İngilizce zaman zarfları: Bolca örnek cümle eşliğinde İngilizce zaman ifadelerini daha yakından tanıyalım!

İngilizcede zaman zarfları, adından da anlaşılabileceği üzere bir eylemin zaman bakımından özelliklerini nitelemeye yarayan kelimelere deniyor. Aynı görevi gerçekleştiren zaman zarfları elbette Türkçede de var, o yüzden zaman zarfları bizlere tamamen yabancı bir kavram değil.

İngilizce zaman zarflarının cümleye derinlik katmaktan başka diğer bir önemli işlevi de bizlere hangi tense yapısını kullanacağımız hakkında ipucu vermeleri. Bildiğimiz üzere tense, doğrudan zaman ile alakalı bir dilbilgisi yapısı. Haliyle eylemin zamanını belirleyen ifadeler, bir nevi tense’i de belirlemiş oluyor.

Ancak bir diğer yandan bu açıklamalar, İngilizce zaman zarfları için oldukça geniş bir tanım. Yanlış değil, fakat zaman zarflarını daha iyi bilmek istiyorsak onları birbirinden kolayca ayırt etmenin bir yolu olmalı. İngilizce zaman ifadelerini kategorilere bölmek, tam da buna yarıyor.

Şimdiye kadar çokça yerde görmüş ve fark etmiş olabileceğiniz üzere zaman zarfları İngilizcede bir eylemin ne zaman gerçekleştiği, ne kadar sıklıkla gerçekleştiği, ne zamandan beri gerçekleştiği gibi çok yönlü bilgiler aktarabiliyor. O halde biz de onları tam da bu şekilde birbirinden ayırarak ele alalım ve işimizi kolaylaştıralım!

İngilizce zaman zarflarının en genel ve akla muhtemelen en başta gelen türü, bir eylemin tam olarak ne zaman gerçekleştiğini belirten ifadeler. Bu tür İngilizce zaman ifadeleri, wh- soruları arasından “When?” yani “Ne zaman?” sorusuna doğrudan cevap veriyorlar.

Bu tarzdaki İngilizce zaman zarflarına bazı yaygın örnekler arasında “today, yesterday, tomorrow, now, then, soon, later, tonight, earlier, recently, lately” gibi ifadeler yer alıyor. İngilizce zaman kelimeleri hakkındaki yazımızda daha da fazla örnek kelime bulabilirsiniz! 

Bu zaman zarflarını nereye yerleştireceğimiz konusunda kesin bir kural olmamakla birlikte genelde cümlenin (veya yan cümlenin) sonunda görülürler. Ancak bazen zaman zarfının kendisini vurgulamak istediğimizde cümlenin başına da gelebilirler.

Haydi, şimdi de bir şeyin ne zaman gerçekleştiğini belirten İngilizce zaman ifadelerini kullandığımız örnek cümlelerimizi inceleyelim:

Örnek: I met my new neighbor at the park yesterday afternoon. (Dün öğleden sonra parkta yeni komşumla karşılaştım.)

Örnek: We are going to the park now because the weather is perfect. (Şu anda parka gidiyoruz çünkü hava mükemmel.)

Örnek: They will call you soon to discuss the project details. (Seni yakında projenin detaylarını tartışmak için arayacaklar.)

Örnek: She visited her grandparents earlier in the day before her meeting. (Toplantısından önce gün içinde ninesigili ziyaret etti.)

Örnek: Tom said he’d finish the report tonight after dinner. (Tom raporu bu gece yemekten sonra bitireceğini söyledi.)

Örnek: The children were playing outside recently because the rain had stopped. (Çocuklar kısa bir süre önce yağmur durduğu için dışarıda oynuyordu.)

Örnek: Lately, she’s been very interested in learning new languages. (Son zamanlarda yeni diller öğrenmeye çok ilgi duyuyor.)

İngilizce zaman ifadelerinin bir diğer çok önemli türü de eylemin sıklığını belirten zaman zarfları. Bunlara aynı zamanda kısaca sıklık zarfları veya adverbs of frequency adını da veriyoruz. Elimizdeki bir cümleye “How often?” yani “Ne sıklıkla?” sorusunu yönlendirdiğimizde cevabı bir sıklık zarfıyla elde ederiz.

Sıklık zarflarına bazı yaygın örnekler arasında “always, usually, often, sometimes, rarely, seldom, never, frequently, occasionally, daily, weekly, monthly” gibi ifadeler yer alıyor. Daha fazla örnek ve detaylar için bu konuda özel olarak hazırladığımız yazımıza göz atmayı da unutmayın!

Sıklık belirten İngilizce zaman zarfları, genelde cümlede ana fiilden hemen önce gelir, fakat cümlenin sonunda yer almaları da genelde mümkün olur. Ayrıca bu zarflar genelde eğer varsa “to be” fiilinden hemen sonra gelirler.

Sıklık belirten İngilizce zaman ifadelerini kullandığımız bazı örnek cümleleri aşağıda hep birlikte görelim:

Örnek: He always wakes up at 6 AM to go jogging. (Her zaman sabah 6’da koşuya gitmek için uyanır.)

Örnek: We often play basketball after school with our friends. (Çoğu zaman okuldan sonra arkadaşlarımızla basketbol oynarız.)

Örnek: She rarely drinks coffee because she prefers tea. (Çok nadiren kahve içer çünkü çayı tercih eder.)

Örnek: I visit my grandmother weekly to help her with household chores. (Haftalık olarak büyükannemi ev işlerinde yardımcı olmak için ziyaret ederim.)

Örnek: They never forget to celebrate their anniversary. (Yıldönümlerini kutlamayı asla unutmazlar.)

Örnek: Occasionally, we go to the countryside for a picnic. (Ara sıra piknik yapmak için kırsala gideriz.)

Örnek: She frequently calls her family to check in on them. (Sık sık ailesini kontrol etmek için arar.)

İngilizce zaman ifadeleri, bir süredir gerçekleşmekte olan bir eylemin tam olarak ne süredir gerçekleştiğini belirtmek için de kullanılabiliyor. “For how long?” yani “Ne kadar süreliğine?” sorusuna cevap almamızı sağlayan İngilizce zaman zarflarını bu kategoride değerlendirebiliriz.

Bu tür İngilizce zaman zarflarına bazı yaygın örnekler “forever, permanently, briefly, temporarily, all day, all night, for a while, for years” şeklinde. 

Bu zarflar da genelde cümlenin veya birden fazla cümlecik varsa yan cümlenin sonunda yer alırlar. Bunları genelde cümlenin başında görmeyiz, ancak nadiren de olsa vurgu için bu şekilde kullanıldıkları yerler olabilir.

Örnek cümlelerimizle bu zarfları daha iyi tanıyalım:

Örnek: He stayed in the library all night to prepare for his exam. (Tüm gece sınavına hazırlanmak için kütüphanede kaldı.)

Örnek: We will be on vacation for a while to relax after a busy year. (Yoğun bir yıldan sonra dinlenmek için bir süreliğine tatilde olacağız.)

Örnek: She worked in that office for years, gaining a lot of experience. (O ofiste yıllarca çalışarak çok fazla deneyim kazandı.)

Örnek: The storm will not last forever; it’s expected to end by morning. (Fırtına sonsuza kadar sürmeyecek; sabaha kadar bitmesi bekleniyor.)

Örnek: He temporarily moved to another city for a work project. (İş projesi için geçici olarak başka bir şehre taşındı.)

Örnek: The presentation was briefly interrupted by technical issues. (Sunum kısa süreliğine teknik sorunlar nedeniyle kesintiye uğradı.)

Örnek: They have been renovating their house for months. (Aylardır evlerini yeniliyorlar.)

İngilizce zaman ifadeleri, birden fazla eylemden bahsettiğimizde bu eylemlerin gerçekleşme vaktini sıralamakta da bize yardımcı olabiliyor. Bu tür İngilizce zaman zarflarını elde etmemizi doğrudan sağlayan bir wh- sorusu yok, ancak eylemlerin gerçekleşme sırasını belirten zarfların bu kategoride olduğunu çabucak anlayabiliriz.

Bu tür zarflara bazı örnekler vermek gerekirse de “first, then, next, afterwards, subsequently, meanwhile” gibi kelimelerden bahsedebiliriz. 

Gerçekleşme vaktini sıralayan İngilizce zaman zarfları, genelde cümlenin ya da yan cümlenin hemen başında görülürler. Eğer onları vurgulamak istemiyorsak cümlenin en sonuna da yerleştirebiliriz.

Örnek: First, we will have breakfast together as a family. Then, we will go hiking in the mountains. (Önce ailecek birlikte kahvaltı edeceğiz. Sonra da dağlarda yürüyüşe çıkacağız.)

Örnek: She finished her homework and then helped her brother with his project. (Ödevini bitirdi ve sonra kardeşine projesinde yardımcı oldu.)

Örnek: Meanwhile, the kids were playing in the garden while we cooked. (Bu arada biz yemek yaparken çocuklar bahçede oynuyordu.)

Örnek: Next, we’ll review the results of the experiment before starting the next phase. (Sonraki aşamaya başlamadan önce deneyin sonuçlarını gözden geçireceğiz.)

Örnek: Afterwards, we decided to go for ice cream to celebrate. (Sonra kutlama yapmak için dondurma yemeye karar verdik.)

Örnek: Subsequently, the team presented their findings to the management. (Ardından ekip, bulgularını yönetime sundu.)

Örnek: First, you need to gather all the ingredients. Then, you can start cooking. (Önce tüm malzemeleri toplamalısınız. Sonra yemek yapmaya başlayabilirsiniz.)

Son olarak İngilizce zaman zarfları arasında “still”, “yet”, “just” ve “already” kelimelerini özellikle kafa karıştırıcı olabilecekleri için ayrı ayrı ele alabiliriz. Hemen kullanımlarını kısaca hatırlayalım:

• Bir eylem veya durum önceden beri halen gerçekleşiyorsa still,
• Eylem beklenen zamanda halen gerçekleşmediyse yet,
• Eylem kısa süre önce gerçekleştiyse just,
• Eylem “çoktan” yapıldıysa already kelimesini kullanıyoruz.

Bu dört önemli zarfı daha iyi öğrenmek için onları detaylı bir şekilde ele aldığımız “already”, “just”, “yet” ve “still” hakkındaki konu anlatımı yazımıza göz atmayı da unutmayın!

Örnek: She is still waiting for the bus, even though it’s late. (Otobüs geç kalmasına rağmen hâlâ bekliyor.)

Örnek: I haven’t finished my homework yet, but I’m almost done. (Ödevimi henüz bitirmedim ama neredeyse tamamladım.)

Örnek: He just left the room a few minutes ago. (Odayı sadece birkaç dakika önce yeni terk etti.)

Örnek: He already knew the answer before the teacher explained it. (Öğretmen açıklamadan önce cevabı zaten biliyordu.)

İngilizce zaman zarflarını böylece açıklamış olduk. O halde şimdi de bu konuda sıkça sorulan sorulardan bazılarını cevaplayalım.

Zaman zarfı nedir İngilizce?

Zaman zarfı İngilizcede “adverbs of time” olarak adlandırılan yapıdır. Bir eylemin zaman bakımından özellikleri konusunda bilgi verirler. Örneğin eylemin ne zaman gerçekleştiğini, ne sıklıkla gerçekleştiğini, ne süredir gerçekleştiğini, hangi sırayla gerçekleştiğini anlatabilirler.

Zaman zarfı nelerdir?

İngilizcede zaman zarflarını bir eylemin tam ne zaman gerçekleştiğini belirtenler, sıklığını belirtenler, ne süredir gerçekleştiğini belirtenler, eylemleri sıralayanlar, bunların da yanında “still”, “yet,” “just” ve “already” olmak üzere kategorilere ayırabiliriz.

Still nereye konur? 

“Still” zarfı genelde İngilizcede cümlenin ana fiilinden hemen önce gelir. Ancak söz konusu fiil “to be” ise genelde “still” bundan sonra gelir.

Every week hangi zaman?

“Every week” zarfı genellikle present simple ile kullanılır, ancak bu tamamen cümlenin bağlamına dayalı olarak değişiklik gösterir. Örneğin geçmişteki bir düzenli olaydan bahsedilen bir cümlede past tense ile “every week” görmemiz de gayet olasıdır.

Usually nereye gelir?

Sıklık bildiren bir İngilizce zaman zarfı olan “usually”, genelde cümlede ana fiilden hemen önce gelir, fakat cümlenin sonunda da yer alabilir. Ayrıca eğer varsa genelde “to be” fiilinden hemen sonra gelir.

Şimdi ise İngilizce zaman zarfları hakkında öğrendiğimiz şeyleri pekiştirmek için ufak bir bilgi testi çözelim!

İngilizce zaman zarfları gibi önemli konuları öğrenmenin en iyi yolu onları konuşmada bolca kullanmak. Novakid’de sunduğumuz çocuklar için online İngilizce derslerinde tam da buna uygun bir ortam oluşturuyoruz. Siz de aramıza katılın ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği derslerimizden faydalanın!

Buna ek olarak teke tek derslerimizde kullandığımız benzersiz metodolojiyi ise aşağıdaki videodan inceleyebilirsiniz: