İngilizce adverbs of manner konu anlatımı: Bolca örnek cümleyle İngilizce durum zarflarını yakından tanıyalım!

İngilizcede “adverbs of manner” adıyla bilinen durum zarfları, bir eylemin nasıl bir şekilde gerçekleştiği hakkında fazladan bilgi almamızı sağlayan kelimeler oluyorlar. Bir başka şekilde anlatacak olursak İngilizcede durum zarfları, wh- soruları arasından “How?” yani “Nasıl?” sorusuna cevap veren zarflara deniyor.

İngilizce durum zarflarını siz de muhtemelen daha önce birçok yerde görmüşsünüzdür, hatta dikkat ettiyseniz bu kelimelerin çoğu zaman “-ly” ekiyle bittiğini, bunun dışında sıfatlara çok benzediğini fark etmiş olabilirsiniz.

İngilizce adverbs of manner türündeki kelimelerde “-ly” ekini sık sık gördüğümüz doğru, ancak ayrıca belirtelim ki her durum zarfının sonunda bu ek yer alacak diye bir şey yok. Neredeyse her konuda olduğu gibi burada da bazı istisnalar mevcut, ancak bu durum genelde çok yaygın kelimeler için geçerli olduğundan fazla endileşenmeye gerek yok.

Elbette bir diğer yandan da unutmamalıyız ki durum zarflarının sıfatlardan türetilebilmesi, bu iki kelime türünün tamamen aynı olduğu anlamına gelmiyor. Bu konu hakkındaki detaylı açıklamalarımızı görmek isterseniz adjectives / adverbs konu anlatımı yazımıza göz atabilirsiniz.

Ayrıca belirtelim ki her sıfattan durum zarfları üretilemiyor. “-ly” eki oldukça esnek bir kullanıma sahip olsa da bazı sıfatları mantıken durum zarfına çeviremeyebiliriz. Bu konuyu ele aldığımız İngilizce sıfatlardan zarf yapımı hakkındaki yazımızdan daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Tüm bu önemli açıklamaları geride bıraktığımıza göre İngilizce adverbs of manner konusunu daha yakından ele almaya başlayabiliriz. Kolay bir konu anlatımı için İngilizce durum zarflarını birkaç kategoriye böleceğiz ve bolca örnek cümleyle detaylandıracağız.

Fakat önceden söyleyelim: Bu kategoriler resmi bir sınıflandırma değil ve İngilizce durum zarflarını incelemenin tek yolu da değil. Yalnızca diğer zarf türlerinde olduğu gibi burada da işimizi kolaylaştırmak için anlamca yakın sayılan kelimeleri grup halinde inceleyeceğiz.

İngilizce durum zarflarının günlük hayatta en sık karşımıza çıkacak olan bir türü, bir eylemin gerçekleşme hızını belirten kelimeler olacak. 

Hız bildiren İngilizce durum zarfları arasında iki kelime öne çıkıyor: “fast” ve “slowly”. Bu kelimeler, zaten muhtemelen biliyor olduğunuz üzere zarf olarak kullanıldıklarında sırasıyla “hızlıca” ve “yavaşça” anlamına geliyorlar.

“Fast” kelimesi hakkında önemli bir gramer bilgisi, diğer durum zarflarının aksine fiilden önce gelememesi. Bazı konuşmacılar “fastly” diyerek “hızlı” zarfını fiilin önüne getirmeyi kabul edilebilir bulsa da resmi kaynaklar buna pek sıcak yaklaşmıyor. Dolayısıyla biz yalnızca “fast” diyelim ve yalnızca fiilden (ya da fiil grubundan) sonra getirelim.

Bu iki anahtar kelimenin yanı sıra tabii ki de eylemin yapılış hızını belirten çeşitli durum zarfları mevcut. Örneğin “quickly, rapidly, hurriedly, briskly, gradually” kelimeleri de bu gruba dahil.

Örnek: The athlete ran fast, breaking the previous record by several seconds. (Atlet hızlı koştu ve önceki rekoru birkaç saniyeyle kırdı.)

Örnek: The old man walked slowly along the road, stopping now and then to admire the blooming flowers. (Yaşlı adam yol boyunca yavaşça yürüdü, ara sıra açan çiçekleri hayranlıkla izledi.)

Örnek: He finished the test quickly and handed it to the teacher with a confident smile. (Sınavı hızlıca bitirdi ve öğretmene kendinden emin bir gülümsemeyle verdi.)

Örnek: The river’s water level rose rapidly after the storm, flooding the nearby fields. (Fırtınadan sonra nehrin su seviyesi hızla yükseldi ve yakındaki tarlaları su bastı.)

Örnek: She packed her bags hurriedly before leaving for the airport, forgetting her passport on the kitchen table. (Havaalanına gitmeden önce çantasını aceleyle topladı ve pasaportunu mutfak masasında unuttu.)

Örnek: She walked briskly to the store, eager to buy the book she had been waiting for. (Hızlı adımlarla mağazaya yürüdü, beklediği kitabı almak için sabırsızdı.)

Örnek: The autumn leaves gradually changed their colors from vibrant green to warm shades of red and gold. (Sonbahar yaprakları, canlı yeşilden sıcak kırmızı ve altın tonlarına doğru yavaş yavaş renk değiştirdi.)

İngilizcede bir eylemin gerçekleşme şeklinden bahsederken ne kadar özenle ve titizlikle yapıldığını belirtmek istememiz de gayet olası. Tam olarak bu işe yarayan ve anlamları da aslında birbirine oldukça benzeyen bazı adverbs of manner örnekleri bulunuyor.

Bir eylemin dikkatlice yapıldığını belirtmek istiyorsak “carefully, neatly, accurately, skillfully, expertly” gibi kelimelerden faydalanabiliriz. Fakat eğer eylemin özensizce yapıldığını söylüyorsak da “carelessly, sloppily, recklessly” gibi kelimeler işimize yarayacaktır.

Örnek: He painted the portrait carefully, paying attention to every detail of the subject’s expression. (Portreyi konunun ifadesindeki her ayrıntıya dikkat ederek dikkatlice boyadı.)

Örnek: The scientist measured the chemical levels accurately to ensure the experiment’s success. (Bilim insanı deneyin başarılı olması için kimyasal seviyeleri doğru bir şekilde ölçtü.)

Örnek: The chef skillfully decorated the cake with intricate patterns of icing. (Şef pastayı karmaşık şeker hamuru desenleriyle ustalıkla süsledi.)

Örnek: He carelessly tossed his coat on the chair, knocking over the vase in the process. (Ceketini sandalyeye dikkatsizce attı ve bu sırada vazoyu devirdi.)

Örnek: The student wrote the essay sloppily, with illegible handwriting and many errors. (Öğrenci, okunaksız bir el yazısı ve birçok hata ile makaleyi özensizce yazdı.)

İngilizce adverbs of manner dediğimizde akla ilk gelen şeylerden bir diğeri de, bir eylemi yapan kişinin hissettiği duyguları belirtmek. 

Duygu belirten İngilizce durum zarfları arasında bazı başlıca kelimelere “happily, angrily, calmly, cheerfully, sadly, anxiously, nervously” gibi kelimeler örnek verilebilir. Oldukça basit bir mantıkla gerek olumlu, gerek olumsuz duyguları zarf olarak ifade edebiliyoruz.

Bu kelimelerin sıfat olan hallerini daha detaylı görmek için İngilizce duygular hakkındaki yazımıza göz atmayı da unutmayın!

Örnek: The children played happily in the park, chasing each other around the swings. (Çocuklar parkta mutlu bir şekilde oynadı ve salıncakların etrafında birbirlerini kovaladılar.)

Örnek: He couldn’t bear the loudness anymore and shouted angrily at the noisy crowd. (Yüksek sese daha fazla dayanamadı ve gürültülü kalabalığa öfkeli bir şekilde bağırdı.)

Örnek: He spoke calmly, even though you could easily see that he was a bit disturbed. (Biraz rahatsız olduğu kolayca anlaşılsa da sakince konuştu.)

Örnek: He greeted his guests cheerfully, offering them drinks and snacks with a warm smile. (Misafirlerini neşeli bir şekilde karşıladı, onlara içecek ve atıştırmalıklar ikram etti.)

Örnek: She sighed sadly as she read the farewell letter from her best friend. (En iyi arkadaşından gelen veda mektubunu okurken hüzünlü bir şekilde iç çekti.)

Örnek: He waited anxiously by the phone for news about the job interview. (İş görüşmesi hakkında bir haber için telefonun başında endişeli bir şekilde bekledi.)

Örnek: She glanced nervously at the clock, worried she might miss the train. (Treni kaçırabileceğinden endişelenerek gergin bir şekilde saate baktı.)

İngilizce adverbs of manner’ın ne olduğundan bahsederken bir eylemin yapılış şekli hakkında bilgi verdiklerini söyledik. “Yapılış şekli” ifadesini olabilecek en somut şekilde algılarsak elbette ki durum zarflarının fiziksel hareketi niteleyebileceğini de anlayabiliriz.

Örnek vermek gerekirse “gracefully, clumsily, smoothly, roughly, awkwardly, energetically” gibi durum zarfları, bir hareketi fiziksel olarak betimlemekte yardımcı olabilir.

Örnek: The ballerina danced gracefully across the stage, captivating the audience with every movement. (Balerin sahnede zarif bir şekilde dans etti ve her hareketiyle izleyiciyi büyüledi.)

Örnek: He clumsily dropped his new phone on the ground and now the screen is cracked. (Yeni telefonunu sakarca yere düşürdü ve şimdi ekranı çatlak.)

Örnek: The pilot smoothly landed the small aircraft on the mountain runway despite the challenging weather conditions. (Pilot, zorlu hava koşullarına rağmen küçük uçağı dağdaki piste pürüzsüz bir şekilde indirdi.)

Örnek: The carpenter cut the wood roughly as he would sand it later. (Marangoz tahtayı kabaca kesti çünkü daha sonra zımparalayacaktı.)

Örnek: I know I’m moving a bit awkwardly, I sprained my ankle a few days ago. (Biraz garip hareket ettiğimin farkındayım, birkaç gün önce bileğimi burktum da.)

Örnek: The kids jumped energetically on the trampoline, laughing and shouting with joy. (Çocuklar trambolinde enerjik bir şekilde zıpladı ve mutlulukla güldüler ve bağırdılar.)

İngilizce adverbs of manner hakkında ele alacağımız gruplar şimdilik bu kadar. Tekrardan hatırlatalım: Bu yaklaşım, İngilizce durum zarflarını ele almanın tek yolu olmadığı gibi konunun tamamen bundan ibaret olduğunu da söyleyemeyiz. İngilizcede sayısı yüzleri, hatta muhtemelen binleri bulan durum zarflarını tamamen öğrenmenin tek yolu dili bol bol konuşmaktan geçiyor!

İngilizcede durum zarflarını kısaca bu şekilde açıklamış olduk. O halde şimdi de ufak bir bilgi testiyle kendimizi sınama vaktı!

Belirttiğimiz üzere, İngilizce adverbs of manner gibi geniş ölçekli konuları tamamen öğrenmenin tek yolu dili bolca konuşarak pratik yapmak. Novakid’de online İngilizce derslerimizde tam olarak buna uygun bir ortam sunuyor ve çocuklara İngilizceyi severek öğretiyoruz. Siz de hemen aramıza katılın ve 1 ay boyunca konuşma pratiği derslerimizden ücretsiz olarak faydalanın!

Bire bir derslerimizde uyguladığımız metodolojiyi ise aşağıdaki videodan detaylarıyla inceleyebilirsiniz: