Sınav kaygısının nedenleri nedir, bu stresle nasıl başa çıkabiliriz? Ebeveynlere tavsiyeler
Sınavlar her ne kadar hayat yolculuğundaki küçük bir engel olsa da yarattıkları stres birçok gencin başına bela olabiliyor. Sınav kaygısı, aynı zamanda öğrencilerin performansını da etkileyerek sınavda potansiyellerinin altına düşmelerine sebep oluyor.
Peki sınav kaygısının nedenleri ve belirtileri nelerdir, ebeveynler sınav kaygısıyla nasıl başa çıkabilir? Bu soruların cevabını ergen ve çocuk psikolojisi uzmanı Uzm. Dr. Emsal Şan’dan aldık. O halde haydi öğrenmeye başlayalım!
Sınav kaygısı nedir?
Sınav kaygısı; bir sınav öncesinde, sınav sırasında veya sınav sonrasında sınavdan gelebilecek olumsuz sonuçlara yönelik ortaya çıkan, öğrencinin gerekli performansı göstermesine engel olan, öğrencinin başarısını düşüren duygusal, fizyolojik ve davranışsal tepkilerin tamamına denir.
Sadece duygusal bağlamda gerçekleşmeyen, aynı zamanda kendini fizyolojik olarak da gösteren sınav kaygısı, Emsal Şan’a göre oldukça yaygın görülen bir durum – öyle ki toplumdaki 3-5 öğrenciden birinin bu kaygıdan muzdarip olduğu tahmin ediliyor.
Sınav stresi belirtileri
Peki ebeveynler olarak bir çocuğun sınav kayıgısı yaşadığını anlamak için neler yapmalıyız, bunun belirtileri nelerdir?
Öncelikle belirtmeliyiz ki her birey kaygıyı kendine has, eşsiz bir şekilde gösterir. Her çocuğun tepkisi, belirtileri farklı olur. Fakat yine de sınav kaygısının ortaya çıkardığı bazı ortak duygusal, fikirsel veya bedensel belirtiler bulunur.
Ebeveynler olarak çocuğun içerisinde bulunduğu duygusal duruma, düşüncelerine, gösterdiği fizyolojik tepkilere dikkat ederek bazı çıkarımlar yapmanız mümkün. Gelin bu belirtileri farklı başlıklar altında inceleyelim.
Duygusal belirtiler
Emsal Şan, sınav kaygısı durumunun sadece kaygı hissini değil, bununla birlikte birçok farklı olumsuz hissi de ortaya çıkaracağının altını çiziyor. Kaygı, korku, çaresizlik, umutsuzluk, utanç, değersizlik hisleri bunlardan sadece birkaç tanesi.
Ebeveynler olarak çocuğunuzun duygu dünyasını anlamak için öncelikle onla sağlıklı bir iletişim kanalına sahip olmalısınız – bu sadece sınav stresi durumu için değil, hayatın diğer alanları için de geçerli bir kural.
Olumsuz düşünceler
Toplumun veya ailenin beklentileri, çocuğun kendisini arkadaşlarıyla karşılaştırması gibi dış etkenler, sınava girecek olan çocuğu olumsuz düşüncelere itebilir.
- “Sınavı kazanamazsam ailemin yüzüne nasıl bakacağım?”
- “Sınav yüzünden geleceğim mahvolacak, ne yapacağım?”
- “Arkadaşlarım bütün soruları tek tek çözüyor, ben niye hiçbir şey yapamıyorum?”
- “Sınavda kesin heyecandan tüm bildiklerimi unutup kötü yapacağım.”
Çocuğunuzun böyle düşüncelere sahip olması da onun sınav kaygısından etkilendiğini gösterir, bunları anlayabilmek için de az önce belirttiğimiz gibi sağlıklı bir iletişime sahip olmalısınız.
Bedensel belirtiler
Emsal Şan; sınav kaygısının sadece duygu dünyasında değil, aynı zamanda fizyolojik olarak da kendini gösterdiğini söyleyip aşağıdaki belirtilere dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor:
- Baş ağrısı
- Karın ağrısı
- Mide bulantısı
- Kalp çarpıntısı
- Hızlı nefes
- Göğüste daralma hissi
Bu belirtiler sıklıkla sınavdan hemen önce veya sınav esnasında ortaya çıkıyor. Aynı zamanda tam sonuçlar açıklanmadan önce de bu fizyolojik semptomlarla karşılaşabiliyoruz.
Sınav kaygısının nedenleri nedir?
Sınav kaygısının kendini nasıl gösterdiğini gördük, fakat engelleyebilmek için neden ortaya çıktığını öğrenmemiz gerekiyor. Peki sınav kaygısının nedenleri nelerdir?
Uzman doktor Emsal Şan, sınav kaygısının sebeplerini içsel ve dışsal olarak iki farklı kategori altında inceliyor. Bakalım nasıl sebepler varmış?
İçsel sebepler
- Kişinin düşünce yapısı, özgüven durumu
Bir kişinin düşünce yapısı ve özgüven seviyesi, kaygı seviyesine doğrudan yansır. Sürekli kendinden şüphe eden ve olumsuz düşüncelerle dolu olan birinin daha fazla sınav kaygısı yaşaması oldukça doğaldır.
- Gerçekçi olmayan hedefler
Gerçekleşmesi çok zor hedeflere bel bağlamak, öğrencinin kontrolü kaybettiğini hissedip daha fazla kaygının içine düşmesine yol açar. Yüksek hedefler koymak ne kadar fayda sağlayabilecek olsa da gerçeklikle bağı kopan hedefler kişiye gereksiz bir yük ve dolayısıyla sınav kaygısı bindirebilir. Bu hedeflere ulaşılamaması da aynı zamanda hayal kırıklığıyla, başarısızlık hissiyle sonuçlanır.
- Geçmiş başarısızlıklar
Öğrencinin sınavlarda daha önce yaşadığı başarısızlıklar, onun sonraki sınavlarına daha fazla kaygıyla yaklaşmasına sebep olabilir. Kaygı da kötü bir sınav sonucuna etki edebileceği için öğrenci bir kısır döngünün içine düşebilir.
- Yeterince hazırlıklı olmamak
Sınava yeterince hazırlanmış olmamak da başlı başına sınav kaygısının en büyük nedenlerinden biri olarak çıkıyor karşımıza. Bir kişi yeterince hazırlanmadığını hissediyorsa çok doğal bir şekilde kaygılanabilir. Bunu çözmek için ebeveynlere düşen rolden az sonra bahsedeceğiz.
Dışsal sebepler
- Sınav sisteminin sonuç odaklı yapısı
Sınav sistemi; öğrencinin kontrol edebildiği bir şey olan süreci değil, işin sonunda kontrolünün dışında olan sonucu ölçtüğü için kaygı yaratabiliyor.
- Sınav sistemindeki sürekli değişiklikler
LGS, TEOG, YKS, TYT, AYT, YDT, yeni nesil sorular derken sizin de kafanız karışmıyor mu? Peki bu öğrenciler ne yapsın? Sınav sisteminin sürekli değişmesi ve öğrencilerden beklenenin farklılaşması birçok öğrenciyi stres altına sokabiliyor.
- Dış beklentiler
Özellikle de Türkiye gibi sosyal anlamda birbirine yakın toplumlarda öğretmenlerin veya ebeveynlerin öğrenciden olan beklentisi, çocuğun üzerinde yüksek bir baskı oluşturduğu için bu durum kaygıya evrilebiliyor.
- Rekabetçi sistem
Okul sistemimiz rekabet üzerine kurulduğu için iyi okullara girebilmek isteyenlerin birçok kişiyi geçmesi gerektiğinden dolayı öğrenciler sınavlarda daha iyi yapma baskısını daha fazla hissediyor, bu da hiç şüphesiz kaygı seviyelerini yükseltiyor.
Sosyal aktiviteleri sıfırlamayın
Birçok ebeveynin çocuklarının sınav döneminde sosyal aktiviteleri sıfırlattığını görüyoruz, bu durumla özellikle spor örneğinde karşılaşabiliyoruz. 12. sınıfa veya 8. sınıfa kadar sporla gelen öğrenci, bir sene boyunca ders çalışabilmek için bu rutininden vazgeçmek zorunda kalabiliyor. Oysa spor yapmak strese karşı biçilmiş kaftan.
Uzm. Dr. Emsal Şan, bu konuyla ilgili fikirlerini aşağıdaki şekilde belirtiyor
Spora giden bir çocuk sporu bırakıyor, ama neden? Aslında egzersiz yapmak kaygıyı en çok azaltan şeylerden biri. Ve çocuk orada sosyalleşiyor, stresini atıyor, arkadaşlarıyla eğleniyor. Gerçekten rahatlamış bir şekilde dersini çalışacak ama o sene spor yok, “Sadece ders çalışacaksın.” Ne kadar sağlıklı bir yöntem olduğu gerçekten çok tartışılır.
Mükemmeliyetçiliği azaltmak
Mükemmeliyetçilik genellikle anında “kötü” olarak lanse edilen bir kavram, fakat aslında duruma göre değerlendirilmeli. Eğer mükemmeliyetçilik işinize yarıyorsa, çocuğun ders çalışmasını aksatmamasını sağlıyorsa bunda bir sorun yok.
Fakat bir noktada her şeyin mükemmel olamayacağını biliyoruz. İşte bu noktada “En iyisi olmazsa hiç olmasın” diyen çocuğun işlerini bırakması, ertelemesi patolojik bir mükemmeliyetçiliğe yol açıyor. Mükemmeliyetçilik işte bu aşamada kişiye zarar vermeye başlıyor. Ebeveyn olarak çocuğunuza bu dengeyi kurmasında yardım etmelisiniz.
Çocuğunuza önemli olan şeyin süreç olduğunu hissettirin
Öğrencinin sınav kaygısı yaşamasının başlıca nedenlerinden bir tanesi sonuca yönelik yaşadıkları stres. Fakat ebeveynler olarak ona asıl önemli olan şeyin elde ettiği sonuç değil, o sonuca giderken harcadığı efor olduğunu, sınavın çocuğunuzdan önemli olmadığını hissettirmelisiniz. Bunu yapabilmek için de çocuğunuzla aranızda açık ve güvenli bir iletişim kanalı olması elzem.
Planlama yapmalarına yardım edin
Sınav hazırlığında olan birçok öğrenci, hayatının ilk aşamalarında olduğu için zaman yönetimi, planlama gibi konularda problemler yaşayabiliyor – sonuçta tecrübeleri yok. Bu süreci yönetmek, sürenin sınırlı olduğu sınav hazırlığında çok önemli. Dolayısıyla ebeveynler olarak kendi tecrübenizi kullanarak çocuğunuza bu konuda rehber olabilirsiniz.
Çocuğunuza önceki sınavlara ve eksik olduğu yerlere göre çalışmasını yoğunlaştırmasını, çalışma düzenini küçük parçalara ayırmasını, verimli çalıştığı saatlerde çalışmasını, kendine bir rutin oluşturmasını nasihat edebilirsiniz.
Bu konuda çocuğunuzun kendine belirlediği hedef de çok önemli. Sınavın sonucunu direkt olarak belirleyemediğimiz için böylesine değişken bir hedef çocuk üzerinde stres yaratabiliyor. Fakat sonuç yerine sürece odaklanırsak, mesela “Bugün 30 tane problem çözeceğim” diye hedefler koyarsak daha verimli ve stressiz bir şekilde çalışabiliriz. Çünkü kontrol bizde ve hedeflerimizi tamamladıkça özgüvenimiz artıyor, modumuz yükseliyor.
Kendi hırslarınızı yansıtmayın
Birçok ebeveyn, farkında olmadan kendi zamanında gerçekleştiremedikleri hayallerini, hırslarını çocuklarına yansıtabiliyor. Mühendis olmak isteyip bunu başaramayan bir baba, bu alana yönelmek istemeyen çocuğunu mühendis olarak görmeyi arzulayabiliyor.
Ebeveynlerin istekleri her ne kadar anlaşılabilir olsa da nu durum, çocuğun üzerinde ekstra bir baskı oluşturuyor. Çünkü çocuk üzerinde bir yük daha hissediyor, “Ailemi mutlu edemeyeceğim, onların istediğini yapamayacağım.” gibi bir düşünceye girince kendi potansiyelinin de altına düşüyor.
Bu sebeple ebeveynler olarak çocuğunuzdan olan beklentilerinizi göze geçirmeli, kendinizi iyi bir şekilde gözlemleyerek hatalarınız varsa farkına varmalısınız.
Profesyonel yardım almak
Stresten muzdarip birçok kişi gerekince profesyonel yardım almaktan hiç çekinmiyor, fakat bu yardıma genellikle olması gerekenden çok daha geç başvuruluyor. Uzm. Dr. Emsal Şan, profesyonel yardım istemenin doğru bir karar olduğunu fakat bir ay kala fazla işlevsel olmadığını belirtiyor.
Kendisinin önerisi, bazı belirtiler fark edildiği anda bir profesyonelden yardım istemek. Sınav stresi belirtilerinden bazılarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
- Çocuğun çalışamaması
- Çalışıp da netlerinin hiç artmaması
- Karın ağrısı, kalp çarpıntısı
- Okula gitmekte isteksizlik
- Sınavlardan kaçınmak
Böyle durumlarda bir uzmandan yardım almak sadece sınav için değil, çocuğun gelecekteki ruhsal ve bedensel sağlığı için de çok önemli. Çünkü çocuğun öğreneceği bilgiler, uygulayacağı davranışlar sadece sınavını değil, bütün hayatını etkileyecek. Bu sebeple “Yorulmuştur, geçer” demek yerine gerekince bir uzmandan yardım almanızı öneririz.
Novakid’le tanışın!
Eğer içeriğimizi faydalı bulduysanız çocuk gelişimi ve İngilizce eğitimi hakkında bilgiler verdiğimiz blog kategorimizdeki diğer yazılarımızı da okumayı unutmayın. Çocuğunuz için bir İngilizce kursı arıyorsanız internet üzerinden, geleneksel anlayıştan uzak, interaktif özel İngilizce dersleri verdiğimiz Novakid’deki programlarımıza bir göz atın – üstelik ilk deneme dersi tamamen ücretsiz!