İngilizcede öyle konular var ki, bir sohbet anında kullanmadan duramazsınız. Tabi iş böyle olunca bu konuları da mutlaka bilmek gerekir. En basitinden bir arkadaşınız size bir problemden bahsediyorsa hemen bir tavsiye vermek istersiniz. Peki bu tavsiyeyi nasıl vereceksiniz?
İşte bu yazımızda öneride bulunmak, tavsiye vermek, zorunluluklardan bahsetmek veya beklentilerimizi dile getirmek için kullandığımız “should” ve “ought to”dan bahsedeceğiz.
“Should” ve “ought to” arasındaki fark nedir?
Aslında “should” ve “ought to” arasında pek bir fark yoktur. Bu iki yapı da aynı işlevle kullanılabilmektedir. Fakat “should” daha yaygın ve günlük bir kullanıma sahipken “ought to”nun daha resmi bir kullanımı olduğu söylenebilir. Bu yapıların tam olarak ne anlama geldiğini anlayabilmek için aşağıdaki örnekleri inceleyelim.
Örnek: You should drink more water to stay healthy. (Sağlıklı kalmak için daha fazla su içmelisin.)
Yukarıda gördüğümüz gibi “should” cümleye bir “-meli, -malı” anlamı katmaktadır. Bu durumda “should”un tavsiye verirken kullanıldığını söyleyebiliriz.
“Should” ile “ought to”nun aynı anlamda kullanılabileceğimizi söylediğimize göre örneğimizi “ought to” ile yazalım ve inceleyelim.
Örnek: You ought to drink more water to stay healthy. (Sağlıklı kalmak için daha fazla su içmelisin.)
Bu iki kullanımın da anlamda bir farklılık yaratmadığını anladıysak asıl farkın yapıların cümle içerisindeki kullanımlarından kaynaklandığını söylemek yanlış olmaz.
“Should” kendisinden sonra yalın bir fiil alırken “ought” kelimesinin arkasından gelen “to” ifadesi ile birlikte bir fiil aldığını görebiliyoruz. Yani “I should go” (Gitmeliyim.) diyebiliyorken “I ought go” diyememekteyiz. Bu cümlenin doğru olabilmesi için “ought” kelimesinden sonra “to” ifadesine ihtiyaç duyarız.
“Should” ve “ought to” nerelerde kullanılır?
“Should” ve “ought to” ifadeleri İngilizcede birçok farklı durumda kullanılabilmektedir. Daha kolay anlaşılabilmesi adına bu durumları başlıklar halinde derledik.
Tavsiye veya öneri
Bir kişiye tavsiye vermek istenildiğinde “should” ve “ought to” kullanımı oldukça yaygındır. Bu iki ifade, doğru ve etkili bir şekilde kullanıldığında, hem yazılı hem de sözlü iletişimde güçlü bir araç haline gelir. Aşağıda verdiğimiz “should” ve “ought to” örnek cümlelerine bakalım!
Örnek: You should / ought to see a doctor. (Bir doktora görünmelisin.)
Örnek: You should / ought to take a break and get some rest. (Ara vermeli ve biraz dinlenmelisin.)
Yukarıdaki örnekler dışında bir tavsiye cümlesinin günlük konuşmalarda nasıl karşımıza çıkabileceğini şu örnekte inceleyelim:
A: I’m feeling really tired lately. I don’t know what to do. (Son zamanlarda gerçekten yorgun hissediyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum.)
B: You should go to bed earlier. Getting enough sleep is really important. (Daha erken yatmalısın. Yeteri kadar uyuyabilmek gerçekten çok önemli.)
A: That’s a good idea. I’ve also been skipping meals because of my busy schedule. (Bu iyi bir fikir. Aynı zamanda yoğun programım yüzünden öğün atlıyorum.)
B: You ought to make time for proper meals. Skipping meals can affect your health. (Doğru düzgün yemek yiyebilmek için zaman ayırmalısın. Öğün atlamak sağlığını etkileyebilir.)
A: You’re right. Maybe I should plan my day better to fit in meals and rest. (Haklısın. Belki günümü daha iyi planlamalıyım ki yemek yemeğe ve dinlenmeye zaman ayırabileyim.)
Zorunluluk
Bu iki ifade, belirli bir durum veya eylemde yapılması gerekenleri vurgulamak için de kullanılabilmektedir.
“Must” ya da “have to” yapılarından ziyade “should” veya “ought to”nun kullanımı durumunda bu eylemin yapılmasının bizim için iyi sonuçlar doğuracağı da belirtilmektedir.
Örnek: You have to come on time! (Zamanında gelmen lazım!)
“have to” ile kurduğumuz bu cümle sadece zorunluluk belirtmektedir.
Örnek: You should / ought to come on time! (Zamanında gelmelisin!)
Aynı cümleyi “should” ve “ought to” ile kurduğumuzda “zamanında gelme” işinin bizim için iyi olacağını belirten bir zorunluluktan bahsederiz.
“Should” ve “ought to”nun bahsettiği zorunluluğun ne olduğunu anladıysak örneklerimizi çoğaltalım ve inceleyelim.
Örnek: Students should / ought to submit their assignments on time. (Öğrenciler ödevlerini zamanında teslim etmelidir.)
Örnek: Employees should / ought to adhere to company policies. (Çalışanlar şirket politikalarına uymalıdır.)
Örnek: You should / ought to respect your elders. (Büyüklerine saygı göstermelisin.)
Örnek: We should / ought to take care of the environment. (Çevreye özen göstermeliyiz.)
Örnek: You should / ought to listen to your teacher during the lesson. (Ders sırasında öğretmenini dinlemelisin.)
Beklenti
Bir durumun olması gerektiğini düşünerek bir beklentiye girmişsek “should” ve “ought to” yapılarını kullanabiliriz.
Örnek: The train should / ought to arrive at 8 PM. (Tren saat 8’de gelmeli.)
Örnek: The weather should / ought to improve by the weekend. (Hava, hafta sonuna kadar düzelmeli.)
Örnek: The store should / ought to open at 9 AM. (Mağaza saat 9’da açılmalı.)
Örnek: The new software update should / ought to fix the issue. (Yeni yazılım güncellemesi sorunu çözmeli.)
Örnek: The movie should / ought to be over by 9 PM. (Film saat 9’da bitmiş olmalı.)
“Should” ve “ought to”nun olumsuz kullanımı
İngilizcede kullanılan çoğu yapının olumsuzu “not” ile yapılır. “Should” ve “ought to” ifadelerini olumsuz yapmak için de kendilerinden sonra bir “not” eklemek gerekir.
Örnek: You should drink more water. (Daha fazla su içmelisin.)
Yukarıdaki cümle, “should” ve “ought to” kullanımının olumlu haline örnektir.
Örnek: You should not / ought not to drink more water. (Daha fazla su içmemelisin.)
Bu örnekler ise “should” ve “ought to” ifadelerinin olumsuz kullanımlarına örnektir.
“Should” yapısını olumsuz yapmak için kendisinden sonra bir “not” ekleyerek bu ifadeyi “should not” haline getirebiliriz ya da bu ifadeyi daha da kısaltarak “shouldn’t” şeklinde kullanabiliriz.
Fakat “ought to” ifadesi olumsuz yapılmak istendiğinde, örnekte de görüldüğü gibi, “not” ifadesini “ought” ve “to”nun arasına almamız ve bu şekilde “ought not to” yapısına ulaşmamız gerekir. Tercih edilmemekle birlikte bu ifadenin daha kısa hali “oughtn’t” olacaktır.
Ancak “ought to” ifadesinin olumsuz hali yerine İngilizcede “shouldn’t” kullanımı daha yaygındır.
Örnek: The train shouldn’t take longer than an hour. (Trenin bir saatten fazla sürmemeli.)
Örnek: You shouldn’t ignore the safety instructions. (Güvenlik talimatlarını görmezden gelmemelisin.)
Örnek: She shouldn’t drive so fast on icy roads. (Buzlu yollarda bu kadar hızlı sürmemeli.)
Geçmiş zamanda “should” ve “ought to” kullanımı
Geçmişte yaşanmış bir olayı anlatırken “aslında şöyle olmalıydı, böyle olsaydı daha iyi olurdu” demek için “should” ve “ought to” yerine “should + have + V3” ya da “ought to + have + V3” kullanılır.
Örnek: She should have called / ought to have called you when she arrived. (Vardığında seni aramalıydı.)
Yukarıdaki örnekte gördüğümüz üzere “should have called” ve “ought to have called” ifadeleri “böyle olsaydı iyi olurdu” anlamında, geçmişte yaşanmış bir olaydan bahsederken kullanılır.
Bu konuyu bir de günlük bir konuşma üzerinden inceleyelim.
A: Did you hear that Sarah missed her flight? (Sarah’nın uçuşu kaçırdığını duydun mu?)
B: Really? She should have left / ought to have left earlier. The traffic is always bad in the mornings. (Gerçekten mi? Daha erken ayrılmış olmalıydı. Trafik sabahları her zaman kötü olur.)
A: I know. And she should have checked / ought to have checked the flight schedule. The time was changed last week. (Biliyorum. Ayrıca uçuş programını kontrol etmiş olmalıydı. Uçuş saati geçen hafta değiştirildi.)
B: That’s unfortunate. She should have received / ought to have received a notification about the change. (Bu talihsiz bir durum. Değişiklik hakkında bir bildirim almış olmalıydı.)
A: Yes, she mentioned she got an email but didn’t read it. She should have read / ought to have read the email carefully. (Evet, bir e-posta aldığını ama okumadığını söyledi. E-postayı dikkatlice okumuş olmalıydı.)
B: I guess we all make mistakes. She’ll know better next time. (Sanırım hepimiz hatalar yaparız. Bir dahaki sefere daha iyi bilecek.)
Soru cümlelerinde “should” ve “ought to” kullanımı
İngilizcede “ought to” yapısı ile soru sormak pek yaygın olmadığından bu tarz soruları genellikle “should” ile sorulur.
Örnek: What should I do after graduation? (Mezuniyetten sonra ne yapmalıyım?)
Örnek: Should I call you later? (Seni daha sonra mı aramalıyım?)
Yukarıdaki örnekte de gördüğümüz gibi “should”u soru cümlelerinde, genellikle kendimiz hakkında soru sorarken kullanırız.
Örnek: Shouldn’t you be at school? (Okulda olman gerekmiyor mu?)
Bu örnekte gördüğümüz gibi İngilizcede “shouldn’t” ile birlikte de sorular sorulabilmekte. Bu tip sorulara “Yes, I should.” ya da “No, I shouldn’t.” şeklinde cevap verebiliriz.
Sıkça sorulan sorular
Sizler için İngilizcedeki “should” ve “ought to” yapıları hakkında aklınıza takılabilecek soruları ve cevaplarını derledik.
“Ought to” ne zaman kullanılır?
“Ought to,” tavsiye, beklenti veya ahlaki bir zorunluluk ifade etmek için kullanılır. Genellikle doğru olanı veya yapılması gerekeni belirtir.
“Ought to” zorunluluk mu anlatır?
“Ought to,” zorunluluktan ziyade güçlü bir tavsiye veya beklenti ifade eder. “Must” kadar katı bir zorunluluk anlamı taşımaz.
“Ought to”nun olumsuz hali nedir?
“Ought not to” veya “oughtn’t to” olumsuz halidir. Bu form, yapılmaması gereken veya doğru olmayan bir durumu ifade eder.
“Ought to have done” ne demek?
“Ought to have done” geçmişte yapılması gereken ancak yapılmamış olan bir durumu ifade eder. Bu yapı, genellikle pişmanlık veya eleştiri belirtir.
“should” ve “ought to”: Quiz!
Şimdi hep birlikte öğrendiklerimizi test edebileceğimiz bu sorulara bakalım.
Novakid’le tanışın!
Bir dili öğrenmenin en etkili yolu, öğrendiğiniz yeni bilgileri konuşarak pekiştirmektir. Uzmanlarımız tarafından sağlanan online İngilizce derslerimizde çocuklara tam da bu deneyimi sunuyoruz. Siz de çocuğunuzun İngilizce öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi şimdi alın!