Mevsimler, günlük hayatımızın bir parçası olduğundan konuşmalarımızda da sıklıkla geçen bir konu. Dolayısıyla İngilizce öğrenirken mevsimleri de iyi anlamak çok önemli. İşte bu sebeple bu içeriğimizde İngilizce mevsimler ve aylardan bahsedip bunların detaylarından bahsedeceğiz, sonrasında ise bir örnek yazı ile bu konuların daha iyi oturmasını sağlayacağız.
Haydi öğrenmeye başlayalım!
İngilizce mevsimlerin sıralanışı
Mevsimlerin İngilizcelerine geçmeden önce dilerseniz Türkçelerini kısaca gözden geçirelim. Dört mevsimin sıralanışı şu şekilde: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
Bir yılı oluşturan bu mevsimlerin İngilizce karşılıklarını ise aşağıda bulabilirsiniz:
- Spring (İlkbahar)
- Summer (Yaz)
- Fall / Autumn (Sonbahar)
- Winter (Kış)
İngilizcede “spring” anlamına gelen ilkbahar ile mevsimleri sıralamaya başlıyoruz. Sonrasında ise tatiliyle sevdiğimiz, “summer” anlamına gelen yaz mevsimi geliyor. Yaz mevsiminden sonra havalar yavaş yavaş soğumaya başlıyor ve İngilizcede “fall” veya “autumn” olarak bilinen sonbahar mevsimine giriş yapıyoruz. Son olarak da İngilizcesi “winter” olan dondurucu kış mevsimi geliyor.
Şimdi gelin her mevsimden ve içerdiği aylardan bahsedelim – işte İngilizce mevsimler ve ayları!
Spring (İlkbahar)
İlkbahar mevsimi, yani İngilizcede “spring,” doğada yeni bir başlangıcı temsil ederken bazı kültürlerde yeniden doğuşu ve umudu temsil eder. İlkbahar mevsimi ayları ise aşağıdaki şekildedir:
- March (Mayıs)
- April (Nisan)
- May (Mayıs)
İlkbaharın ayları bu şekildeydi, peki diğer mevsimlerde durum nasıl?
Summer (Yaz)
Sıcak ve eğlenceli günlerle dolu olan yaz mevsimi bizlere neşeyi, enerjiyi ve tatili hatırlatır. İngilizcede “summer” anlamına gelen yaz mevsimi aşağıdaki ayları içerir.
- June (Haziran)
- July (Temmuz)
- August (Ağustos)
Yaz mevsimi aylarını sıraladık, haydi şimdi havayı biraz soğutalım!
Autumn / Fall (Sonbahar)
Sonbaharda havalar yavaş yavaş serinler, yaprakların renk değiştirmesiyle birlikte doğanın renk paleti farklı bir hâle bürünür. Kimisi için hüznü, kimisi için de huzuru temsil eden sonbahar ayı, İngilizcede hem “autumn” hem de “fall” olarak adlandırılır.
Sonbaharın sahip olduğu iki karşılık da hem Amerikan İngilizcesinde hem de İngiliz İngilizcesinde kullanılır, fakat “fall” kelimesi Amerikan İngilizcesinde daha yaygındır. “Autumn” ise daha resmi bir kullanım olarak görülür.
Bu detaya çok kafa yormanıza gerek yok çünkü hem “fall” hem de “autumn” kelimesini kullanabilirsiniz, kimse bunu garipsemeyecektir.
İngilizcede ister “autumn” isterseniz de “fall” olarak karşılık gören sonbahar mevsiminin ayları aşağıdaki şekildedir:
- September (Eylül)
- October (Ekim)
- November (Kasım)
Sonbahar mevsimi ayları da bu şekilde sıralanıyor, peki kış ne alemde?
Winter (Kış)
Doğanın beyaz bir örtüyle kaplandığı, dondurucu soğuklara merhaba dediğimiz, İngilizce karşılığı “winter” olan kış mevsimi dinginliği, huzuru, içe dönüşü temsil ediyor. Kış mevsiminin ayları ise aşağıdaki şekilde:
- December (Aralık)
- January (Ocak)
- February (Şubat)
Dünyayı kar kaplarken ve buzullar güneşte parlarken, Luna kışla ilgili her şeyi keşfetmeniz için burada. Aşağıdaki videoyu izleyerek bu harika sezon hakkındaki en muhteşem gerçekleri öğrenmeye, Luna ile ilgili ilginç gerçekleri öğrenmeye, buz sarkıtları hakkında bilgi edinmeye ve neden buhar verdiğimizi keşfetmeye hazır olun!
İngilizce mevsimler ve aylarla ilgili kelimeler
Mevsimlerin aylarından ve özelliklerinden detaylı olarak bahsettik, peki İngilizce mevsimler konusuna çalışırken öğrenmemiz gereken diğer kelimeler neler? Gelin hep birlikte mevsimlerle ilgili İngilizce kelimelere göz atalım.
Spring (İlkbahar)
İlkbaharla ilgili İngilizce kelimeleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz. İşte ilkbahar mevsiminin özellikleriyle ilgili bazı sözcükler!
- Blossom: Çiçek açma (Ağaçların ve çiçeklerin çiçeklerini çıkarmaya başlaması)
- Sprout: Filizlenme (Bir bitkinin tohumken büyümeye başlaması)
- Bud: Tomurcuk (Bir bitkinin çiçek veya yaprak vermeden önceki küçük bölümü)
- Melt: Erime (Kışın sonlarına doğru karın ve buzun sıvıya dönüşmesi)
- Rain: Yağmur (Havada su damlalarının düşmesi)
- Breeze: Esinti (Hafif ve serin rüzgar)
- Nest: Yuva (Kuşların yumurtalarını koymak için yaptığı yapı)
- Chirp: Cıvıltı (Kuşların çıkardığı ses)
- Fresh: Taze (Yeni veya temiz hissi veren)
- Vibrant: Canlı (Enerjik ve parlak)
- Mild: Ilık (Ne çok sıcak, ne de çok soğuk olan hava durumu)
- Renewed: Yeniden doğmuş (Yenilenmiş veya tazelenmiş hissi)
- Crisp: Serin ve taze (Özellikle sabahları hafif soğuk ve canlandırıcı hava)
- Sunny: Güneşli (Güneşin parlak şekilde gökyüzünde olduğu zamanlar)
- Dewy: Çiy taneli (Sabahları bitkilerin üzerinde oluşan minik su damlacıklarıyla kaplı)
- Fragrant: Güzel kokulu (Hoş bir koku yayma özelliği)
- Rainy: Yağmurlu (Yağmurun sık sık yağdığı zaman / yer)
- Green: Yeşil (İlkbaharda doğanın aldığı renk)
- Grow: Büyümek (Bitkilerin daha fazla gelişmesi veya uzaması)
- Warm: Ilık (Soğuk olmayan, ama çok sıcak olmayan sıcaklık)
- Bloom: Açmak (Çiçeklerin tam olarak açılma durumu)
- Shower: Sağanak (Kısa süreli ve genellikle hafif yağmur)
- Leaf: Yaprak (Ağaçların ve bitkilerin yeşil bölümü)
- Hatch: Yumurtadan çıkmak (Yumurtanın içindeki hayvanın dışarıya doğru çıkması)
Summer (Yaz)
Yaz mevsimi İngilizcede kendisiyle alakalı birçok kelimeye sahiptir. Gelin yaz mevsimiyle ilişkilendirilen bazı kavramların İngilizcelerine göz atalım.
- Sun: Güneş (Gökyüzünde parlak ışık veren yıldız)
- Beach: Plaj (Deniz veya okyanus kenarında kumlu alan)
- Swim: Yüzmek (Suda hareket etmek)
- Ice Cream: Dondurma (Soğuk tatlı)
- Heat: Sıcaklık (Yüksek sıcaklık durumu)
- Vacation: Tatil (İşten veya okuldan alınan serbest zaman)
- Shade: Gölge (Güneş ışığından korunma)
- Sand: Kum (Plajda bulunan ince tanecikler)
- Sea: Deniz (Büyük tuzlu su kütleleri)
- Shorts: Şort (Kısa pantolon / eşofman)
- Sunglasses: Güneş gözlüğü (Güneşten gözleri korumak için kullanılır)
- Fan: Vantilatör (Havayı hareket ettirerek serinleten cihaz)
- Hot: Sıcak (Yüksek sıcaklık hissi)
- Sunny: Güneşli (Güneşin parlak şekilde gökyüzünde olduğu zamanlar)
- Humid: Nemli (Havanın su buharıyla dolu olması)
- Bright: Parlak (Çok ışıklı veya aydınlık)
- Dry: Kuru (Nemsiz veya susuz)
- Golden: Altın rengi (Güneşin parlak sarı rengi)
- Warm: Ilık (Rahat bir sıcaklık hissi)
- Clear: Berrak (Bulutsuz veya temiz)
- Balmy: Ilıman (Hoş ve rahatlatıcı hava durumu)
- Tropical: Tropikal (Sıcak ve nemli iklim)
- Scorching: Kavurucu (Çok sıcak ve yakıcı)
Autumn / Fall (Sonbahar)
Sonbahar da İngilizce olarak birçok kelimeyle ve sıfatla ilişkilendiriliyor. İşte sonbahar mevsiminin aylarıyla ilgili bazı kelimeler!
- Leaf: Yaprak (Ağaçların ve bitkilerin yeşil bölümü)
- Harvest: Hasat (Tarladan ürün toplama)
- Rain: Yağmur (Havadan su damlalarının düşmesi)
- Sweater: Kazak (Sıcak tutan kıyafet)
- Pumpkin: Kabak (Büyük, turuncu sebze)
- Migration: Göç (Hayvanların mevsimlere göre yer değiştirmesi)
- Acorn: Palamut (Meşe ağacından düşen küçük sert tohum)
- Scarecrow: Korkuluk (Tarlayı korumak için yapılan figür)
- Apple: Elma (Kırmızı veya yeşil, sulu meyve)
- Wind: Rüzgar (Havanın hareketi)
- Branch: Dal (Ağaçta bulunan uzun kısım)
- Chill: Soğuk (Soğuk hissi)
- Crisp: Serin ve taze (Özellikle sabahları hafif soğuk ve canlandırıcı hava)
- Golden: Altın rengi (Yaprakların aldığı sarı renk)
- Cool: Serin (Yüksek olmayan sıcaklık)
- Windy: Rüzgarlı (Çok rüzgar olan)
- Rustic: Kırsal (Doğal veya köy ile ilgili)
- Mellow: Yumuşak (Rahat ve huzurlu)
- Fading: Sönükleşen (Rengi veya gücü azalan)
- Dreary: Kasvetli (Bulutlu veya iç karartıcı)
- Brisk: Canlı (Hızlı ve enerjik)
- Leafy: Yapraklı (Birçok yaprağı olan veya yapraklarla kaplı)
- Hazy: Sisli (Belirsiz veya puslu)
- Gloomy: Karanlık (Az ışıklı veya melankolik)
Winter (Kış)
En soğuk mevsim olan kış ile ilgili kelimelere ise aşağıdaki listeden göz atabilirsiniz.
- Snow: Kar (Havada düşen beyaz kristaller)
- Cold: Soğuk (Düşük sıcaklık)
- Ice: Buz (Dondurulmuş su)
- Fireplace: Şömine (Ev içinde sıcaklık sağlamak için ateş yakılan yer)
- Snowman: Kardan adam (Kardan yapılan insan şekli)
- Glove: Eldiven (Elleri sıcak tutmak için giyilen şey)
- Freeze: Dondurmak (Sıvının buz haline gelmesi)
- Blanket: Battaniye (Sıcak tutmak için kullanılan kalın kumaş)
- Frost: Kırağı (Soğukta su buharının buz olarak çökelmesi)
- Sledge: Kızak (Karda kaymak için kullanılan araç)
- Chimney: Baca (Dumanın dışarı çıktığı yer)
- Heater: Isıtıcı (Ortamı ısıtmak için kullanılan cihaz)
- Frigid: Dondurucu (Çok soğuk)
- Snowy: Karlı (Karla kaplı)
- Frozen: Dondurulmuş (Buz haline gelmiş)
- Chilly: Soğuk (Aşırı soğuk olmayan, ama rahatsız edici soğukluk)
- Cozy: Rahat ve sıcak (Konforlu ve sıcak hissi veren)
- Icy: Buzlu (Buzla kaplı veya buz gibi)
İngilizce mevsimlerle ilgili yazı (Essay)
İngilizce kelime öğrenme için en iyi yöntem çalıştığınız konuyu aktif olarak tekrar etmek. Bunu yapabilmek için öğrendiğiniz kelimelerin doğal bir şekilde kullanıldığı bir yazıyı okuyup üzerine çalışmak oldukça etkili bir yöntem. İşte bunun için sizlere mevsimler konulu bir İngilizce essay hazırladık, iyi okumalar!
“In our world, there are four seasons: spring, summer, autumn, and winter. Each season is special and has its own kind of magic. Let’s talk about them!
Spring is when everything wakes up after a long winter. The trees grow new green leaves, and colorful flowers start to bloom. The weather becomes warmer, and the days get longer. It’s a time of new beginnings. Birds sing songs, and you can hear the soft sound of bees buzzing around.
Then comes summer, the hottest season. The sun shines brightly in the sky, and we love to go outside to play. It’s the perfect time for swimming, eating ice cream, and going on vacations. The days are longest in the summer, so we have lots of time for fun.
Autumn is a time of change. The leaves on the trees turn from green to shades of yellow, orange, and red. They fall to the ground, making a crunchy carpet for us to walk on. The air feels a little chilly, so we wear our cozy sweaters. It’s a time for harvesting fruits like apples and pumpkins.
Last is winter, the coldest season. Everything seems quiet and calm. The ground gets covered in a blanket of white snow. It’s so much fun to build snowmen or go sledding down a hill! We need to wear our warmest clothes, like jackets and scarves, to stay toasty. The days are short, and we like to stay indoors, sipping hot cocoa by the fireplace.
In conclusion, each season is unique and brings different joys and experiences. Whether it’s the fresh feeling of spring, the sunny days of summer, the colorful leaves of autumn, or the snow games of winter, there’s something to love in every season.”
Novakid’le tanışın!
Novakid’de çocuğunuz için geleneksel ezberci anlayıştan uzak, eğlence ve sohbetle dolu online İngilizce dersleri veriyoruz. Siz de kaydolun ve ücretsiz deneme dersinizi hemen alın!
Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi bir gece gökyüzündeki yıldızları izlemek kadar büyüleyici olsun! Novakid, dil öğrenimini yıldızlar arasında geçen bir masala dönüştürüyor. Aşağıdaki videomuzda bu büyülü manzarayı izleyin: