İngilizce “Used to” ile ilgili bilmeniz gereken her şey: Konu anlatımı ve test!
Alışkın olmak, alışmak gibi farklı anlamlarda karşımıza çıkan “used to” kalıbı, birçok farklı kullanım şekline sahip. Bu anlamlar birbirine yakın olsa da ince farklılıklar taşımakta. Peki İngilizcede oldukça yaygın bir şekilde bulunan “used to” kullanımı tam olarak nasıl işler, farklı örnekleri nelerdir?
İngilizce “used to” konu anlatımı yazımızda bu kalıbın farklı türlerini; olumlu, olumsuz ve soru cümlelerini detaylıca inceleyeceğiz. Yazımızın sonunda hepsinin kurallarını basitçe gösteren bir tablomuz da mevcut. O hâlde haydi başlayalım!
“Used to” kullanımı
Öncelikle “used to” kalıbının kendi başına kullanıldığı başlıca hâlini inceleyelim.
“Used to” ne demek?
“Used to,” geçmişte olan fakat şimdi devam etmeyen alışkanlıklardan bahsederken kullanılan bir kalıptır. Kendisinden sonra bir fiil alarak bu fiilin geçmişteki sürekli bir durum veya bir alışkanlık olduğunu belirtir.
Bu kalıbı kullandığınız yerlerde aslında “used to” demeden, sadece past simple kullanarak da söylemek istediğinizi aktarmanız mümkün. Sonuçta basit geçmiş zamanın işlevlerinden bir tanesi de bu. Fakat simple past tense kullanırsanız eylemin şimdiki durumu hakkında bir bilgi vermemiş olursunuz, “used to” kullanırsanız da alışkanlığın devam etmediğini belirtmiş olursunuz.
Eğer simple past tense bilginizi tazelemeniz gerekiyorsa ilgili blogumuza göz atabilirsiniz.
“Used to” kalıbı, bu kullanımda sadece geçmişteki durumlardan bahsetmek için kullanılır. Kendisinden sonra gelen fiil bare infinitive olarak kullanılır, yani “-ing” takısı almaz. Dilerseniz gelin olumlu ve olumsuz “used to” cümleleriyle bunu daha iyi kavrayalım.
“Used to” ile ilgili olumlu cümleler
İşte olumlu yapıda kurulan bazı “used to” cümleleri!
- I used to play basketball when I was a kid. (Çocukken basketbol oynardım.)
- He used to be a good student but his grades aren’t good anymore. (O iyi bir öğrenciydi ama artık notları iyi değil.)
- You used to drink a lot of coffee in the past, why don’t you do it anymore? (Geçmişte çok kahve içerdin, neden artık içmiyorsun?)
- Alperen used to be a bad tennis player but he has become better with a lot of practice. (Alperen kötü bir tenis oyuncusuydu fakat çok çalışmayla daha iyi oldu.)
- Oğuzhan used to be a fantastic football player. He is still good, but not as good as before. (Oğuzhan fantastik bir futbol oyuncusuydu. Hâlâ iyi, ama eskisi kadar değil.)
“Used to” olumsuz cümleleri: “Didn’t use to” kalıbı
“Used to” kalıbını olumsuz olarak kullanmak istiyorsanız “didn’t use to” yapısına ihtiyaç duyarsınız. Bunun dışında kullanım mantığı tamamen aynı, eğer bir şey geçmişte sürekli yapılmadıysa, bir alışkanlık değilse “didn’t use to” kullanıyoruz. İşte bazı örnekler!
- She didn’t use to be this stubborn when she was a kid! (O çocukken bu kadar inatçı değildi!)
- I didn’t use to be a scout like you, so I don’t know how to tie a square knot. (Ben senin gibi izci değildim, o yüzden nasıl kare bir düğüm bağlayacağımı bilmiyorum.)
- I got my driving licence later than you because I didn’t use to love cars before. (Ehliyetimi senden sonra aldım çünkü önceden arabaları sevmiyordum.)
“Used to” soru cümleleri: “Did .. use to …?” kalıbı
Past simple bilgilerini tazeleyenler fark edecektir ki bu kalıbı soru hâline getirince “Did … use to …?” kalıbını elde ediyoruz – tıpkı normal bir soru cümlesi yapar gibi.
Peki bunun kullanımı nasıl oluyor? İşte böyle!
- Wow, you seem so strong in this old photo! Did you use to work out at the gym? (Vay canına, bu eski fotoğrafta çok güçlü görünüyorsun? Eskiden spor salonunda spor mu yapardın?)
- Did you use to stay at home all the time in your childhood? (Çocukluğunda hep evde mi dururdun?)
“Be used to” kullanımı
“Be used to” kalıbı, “bir şeye alışkın / alışık olmak” anlamına gelir. Kendisinden sonra gelen fiil “-ing” takısı alır, fakat isim kullanmak da mümkündür. Bu kalıptaki “be” fiili zamana göre çekimlenebilir, söylemek istediğiniz şeye göre farklı tense yapıları kullanabilirsiniz.
Olumlu “be used to” cümleleri
Bu yapıyı şimdiki zamanda kullanırken “be” fiilini kişiye göre çekimlemeyi unutmuyoruz, tıpkı örneklerdeki gibi!
- I am used to doing my homework alone, thanks but I don’t need your help. (Ödevimi tek başıma yapmaya alışkınım, teşekkürler ama yardımına ihtiyacım yok.)
- They are used to losing every match, so I don’t think they will be so sad. (Her maç kaybetmeye alışkınlar, bu sebeple çok üzgün olacaklarını sanmıyorum.)
Olumsuz “be used to” cümleleri
Şimdi de bazı olumsuz örneklere göz atalım.
- I am not used to seeing a lot of people in my house, so this birthday party is surprising to me. (Evimde bir sürü insan görmeye alışık değilim, bu yüzden bu doğum günü partisi benim için şaşırtıcı.)
- You shouldn’t drive the car today, you aren’t even used to driving! (Arabayı bugün sürmemelisin, araba sürmeye alışkın bile değilsin!)
“Be used to” soru cümleleri
“Be used to” kalıbını soru sormak için kullanırken de kullanacağımız yapıya ve kişiye göre çekimlememizi yapıyoruz. Fiili yine “-ing” takısıyla kullanıyoruz. İşte bazı örnekler.
- Ahmet seems very good at translation, is he used to doing it? (Ahmet çeviride çok iyi gözüküyor, bunu yapmaya alışık mı?)
- Are you used to riding a bicycle on roads? (Yollarda bisiklet sürmeye alışık mısın?)
“Get used to” kullanımı
“Get used to” (daha resmi olmak isterseniz “become used to” kullanabilirsiniz) kalıbı da “bir şeye alışmak” anlamında kullanılıyor. Geçmişteki alışkanlıklardan veya şimdi alışık olduğumuz bir şeyden bahsetmek için değil, alışma sürecinden bahsetmek için kullanıyoruz. Kendisinden sonra gelen fiile “-ing” takısı getiriyoruz, fakat isim kullanmak da mümkün. Bu kalıbı da farklı zaman yapılarıyla birlikte kullanabilmek mümkün.
Olumlu “get used to” cümleleri
- I wasn’t a good driver, but I’m getting used to driving. (İyi bir şoför değildim ama sürmeye alışıyorum.)
- She didn’t like to be mocked at first, but she got used to it. (İlk başta dalga geçilmekten hoşlanmıyordu fakat sonra buna alıştı.)
- Beyza is getting used to her new job. (Beyza yeni işine alışıyor.)
Olumsuz “get used to” cümleleri
- I thought I would feel better, but I’m not getting used to being here. (Daha iyi hissedeceğimi sanıyordum ama burada olmaya alışmıyorum.)
- No, he isn’t getting used to studying in this school. (Hayır, bu okulda okumaya alışmıyor.)
“Get used to” soru cümleleri
- Is Orhun getting used to playing in his new position? (Orhun yeni mevkiisinde oynamaya alışıyor mu?)
- Have you gotten used to drinking tea without sugar? (Şekersiz çay içmeye alıştın mı?)
- Are they getting used to their new mayor? (Yeni belediye başkanlarına alışıyorlar mı?)
Farklı yapılarla “Used to” kullanımı (Karşılaştırma ve tablo)
“Used to,” “be used to,” ve “get used to” kalıplarının birbirinden farkını anladık. Şimdi gelin son olarak bu kalıpları aynı fiillerle kullanarak nasıl anlam değişiklikleri elde ettiğimizi inceleyelim ve konuyu iyice oturtalım.
- Can used to play basketball. (Can basketbol oynardı.)
Bu örnekte Can’ın eskiden basketbol oynamış olduğunu anlıyoruz. Şimdi oynuyor da olabilir, oynamıyor da olabilir.
- Can is used to playing basketball. (Can basketbol oynamaya alışkın.)
Burada ise Can’ın hayatının herhangi bir noktasında basketbol oynamış, dolayısıyla buna alışmış olduğunu anlıyoruz.
- Can is getting used to playing basketball. (Can basketbol oynamaya alışıyor.)
Bu cümle ise bize Can’ın basketbol oynamaya şimdi alıştığını, alışma sürecinde olduğunu gösteriyor.
“Get used to” kalıbını farklı zamanlarla da kullanmanız mümkün, örneğin aşağıdaki cümleye göz atalım.
- Can has gotten used to playing basketball. (Can basketbol oynamaya alıştı.)
Present perfect tense ile kurulan bu cümlede Can’ın basketbol oynamaya alışma sürecinin bittiğini anlıyoruz. Aynı zamanda Can’ın şu an basketbol oynamaya alışık olduğunu da öğreniyoruz.
Sonuç olarak “used to” kalıbından sonra yalın fiil geldiğini, “be used to” veya “get used to” kalıplarından sonra ise “-ing” takılı fiil veya bir isim geldiğini unutmamalısınız. “Be used to” ve “get used to” kalıplarını zamana göre çekimlemeniz mümkün, fakat “used to” kalıbı sadece geçmiş zamanda kullanılıyor.
Aşağıdaki tablodan bu üç kalıbın temel farklarına ve yapısal çeşitliliklerine göz atabilirsiniz.
Olumlu | Olumsuz | Soru | |
Used to | You used to live in İstanbul. | You didn’t use to live in İstanbul. | Did you use to live in İstanbul? |
Be used to | You are used to living in İstanbul. | You are not used to living in İstanbul. | Are you used to living in İstanbul? |
Get used to | You are getting used to living in İstanbul. | You aren’t getting used to living in İstanbul. | Are you getting used to living in İstanbul? |
“Use to” ve “used to” arasındaki fark nedir?
Alışkanlık anlamında “used to” kalıbını sadece geçmiş zamandan bahsetmek için kullanıyoruz, dolayısıyla “use to” diyerek şimdiki alışkanlıklardan bahsedemiyoruz. Bunu yapmak için farklı bir yapı kullanmamız gerekiyor, bu yapı da “be used to” yapısı.
Örnek: I am used to drinking coffee. (Kahve içmeye alışkınım.)
“Be” fiilini simple present tense ile öznemize göre çekimleyerek fiilimizi “-ing” takısıyla birlikte kullanıp şimdiki zamandaki alışkanlıklarımızı belirtmemiz mümkün.
Fakat “use to” kullanımının yine de dilde bir yeri var. Eğer “used to” kalıbını bir soru sormak için kullanıyorsak geçmiş zaman bilgisini yardımcı fiilimiz olan “did” ile verdiğimiz için soruda “use to” diyoruz.
Örnek: Did you use to work out regularly? (Düzenli spor mu yapardın?)
Görebildiğiniz üzere bu cümlede “use to” kullanılsa da geçmiş zaman anlamını “did” yardımcı fiilinden anlayabiliyoruz.
Bunun dışında olumsuz bir “used to” cümlesi kurarken de benzer bir durumla karşılaşıyoruz.
Örnek: She didn’t use to work so hard like this. (Eskiden böyle çok sıkı çalışmazdı.)
Dolayısıyla alışkanlıklardan bahsederken “used to” ile “use to” arasındaki tek fark cümle yapısı oluyor. Olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde geçmiş zaman anlamını yardımcı fiil verdiği için “used to” yerine “use to” kullanıyoruz. Olumlu cümlelerde ise “used to” diyerek geçmiş zaman anlamını ana fiilde verebiliyoruz.
“Used to” cümle örnekleri nelerdir?
Gelin bu yapıların kullanıldığı çeşitli cümleleri inceleyelim. “Used to” cümleleri olumsuz, olumlu cümlelerde ve soru cümlelerinde nasıl kullanılıyormuş biraz daha netleştirelim.
- Ayşe used to play the violin. (Ayşe eskiden keman çalardı.)
- Mehmet didn’t use to eat vegetables. (Mehmet eskiden sebze yemezdi.)
- Did Selin use to live in Ankara? (Selin eskiden Ankara’da mı yaşardı?)
- Ahmet is getting used to his new job. (Ahmet yeni işine alışıyor.)
- Zeynep isn’t getting used to waking up early. (Zeynep erken kalkmaya alışmıyor.)
- Are you getting used to the new routine, Can? (Yeni rutine alışıyor musun, Can?)
- Ali is used to driving in heavy traffic. (Ali yoğun trafikte araba kullanmaya alışık.)
- Elif isn’t used to spicy food. (Elif baharatlı yiyeceklere alışık değil.)
- Is Murat used to working late hours? (Murat geç saatlere kadar çalışmaya alışık mı?)
- Aslı used to visit her grandmother every weekend. (Aslı her hafta sonu büyükannesini ziyaret ederdi.)
- Hasan didn’t use to like swimming. (Hasan eskiden yüzmeyi sevmezdi.)
- Did Pelin use to have long hair? (Pelin eskiden uzun saçlı mıydı?)
- Ceren is getting used to her new school. (Ceren yeni okuluna alışıyor.)
- Mert isn’t getting used to the cold weather. (Mert soğuk havaya alışmıyor.)
- Are you getting used to living alone, Fırat? (Yalnız yaşamaya alışıyor musun, Fırat?)
- Eda is used to studying late at night. (Eda geç saatlere kadar ders çalışmaya alışık.)
- Kemal isn’t used to the busy city life. (Kemal yoğun şehir hayatına alışık değil.)
- Is Esra used to speaking in public? (Esra topluluk önünde konuşmaya alışık mı?)
- Emre used to go jogging every morning. (Emre her sabah koşuya çıkardı.)
- Aylin didn’t use to drink coffee. (Aylin eskiden kahve içmezdi.)
- Did Barış use to work in a bank? (Barış eskiden bir bankada mı çalışırdı?)
- Sibel is getting used to her new apartment. (Sibel yeni dairesine alışıyor.)
- Deniz isn’t getting used to the new software. (Deniz yeni yazılıma alışmıyor.)
- Are you getting used to your new colleagues, Eren? (Yeni iş arkadaşlarına alışıyor musun, Eren?)
- Burak is used to running long distances. (Burak uzun mesafeler koşmaya alışık.)
- Leyla isn’t used to eating out. (Leyla dışarıda yemek yemeye alışık değil.)
- Is Cem used to traveling for work? (Cem iş için seyahat etmeye alışık mı?)
Sıkça sorulan sorular
“Used to” present tense ile kullanılır mı?
“Used to” kalıbı olduğu gibi şimdiki zamanda kullanılmasa da “be used to” olarak kullanılabilir. Buna örnek olarak “Yemek yapmaya alışkınım.” anlamına gelen “I am used to cooking.” cümlesini gösterebiliriz. Bu yapının ve “used to” kalıbının diğer kullanımlarının detayları için yazımıza göz atabilirsiniz.
“Used to” soru hâli nedir?
“Used to” kalıbıyla soru sormak isterseniz “Did … use to …?” şeklinde bir yapı kullanmanız gerekir. Örnek vermek gerekirse: “Did you use to study a lot when you were a student?” diyebilirsiniz. Bu sorunun anlamı ise şu: “Öğrenciyken çok ders çalışır mıydın?”.
“Used to” ve past tense kullanımı arasındaki fark nedir?
Geçmişteki alışkanlıklardan bahsederken “used to” kalıbını veya past simple tense yapısını kullanmanız mümkün. Eğer “used to” kullanırsanız o alışkanlığın veya durumun artık mevcut olmadığını söylemiş olursunuz. Past tense kullanırsanız da alışkanlığın şimdiki hâli hakkında herhangi bir bilgi vermemiş, sadece geçmişteki durumdan bahsetmiş olursunuz.
Test
Aşağıdaki soruları çözerek “used to” ile ilgili cümleler hakkındaki bilginizi sınayabilir, eksik kaldığınız noktaları tekrar edebilirsiniz. Başarılar!
Novakid’le tanışın!
İçeriğimizden faydalandıysanız blog kategorimizden çocuk gelişimi ve İngilizce eğitimi hakkındaki diğer yazılarımızı da okumayı unutmayın.
Çocuğunuz için İngilizce kursu arıyorsanız interaktif ve oyunlaştırılmış dersler verdiğimiz online kursumuz Novakid’deki programlarımıza bir göz atın, üstelik ilk deneme dersi ücretsiz!
İçeriğimizi beğendiniz mi?
çok sağolun umarım sınavımda yardımcı olur