Scrolltop arrow icon
Bu fırsat kaçmaz!
BLOGTR25 promosyon kodu ile %25 indirim + 1 aylık ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
CTA background
Dünyanın dört bir yanından çocuklara ana dil olarak İngilizce öğretiyoruz! Bize katılmak ister misiniz?
Dünyanın dört bir yanından çocuklara ana dil olarak İngilizce öğretiyoruz!
ÜCRETSİZ DENEYİN
Share
X share icon
26.04.2024
Time icon 9 min

Alışveriş yaparken sıklıkla kullanılan İngilizce kelimeler nelerdir? İşte sıklıkla kullanılan alışveriş konulu İngilizce kelimeler!

Table of contents

Hangi ülkeye gidersek gidelim, konuşulan dili bilmiyorsak bile İngilizce bilmek her zaman büyük bir avantajdır. Otel kurallarından tutun toplu taşıma kullanımına kadar birçok ülkede turistlerin de anlayabilmesi için çoğu yazının yanında İngilizce açıklamalar bulunur. Girdiğiniz bir mağazada beğendiğiniz bir ürünü almak istediğinizde de kasiyer ile büyük ihtimalle İngilizce konuşmayı seçeceksinizdir. 

Peki İngilizce alışveriş yapabilmek için gerekli kelime bilgisine sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz? Eğer kelime bilginizi geliştirmek ya da tazelemek istiyorsanız bu yazımız tam da size göre! 

Haydi birlikte İngilizce alışveriş yaparken kullanabileceğimiz kelimeleri ve cümle kalıplarını öğrenelim!

Temel İngilizce alışveriş kelimeleri

Bir markette ya da bir mağazada derdimizi anlatabilmek için bilmemiz gerek birkaç temel İngilizce kelime vardır. Bu kelimeleri öğrenerek alışveriş deneyiminizi geliştirebilirsiniz!

  • Shopping (Alışveriş)

Örnek: I went shopping yesterday. (Dün alışverişe gittim.)

  • Receipt (Fatura ya da fiş)

Örnek: Can I have a receipt, please? (Fiş alabilir miyim, lütfen?)

  • Price (Fiyat)

Örnek: What is the price of this shirt? (Bu gömleğin fiyatı ne kadar?)

  • Price tag (Fiyat etiketi)

Örnek: Look at the price tag to see the cost. (Fiyatını görmek için fiyat etiketine bak.)

  • Cash (Nakit)

Örnek: I’ll pay with cash. (Nakit ödeyeceğim.)

  • Credit card (Kredi kartı)

Örnek: I use my credit card for shopping. (Alışveriş için kredi kartımı kullanıyorum.)

  • Discount & Sale (İndirim)

Örnek: I got a discount on this dress. (Bu elbisede indirim aldım.)

Örnek: There was a big sale at the mall yesterday. (Dün, alışveriş merkezinde büyük bir indirim vardı.)

  • Change (Para üstü)

Örnek: Here is your change. (Buyurun para üstünüz.)

  • Customer (Müşteri)

Örnek: As a customer, I expect good service. (Müşteri olarak iyi hizmet beklerim.)

  • Aisle (Reyon)

Örnek: This is the snacks aisle. (Bu atıştırmalık reyonu.)

  • Counter (Tezgah)

Örnek: The cashier is at the counter. (Kasiyer tezgahta.)

  • Warranty (Garanti)

Örnek: The warranty is for one year. (Garanti bir yıl için geçerlidir.)

  • Refund (İade)

Örnek: I got a refund for the broken toy. (Kırık oyuncak için iade aldım.)

  • Shop assistant (Mağaza görevlisi)

Örnek: The shop assistant helped me find the perfect gift for my friend. (Mağaza görevlisi, arkadaşım için mükemmel hediyeyi bulmama yardımcı oldu.)

Alışveriş esnasında kullanılan İngilizce fiiller

Bilmemiz gelen temel kelimeleri öğendiğimize göre bir de işimize yarayabilecek fiillere bir göz atalım!

  • To purchase (Satın almak)

Örnek: I need to purchase a new laptop for work. (İş için yeni bir dizüstü bilgisayar satın almam gerekiyor.)

  • To buy (Satın almak)

Örnek: I want to buy a bouquet of flowers for my mother’s birthday. (Annemin doğum günü için bir demet çiçek satın almak istiyorum.)

  • To sell (Satmak)

Örnek: She decided to sell her old car and buy a new one. (Eski arabasını satmaya ve yeni bir tane almaya karar verdi.)

  • To exchange (Değiş tokuş etmek)

Örnek: I’d like to exchange this shirt for a larger size, please. (Bu gömleği daha büyük bir bedenle değiştirmek istiyorum, lütfen.)

  • To pay (Ödemek)

Örnek: Can I pay for this with my credit card? (Bunu kredi kartımla ödeyebilir miyim?)

  • To try on (Denemek)

Örnek: She wants to try on the dress before buying it. (Satın almadan önce elbiseyi denemek istiyor.)

Unutmayalım ki fiillerin başındaki “to” İngilizcede fiilleri belirtmek için kullanır. Cümle içerisinde fiilleri “to” ile birlikte kullanmamıza gerek yoktur. 

Alışveriş konulu örnek İngilizce diyaloglar

Haydi öğrendiğimiz kelimeleri bir de diyalog içerisinde inceleyelim!

Örnek 1: 

Customer: Hi, I’d like to buy this shirt. (Merhaba! Bu gömleği satın almak istiyorum.)

Shop Assistant: Of course, that’ll be $20. Will you be paying with cash or card? (Tabii, toplamda 20 dolar olacak. Nakit mi yoksa kartla mı ödeme yapacaksınız?)

Customer: I’ll pay with cash. (Nakit ödeyeceğim.)

Shop Assistant: Alright, here’s your change and your receipt. Have a great day! (Tamam, işte paranızın üstü ve fişiniz. İyi günler!)

Customer: Thank you, you too! (Teşekkür ederim, size de iyi günler!)

 

Örnek 2:

Şimdi de bir mağazada iade esnasında karşılaşabileceğimiz bu konuşmayı inceleyelim.

Customer: Hello, I’d like to return this sweater, please. (Merhaba, bu kazak için iade yapmak istiyorum, lütfen.)

Shop Assistant: Sure, do you have the receipt? (Tabii, faturanız var mı?)

Customer: Yes, here it is. (Evet, işte.)

Shop Assistant: Okay, would you like a refund or exchange? (Tamam, iade mi istersiniz, yoksa değişim mi?)

Customer: I’d like to exchange it for a larger size, please. (Daha büyük bir bedenle değiştirmek istiyorum, lütfen.)

Shop Assistant: Sure, let me find that for you. (Tabii, sizin için uygun bedeni bulayım.)

Customer: Thank you. (Teşekkür ederim.)

Şimdi kaydolun ve 1 ay boyunca ücretsiz konuşma pratiği dersleri kazanın!
Çocuğunuza İngilizce ile güven verin!

Market alışverişinde kullanılan İngilizce kelimeler

Genel alışveriş terimlerini öğrendiğimize göre bir de zincir marketlerde alışveriş yaparken işimize yarayabilecek kelimeleri inceleyelim!

  • Shopping cart / trolley (Alışveriş arabası)

Örnek: I need a shopping cart to carry all these groceries. (Bütün bu market alışverişi için bir alışveriş arabasına ihtiyacım var.)

  • Grocery store (Market)

Örnek: We need to make a list before going to the grocery store. (Markete gitmeden önce bir liste yapmalıyız.)

  • Basket (Alışveriş sepeti)

Örnek: Let’s grab a basket for these few items. (Bu birkaç eşya için bir sepet alalım.)

  • Plastic or paper bags (Plastik ya da kağıt poşet)

Örnek: Do you prefer plastic or paper bags for your groceries? (Market alışverişiniz için plastik mi yoksa kağıt poşet mı tercih edersiniz?)

  • Reusable bags (Yeniden kullanılabilir poşet)

Örnek: I always bring my reusable bags to the grocery store. (Market alışverişine her zaman yeniden kullanılabilir torbalarımı getiririm.)

  • Produce (Tarım ürünleri)

Örnek: The produce section has fresh fruits and vegetables. (Tarım ürünleri bölümünde taze meyve ve sebzeler var.)

  • Frozen food (Dondurulmuş gıda)

Örnek: Let’s buy some frozen food. (Haydi, biraz dondurulmuş gıda alalım!)

  • Organic (Organik)

Örnek: Organic fruits and vegetables are healthier. (Organik meyve ve sebzeler daha sağlıklıdır.)

  • Deli (Şarküteri)

Örnek: We can get sliced meat and cheese from the deli. (Şarküteriden dilimlenmiş et ve peynir alabiliriz.)

  • Bakery (Fırın)

Örnek: The bakery smells like fresh bread. (Fırın, taze ekmek kokuyor.)

  • Canned foods (Konserve yiyecekler)

Örnek: Canned foods have a long shelf life. (Konserve yiyeceklerin raf ömrü uzundur.)

  • Snacks (Atıştırmalıklar)

Örnek: Let’s get some snacks for our movie night. (Film gecemiz için biraz atıştırmalık alalım.)

  • Beverages (İçecekler)

Örnek: Don’t forget to buy some beverages for the party. (Parti için biraz içecek almayı unutma.)

  • Household items (Ev gereçleri)

Örnek: We need to buy household items like soap and toilet paper. (Sabun ve tuvalet kağıdı gibi ev gereçleri almamız gerekiyor.)

  • Checkout line (Ödeme sırası)

Örnek: Let’s wait at that checkout line . (Haydi şu ödeme sırasında bekleyelim.)

  • Cashier (Kasiyer)

Örnek: The cashier scans the items and takes payment. (Kasiyer ürünleri tarar ve ödemeyi alır.)

  • Bagging area (Paketleme alanı)

Örnek: After paying, move your items to the bagging area. (Ödedikten sonra, eşyalarınızı paketleme alanına taşıyın.)

Giyim mağazalarında kullanılan İngilizce kelimeler

Bir giyim mağazasına gittiğinizde kullanabileceğiniz temel kelimelerden bahsetmesek olmazdı. İşte reyon görevlisine istediğiniz bedeni ve kıyafeti anlatırken kullanabileceğiniz temel kelimeler!

  • Size (Beden)

Örnek: What size do you wear? (Kaç beden giyiyorsun?)

  • Small size (Küçük beden)

Örnek: I wear a small size. (Ben küçük beden giyerim.)

  • Medium size (Orta beden)

Örnek: Do you have this in medium size? (Bunun orta bedeni var mı?)

  • Large size (Büyük beden)

Örnek: The large size fits me better. (Büyük beden bana daha iyi olur.)

  • Fitting room & changing room (Deneme kabini)

Örnek: Where is the fitting room? (Deneme kabini nerede?)

  • Measure (Ölçmek)

Örnek: Can you measure my waist? (Belimi ölçebilir misiniz?)

  • Good fit (Üstüne tam olmak)

Örnek: This shirt is a good fit for you. (Bu gömlek sana tam oluyor.)

  • Suit (Yakışmak)

Örnek: This color suits you. (Bu renk sana yakışıyor.)

  • Washable (Makinede yıkanabilir)

Örnek: Is this washable? (Bunu makinede yıkayabilir miyim?)

  • Dry-clean only (Sadece kuru temizleme)

Örnek: This shirt needs special cleaning, only dry-clean. (Bu gömlek özel temizlik gerektiriyor, sadece kuru temizlemeye verilmeli.)

  • Menswear (Erkek giyim)

Örnek: Where is the menswear section? (Erkek giyim bölümü nerede?)

  • Womenswear (Kadın giyim)

Örnek: Let’s check out the womenswear section. (Kadın giyim bölümüne bakalım.)

  • Childrenswear (Çocuk giyim)

Örnek: Do you have childrenswear? (Çocuk giyim bölümünüz var mı?)

Sıkça sorulan sorular

İşte İngilizcede alışverişle ilgili kelimeler hakkında sıkça sorulan sorular ve cevapları:

Bir mağazaya girildiğinde ilk ne denmeli?

Girdiğiniz mağazaya göre kullanmanız gereken İngilizce kelimeler farklı olabilir fakat girdiğiniz bir mağazada eğer özellikle aradığınız bir şey var ise en sağlıklısı bir görevliye “Can you help me?” diyerek yardım istemektir.

İngilizcede alışveriş ne demek?

İngilizcede “alışveriş” demek için “shopping” kelimesi kullanılır.

İngilizcede nasıl alışverişe gidiyorum denir?

Eğer “Alışverişe gidiyorum.” demek istiyorsanız kısa bir şekilde “I am going shopping.” diyebilirsiniz.

İngilizcede mağaza ne demek?

“Mağaza” demek için İngilizcede “store” veya “shop” kelimeleri kullanılır.

Novakid’le tanışın!

Kelime öğrenmek dil edincinin önemli bir kısmını oluştursa da aktif olarak konuşulmadıkça etkisini görebilmek bir hayli güçtür. Novakid’in ezberden uzak ve interaktif derslerine çocuğunuz için kayıt yaptırarak İngilizce dilini eğlenerek öğrenmesini sağlayabilirsiniz! Üstelik ilk deneme dersi ücretsiz!

Yorum bırak

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

You might also like
Choose a language
Down arrow icon
Argentina Brazil Chile Czech Republic Denmark Finland France Germany Global English Global العربية Greece Hungary India Indonesia Israel Italy Japan Malaysia Netherlands Norway Poland Portugal Romania Russia Slovakia South Korea Spain Sweden Turkey
Cookie icon
Web sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Siteye giriş yaparak çerezleri tarayıcınıza kaydetmeyi kabul ediyorsunuz.