8 min Kitap okumak hem kişisel gelişime olan katkısı hem de akademik başarı açısından çocukluk döneminde oldukça önemlidir. Özellikle okunan kitaplar insan ilişkilerine dair sosyal mesajlar veriyorsa, okunması kesinlikle tavsiye edilir.
Küçük Prens de çocukların hayal dünyasına katkıda bulunan, yetişkinlerin dünyasını ilginç bir biçimde betimleyen, eğitici ve anlamlı bir kitap. Peki, bu kitapta verilen sosyal mesajlar nedir? Bu kitabı kimler okumalıdır? 1943’te yazılan bu kitap günümüzü nasıl olur da yansıtmaktadır? Gelin, bu soruların cevabını birlikte inceleyelim.
Küçük Prens’in konusu nedir?
Küçük Prens kitabının analizini incelemeden önce, bilmeyenler için kitabın konusuna değinebiliriz.
Küçük Prens kitabı, pilot olan yazarın Afrika üzerinde uçağının bozulması ve mecburen iniş yapmasıyla başlar. İki karakterin arasında sevimli bir dostluğun başlamasıyla birlikte Küçük Prens, dostuna bir hikaye anlatmak ister.
Bu hikaye, kendi gezegeninde tek bir gül dışında arkadaşı olmadan yaşayan bir Küçük Prens’in başka dünyaları gezmek için tek gülünü tek başına bırakıp yolculuk yapmasını anlatır.
Bu yolculuk esnasında okurlara gösterilmek istenen şey ise büyümenin kötü tarafıdır. İnsanların yaş aldıkça, büyüdükçe bazı değerlerden uzaklaşmalarını, gayelerini unutmalarını, hatta yozlaşmalarını masum Küçük Prens’in gözlerinden bize aktarır.
29 Haziran 1900’de doğan Fransız yazar Antoine de Saint-Exupery tarafından yazılan ve 1943’te yayımlanan bu kitap, yetişkinler için de mesaj bulundurması ve yetişkinlerce de keyifle okunması bakımından ikonik ve kült çocuk kitapları arasında yer almaktadır.
Bu da demek oluyor ki bu değerli kitabı yalnızca çocuklarınız için değil, kendiniz için de raflarınızdan eksik etmemekte fayda var.
Küçük Prens’i kimler okumalıdır?
Küçük Prens’in yalnızca çocuklar için yazılmış bir kitap olduğu bir yanılgıdan ibarettir. Bu kitap, yukarıda da bahsettiğimiz gibi yetişkinler için de birçok önemli mesaj barındırmaktadır. Hatta öyle ki kimilerine göre yetişkinler, bu kitabı okuduklarında çocuklara kıyasla kitabı daha iyi anlıyorlar. Ancak elbette bu, kitabın çocuklara göre olmadığı anlamına da gelmiyor.
Çocuklarla yetişkinlerin hayatındaki farklar, güzel ev betimlemesi, bireylerin öncelikleri gibi kavramlar bu kitapta çocuklar için de anlaşılabilir bir biçimde tarif edilmiş. Bu mesajların ebeveynlere göre daha açık olmasının sebebini ise yetişkinlerin kitapta bahsedilen çocukluk dönemini de yetişkinlik dönemini de deneyimlemiş olmaları olarak görebiliriz.
Kısacası, Küçük Prens’in konusu çocukların ilgisini çekecek kurgusal bir dünyayı ele alsa da yetişkinler için de çok değerli anlatımlar içermektedir.
Küçük Prens kişiler ve özellikleri
Küçük Prens’teki karakterler, kitapta ele alınan konuyu daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Bu nedenle, dilerseniz bir de hikayedeki karakterlere odaklanalım.
- Küçük Prens: Küçük Prens kitabın baş karakteridir. Bu karakter, tek dostu gül ile birlikte kendi gezegeninde yalnız başına yaşar.
- Pilot: Hikaye, pilotun Küçük Prens ile karşılaşmasıyla başlar. Kaza sonucu çölde mahsur kalan bu karakter, aynı zamanda hikayenin anlatıcısıdır.
- Tilki: Küçük Prens’in çöldeki dostudur. Tilki, hikaye boyunca Küçük Prens’e insanlar ve arkadaşlıklar hakkında önemli dersler verir.
- Kral: Gezegeninde yalnız başına yaşayan ve bütün dünyaya hükmettiğini zanneden kibirli kral.
- İş Adamı: Sürekli hesap yapan, meşgul, sayılarla arası iyi olan ve kendisini sadece işine vermiş karakter.
- Sarhoş Adam: Utancını unutmak için durmaksızın içki içen adam.
- Bekçi: Gezegenindeki fenerleri gece gündüz söndürüp açmakla görevli olan bekçi.
- Diğer karakterler: Kendini beğenmiş adam, yılan, demiryolu makasçısı ve satıcı.
Küçük Prens kitabında yer alan bütün bu karakterler, farklı bir duygunun veya gerçeğin simgesidir. Kitaptaki her karakter ayrı ayrı incelenmelidir ve kitabın verdiği mesajı anlamamız için özenle seçilmiştir.
Küçük Prens kitabından çıkarılan sonuç nedir?
Küçük Prens kitabından öğrenilecek birçok ders ve çıkarılacak birçok sonuç vardır. Öyleyse kitapta anlatılanlar ve bunlardan bizim öğreneceklerimiz nelermiş bir görelim.
Öncelikle kitap, Küçük Prens ile Gül arasındaki ilişki aracılığıyla sevgi ve bağlılığın önemini vurgular. Gül’üne olan sevgisi, ona özel bir sorumluluk ve bağlılık duygusu getirir. Bu, çocukların nispeten daha kolayca kavrayacağı bir mesajdır.
Ancak kitabın öğretileri elbette bununla beraber bitmiyor. Aslında pilotun karşılaştığı Küçük Prens karakteri, yetişkinlerin içinde saklı duran çocuğu veya kaybettikleri hisleri temsil ediyor.
Kaybedilen hislerin ne kadar değerli olduğunu, bu duygu dünyasının yetişkinlerin hayatında hiçbir yerinin olmadığını ve yetişkinlerin ne kadar tekdüze yaşadığını vurgulamak için yazar, bu karakteri kullanır.
Bu demek oluyor ki Küçük Prens, yalnızca küçük bir çocuğu değil de yetişkinlerin bir zamanlar sahip olduğu duyguları ve içinde hala yaşattıkları çocuğu temsil eder.
Küçük prens gittiği gezegenlerde yeni insanlarla tanışır. Bunlar sırasıyla Kral, Kendini beğenmiş adam, sarhoş, iş adamı, bekçi, kaşif, demir yolu makasçısı ve satıcı. Bu insanlar ise günlük hayatımızda karşılaştığımız yetişkin özelliklerini temsil ediyorlar: bencil, kaba, materyalist, hırslı…
Kitap özetle, yetişkinlerin monoton, bencil ve hayal gücünden yoksun yaşam tarzlarını eleştiriyor ve küçükken nasıl bir zihne sahip olduklarını, yetişkinlere küçük bir prensin gözünden hatırlatıyor.
Bunun yanı sıra, Küçük Prens’in “İnsan ancak kalbiyle doğru görür. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez” sözü de bize yüzeyin altındaki gerçekleri anlamamız gerektiğini öğretiyor. Bu alıntı bize, maddi değerlerin yanı sıra manevi değerlere odaklanmamızı önermekte.
Bunlara bağlı olarak Küçük Prens’i okurken sadakat, kendini tanıma, zamanın değeri, arkadaşlık gibi birçok kavramın önemine şahit oluyoruz.
Bu kitap yaklaşık 80 yıl önce yazılmış olsa da çocukluğunu unutan yetişkinler, dünyaya hükmettiğini zanneden kral, yetişkinleri anlamayan çocuk, monoton yaşam gibi unsurlar günümüz dünyasını bire bir yansıtan ve rahatlıkla içselleştirebileceğimiz detaylardır.
Küçük Prens’ten alıntılar ve anlamları
Küçük Prens kitabında ders çıkaracağımız birçok söz ve diyalog vardır. Bunlar insan ilişkilerini ve yaşadığımız dünyayı anlamak için bize bir rehber niteliğindedir. Son olarak, bu alıntılara ve ne anlatmak istediklerine bir göz atabiliriz.
- “Birini güzel olduğu için sevmezsin ki, sen sevdiğin için güzel olur o.”
Bu ifade, fiziksel özellikler veya yüzeysel nitelikler üzerinden sevginin değerlendirilmemesi gerektiğini anlatır. Gerçek sevgi, karşımızdakini sadece görünümü veya fiziksel özellikleriyle değil, içsel nitelikleriyle, kişiliğiyle ve ruhuyla kabul etmek ve sevmektir. Bu sevgi de karşımızdakini güzel kılan şeydir.
- “Hakikati en iyi kalp gözüyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez.”
Bu sözler, hakikatin ne olduğunu anlamanın ve gerçek anlamını kavramanın kalbin gözüyle mümkün olduğunu ifade eder. Kısacası, insanın sadece fiziksel gözleriyle değil, kalbinin duygularıyla, sezgileriyle ve derin düşünceleriyle gerçeği algılayabileceğini belirtir.
- “Eğer kelebekleri tanımak istiyorsak birkaç tırtıla katlanmak gerekir.”
Bu söz, bilgeliğe ve anlayışa ulaşmanın yolunun sabır ve özveriden geçtiğini vurgular. “Eğer kelebekleri tanımak istiyorsak birkaç tırtıla katlanmak gerekir” ifadesinden değerli ve güzel şeylerin anlaşılması ve kavranması için zaman ve çaba harcanması gerektiğini anlıyoruz.
- “Kendini yargılamak, bir başkasını yargılamaktan çok daha zordur. Eğer kendini iyi bir şekilde yargılamayı başarırsan bu, senin gerçek bir bilge olduğunu gösterir.”
Bu sözde vurgulanan temel fikir, kendini objektif bir şekilde değerlendirmenin, bir başkasını değerlendirmekten çok daha zor olduğudur. Ancak, kendini objektif bir şekilde değerlendirebilmek ve bu değerlendirme sürecinde dürüst olabilmek, gerçek bir bilgelik göstergesidir.
- “Ama kendini beğenmiş adam onu duymamıştı bile. Kendini beğenmiş kişiler övgüden başka bir şeye vermezler.”
Kendini beğenmiş biri genellikle sadece kendi övgüsünü veya takdirini önemser ve dışarıdan gelen eleştirilere veya geri bildirimlere kapalıdır.
Birinin gerçek anlamda kendini geliştirebilmesi ve başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için, dışarıdan gelen eleştirilere açık olması ve bu eleştirileri yapıcı bir şekilde değerlendirebilmesi önemlidir. Kendini beğenmişlik durumu ise bu süreci zorlaştırabilir ve kişinin gelişimini engelleyebilir.
- “İnsanların arasında da yalnızlık duyabilir insan.”
Bu sözde ifade edilen temel düşünce, fiziksel olarak birçok insanın etrafında olmasına rağmen, içsel olarak yalnızlık hissedebileceğimiz gerçeğini yansıtır. Yalnızlık, sadece fiziksel olarak tek başına olmak anlamına gelmez; aynı zamanda kendini anlaşılmamış, bağlantı kurulmamış veya dışlanmış hissetmek de yalnızlık duygusunu tetikleyebilir.
Bu alıntılar, “Küçük Prens ne anlatıyor?” sorusuna verilebilecek birer cevap niteliğindedir. Bu sözleri iyi anlamak ve bunlardan ders çıkarmak, çocuklarınızın hayat anlayışını ve sosyal ilişkilerini olumlu anlamda etkileyecektir.
Novakid’le tanışın!
Novakid de internet üzerinden İngilizce pratiği yapmak için en iyi adreslerden bir tanesi. Novakid, çocuklarınız için interaktif ve eğlenceli İngilizce dersleri sunmayı amaçlıyor. Çocuklar için online İngilizce derslerimizde uzman eğitmenlerimizle, alışılmışın dışında ve eğlence dolu bir İngilizce öğrenme deneyimi sunuyoruz. Siz de ücretsiz deneme dersinizi şimdi alın!
