“Have to / has to” ve “must” şimdiki zamanda ve geçmiş zamanda nasıl kullanılır, farkları nelerdir?
İngilizcede gereklilik, zorunluluk ve izin belirtmek için birçok farklı modal verb kullanıyoruz. Bu modal verbler arasında bulunan “have to” ve “must” da İngilizcede sık sık gördüğümüz, birbirinin yerine kullanılabilen ama ufak farklılıklar içeren yapılar olarak karşımıza çıkıyor.
Peki bu yapılar nasıl kullanılırlar? Farkları ve detayları nelerdir?
Bu yazımızda “have to / has to” kullanımını ve “must / have to” farkını konuşacağız, “have to” ve “must” ile ilgili örnek cümlelerle konuyu pekiştireceğiz. Sonrasında ise bir testle öğrendiklerinizi ölçeceğiz. İşte “must / have to” ile ilgili geniş konu anlatımımız!
“Must / have to” (obligation) konu anlatımı
Bu iki yapının arasındaki farka girmeden önce öncelikle gelin ikisinin nerelerde ve nasıl kullandığına ufak bir göz gezdirelim.
Hem “must” hem de “have to / has to” yapısını zorunluluk, kural, yasak veya gereklilikten bahsetmek için kullanıyoruz. Bu iki yapı da neredeyse her zaman birbirinin yerine geçebiliyor.
Örnek: You must complete your homework on time. (Ödevini zamanında tamamlamalısın.)
Örnek: You mustn’t be late to school. (Okula geç kalmamalısın.)
Örnek: I have to pay my rent to stay at my house. (Evimde kalmak için kiramı ödemek zorundayım.)
Örnek: I don’t have to come to this class every day. Attendance isn’t mandatory. (Bu derse her gün gelmek zorunda değilim. Katılım zorunlu değil.)
Bununla birlikte bu iki modal fiilin kullanımında bilmeniz gereken bazı püf noktaları var – örneğin soruya ve olumsuza dönüştürme, farklı hâllerini kullanabilme gibi.
“Have to / has to” kullanımı ve tablosu
“Have to / has to” yapısını kullanırken dikkat etmeniz gereken en önemli şey, doğru formu seçmek. Doğru formu seçmek gözünüzü korkutmasın, çünkü yapmanız gereken tek şey özneye dikkat etmek.
Eğer öznemiz “he, she, it” üçlüsünden biriyse olumlu cümlelerde “have to” yerine “has to” kullanıyoruz. Olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde ise yardımcı fiilimize “-s” takısı getirerek tekilliği belirtiyoruz. Bu açıklama karışık gelmiş olabilir – sakın korkmayın! Aşağıdaki tabloyla konuyu daha iyi kavrayabilirsiniz.
Olumlu | Olumsuz | Soru | |
I | I have to drink water. | I don’t have to drink water. | Do I have to drink water? |
You | You have to drink water. | You don’t have to drink water. | Do you have to drink water? |
We | We have to drink water. | We don’t have to drink water. | Do we have to drink water? |
They | They have to drink water. | They don’t have to drink water. | Do they have to drink water? |
He | He has to drink water. | He doesn’t have to drink water. | Does he have to drink water? |
She | She has to drink water. | She doesn’t have to drink water. | Does she have to drink water? |
It | It has to drink water. | It doesn’t have to drink water. | Does it have to drink water? |
Bu tablo her ne kadar açıklayıcı olsa da sadece yapının nasıl değiştiğini gösteriyor. Gelin “have to / has to” fiillerinin farklı formlarından biraz daha detaylıca bahsedelim.
- Olumlu
“Have to / has to” yapısını olumlu cümlelerde kullanırken yapmanız gereken tek şey özneden sonra “have to” veya “has to” getirip sonrasında ise asıl fiilinizi bare infinitive olarak kullanmak. Eğer özne “he, she” veya “it” ise “have to” yerine “has to” kullanmalısınız.
Örnek: I have to finish my homework tonight. (Bu akşam ödevimi bitirmek zorundayım.)
- Olumsuz
Olumsuz cümlelerde de temel mantığımız aynı, fakat “have to” getirmeden önce olumsuzluk belirtmek için “don’t” veya “doesn’t” yardımcı fiilini kullanıyoruz. Öznemiz “he, she, it” üçlüsünden biriyse bunu belirtmek için “has to” kullanmak yerine yardımcı fiili “-s” takısı ile “doesn’t” hâline getiriyoruz.
Örnek: Ayşe doesn’t have to study this much! (Ayşe bu kadar ders çalışmak zorunda değil!)
Bu yapıyı olumsuz olarak kullandığımızda elde ettiğimiz anlam “yapmama zorunluluğu” değil, “yapma zorunluluğunun olmaması” anlamını taşıyor. Yani yukarıdaki örnekte Ayşe’nin ders çalışmamak zorunda olduğunu değil, çalışmak zorunda olmadığını söylüyoruz.
- Soru
Soru cümlesi yaparken de mantığımız aynı, tek fark ise yardımcı fiili başa almak.
Örnek: Do I have to listen to you all the time? (Her zaman seni dinlemek zorunda mıyım?)
Örnek: Don’t we have to sign this contract? (Bu sözleşmeyi imzalamak zorunda değil miyiz?)
“Must / mustn’t” kullanımı
“Must” modal verbünü kullanırken “have to / has to” gibi farklı formlara dikkat etmemize gerek yok, çünkü zaten olumsuzluk için kullandığımız “mustn’t” dışında farklı bir hâli yok. Her öznede aynı şekilde karşımıza çıkan bir yapı bu.
- Olumlu
“Must” modal verbünü olumlu cümlelerde kullanmak için yapmanız gereken tek şey özneden sonra “must” demek, sonrasında ise asıl fiilinizi yalın hâliyle kullanmak.
Örnek: I must start working on my project today. (Bugün projeme çalışmaya başlamalıyım.)
- Olumsuz
“Must” modal fiilinin olumsuz hâli olan “mustn’t”, “have to” yapısının olumsuzunun aksine cümleye yasak anlamı katıyor.
Örnek: You mustn’t smoke in the school. (Okulda sigara içmemelisin.)
- Soru
“Must” veya “mustn’t” yardımcı fiilini öne alarak cümleyi soru cümlesi hâline getirmek mümkün, fakat bu kullanım genellikle resmi ortamlarda karşımıza çıkıyor.
Örnek: Must we attend the meeting tomorrow? (Yarınki toplantıya katılmalı mıyız?)
Ancak günlük konuşmalarda “must” ile soru formunu kullanmak pek yaygın değildir. Bunun yerine genellikle “have to” yapısı kullanılır.
“Have to / must” farkı
Bu iki yapının dil bilgisi açısından kullanımı yukarıdaki şekildeydi. Fakat “have to / must” konusunu tam olarak anlayabilmeniz için aynı zamanda farklarına, kullanım yerleri arasındaki ince detaylara da biraz hâkim olmanız gerekiyor.
Bu iki yapıyı birçok yerde birbirinin yerine kullanabileceğinizi hatırlatmakla birlikte aralarındaki küçük farklardan aşağıdaki şekilde bahsedebiliriz. İşte “must” ve “have to” arasındaki farklar!
- Zorunluluk kaynağı
“Must” yapısı genellikle konuşan kişinin kendine koyduğu, kişisel olarak hissettiği bir zorunluluktan bahsetmek için kullanılırken “have to” dışarıdan gelen bir zorunluluğu belirtir.
Örnek: I must stop eating so much sugar. (Bu kadar şeker yemeyi bırakmalıyım.)
Bu cümlede konuşan kişi şeker yemenin kendisi için sağlıksız olduğunu düşünerek şeker yemeyi bırakması gerektiğini söylüyor. Zorunluluğu kendisi hissediyor.
Örnek: I have to pay the rent tomorrow. (Yarın kirayı ödemeliyim.)
Bu cümlede ise zorunluluk kişinin kendisinden değil, dışarıdan geliyor. Çünkü kirayı ödeme zorunluluğu dışarıdan gelen veya kuralı olan bir zorunluluk.
- Olumsuz hâlleri
Konu anlatımında da bahsettiğimiz gibi bu iki yapının olumsuz hâlleri farklı anlamlar belirtiyor. “Mustn’t” bir yasak belirtirken “not have to” zorunluluğun yokluğu anlamına geliyor.
Örnek: You mustn’t touch the wet paint. (Islak boyaya dokunamazsın.)
Bu cümledeki olumsuz yapı, ıslak boyaya dokunmanın yasak olduğunu belirtiyor.
Örnek: You don’t have to come to the party. (Partiye gelmek zorunda değilsin.)
Bu cümlede ise karşıdaki kişiye partiye gelmek zorunda olmadığı söyleniyor. Partiye gitmesi yasaklanmıyor. Yani bu sözü duyan kişi isterse hâlâ partiye gelebilir.
“Have to” ve “must” arasındaki en önemli farklardan bir tanesi budur.
- Soru cümleleri
Günlük hayatta “must” ile kurulan soru cümlelerine pek rastlamayız, onun yerine genellikle “have to” kullanılır.
Örnek: Do you have to go to the meeting tomorrow? (Yarın toplantıya gitmek zorunda mısın?)
Yukarıdaki örnek yerine “Must you go to the meeting tomorrow?” diyebilirdik, fakat bu günlük kullanımda kulağa garip gelirdi.
- Geçmiş zaman (Past tense)
Zorunluluk veya kurallar söz konusu olduğunda “have to” yapısı geçmiş zamandan bahsederken “had to” olarak kullanılsa da “must” yapısını aynı şekilde kullanamıyoruz.
Örnek: I had to leave early yesterday. (Dün erken çıkmak zorundaydım.)
Yukarıdaki gibi bir örneği “have to” ile yapmak mümkün, fakat “must” aynı şekilde kullanılamıyor.
- Mantıksal çıkarımlar
“Must” kullanarak sadece zorunluluk değil, aynı zamanda mantıksal çıkarımlardan da bahsedebiliriz.
Örnek: Hello mom! Your umbrella is wet. It must be raining outside. (Selam anne! Şemsiyen ıslak. Dışarıda yağmur yağıyor olmalı.)
Bu cümlede annesinin şemsiyesinin ıslak olduğunu gören biri mantıksal bir çıkarım yaparak yağmur yağması gerektiğini söylüyor. Bu kullanım “have to” yapısında mevcut değil.
- Zorunluluk derecesi
Bazı durumlarda “must” yapısı “have to” yapısından daha güçlü veya acil olarak algılanabilir, fakat bu durum bağlama ve tonlamaya göre değişmektedir.
“Have to” ve “must” geçmiş zamanda nasıl kullanılır?
“Have to” ve “must” arasındaki fark, geçmiş zaman konusunda biraz daha kafa karıştırıcı olabiliyor. Kısaca şöyle açıklayabiliriz: Zorunluluk anlamında kullanılırken hem “have to” hem de “must” fiillerinin geçmiş zamandaki hâli “had to” oluyor.
Örnek: I didn’t like doing that job, but I had to do it to make money. (O işi yapmayı sevmiyordum ama para kazanmak için yapmak zorundaydım.)
Kafa karıştırıcı olan nokta ise “must” fiilinin geçmiş zamanda kullanıldığında mantıksal bir zorunluluk belirtmesi. “Must have + v3” olarak anılan bu yapıyı geçmişe dair çıkarımlar yaparken kullanıyoruz. Sık sık karşımıza çıkan bu yapıyı Türkçeye ise “-mış olmalı” olarak çevirebiliriz.
Örnek: The road is still wet. It must have rained this morning. (Yol hâlâ ıslak. Bu sabah yağmur yağmış olmalı.)
Örnekte görebildiğiniz üzere herhangi bir yasak veya söylenen bir zorunluluk bulunmuyor. Bunun yerine görülen şeyden yola çıkarak yapılan bir çıkarım görüyoruz.
Dolayısıyla “must” fiilini geçmiş zamanda kullanırken eğer zorunluluk anlamı katmak istiyorsanız “had to” demelisiniz. “Must have” + v3 yapısını daha iyi kullanabilmek için İngilizce fiillerin ikinci ve üçüncü hâlleri konulu içeriğimize göz atabilirsiniz.
Sıkça sorulan sorular
Gelin “must” ve “have to / has to” ile ilgili en sık sorulan sorulara ve cevaplarına göz atalım.
“Must” ve “have to” nerelerde kullanılır?
“Must” ve “have to” fiilleri zorunluluk, gereklilik veya yasak belirtmek için kullanılan modal verblerdir. Genellikle birbirilerinin yerine kullanılabilirler fakat bazı noktalarda ufak anlam farklılıklarına sahiplerdir.
İngilizce “must” nerede kullanılır?
“Must” ve olumsuz hâli “mustn’t” gereklilik veya yasak belirtirken, mantıksal bir çıkarım yaparken, kişinin kendi hissettiği bir zorunluluktan bahsederken kullanılır. Detaylı anlatım için yazımıza göz atabilirsiniz.
“Must have” anlamı nedir?
“Must have” + fiilin 3. hâli yapısı, geçmişte olup biten şeylere yönelik mantıksal bir zorunluluktan bahsederken kullanılır. Örneğin yerleri ıslak gördüğünüzde “It must have rained.” yani “Yağmur yağmuş olmalı.” diyebilirsiniz.
“Must” ve “have to / has to” quizi!
Konu anlatımımızla “must” ve “have to / has to” yapılarını, bu yapıların aralarındaki ufak farkları ve kullanım alanlarını detaylı bir şekilde anlattık. Şimdi ise testi çözerek öğrendiklerinizi pekiştirme vakti. Bakalım “have to / has to” ve “must” quizimizden kaç puan alacaksınız?
Novakid’le tanışın!
Gramer öğrenmek yabancı dil öğrenmenin bir parçası, fakat bu süreçteki en iyi yöntem doğal bir şekilde konuşup kendinizi dilin içerisine atmak. Novakid’de tam olarak bunu sunuyoruz:
Çocuklara verdiğimiz ezberci anlayıştan uzak, eğlence ve sohbet dolu online İngilizce dersleriyle İngilizceyi severek öğrenmelerini sağlıyoruz. Siz de hemen ilk deneme dersinizi ücretsiz alın!