Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
Dünyanın dört bir yanından çocuklara ana dil olarak İngilizce öğretiyoruz! Bize katılmak ister misiniz?
Dünyanın dört bir yanından çocuklara ana dil olarak İngilizce öğretiyoruz!
ÜCRETSİZ DENEYİN
Share
X share icon
06.06.2024
Time icon 9 min

İngilizce futbol terimleri nelerdir? Futbolla ilgili kelimeler ve eğlenceli bilgiler!

Table of contents

Dünya çapında en popüler spor olan futbol, her zaman insanlara neşe ve coşku dolu anlar yaşatmayı başarıyor. Şimdi de EURO 2024’ün başlamasıyla birlikte milyonlarca taraftar, ülkelerini desteklemek ve sevinçlerini paylaşmak için ekran başına kilitlenecek!

Futbolu özel kılan şeyler arasında belki de en önemlisi ise, uluslararası karakteri. Dünyanın neresinde olursanız olun mutlaka futbol sayesinde insanlarla bağ kurabilirsiniz. Eğer futbolun küreselliğini daha iyi anlamak istiyorsanız da mutlaka İngilizce futbol terimlerini bilmeniz gerekecektir!

Bu yazımızı sizlere tam da bu konuda yardımcı olmak için hazırladık. Daha önce İngilizce spor terimleri hakkında bir yazı paylaşmıştık. Şimdi ise İngilizce futbol terimlerine odaklanacağız! Üstelik EURO 2024 coşkusunu hep birlikte hissedebilmek için, kelimelerimizi anlatırken bazı eğlenceli futbol bilgilerine de yer verdik! Yazımızın en sonuna ise kendinizi sınayabilmeniz için bir bilgi testi ekledik.

O halde haydi, başlangıç düdüğünü çalalım!

İngilizce futbol terimleri

Haydi, bolca örnek cümle ve yeri geldiğinde ilginç bilgilerle birlikte İngilizce futbol terimlerini öğrenelim!

  • Futbol

İngilizce futbol terimlerine elbette oyunun kendisinin adını öğrenerek başlayacağız! Belki daha önce de görmüş olabileceğiniz üzere, “futbol” sporuna verilen ad, İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesinin farkları arasında bulunuyor.

Amerikan İngilizcesinde “futbol” için “soccer” kelimesi kullanılırken, İngiliz İngilizcesinde nispeten daha basit ve Türkçesine daha benzer olan “football” kelimesi kullanılıyor. Çünkü ABD’de “football” kelimesi Amerikan futboluna işaret ediyor.

Örnek: Football / soccer is the most popular sport in many countries around the world. (Futbol, dünya çapında birçok ülkede en popüler spordur.)

  • Gol

Mutlaka öğrenmemiz gereken bir diğer kelime “goal”. Anlaşılabileceği üzere “goal”, Türkçede “gol” demek.

Bu kelime İngilizce futbol terimleri arasında “gol” anlamına gelebildiği gibi, aynı zamanda “hedef” anlamına da geliyor. Aslında bu son derece mantıklı, çünkü futbolda da hedef, gol atmak! İngilizcede “gol atmak” fiili içinse “to score (a goal)” kalıbını kullanabiliriz.

Örnek cümle: He scored a brilliant goal in the last minute. (Son dakikada harika bir gol attı.)

İlginç bilgi: Herhangi bir UEFA EURO Turnuvası’nda atılan gol rekoru, 1984 tarihinde oynanan turnuvada tam 9 gol ile Michel Platini’ye aittir. Grup aşamasında toplam yedi, yarı final ve finalde ise birer gol alan Platini, ülkesi Fransa’nın o yıl kupayı kazanmasına büyük katkı sağlamıştı.

  • Kale

Futbol kalesi İngilizcede, “gol” ile aynı kelimeyi kullanarak yani “goal” şeklinde söylenebiliyor. Kafa karıştırıcı olabilir, ancak aslında kale de bir “hedef” olduğu için bu kelimeler anlamca birbirine epey yakın! Eğer kale direklerinden bahsetmek istiyorsanız ise, “goalposts” diyebilirsiniz.

Örnek cümle: He kicked the ball towards the goal with all his strength. (Topu tüm gücüyle kaleye doğru vurdu.)

İlginç bilgi: Futbol kaleleri her zaman günümüzdeki gibi görünmüyordu. 1892 FA Cup finaline kadar kalelerde ağ olması zorunluluğu bile yoktu! Şimdi ise çok sayıda kamera aracılığıyla detaylı bir şekilde gollerin kaleyi geçip geçmediği tespit ediliyor.

  • Pas

“Pas” kelimesi, İngilizce futbol terimlerine basit bir örnek. Tek yapmamız gereken, bir harf daha ekleyerek “pass” demek! Bu kelimeyi hem “pas atmak” anlamıyla “to pass” şeklinde, hem de isim haliyle “a pass” şeklinde kullanabiliyoruz.

Örnek cümle: He scored a beautiful goal after receiving a pass from his teammate. (Takım arkadaşından pas aldıktan sonra güzel bir gol attı.)

  • Taç

“Taç” kelimesi, İngilizce futbol terimleri arasında Türkçesinden epey farklı olan bir kelime. İngilizce “taç” demek için “throw-in”, yanı tam anlamıyla “içeri atmak” anlamına gelen bir sözcük kullanıyoruz.

Örnek cümle: He used the throw-in quickly to continue the game. (Maça devam etmek için taç atışını hızlıca kullandı.)

  • Frikik / Serbest vuruş

Frikik kelimesi, Türkçeye doğrudan geçen İngilizce futbol terimlerinden biri. Bu kelimenin İngilizcesi, “free kick” yani gerçekten de tam anlamıyla “serbest vuruş” şeklinde!

Örnek cümle: Incredible! He scored a goal directly from a free kick! (İnanılmaz! Serbest vuruştan doğrudan gol attı!)

  • Korner 

Türkçeye geçen İngilizce futbol terimlerine bir başka örnek de korner kelimesi. “Korner”, İngilizcede “köşe” anlamına gelen “corner” kelimesinden geliyor. “Korner vuruşu” demek içinse “corner kick” kelimesini kullanmalıyız.

Örnek cümle: A corner kick will be used because the goalkeeper touched the ball before it went out. (Top çıkmadan önce kaleci dokunduğu için korner kullanılacak.)

  • Futbol sahası

Bir diğer önemli İngilizce futbol terimi ise “pitch”. Elbette futbol konuşacaksak, oyunun oynandığı yerin adını da getirebilmemiz gerek. “Pitch” kelimesini tam da bunun için kullanacağız. Futbol sahasının İngilizcesi, “football pitch” veya kısaca sadece “pitch” demek.

Örnek cümle: The players ran onto the pitch for the big match. (Oyuncular büyük maç için sahaya çıktılar.)

  • Stadyum

Futbol sahasının İngilizcesini öğrenmişken, stadyumun İngilizcesini öğrenmemek de olmaz. Şanslıyız ki bu kelime İngilizce ve Türkçede neredeyse aynı! “Stadyum” kelimesinin İngilizcesi, “stadium” şeklinde.

Örnek cümle: The stadium was packed with fans cheering for their team. (Stadyum, takımlarını destekleyen taraftarlarla doluydu.)

İlginç bilgi: Avrupa’daki en büyük stadyum, 99.354 kişilik kapasitesiyle FC Barcelona’nın Camp Nou stadyumudur. Bu kapasitenin gelecekte yapılacak genişletmelerle 105.000’e çıkması beklenmektedir.

  • Futbol topu

Daha önce İngilizcede “football” kelimesinin “futbol” demek olduğunu gördük. Ancak aynı kelime, aynı zamanda “futbol topu” demek için de kullanılabiliyor! Fakat eğer kafa karışıklığını engellemek isterseniz futbol topu İngilizcede “soccer ball” şeklinde de söylenebilir. Tabii ki böyle dediğinizde Amerikan İngilizcesindeki kelimeyi tercih etmiş olursunuz. 

Örnek: He kicked the football across the field to his teammate. (Futbol topunu sahanın diğer tarafındaki takım arkadaşına attı.)

İlginç bilgi: EURO 2024’te kullanılacak topun adı olan “Fussballliebe”, Almancada “futbol sevgisi” anlamına geliyor. Adidas tarafından üretilen bu top, hakemlerin kararlarını kolaylaştırmak amacıyla bir ilk olarak içinde elektronik sensörler bulunduruyor!

  • Futbol forması

Futbol forması İngilizcede doğrudan çeviri yaparak “football uniform” şeklinde söylenebilir. Ancak formadan bahsederken biraz daha farklı kelimeleri daha sık görebilirsiniz. Bu konuda bilmeniz gereken detaylardan bahsedelim.

Eğer “football uniform” kelimesini kullanırsanız, futbolcuların oynarken giydiği kıyafetlerin tamamını kapsayan kıyafet setinden bahsetmiş olursunuz. Ancak sadece üstlerine giydikleri tişörtten bahsetmek isterseniz “football jersey” veya “football shirt” kelimelerini kullanmanız daha doğru olur.

Örnek cümle: She wore her favorite player’s football jersey to the match. (Maça, en sevdiği oyuncunun futbol formasını giydi.)

Şimdi kaydolun ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
Çocuğunuza İngilizce ile güven verin!
  • Futbolcu

İngilizce futbol terimlerini kullanarak oyunu oynayan kişilere ne dendiğini de mutlaka bilmeliyiz. İyi bir haberimiz var: “Futbolcu” İngilizcede epey düz bir mantıkla söylenen bir kelime! Bunun için “footballer”, “football player” veya “soccer player” kelimelerini kullanabilirsiniz.

Örnek: The young footballer dreamed of playing in the World Cup one day. (Genç futbolcu, bir gün Dünya Kupası’nda oynamayı hayal ediyordu.)

  • Kaleci

İsmini özellikle bilmemiz gereken bir futbol oyuncusu ise kaleci. Kaleci İngilizcede “goalkeeper” şeklinde söylenebiliyor. Ancak oldukça yüksek bir ihtimalle bu kelimenin kısaltılıp “goalie” şeklinde söylendiğini de duyabilirsiniz!

Örnek cümle: The goalkeeper made an incredible save in the last minute of the game. (Kaleci, maçın son dakikasında inanılmaz bir kurtarış yaptı.)

  • Hakem

Oyuncu olmayan ama fazlasıyla önemli bir figür olan hakem de bilmemiz gereken İngilizce futbol terimleri arasında. Hakemin İngilizcesi ise “referee” şeklinde söyleniyor.

Örnek: The referee showed a yellow card to the player. (Hakem, oyuncuya sarı kart gösterdi.)

  • Penaltı

İngilizce futbol terimleri arasında bilmemiz gereken önemli bir diğer kelime de penaltı. Bu da Türkçe ve İngilizce benzer kelimeler arasında bulunuyor! Penaltı, İngilizcede “penalty” şeklinde söyleniyor.

Aslında “penalty” kelimesinin İngilizcedeki genel anlamı, “ceza” şeklinde. Bu da epey mantıklı, çünkü penaltı atışları teknik olarak takımlardan birine verilen bir ceza.

Örnek cümle: They won the game after scoring from a penalty. (Penaltıdan gol attıktan sonra oyunu kazandılar.)

İlginç bilgi: 1970’e kadar uluslararası seviyede futbolda “penaltı” diye bir şey bulunmuyordu. Bu sebeple 1968 EURO turnuvasının kazananı, beraberlik sonrasında yazı turayla belirlenen İtalya olmuştu!

  • Faul

Son olarak İngilizce futbol terimlerinden faul kelimesini öğrenelim. Bu kelime de oldukça basit: Faulün İngilizcesi, “foul” şeklinde. Aslında bu, “hatalı oynama” anlamına gelen “foul play” kelimesinin bir kısaltması.

Örnek cümle: The referee blew the whistle after the player committed a foul. (Hakem, oyuncu bir faul yaptıktan sonra düdüğü çaldı.)

İngilizce futbol ile ilgili deyimler

İngilizce futbol terimleri arasında bazı önemli kelimeleri gördük. Şimdi de futbolla alakalı olacak şekilde dili daha akıcı konuşabilmemizi sağlayan bazı deyimlerden, yani idiomlardan bahsedelim! İşte listemiz:

  • To kick off

Bir phrasal verb (deyimsel fiil) sayılan “to kick off” fiili, “bir şeye başlamak” anlamına geliyor. Tıpkı bir futbol maçına başlarken topu tekmelediğimiz gibi!

Örnek cümle: Let’s kick off the meeting with a quick introduction. (Toplantıya hızlı bir tanıtımla başlayalım.)

  • On the ball

Bir futbol maçında oyuncuların gözünün mutlaka topta olması ve oldukça dikkatli olmaları gerek. “On the ball” deyimi de tam da bunu yansıtan bir şekilde, “dikkatli olmak” anlamına geliyor!

Ancak bu deyimi kullanırken, öğrendiğimiz İngilizce futbol terimlerine odaklanıp da “on the football” şeklinde değiştirmeyin! Bu tarz bir cümle, kulağa biraz garip gelecektir.

Örnek cümle: She’s really on the ball with her homework. (Ödevleri hakkında gerçekten dikkatli.)

  • To move the goalposts

Futbolda sırf karşı takım gol atamasın diye kale direklerini oynattığınızı düşünebiliyor musunuz? “To move the goalposts” deyiminin anlamı tam da buna benzer bir senaryoyu yansıtıyor. Bu deyimin, “karşıdakinin başarısını zorlaştırmak için kriterleri veya kuralları değiştirmek” şeklinde bir anlamı var.

İngilizce futbol terimleri arasında gördüğümüz “goalpost” kelimesini aklınızda tutarak bu deyimi kolayca hatırlayabilirsiniz!

Örnek cümle: Every time we get close to finishing, they move the goalposts. (Her bitmeye yaklaştığımızda, kuralları değiştiriyorlar.)

  • To watch from the sidelines

Bildiğimiz üzere futbol sahada oynanırken yardımcı hakemler, teknik direktörler ve yedekler gibi diğer kişiler sahanın yan tarafından, oyuna dahil olmadan maçı takip eder. “Watch from the sidelines” fiilinin anlamı da buradan geliyor. Bu deyim, “bir şey olurken müdahale etmeden izlemek” anlamına geliyor.

Örnek cümle: I really needed your help, but you just watched from the sidelines! (Yardımına çok ihtiyacım vardı, ama sen sadece oturup izledin!)

İngilizce futbol terimleri: Test!

Bazı önemli İngilizce futbol terimlerini ve İngilizcede futbolla alakalı birkaç deyimi öğrendik. Şimdi de kendimizi sınama zamanı! Bakalım öğrendiklerimiz ne kadar aklımızda kalmış?

In football, you win a match by scoring more ___ than the opposing team.
The ___ kept his team from losing the game by saving a penalty.
Fans can go to stadiums to support their teams, but they must not enter the ___.
The player received a red card after committing a horrible ___.
He likes to ___ the day by taking a quick cold shower.
She is just ___ by asking you to do more and more every time you are about to finish.
The referee blew the whistle for a ___ after the defender pushed an opponent inside the box.
In football, players can pick the ball up to use a ___ when it goes out of the pitch.
She's always ___ when it comes to managing multiple projects at once.
The ___ will decide whether the goal will be allowed or not.
Yanıtlara Bak

Novakid’le tanışın!

İngilizcede futbol gibi hobilerimiz hakkında konuşabilmek için doğru terimleri bilmek epey önemli. Ancak elbette dil öğrenirken yalnızca kelime ezberlemek yeterli değil. Tıpkı futbol coşkusunu yaşadığımız gibi, dili de yaşamalıyız! Novakid’de online İngilizce derslerimizde çocuklara tam da bu fırsatı sunuyoruz. Siz de çocuğunuzun eğlenerek İngilizce öğrenmesini isterseniz ücretsiz deneme dersinizi şimdi alın!

1/5

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

You might also like
Choose a language
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.
:3

Hamsteri yakalayın

%25 indirimi
kapın

Tebrikler!
%25 indirim kazandınız!

Promosyon kodu: BLOGTR25