İngilizcede “each”, “every” ve “all” farkları: Hangisini ne zaman kullanmalıyız? Konu anlatımı ve test!
İngilizce öğrenirken dilbilgisi kurallarını ve yapıları çok iyi anlasak da bazen öyle kelimeler karşımıza çıkıyor ki sürekli birbirleriyle karışıyorlar. Hele bu kelimeler anlamca da birbirine yakında bu sefer işimiz iyice zorlaşıyor.
Birbiriyle karıştırılan kelimeler arasında oldukça meşhur bir üçlü de “each”, “every” ve “all” kelimeleri. Anlam yakınlığı yüzünden farkı kolay kolay anlaşılamayabilen bu kelimeler, aynı zamanda oldukça yaygınlar da. Dolayısıyla farklarını iyi bir şekilde anlamamız gerekiyor.
Eğer “each”, “every” ve “all” kelimelerini nerede kullanmanız gerektiğinden emin değilseniz konu anlatımımız aklınızdaki soru işaretlerini ortadan kaldıracak! Üstelik ardından pekiştirme yapmak için bir test de çözeceğiz. Haydi öğrenelim
“Each” ne demek, nerelerde kullanılır?
İngilizcedeki “each” kelimesini Türkçeye “her bir” veya “her” şeklinde çevirmemiz mümkün. “Each” kelimesini bir grubun içinde bulunan bireyleri teker teker, yani birbirinden ayrı şekilde ele alarak belirtmek istediğimizde kullanıyoruz. Grubun iki veya daha fazla üyesi olduğunda bağlama göre “each” kullanımı uygun olabilir.
Ayrıca bilmekte fayda var ki “each”ten sonra gelen kelimeye çoğul eki eklemeyiz.
Örnek: Each student in the class received a personalized report card. (Sınıftaki her öğrenci kişiselleştirilmiş bir karne aldı.)
Bu örnekte vurgulamak istediğimiz şey, sınıftaki tüm öğrencilere ayrı ayrı karneler verilmiş olması. “Each” kelimesine ek olarak cümlenin içinde bulunan “personalized” (kişiselleştirilmiş) kelimesi de bireylerin teker teker ele alındığını anlamamızda bir ipucu diyebiliriz.
Örnek: The chef tasted each dish before it left the kitchen. (Şef, mutfaktan çıkmadan önce her yemeğin tadına baktı.)
Yukarıdaki örnekteki “each” kullanımı da kelimenin vurgu amaçlı kullanılabilmesini iyi bir şekilde gösteriyor. Anlıyoruz ki söz konusu şef, ne kadar uğraştırıcı bir eylem olsa da mutfaktaki tüm yemekleri teker teker tadıyor.
Örnek: Each painting in the gallery told a unique story of the artist’s life. (Galerideki her resim, sanatçının hayatından özgün bir hikaye anlatıyordu.)
Bu cümle ise “each” kullanırken bireyleri ayrı ayrı ele alıyoruz derken ne demeye çalıştığımızı gösteren bir örnek. Resimlerin ortak özelliği hepsinin aynı galeride bulunması, ancak onları birbirinden ayrı tutan, kendilerine has özellikleri de var. “Each” kelimesi bu tarz durumlarda tam da aradığımız şey.
Pronoun olarak “each” kullanımı
Yukarıdaki örneklerde “each” kelimesini bir determiner (belirteç) olarak kullandık. Fakat “each”, aynı zamanda bazı bağlamlarda bir zamir (pronoun) olarak da kullanılabiliyor. Bu durumda “each” kelimesini distributive pronouns yani üleştirme zamirleri adlı bir kategoriye dahil ederiz.
Örnek: Each went his own way. (Herkes kendi yoluna gitti.)
Bu cümlede “each” kelimesini Türkçede kulağa güzel gelmesi adına “herkes” diye çevirdik, ancak aslında bir insan grubundaki her bireyin ayrı ayrı kendi yoluna gittiğini ifade ediyoruz, yani “each” kelimesinin anlamına uygun bir kullanım.
Örnek: The children were each given a balloon at the party. (Çocukların her birine partide bir balon verildi.)
Burada en başta “each”in bir zamir olduğunu anlamak zor olabilir, ancak bir noun olan “the children” yerine kullanıldığı için bir distributive pronoun olduğunu söyleyebiliyoruz.
Aynı zamanda, “each” kelimesinin bu şekildeki kullanımında bir edat (preposition) olan “of” ile birlikte kullanıldığını sık sık görebiliriz. Bu durumda anlam, “…’nın her biri” şeklinde anlaşılıyor. Üstelik “of”tan sonra gelen kelime grubu, çoğul eki alır.
Örnek: Each of the students in the class received a perfect score. (Sınıftaki öğrencilerin her biri mükemmel bir puan aldı.)
Burada da “each” kelimesi, “the students” grubunun bireylerini temsil eden bir zamir. Durumun böyle olduğunu “of the students” ifadesini atarak doğrulayabiliriz: “Each received a perfect score.” cümlesi de örnekle esasında aynı anlama geliyor.
Son bir not olarak, kimi zaman “each” kelimesini nitelediği özneden ayrı görebileceğimizden de bahsedelim. Genellikle bu durumda öznenin geri kalanıyla “each” arasına am/is/are, bir modal verb veya bir nesne gibi yapılar girebilir.
Örnek: The students were each given a task to complete. (Öğrencilerin her birine tamamlamaları için bir görev verildi.)
Örnek: They paid $20 each for the tickets. (Her biri biletler için 20 dolar ödedi.)
“Every” ne demek, nerelerde kullanılır?
“Every” kelimesi de Türkçeye “her” şeklinde çevrilebilir. Bu sebeple “each” ile sık sık karıştırılması gayet doğal. Ancak “every” kelimesini bir grubun tüm üyelerinden toplu bir şekilde bahsederken kullanıyoruz. Yine genel anlamda grubun üyelerini ayrı ayrı düşünebiliriz, fakat “each”te olduğu gibi bu ayrıklığı vurgulamayız .
“Every” kullandığımızda genellikle bir düzenlilik veya sıklık durumu olduğunu belirtebiliriz. Ayrıca bu kelimeyi genelde grubun üç veya daha fazla üyesi varsa kullanırız.
Dilbilgisi açısından baktığımızda, tıpkı “each”te olduğu gibi, “every”den sonra gelen kelimeyi çoğul olarak değerlendirmeyiz.
Örnek: Every student in the school participated in the annual science fair. (Okuldaki her öğrenci yıllık bilim fuarına katıldı.)
Bu örnekte öğrencileri bir grup olarak ele alıyor ve ayrı ayrı düşünmüyoruz. Çünkü öğrencilerin bireysel boyutta vurgulamak istediğimiz herhangi bir özelliği bulunmuyor.
Örnek: The museum hosts a special exhibition every summer. (Müze her yaz özel bir sergi düzenliyor.)
Yukarıdaki cümlede de “every”nin düzenlilik belirtme özelliğini gözlemleyebiliyoruz. Her yaz sürekli olarak gerçekleşen bir durumun sıklığını genelleme yapıp “every” ile ifade ediyoruz.
Örnek: Every house on the street was decorated for the holiday season. (Sokaktaki her ev tatil sezonu için süslenmişti.)
Burada da “every”nin düzenlilik belirtme yönünden faydalanıyoruz. Ayrı ayrı her evden bahsetmek yerine, hepsinde görülen ortak bir özelliği “every” kullanarak ön plana çıkarıyoruz.
Bunların yanı sıra “every” kelimesi, sıklık zarfları (adverbs of frequency) için de önemli. İkinci örneğimizdeki “every summer” da bir sıklık zarfıydı, fakat “every”nin bu tür ifadelerde bir kullanımı daha var: “every …” formülüyle “her …’da bir” anlamını verebiliyoruz.
Örnek: The software updates automatically every two weeks. (Yazılım her iki haftada bir otomatik olarak güncelleniyor.)
Örnek: The president of the United States is elected every four years. (Amerika Birleşik Devletleri’nin başkanı her dört yılda bir seçilir.)
“All” ne demek, nerelerde kullanılır?
İngilizcede “all” kelimesi, “tüm” ya da “bütün” anlamına gelir. Bir grup veya topluluktan bütün olarak bahsetmek istediğimizde, üyeleri ayrı ayrı düşünmek istemediğimizde “all” kullanabiliriz. Bu üç kelime arasında en geniş kapsama sahip olan “all” countable (sayılabilir) ve uncountable (sayılamayan) nounlar ile kullanılabilir. Üstelik “all”u takip eden sayılabilir kelimeler, çoğul eki alır.
Çoğu zaman “all” kelimesinden hemen sonra definite article veya başka bir determiner geldiğini görebiliriz. Örnek cümlelerimizi inceleyelim:
Örnek: All the books on the shelf were arranged alphabetically. (Raftaki tüm kitaplar alfabetik olarak düzenlenmişti.)
Örnek: All the information you need is in this folder. (İhtiyacınız olan tüm bilgiler bu klasörde.)
Örnek: I ate all the pizza. (Tüm pizzayı yedim.)
Ancak “all” kelimesinden sonra her zaman bir determiner gelmek zorunda değil. Determiner olmadan “all” kullandığımızda bir grup hakkında çok daha geniş anlamlı, genelgeçer bir durumdan bahsedebiliriz. Örneğin:
Örnek: All children need love and support. (Tüm çocukların sevgiye ve desteğe ihtiyacı vardır.)
Örnek: All humans make mistakes. (Tüm insanlar hata yapar.)
Pronoun olarak “all” kullanımı
“All” kelimesi aynı zamanda tıpkı “each”te olduğu gibi pronoun olarak da kullanılabiliyor. Böylece cümleye “hepsi” anlamı da katabiliyoruz. Üstelik bu durumda da “all”u kimi zaman kendi başına, kimi zaman da “of” edatından hemen önce görebiliyoruz.
Örnek: All is not lost; we still have time to complete the project. (Her şey kaybolmadı; projeyi tamamlamak için hala zamanımız var.)
Örnek: All of our teachers are eager to help us. (Öğretmenlerimizin hepsi bize yardım etmeye istekli.)
“All” kullanılan bir pronoun ifadesi “all of …” şeklinde kurulduğunda “of” kelimesini kaldırmamız da mümkün olabiliyor. Fakat bunun için genellikle “of”tan sonra gelen kelimenin bir pronoun olmamasını isteriz.
Örnek: All of my friends love me = All my friends love me. (Tüm arkadaşlarım beni sever.)
Örnek: I washed all of my clothes. = I washed all my clothes. (Kıyafetlerimin tümünü yıkadım.)
Diğer öznelerle “all” kullanımı
“All” kelimesi, çoğul öznelerle kullanıldığında öznenin hemen ardından da gelebilir. Bu durumda “all”dan önce pronoun gelmesi de mümkün.
Örnek: You all see what I am seeing, right? (Hepiniz benim gördüğümü görüyorsunuz, değil mi?)
Ayrıca, tıpkı “each”te olduğu gibi, içinde “all” bulunan özne yapıları kimi zaman ayrık şekilde görülebiliyor.
Örnek: The flowers in the garden have all bloomed. (Bahçedeki çiçeklerin hepsi açtı)
Örnek: The students have all finished their exams. (Öğrencilerin tümü sınavlarını bitirdi.)
“Each”, “every” ve “all” farkı: Tablo
İngilizcede “each”, “every” ve “all” kelimelerinin nerelerde kullanıldığından bahsettik. O halde şimdi de bu üç kelimenin farkını tekrardan gözümüzün önüne getirmek için bir tabloyla özetleyelim:
Kelime | Türkçesi | Kullanımı | Örnek cümle |
Each | Her, her bir | Bir grubun bireylerini birbirinden ayrı ele almak | Each child has a unique toy. (Her çocuğun kendine özel bir oyuncağı var.) |
Every | Her | Grup üyelerinden toplu şekilde bahsetmek, düzenlilik veya sıklık belirtmek | Every car in the lot was parked perfectly. (Otoparktaki her araba mükemmel şekilde park edilmişti.) |
All | Tüm, bütün, hepsi | Grup üyelerinin tamamından bahsetmek, hiçbir ayrım yapmadan belirtmek | All the information was helpful. (Tüm bilgiler faydalıydı) |
“Each”, “every” ve “all” farkı: Test
“Each”, “every” ve “all” kelimelerinin arasındaki farkı örneklerle birlikte gördük. O zaman öğrendiklerimizi pekiştirmek için bir bilgi testi çözmeye ne dersiniz?
Novakid’le tanışın!
İngilizcede “each”, “every” ve “all” gibi birbirine karışan kelimeleri öğrenmek için bol bol pratik yapmalıyız. Fakat bir dilin tüm inceliklerini kavramanın en iyi yolu, onu yaşamak.
İngilizce öğretirken kullandığımız yöntemi metodoloji uzmanımızdan dinleyin:
Eğer siz de çocuğunuzun İngilizceyi uzman eğitmenlerle grup ortamında konuşarak en doğal haliyle öğrenmesini isterseniz bize katılın!