Sıfatlar ve zarflar her dilde karşımıza çıkan, bir dil öğrenirken öğrenmemiz gereken en önemli konulardan bir tanesi. İngilizcede “adjectives and adverbs” olarak adlandırılan bu kelime türlerinin nasıl kullanıldığını öğrenmeden olmaz.
Bu sebeple adverb adjective konu anlatımı içeriğimizde sizlere İngilizcede sıfatların ve zarfların nasıl kullanıldığını, ne demek olduklarını, nasıl ayırt edildiklerini anlatacağız. Sıfatların ve zarfların nasıl karşılaştırma anlamında kullanıldığını da gösterdikten sonra quizimizle konuyu ne kadar anladığınızı ölçeceğiz.
O hâlde “adjective adverb” konu anlatımımıza başlayalım!
“Adjective” ve “adverb” nedir?
“Adjective,” Türkçede sıfat anlamına gelirken “adverb” ise zarf anlamına gelir.
Sıfatlar; isimleri niteleyen kelimelerdir. Örneğin “kırmızı araba” anlamına gelen “red car” öbeğinde “red” kelimesi, “car” kelimesinin sıfatıdır.
Zarflar ise sıfatları veya fiilleri niteleyen kelimelerdir. Örnek vermek gerekirse “Ben hızlı koşarım.” anlamına gelen “I run fast.” cümlesinde “fast” zarfı, “run” fiilini niteler. “İnanılmaz yetenekli müzisyen” anlamına gelen “incredibly talented musician” kalıbında ise “incredibly” zarfı, “talented” sıfatını niteliyor.
Bu şekilde konuyu anlamak sizin için zor olabilir fakat endişelenmeyin, iki kelime türünü de detaylı olarak örneklerle inceleyeceğiz.
“Adjectives” (sıfatlar) nedir, nasıl kullanılırlar?
Sıfatlar, isimleri nitelemek için kullandığımız kelimelerdir. Türkçede “önad” olarak da adlandırdığımız sıfatlar, önüne geldikleri ismi birçok farklı şekilde niteleyebilirler. Örneğin bir ismin büyüklüğünü, sayısını, yaşını, rengini, yapıldığı maddeyi belirtebilirler.
İngilizce sıfat örnekleri
Aşağıdaki cümlede “neşeli” anlamına gelen “cheerful” sıfatını bir kızı nitelemek için kullanıyoruz.
Örnek: The cheerful girl waved at her friends. (Neşeli kız, arkadaşlarına el salladı.)
“Uzun” anlamına gelen “tall” kelimesi de insanların boyunu belirtmek için sıklıkla kullandığımız bir sıfat.
Örnek: I like the tall guy behind you. (Arkandaki uzun çocuğu beğeniyorum.)
Aşağıdan en çok kullanılan bazı sıfatları içeren cümlelere göz atabilirsiniz.
- The big dog barked loudly. (Büyük köpek yüksek sesle havladı.)
- She lives in a small apartment. (Küçük bir dairede yaşıyor.)
- The young boy loves to play soccer. (Genç çocuk futbol oynamayı seviyor.)
- The sunset was incredibly beautiful. (Gün batımı inanılmaz güzeldi.)
- The witch had an ugly scar on her face. (Cadının yüzünde çirkin bir yara vardı.)
- He drives a fast car. (Hızlı bir arabası var.)
- The slow turtle finally reached the finish line. (Yavaş kaplumbağa nihayet bitiş çizgisine ulaştı.)
- She felt happy after receiving the good news. (İyi haberi aldıktan sonra mutlu hissetti.)
- The movie had a sad ending. (Filmin üzgün bir sonu vardı.)
- The rich businessman donated a lot to charity. (Zengin iş adamı hayır işlerine çok bağış yaptı.)
- The poor man couldn’t afford a meal. (Fakir adam bir öğün yemeği karşılayamadı.)
- The test was surprisingly easy. (Test şaşırtıcı bir şekilde kolaydı.)
- The puzzle was too difficult for the kids. (Bulmaca çocuklar için çok zordu.)
- She has a clean room. (Onun temiz bir odası var.)
“Adverb” nedir, zarflar nasıl kullanılır?
Tıpkı sıfatların isimleri nitelediği gibi zarflar da fiilleri, sıfatları ve diğer zarfları niteliyor. İngilizcede zarflar genellikle bir sıfatın sonuna “-ly” ekini getirerek üretiliyor, bu sebeple bu şekilde biten bir kelime görürseniz zarf olduğunu düşünebilirsiniz.
Gelin İngilizcede en çok kullanılan zarfları örneklerle inceleyelim.
İngilizce “adverbs” örnekleri
Aşağıda zarfların fiilleri nitelerken nasıl kullanıldığını görebilirsiniz.
- He carefully placed the vase on the shelf. (Vazoyu dikkatlice rafa yerleştirdi.)
- She happily accepted the invitation to the party. (Partiye daveti mutlulukla kabul etti.)
- They eagerly awaited the results of the competition. (Yarışmanın sonuçlarını heveslice beklediler.)
- I patiently explained the instructions to the new employee. (Yeni çalışana sabırla talimatları açıkladım.)
- The dog excitedly wagged its tail when it saw its owner. (Köpek sahibini gördüğünde heyecanlı bir şekilde kuyruğunu salladı.)
- She gently brushed the child’s hair. (Çocuğun saçını nazikçe taradı.)
- They silently observed the stars in the night sky. (Gece gökyüzündeki yıldızları sessizce gözlemlediler.)
- I thoughtfully considered all the options before making a decision. (Karar vermeden önce düşünceli bir şekilde tüm seçenekleri değerlendirdim.)
- The cat gracefully leaped onto the windowsill. (Kedi zarifçe pencere pervazına atladı.)
Şimdi de zarfların sıfatları nitelediği bazı örneklere göz atalım.
- She was incredibly happy with the surprise gift. (O, sürpriz hediyeyle inanılmaz mutlu oldu.)
- The movie was surprisingly good. (Film şaşırtıcı bir şekilde iyi idi.)
- His performance was remarkably impressive. (Onun performansı kayda değer bir şekilde etkileyici idi.)
- The cake was almost too sweet. (Kek neredeyse çok tatlıydı.)
- The room was fairly clean when we arrived. (Odaya vardığımızda oda oldukça temizdi.)
- The journey was quite long. (Yolculuk oldukça uzundu.)
- Her dress is absolutely beautiful. (Onun elbisesi kesinlikle güzel.)
- The weather today is unusually warm for this time of year. (Bugünkü hava, bu zaman için olağan dışı sıcak.)
- The book was somewhat interesting. (Kitap biraz ilginçti.)
- The soup was too salty. (Çorba çok tuzluydu.)
Görebildiğiniz gibi zarfların birçoğunun sonunda “-ly” eki bulunuyor, çünkü İngilizce sıfatları zarf hâline getirmek için bu ekten faydalanıyoruz.
İngilizcede “adjective” ve “adverb” nasıl ayırt edilir?
İngilizcede sıfatlarla zarfları ayırt etmek bazen zor olabiliyor, çünkü birçok durumda aynı kelime hem zarf hem de sıfat olarak işlev gösterebiliyor.
Bu sebeple “fast” gibi sıfat ve zarf hâli aynı olan kelimeleri kullanırken yerleşimi doğru bir şekilde yapmamız lazım. Bu durumu iki örnekle inceleyebiliriz:
Örnek: I have a fast car. (Hızlı bir arabam var.)
Örnek: I drive fast. (Hızlı araba sürerim.)
Yukarıdaki örneklerde “fast car” “hızlı araba” anlamına gelirken “drive fast” kalıbı ise “hızlı araba sürmek” oluyor. Yani “fast” ilkinde sıfat olarak “car” ismini niteliyor, ikinci cümlede ise zarf olarak “drive” fiilini niteliyor.
Kafa karıştırıcı olabilecek durumlardan bir diğeri ise sıfatlarla zarfların birlikte kullanılması. Bu durumda ise isimden önce gelen kelimenin sıfat, sıfattan önce gelen kelimeninse zarf olduğunu söyleyebiliriz.
Örnek: The incredibly beautiful girl is a successful designer. (İnanılmaz güzel kız, başarılı bir tasarımcıdır.)
Yukarıdaki cümlede “girl” ismini niteleyen sıfatın “beautiful” olduğunu görebiliyoruz. Sıfatımızı niteleyen bir zarf da bulunuyor: “Incredibly.” Bu sayede kızın sadece güzel değil, inanılmaz güzel olduğunu söyleyebiliyoruz. Çünkü “inanılmaz” zarfı, “güzel” sıfatını niteliyor.
Bununla birlikte bazı durumlarda sıfatların üst üste kullanılabildiklerini de unutmayın. Bazı sıfatlar üst üste gelir ve her biri öndeki kelimeyi niteler, birbirini nitelemezler. Bunu cümlenin anlamından çıkarmanız gerekir.
İngilizce adjective ve adverblerin comparative ve superlative olarak kullanımı
Sıfatların ve zarfların kullanımında karşılaştırmalı yapılarla sık sık karşılaşıyoruz. Örneğin bir kişinin diğer birinden daha uzun olduğunu söylemek istersek bu yapıdan faydalanıyoruz. Dolayısıyla sıfat ve zarfları öğrenirken comparative / superlative konusunu da ufak bir tekrar etmek gerekiyor.
Comparative
Comparative yapısı, iki şeyin birbiriyle kıyaslanmasında kullanılır.
Eğer kıyasımızı yapacağımız sıfatımız veya zarfımız tek heceliyse karşılaştırma yapısını kurmak için “-er” ekini, sonrasında ise “than” kelimesini kullanırız.
Örnek: Orhun is taller than Efe. (Orhun, Efe’den daha uzun.)
Örnek: I work harder than you. (Senden daha sıkı çalışıyorum.)
Kıyas ölçeğimiz olan sıfat veya zarf bir heceden daha uzunsa bu sefer “more … than” yapısını kullanırız.
Örnek: I think Ahmet is more handsome than Erhan. (Bence Ahmet Erhan’dan daha yakışıklı.)
İki heceli kelimelerde iki yöntemi de tercih etmek mümkün, bunun için en iyisi zamanla İngilizceye aşina olmak.
Örnek: This way is simpler than the other! (Bu yol diğerinden daha basit!)
Örnek: This way is more simple than the other! (Bu yol diğerinden daha basit!)
Superlative
Superlative yapısı ise ikiden fazla şeyi karşılaştırırken en ileri özelliğe sahip olan şeyi belirler.
Eğer kıyas ölçeğimiz tek heceliyse “the …est” yapısını kullanırız.
Örnek: Gamze is the smartest student in her class. (Gamze, sınıfındaki en zeki öğrenci.)
Daha uzun kelimelerde ise “the most …” yapısından faydalanırız.
Örnek: I am the most hardworking person in this place. (Bu mekandaki en çalışkan kişi benim.)
Tıpkı comparative yapısında olduğu gibi iki heceli kelimeler iki yapıyla da kurulabiliyor, bunun için zamanla gelişecek bir kulak aşinalığına ihtiyacınız var.
Comparative / superlative konusunu detaylı olarak tekrar etmek için ilgili içeriğimize göz atmanızı öneririz.
İngilizce “adjective / adverb” bilgi testi
Aşağıdaki bilgi testini çözerek konuyu ne kadar iyi anladığınızı sınayabilir, eksik noktalarınızı tekrar edebilirsiniz. Haydi başlayalım!
Novakid’le tanışın!
İngilizce öğrenirken kuralları bilmek önemli, fakat en önemlisi dili yaşayarak öğrenmek. Bunun için Novakid’de uzman öğretmenlerimizle çocuklar için İngilizce dersleri veriyoruz.
Çocuklar için İngilizceyi eğlenceli hale getiren Novakid, dil öğrenim sürecini keyifli bir deneyime dönüştürür. Aşağıdaki videoda bu yenilikçi eğitim metodolojimizi inceleyebilirsiniz:
Siz de çocuğunuzun ezberden uzak, eğlenceli bir yöntemle İngilizce öğrenmesini istiyorsanız ilk deneme dersinizi hemen alın!