşvik ediyor. Aynı kelimeyi birbirinden farklı bağlamlarda kullanabilmek, İngilizcenin ne kadar yaratıcı bir dil olduğunu fark etmemizi ve düşünce yapımızı da buna göre şekillendirebilmemizi sağlıyor.

Son olarak, İngilizce “draw” gibi yaygın kelimelerin farklı anlamlarına hakim olmanın bizi bazı zor durumlardan kurtarabileceğini söyleyebiliriz. Örneğin belli bir kelimenin aklımıza gelmediği durumlarda “draw” kelimesini eğer mümkünse eş anlamlı olarak kullanabileceğimizi hatırlayıp konuşmaya rahatça devam edebiliriz.

Farklı anlamlara gelebilen kelimelere hakim olmanın faydalarını anladığımıza göre şimdi de “draw” ne demek, İngilizcede nasıl farklı anlamlarda kullanılır, örnek cümlelerle birlikte bunu keşfetmeye başlayabiliriz.

İngilizce “draw” kelimesinin farklı anlamları

İngilizce “draw” kelimesinin birbirinden farklı kullanımları bulunuyor. Bunlardan en öne çıkanları örnek cümlelerle birlikte incelemeye başlayalım.

  • Çizmek

İngilizce draw ne demek?” diye sorduğumuzda akla gelen ilk cevap, “çizmek” olacaktır. Birçok İngilizce sözlük de zaten “draw” kelimesinin ilk anlamını “çizmek” olarak verecektir.

“Çizmek” dediğimizde en başta aklımıza genel anlamda bir şeyin resmini çizmek geliyor, ki zaten İngilizce “draw” kelimesi bu anlamı karşılıyor. Ancak buna ek olarak resimden daha basit şeyleri çizmekten, örneğin basitçe bir çizgi çizmekten bahsettiğimiz zaman da İngilizce “draw” fiilini kullanabiliyoruz.

Örnek: Lila loves to draw portraits of her friends in her sketchbook during art class. (Lila, resim dersinde arkadaşlarının portrelerini eskiz defterine çizmeyi çok sever.)

Örnek: The architecture students spent hours drawing detailed building plans. (Mimarlık öğrencileri detaylı bina planları çizmek için saatler harcadılar.)

Örnek: Tom uses colored pencils to draw beautiful butterflies in his nature journal. (Tom doğa günlüğüne güzel kelebekler çizmek için renkli kalemler kullanıyor.)

  • Sürükleyerek çekmek

İngilizce “draw” fiili, herhangi bir cismi sürükleyerek çektiğimiz durumlarda da kullanılabiliyor. Aslına bakarsanız yazımızın ilerleyen kısımlarında da İngilizce “draw” kelimesinin “çekmek” anlamının Türkçedeki “çekmek” fiiline mantıken epey benzediğini fark edeceğiz.

Örnek: The young boy drew his red wagon filled with autumn leaves across the yard. (Genç çocuk sonbahar yapraklarıyla dolu kırmızı vagonunu bahçede çekti.)

Örnek: She drew the heavy box closer to examine its contents. (İçeriğini incelemek için ağır kutuyu kendine doğru çekti.)

Örnek: The children drew their sleds up the snowy hill for another ride. (Çocuklar bir tur daha atmak için kızaklarını karlı tepeden yukarı çektiler.)

  • Dikkat çekmek

“Çekmek” fiilini Türkçede “dikkat çekmek” ya da “müşteri çekmek” gibi ifadelerde kullanabiliyoruz. İngilizce “draw” kelimesi için de aynı durum geçerli. Gerek doğrudan ilgisi çekilen insanları nesne konumunda kullanarak, gerekse de “draw attention” gibi kalıplarla “dikkat çekmek” anlamını ifade edebiliyoruz.

Örnek: The colorful street festival drew tourists from all over the city. (Renkli sokak festivali şehrin her yerinden turistleri çekti.)

Örnek: Bright billboards along the highway draw the attention of travelers passing by. (Otoyol kenarındaki parlak reklam panoları, yoldan geçen gezginlerin dikkatini çeker.)

Örnek: The smell of fresh cookies drew everyone to the kitchen. (Taze kurabiyelerin kokusu herkesi mutfağa çekti.)

  • Perde çekmek

Tıpkı Türkçede perdelerle yaptığımız hareketi “perdeleri çekmek” şeklinde söylüyorsak, İngilizce “draw” fiiliyle de tıpatıp aynısını yapabiliyoruz. Gerek perde olsun, gerek panjur olsun, gerekse de jaluzi olsun, ışığın geçişini kontrol etmemizi sağlayan araçlarda “draw” fiili kullanılabiliyor.

Örnek: Every morning, Liam would draw the blinds to let the fresh daylight fill his room. (Her sabah, Liam odasını taze gün ışığıyla doldurmak için perdeleri açardı.)

Örnek: At nightfall, the family would draw the drapes to create a cozy, dimly lit atmosphere. (Akşam olduğunda, aile sıcak ve loş bir atmosfer yaratmak için perdeleri kapatırdı.)

Örnek: Before starting her morning routine, Helen drew the curtains aside to greet the new day. (Sabah rutini başlamadan önce, Helen yeni günü selamlamak için perdeleri kenara çekti.)

  • Para çekmek

İngilizce “draw” kelimesinin Türkçedeki “çekmek” ile aynı mantığa sahip olduğu bir diğer yer ise “para çekmek” ifadesi. Mesela Türkçede bir ATM’den nakit para almamız gerektiği zaman “para çekmek” kalıbını kullanabildiğimiz gibi, İngilizcede de aynı şekilde “draw money” şeklinde bir kullanım bulunuyor.

Örnek: Before leaving the city, Nadia went to the ATM to draw some cash for her trip. (Şehirden ayrılmadan önce, Nadia yolculuğu için ATM’den biraz nakit çekti.)

Örnek: The student drew money from her savings account to buy new textbooks. (Öğrenci, yeni ders kitapları almak için tasarruf hesabından para çekti.)

Örnek: After paying the bills online, Omar had to draw funds from his account to cover the rent. (Faturaları online ödedikten sonra Omar, kirasını karşılamak için hesabından para çekmek zorunda kaldı.)

Size ve çocuğunuza harika bir hediyemiz var!

Çift dilli Sihirli Hikaye kitabı

image
  • Silah çekmek

İngilizce “draw” fiili, tıpkı Türkçedeki gibi bir silahı kılıfından çıkarmak anlamında “silah çekmek” şeklinde de kullanılabiliyor.

Örnek: In the movie scene, the cowboy drew his gun to defend the village. (Film sahnesinde kovboy, köyü savunmak için tabancasını çekti.)

Örnek: During the play, the hero drew a shining dagger from his cloak to fend off his foe. (Oyunda, kahraman düşmanını püskürtmek için pelerininden parlak bir hançer çekti.)

Örnek: In the staged performance, the actor dramatically drew a replica sword from his belt. (Hazırlanan performansta, aktör kemerinden replik bir kılıcı dramatik bir şekilde çekti.)

  • Kura çekmek

Kura gibi, sonuçların genelde kağıtlara veya benzer bir şeye yazılıp ardından rastgele seçildiği etkinliklerde yapılan çekimleri de İngilizce “draw” fiiliyle aktarabiliyoruz.

Örnek: At the charity event, a participant’s name was drawn to win a special prize. (Hayır etkinliğinde, bir katılımcının ismi özel bir ödülü kazanmak için çekildi.)

Örnek: The teacher drew a student’s name from a jar to answer the question. (Öğretmen, soruyu cevaplamak için kavanozdan bir öğrencinin adını çekti.)

Örnek: For the contest, the final winner was drawn from hundreds of entries submitted online. (Yarışma için final kazananı online olarak gönderilen yüzlerce başvuru arasından çekildi.)

  • Bir kaynaktan faydalanmak

İngilizce “draw” fiilinin Türkçedeki “çekmek” fiiline pek benzemediği bir kullanım ise, bir kaynaktan faydalanma anlamı. Bu kullanımda genelde “draw” fiilinden hemen sonra “upon”, “from”, “on” gibi edatlar (prepositions) görülür.

Örnek: For her history essay, Priya drew from ancient texts to support her argument about cultural evolution. (Tarih makalesi için, Priya kültürel evrim hakkındaki argümanını desteklemek üzere eski metinlerden yararlandı.)

Örnek: The chef drew upon traditional recipes to create a modern twist for the restaurant’s menu. (Şef, restoranın menüsü için modern bir dokunuş yaratmak amacıyla geleneksel tariflerden faydalandı.)

Örnek: During the presentation, Dr. Lee drew on recent research to back up his claims about climate change. (Sunum sırasında, Dr. Lee iklim değişikliği hakkındaki iddialarını desteklemek için son araştırmalardan yararlandı.)

  • Sonuç çıkarmak

İngilizce “draw” fiili aynı zamanda diğer bazı kelimelerle birlikte kullanıldığında “sonuç çıkarmak”, “çıkarım yapmak” anlamlarını ifade etmemize de yarayabiliyor.

Örnek: After examining all the clues, the detective was able to draw a logical conclusion about the case. (Tüm ipuçlarını inceledikten sonra, dedektif davaya dair mantıklı bir sonuca varabildi.)

Örnek: From the experiment’s results, the researcher could draw a clear inference about the chemical reaction. (Deneyin sonuçlarından, araştırmacı kimyasal reaksiyon hakkında net bir çıkarım yapabildi.)

Örnek: Listening to the witness’s testimony, the lawyer began to draw conclusions that supported his case. (Şahit ifadesini dinledikten sonra, avukat davasını destekleyen sonuçlara varmaya başladı.)

  • Berabere

Tüm bunların yanı sıra, İngilizce “draw” kelimesi bir fiil olarak kullanılmadığında İngilizce sporla ilgili terimler arasında yer alabiliyor. Bu durumda kelimenin anlamı, “berabere” oluyor.

Örnek: After a long, hard-fought match, the soccer game concluded in a draw. (Uzun ve çekişmeli bir maçın ardından, futbol maçı berabere bitti.)

Örnek: Despite both teams scoring several goals, the final score was a draw. (Her iki takım da birkaç gol atmış olsa da, maç berabere sona erdi.)

Örnek: The debate competition ended in a draw when the judges couldn’t agree on a single winner. (Hakemlerin tek bir kazanan konusunda hemfikir olamaması üzerine, tartışma yarışması berabere sonuçlandı.)

İngilizce “draw” kelimesinin anlamları: Sıkça sorulan sorular

“Draw” ne demek, İngilizcede nasıl farklı anlamlarda kullanılabilir, böylece öğrenmiş olduk. Şimdi de bu konuda sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplayalım.

Draw kelimesinin ikinci hali nedir? Arrow icon

İngilizce “draw” fiilinin ikinci hali, “drew” şeklindedir.

Draw ne demek futbol? Arrow icon

Futbolda kullanıldığında İngilizce “draw” kelimesi, “berabere” anlamına gelir.

Draw ne demek? Arrow icon

İngilizce “draw” kelimesi “çizmek” veya “çekmek” anlamına gelebilir. “Çekmek” anlamına “sürükleyerek çekmek”, “dikkat çekmek”, “perde çekmek”, “para çekmek”, “kura çekmek”, “silah çekmek” gibi anlamlar da dahildir. Bunun yanı sıra sporda “berabere” anlamına da gelir.

Novakid’le tanışın!

İngilizce “draw” gibi çok anlamlı kelimeleri yakından tanımanın en iyi yolu, dile olabildiğince maruz kalmak ve onu yaşayarak öğrenmek. Novakid’de çocuklar için online İngilizce derslerimizde tam da bu mümkün! Siz de şimdi aramıza katılın ve konuşma pratiği derslerimizden 1 ay boyunca ücretsiz faydalanın!

Buna ek olarak teke tek derslerimizde uygul

Siz de çocuğunuzun İngilizceyi en doğal haliyle öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi hemen şimdi alın!

Yorum bırak

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

Çocuğunuzun ücretsiz deneme dersine katılacak öğretmeni seçelim!
  • Video Preview
  • Video Preview
  • Video Preview
  • Video Preview
Editörün seçimi
İlginizi çekebilir
Bir dil seçin
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.